Emlak İşinde Evden Nasıl Çalışılır?

Haftanın her günü, günün her saati çalışma gibi bir durumumuz olsa da, bazı günler ofise gitmemize gerek bile kalmaz. Mesleki kariyerimize emlak profesyoneli olarak devam ettiğimiz için ne kadar şanslıyız. 

Müşterilerimizle o gün herhangi bir görüşmemiz yoksa, geri kalan işlerimizi evden de takip edebiliriz.

Sağlıkla sınandığımız Covid-19 günlerinde evde kalmak zorunda kaldık. Pandemi nedeniyle “Evde kal” sloganı ile dışarı çıkmak imkanlarımız kısıtlandı.

Bence bu durum emlak profesyonelleri için çok büyük bir fırsat yaratıyor. İşimize odaklanmak, yapılacaklar listemize vakit ayırmak, müşteri görüşmeleri yapmak gibi, ilanlarımızı düzenlemek, ipuçları kovalamak gibi imkanlar yaratabiliriz.

 ”Kahveniz veya çayınız hazırsa sizler için çok keyifli bir yazı hazırladım.”

Emlak profesyonelliği, esnek çalışma sisteminin uygulandığı ve evden çalışmanın en keyifli olduğu mesleklerin başında gelir. Bilirsiniz; home-office çalışanlarının en büyük şikayeti, birkaç ay sonra sosyal dünyadan koparak asosyal olmalarıdır. Emlak profesyonellerinin dünyasında böyle bir durumla karşılaşmayız.

Sosyallik iş hayatımızın vazgeçilmezi.

Müşteri görüşmeleri, iş toplantıları, saha çalışmaları, kurumlar arası mekik dokuma derken sabit bir yere tıkılıp kalmak gibi bir durum söz konusu değil. Bununla birlikte kurumlarda veya gün içerisinde herhangi bir iş görüşmemiz yoksa, evde çalışmanın keyfini çıkarmak da bize düşer.

Bazı sabahlar ofise yetişme telaşıyla kahvaltı masasından aceleyle kalkarız. Bazen pazar günleri bile pazartesi gibi çalıştığımız olur. Geniş bir zaman kavramıyla, bol çeşitli, enerjik bir kahvaltı masasının hayalini kurarak işe gideriz.

Evden çalışmayı güzel kılan sadece kahvaltı keyfi de değil. Trafikte yaşanılan stresten bir gün uzak durmanın düşüncesi bile insanı heyecanlandırmaya yetiyor. Evden çalıştığımızda ise bizim için trafik, sadece tv de izlenecek bir program.

Trafikte kaybedilen zamanların keyfini günün geri kalanında birer birer çıkartalım.

Açalım bilgisayarımızı, bakalım maillerimize. Kim ne yazmış? Ne sormuş? Ne istemiş? cevaplayalım.

İlanlarımızı kontrol edelim. Hangi ilana kaç kere bakılmış?

Hımmm…

Ziyaret eden çok, iletişime ve etkileşime geçen yok. Sebeplerini araştıralım, sessiz sakin, dikkatimizi dağıtacak herhangi bir şey olmadan.

Yavaş yavaş acele edelim.

Potansiyel müşterilerimizi oluşturmak adına önemli telefon görüşmelerimizi yapalım. İlk temasın gerçekleştiği telefon görüşmelerinin zorluğunu bilmeyen yok. Neyse ki bu sefer, evimizde yüksek enerjimizle telefon görüşmelerini daha verimli yapma şansımız var.

Telefon görüşmelerinde ne kadar başarılıyız? Hitabetimiz ne ölçüde iyi? Pazarlama stratejilerini uygulayabiliyor muyuz? Kendimize küçük bir test yaparak, seviyemizi ölçebiliriz.

Keyfimiz yerinde işi an be an takip ediyoruz, ertelemiyoruz. Yapılması gerekenleri bir bir yapıyoruz. Ofis ortamını aratmayan çok farklı bir atmosferde çalışmanın keyfine diyecek yok.

Anlatılmaz yaşanır!

Potansiyel müşterilerimizle yaptığımız telefon görüşmelerinin enerjimizi düşürme ihtimali yüksek. Sorun mu? Değil tabii ki. Enerjimiz mi düştü? Açarız şöyle hareketli bir müzik, bizi kendimize getirir. İhtiyacımız olan enerjiyi tekrar toplamamız için yeterli.

Yüklediğimiz enerjimizi ister potansiyel müşteriler için harcamaya devam ederiz, istersek de olumlu sonuçlanan görüşmeler için bir planlama yaparız. Kimle görüştüğümüzü, kişisel bilgilerini, izlenimlerimizi not alır, izlenecek stratejileri belirleriz.

Gün bizim kontrolümüzde!

Kaç gündür sakin kafayla huzurlu bir ortamda, görüşme halinde olduğumuz müşterilerle ilgili empati kurmak istiyorduk. İşte fırsat bu fırsat. En son ne demişti? Neye ihtiyacı vardı? Satışa karşı ilgisi neydi? Hangi kişilerin onayını bekliyordu? Acaba yaklaşımları nasıl olacak? Son görüşmemiz ne kadar olumluydu?

Şimdi müşteri analizi zaman!

Bugün bizim günümüz. Moralimizi bozacak haber ve detaylardan kaçınırız. Şöyle bir piyasa durumlarına kısaca göz gezdirmemiz yeter. Ev ortamında motivasyonumuzu düşürecek her türlü olumsuzluğu rafa kaldırıyoruz.

Sakinlik, berraklık, şeffaflık!

Telefonumuzu telesekretere alırız. Nasıl olsa online iletişim kanalımız açık. Önemli müşteri ve iş görüşmeleri için arayanlara hemen dönüş yapabiliriz. Genel aramalar için ertesi gün dönüş yapsak da olur.

Teknoloji hayatımızı ne kadar da kolaylaştırıyor.

Ortak çalışmayla yürüttüğümüz bir satış sürecimiz varsa, telaşa mahal yok. İş arkadaşımızı öğlen yemeğine çağırabiliriz. Belki de kahvaltıya. Artık biz nasıl istersek. Yemekte işle ilgili bilgi paylaşımı ve uygulanmak istenen planlamanın detaylarını tartışabiliriz.

Yaşasın iş ağı!

Evde olmanın keyfini çıkarmaya devam. Meyvelerimiz dolapta bizi bekliyor. En son ne zaman meyve kokteyli yaptık? Adeta meyvelerle bütünleşerek kokteylin tadını merakla bekleriz. İşte size 10 numara tarifler.

Gün içinde ofis çalışanlarıyla görüşmek isteyebiliriz. Önemli toplantılarda, kullanabileceğimiz çevrimiçi uygulamalarla bu açığı da kapatmamız kolay. Görüntülü toplantılarınızın vazgeçilmez uygulamaları ZOOM, Skype ve Google Meet. Bu noktada görüşme yaparken sadelikten yana olalım. İş arkadaşlarımızın çalışma modunu kaçırıcı görüntüler vermekten kaçınalım. 

Üstte gömlek altta pijama 🙂

Bahçeli bir evimizin olmasını böyle günlerde daha çok isteriz. Çimlerin üzerinde yalınayak dolaşıp, barbeküyü hazırlamak… Böyle güzel bir anı uzun zamandır görüşmek için fırsat kolladığımız dostumuzla paylaşabiliriz.

Barbekü hazırlığı, çimler, güneş, doğa…

Şimdi sosyal medya pazarlamamız ne aşamada bakabiliriz. Facebook, twitter, linkedin… Hiç de yaratıcı olmayan reklamlar, paylaşımlar yapmışız. Halbuki ofiste hepsi göz alıcı, dikkat çekici duruyordu. Tam bir sıradanlık örneği. Önce etkili bir slogan buluruz. Sonra da internet üzerinden potansiyel müşteriler için araştırma yaparız.

Yaratıcılık için sakin düşünmek gerek.

Arkadaşlarımızla hoş sohbetin ardından rakiplerimiz neler yapmış bir bakalım. Bölge analizi için tarama başlasın! Kaç yeni ilan girilmiş?, Nerede? Ne kadar? İlanlar etkili mi? Benzerliklerimiz neler? İlan fotoğrafları artık daha düzgün. Ben daha iyisini nasıl yaparım?

Enerjik meyve kokteylinin etkisi ile aklımızda durdurulamaz çılgın sorular.

Bu arada yarım kalan yap-bozumuza (puzzle) da bir göz atalım. Bu kadar zor olduğunu bilsek 2000 parçalık olanından alır mıydık? Köşeleri çoktan bitirdik. En zor kısmında kalmıştık. Hani karışık renkli diye bıraktığımız yer.

Bizim işimiz parçaları birleştirmek.

İş hayatımızdaki başarımızı mutfakta da gösterebilir miyiz? Hazır fırsatını bulmuşken kendimizi şımartacak güzel bir de yemek yapalım; Fırında peynirli makarna. Evde ki malzemeye göre yemek yapabilme şansına sahip olduğumuzu da unutmayalım.

Mesele yemek değil, tabaktaki son halini görmek.

Kedimizin veya köpeğimizin bizle zaman geçirmek istemesi onlarında hakkı. Hele akvaryum başka bir zevk. Onu izlerken yoga yapmanıza gerek yok.

Sokaktaki kimsesiz hayvanları da unutmadık. 

Şimdi yürüyüş zamanı. Spor amaçlı hafif bir yürüyüş, akşam için ihtiyacımız olan enerjiyi karşılar. Sporlarımızı giyinelim, köpeğimizi de yanımıza alalım ve akşam güneşinin tadını çıkartalım. 

Ünlü Danimarkalı Filozof Søren Kierkegaard tüm eserlerini yürüyerek planladığını söyler. Bilgisayarın dahi çocuğu Steve Jobs’da önemli iş görüşmelerini uzun yürüyüşler yaparak planlardı. İş planlarımızla ilgili detayları yürüyüş yaparak da düşünebiliriz.

Bölgemizdeki güncel durumun neler olduğunu, yeni trendlerin neler olabileceğini, satış listemizi nasıl etkinleştirebileceğimizi, sunumlarımızdaki başarımızı, yeni pazarlama fikirlerimizi değerlendirmemiz açısından iyi bir fırsat.

Bölge analizi için ısınma turları bu olsa gerek!

Sonra da gelecek haftanın iş planını yapalım. Yurt dışından gelecek müşterilerimiz için hazırlık. Nasıl bir organizasyon yapmalı? Akşam yemeğine nereye çıkalım? Ofisteki sunumun etkili olabilmesi için neler yapmalıyım? Müşterimiz için hazırladığımız pazarlama bütçemiz ne kadar?

Müşteri odaklı düşünmeye şimdiden başlayalım!

Yürüyüş dönüşümüzde evimizde hafif bir müzik eşliğinde özlemle beklediğimiz kitaplarımızı okuyabiliriz. Belki bir roman, sektörel dergi veya pazarlama fikirlerimizi geliştirebilecek bir kitap.

Bizden bir tavsiye isterseniz kışkırtıcı, ilham verici ve gerçek bir başarı hikayesi olan, hepimizin günlük aşina olarak kullandığımız bir uygulamanın kitabı: Küçük Mavi Kuş Dedi Ki

Okuduklarımızda mutlaka kendimizden bir şeyler buluruz. 

Hazır okuduklarımızla kendimize odaklanmışken, hedeflerimizi de gözden geçirebiliriz. Satış performansımız ne durumda? Aylık satış hedefimizin ne kadar uzağındayız? Hangi konuda kendimizi geliştirebiliriz?

Motivasyonumuz yeterli düzeyde mi?

Biraz da film izleyelim. Başarının, azmin, fedakarlığın anlatıldığı gerçek hikayeler üzerine kurulu filmler ilgi çekici. Bazen insan kendini görüyor. Bilmediğinden değil, başka bir gözle anlatıldığı zaman bile haklı olduğunu görmek için.

En son çıkan bir başarı hikayesini izlemeye ne dersiniz. Whiplash müzikal bir film fakat bileşke noktası azimli çalışmayla nelerin başarılabileceğini çok güzel anlatıyor. 

Kafa dağıtmak için oynanan PC oyunlarının yerini hiçbir şey tutmuyor. Fakat alışkanlık yapma gibi bir tehlikesi var. Aman dikkat, işi gücü bırakıp sadece oyuna takılmamak lazım. Gerçi son teknoloji gelişmelerinin ardından çıkan oyun konsollarına karşı mücadele etmek, bağımsızlık mücadelesi vermek kadar zor.

Bir ayağımız sanal bir ayağımız gerçek!

Ve henüz www.tanjuhan.com‘a bakmadık 🙂 Eyvah! Yenilikleri kaçırmamak lazım. Acaba bugün sektörle ilgili bilmediğimiz ne tür pazarlama çeşidini anlattılar? Hemen siteye bakmalı. Rakiplerimizden önce harekete geçmeliyiz.

Öncü olup takip edilmek, başkasını takip etmekten daha rahatlatıcı.

Gecenin sonunda bir tütsü yakalım, mum ışığıda ruhumuzu dinlendirir, kendi sakinliğimizle günümüzün bir değerlendirmesini yapalım.

Kurumlarda olan işlerimiz, müşteri görüşmesi, saha çalışması olmadığı durumlarda evimizden çalışarak geçirdiğimiz günün nasıl inanılmaz bir motivasyon ve enerji sağladığını hissedin.

Bugün harika bir gündü, bekle beni iş dünyası!

Böyle günlerin tekrarını yapmak, tüm çalışma faaliyetlerimizi tribünde ki seyirci gibi geniş bir açıdan daha net görmemizi sağlar. Bazen sahanın içerisinde yoğun bir tempoda neleri doğru, neleri hatalı yaptığımızı fark edemeyiz. 

Yazının başında dediğimiz gibi, biz emlak profesyonelleri emlak sektöründe çalıştığımız için çok şanslıyız. 7/24 iş yapabilir, evimizden çalışmanın keyfini sürebilir, iş dünyamızda  monotonlaşmanın önüne geçebiliriz.

Hep soruyorlar; “Bu kadar enerjiyi nasıl sağlıyorsun?”

Cevap; “Çünkü; ben bir emlak profesyoneliyim…

Bol sözleşmeli günler…

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.