İşyeri Kiralamalarında KDV Nedir?

Kirada KDV Hangi durumlarda ödenir?

Gayrimenkul kiralarında genel olarak brüt kiranın %18’i oranında belirlenmiş olan KDV; yalnızca iktisadi işletmelerin kiraya veren olduğu durumlarda ödenir. Bu kapsamda şirketler de birer iktisadi işletme olarak değerlendirildiği için, şirketlerin kiraya veren olduğu durumlarda KDV mükellefiyeti başlayacaktır. Ancak bir dernekten yahut gerçek kişiden işyeri kiralansa dahi KDV borcu doğmamaktadır.

Bir gayrimenkul kiralanacaksa, hesaba katılması gereken unsurlardan bir tanesi de vergiler olup bunlar arasında yer alan KDV, gelir vergisiyle birlikte en ciddi kalemlerden biri olarak başı çekmektedir. Gerek kiracı gerekse de kiraya veren için bu hususun gözden kaçması, ileride daha büyük problemlere yol açabilmektedir. Bu kapsamda her iki tarafın da detaylı bilgiye sahip olması, ileride çıkabilecek uyuşmazlıkları önlemek ve zarara uğramayı engellemek adına önem arz etmektedir.

Her ne kadar gayrimenkul kiralarında KDV, birçok durumda %18 olsa da; istisnalar görülebilmektedir. Örneğin yurt dışındaki taşınmazlardan elde edilen gelir KDV’ye tabi olmadığı gibi kiraya verenin belediye, üniversite, mesleki kuruluşlar gibi iktisadi teşekkül olmayan kurumlar olduğu durumlarda da KDV tahakkuk etmez. Ayrıca finansal kiralama ile kiralanmış gayrimenkullerde çeşitli indirimler söz konusu olabilmektedir.

Ancak ücretsiz olarak kiraya verilmiş olan gayrimenkullerden de emsal bedel oranında kiraya verilmişçesine KDV alınacağı ve eğer bu emsal bedel tespit edilmemişse o taşınmazın emlak vergisi bedelinin %5’i oranında yıllık kiraya verilmişçesine KDV tahakkuk edeceği gözden kaçırılmamalıdır.

Dolayısıyla örneğin bir şirket sahibi kişi, şirketine ait bir konutunu, kullanması için kardeşine tahsis etse dahi, o konut için bölgedeki emsal konutlar ne kadarlık bir meblağa kiraya veriliyorsa, o meblağda kiraya verilmişçesine KDV ödenmelidir. Ancak eğer bir emsal değer hesaplanmamışsa; emlak vergisi için baz alınan değer ne kadarsa (Örneğin 1.200.000 TL) o değerin %5’i (60.000 TL) yıllık kira bedeli olarak anlaşılmışçasına KDV tahakkuk edecektir.

Kirada KDV’yi Ödemek Kimin Yükümlülüğünde?

Temel kural olarak KDV’yi ödeme yükümlüsü kiraya verendir. Bu kapsamda kiraya veren, hem kira bedelini hem de KDV’yi kiracısından tahsil edip beyannamesini o doğrultuda vermelidir. Burada sorun, kiracı ile kiraya veren arasında anlaşılan bedele KDV’nin dahil olup olmadığı üzerinde doğabilmektedir. Eğer kira kontratında KDV’ye ilişkin herhangi bir beyan bulunmuyor, tutarın net olduğu belirtilmiyorsa kontrattaki tutara KDV’nin de dahil olduğu kabul edilmektedir.

Dolayısıyla, örneğin bir işyerinin kira bedeli için aylık 5900 TL üzerine anlaşıldığı ve sözleşmede bu konuya ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı durumlarda, taraflar, bu meblağa KDV’nin dahil olup olmadığı konusunda ihtilaf yaşayabilirler. Bu noktada ilave bir hüküm yazmadığından ötürü, bu meblağa KDV’nin de dahil olduğunu, kiranın 5900 TL olarak ödenmesi gerektiğini, kiraya verenin bu tutarın 900 TL’sini (%18) KDV olarak sayması gerektiğini kabul etmek gerekir.

TANJU HAN

Lütfen BENİ takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Kira Artışı Nedir?

Türk Borçlar Kanunu, mevcut kira sözleşmelerinde, kira ilişkisinin devri, kira sözleşmesinin kiracı tarafından kira süresi bitiminden önce haksız olarak feshedilmesi, sözleşmenin olağanüstü feshi, kira sözleşmesiyle bağlantılı sözleşme yapılması, kiracının depozito vermesi, kira bedelinin belirlenmesi, sözleşmede kiracı aleyhine düzenleme yapılmasının yasaklanması ve dava sebeplerinin sınırlandırılmasına dair düzenlemeler içermektedir.

“Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, konut ve çatılı işyeri kiralarının döviz ile kararlaştırılması yasaklanmıştır”

Kira sözleşmesi yenilenen kiracılara ev sahiplerinin zam yapma hakkı bulunuyor. Ancak ev sahipleri istediği oranda zam yapamıyor. Tarafların kira dönemlerinde uygulanacak kira bedellerine ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında TÜFE’nin on iki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmeyecektir. Taraflar arasında yeni dönemde kira bedelinin artışına dair bir anlaşma olmaması halinde dahi yapılacak artış miktarı kanuni düzenleme uyarınca TÜFE’nin on iki aylık değişim oranını geçmeyecektir.

Kira sözleşmelerinde yapılacak artış bir önceki yılın TÜFE ortalaması ile sınırlandırılmıştır. Bununla birlikte, ilgili sözleşmede, taraflarca daha düşük oranda bir artış yapılması öngörülmüş ise, kira artışı belirlenen oran üzerinden yapılabilecektir.

“Yasal kira artış oranı, kira sözleşmesinin dolduğu tarihi takip eden ayın açıklanan 12 aylık TÜFE ortalaması alınarak hesaplanıyor. Ev sahipleri bu oranın üzerinde artış yapamıyor. Ev sahipleri yasal oranı aşarak zam yaparsa kiracının bu duruma hukuksal yoldan dava açma hakkı bulunuyor”

İşyeri kira sözleşmelerinde alınacak güvence bedeline de (depozito) sınırlama getirilmiş olup, üç aylık kira bedelini aşamayacaktır. 01 Temmuz 2020 tarihinden önce alınmış depozito bedelleri ise geçerliliğini sürdürecektir.

“Ev sahiplerinin kiraya zam yapmadan önce, o ayın açıklanan zam oranını öğrenmesi ve yeni kira sözleşmesini buna göre hazırlaması gerekiyor. Eğer sınır aşılırsa, kiracı dava açabiliyor. Eğer kiracı, kendi isteğine göre bir bedel belirleyip mal sahibine ödeme yapıyorsa, mal sahibinin de aradaki farkı icra dairesi kanalıyla talep etme hakkına sahip oluyor”

İş yerlerinde enflasyona göre kira artışı uygulamasına 1 Temmuz 2020 yılında geçilecek. Tarih sonrasında işyerleri kiraları için yenilecek kontratlarda 12 aylık ortalama TÜFE oranı ele alınacak. Ancak şu aşamada kira sözleşmesinde belirtilen hüküm ya da mülk sahibinin isteği dikkate alınacak.

Kira ilişkisinin devri halinde ise kiracı, kiralayanın yazılı rızasını almadıkça kira ilişkisini devredemeyecektir. Ancak burada önemli nokta, kiralayanın haklı bir sebep olmadıkça bu rızayı vermesinden kaçınamamasıdır. Gerçekten haklı bir sebep olmadıkça, mal sahibi, kiralananın devredilmesine rıza göstermek zorundadır. Kira sözleşmesini devreden kiracının, kira sözleşmesinin bitimine kadar ve en fazla iki yıl süreyle devralan kiracıyla birlikte sorumlu olacağını belirtmek gerekir.

Kira sözleşmesinin, süresi bitmeden evvel haksız sebeple kiracı tarafından feshedilmesi halinde kiraya veren, kiralanan yerin yeniden kiraya verilebileceği süreyi göz önüne alarak, kiracıdan belli bir tazminat talep edebilecektir. Genellikle üç aylık bir tazminata hükmedilmektedir.

TANJU HAN

Lütfen BENİ takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.