Bir Emlak Danışmanı Olarak Sizin İletişim Tarzınız Hangisi?

İletişim sanatında yetkin olma özelliğimizi hızla kaybediyoruz. Unutmayalım ki bizi hayvanlardan ayıran özelliğimiz, düşünme ve konuşma yeteneğimizin olmasıdır. Bir emlak danışmanı olarak bBu yeteneğimizi olabildiğince geliştirmeliyiz. Eğer kendinizi bu konuda yeterince yetkin hissetmiyorsanız, bu durumdan kurtulmanın yolları var.

Öncelikle kendinize şunu sorun: “Kendime hizmet etmek için mi iletişime geçiyorum, yoksa başkalarına hizmet etmek için mi?

Diğer bir deyişle: “İletişime geçtiğiniz zaman bencil misiniz, yoksa duyarlı mı?

Soruyu cevaplamak için kalbinizi sorgulamanız gerekiyor. Çünkü iletişim, ağzınızdan çıkan ve başkalarının kulaklarına giden kelimelerden ibaret değildir. İletişim, aklınızla kalbiniz arasındaki düşüncelerin bir yansımasıdır. Kısaca, iletişim altın kuraldır. İletişim, bir etiket, bir ahlak ve iyi bir insan olmaktır.

İletişimde en önemli şey, karşınızdakinin görüşlerini görmenizdir. Onların görüşlerini göremezseniz, sizin bakış açınızın başkaları tarafından görülmesini de bekleyemezsiniz. Ancak insanlar, genellikle iletişimi bir savaş olarak görme eğilimindedir ve bu anlamda kutuplaşmıştır. Birisi kazanırsa birisi kaybeder; birisi çok kötüyse birisi buna üzülür veya sevinir. Her eylem, onunla eşit veya ona karşıt olmak üzere bir tepki ile karşılaşır. İletişim kurarken, etkimize göre bir tepki alacağımızı unutmamalıyız.

Bencil İletişim

Şununla yüzleşelim: Sevgi eksikliği, kesinlikle hoşnutsuz bir durumdur ve karşınızdaki kişinin yanlış olup olmadığı ile ilgisi yoktur. Kendinizi sürekli ele geçirmek ve vaaz etmek zorunda gibi hissediyorsanız, siz bencil iletişim kuran birisinizdir. Bencil iletişim tarzına sahip olan kişiler şu eğilimleri gösterirler:

  • Saldırganlık

  • Sempati arayışı

  • Manipülasyon

  • Alaycı ve kibirli ses tonu

  • Rekabetçi

  • Hakimiyet

  • Etiketleme

  • Zorbalık/siber zorbalık

Eğer dürüstseniz ve bu eğilimlerin sizde var olduğunu düşünüyorsanız, iletişimi bir savaş alanı olarak görüyorsunuz demektir. Kızgınlığınızın seviyesi, ses tonunuza ve cümlelerinizin içeriğine yansıyor. Karşı görüş sunmakta zorlanıyorsunuz, çünkü sizinle aynı düşünmeyen insanların bağnaz olduklarını varsayıyorsunuz.

Bu tarz bir davranışın, ana akım medya ve filtrelenmemiş teknoloji nedeniyle de biraz güçlendiğini söyleyebiliriz. Her gün kavga ve çatışma dolu içeriklerin televizyonlarda yansıtılması ve internet ortamının da böyle bir iletişim kurmaya müsait olması, insanların daha çok bencil iletişim tarzına yönelmesine neden oldu.

Ancak iletişimin yolu bu olmamalıdır. İletişimde sizi diğerlerine bağlayacak olan değerler, saygı ve sadakat olmalıdır. Sizi daha derin ve bilgili gösterecek bir tarzınız olmalıdır. Özellikle de bir emlak danışmanı olarak hizmet veriyorsanız, bu özellikler daha da ön plana çıkmalıdır.

Duyarlı İletişim

Duyarlı iletişim, duygusal, ruhsal ve kişisel özelliklerine sahiptir. Bu tarz bir iletişim kurma eğilimdeyseniz, insanlar sizin fikirlerinize katılmasa bile söylediklerinize saygı duymak zorunda hissederler. Gerçek, ne kadar duyulması zor bir şey olursa olsun, her zaman ona eşlik eden bir sevgi unsuruna sahip olmalıdır. Eğer bunu başarabiliyorsanız, bir bölücü değil, bir birleştiricisinizdir. Duyarlı iletişim tarzına sahip olan kişiler şu eğilimleri gösterirler:

  • Bireysellik

  • Saygı

  • Altın Kural

  • Birebir

  • Özel

  • Barışçıl

  • Kabul edilebilir

  • Sade

Bu tarz iletişim kuranlar, diğerlerinin duygularına ve kişisel inançlarına saygı duyarlar. En değerli kişinin hayatta kalması gerektiğine inanmazlar. Bu tarz iletişimde, karşıdaki kişiye söyleyeceğiniz en kötü şeyi ifade ederken bile, karşıdakinin bunu duymaya hevesli olması sağlanır.

Son Sözler

İletişimde eğer iyi yaklaşıyorsanız iyilik görürsünüz. Kötü yaklaşıyorsanız kötülük görürsünüz. Başkalarının hatalarını görmek için vakit harcayanların, nedense kendi hatalarını görmek için hiç vakti yoktur. Bir emlak danışmanı olarak nasıl iletişim kurduğunuz ve bunu karşınızdakileri önemseyerek yapmanız çok önemlidir. İletişim kurarken sadece insanoğluna karşı nazik ve duyarlı olun. Aslında bu kadar basittir.

static_qr_code_without_logo 2

 

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Lütfen BENİ takip etmeye devam edin…

Emlak İşinizde Daha Hızlı İlerlemenin Yolu Nedir?

Eğer zamanınızı ve çabanızı iyi olduğunuz noktalara harcarsanız, bu size olumlu sonuçlar getirir. Tam tersine iyi olmadığınız konular üzerine yoğunlaşmakta ısrar ederseniz, hiçbir sonuca ulaşamayacağınız gibi verimliliğinizi ve motivasyonunuzu da kaybedersiniz.

Büyük bir gayrimenkul profesyoneli olmanın evleri birer satışa çevirmekten ve mükemmel bir portföye sahip olmaktan geçtiğini düşünebilirsiniz, ama bu yetmez. Hepsinden önce sahip olduğunuz yetenekleri ve kişilik tipinizi bilmeniz ve kendiniz hakkında bilinçli olmanız gerekir.

Belki de kapıdan kapıya dolaşarak satıcı bulmak size göre değildir. Öte yandan yatırımcı müşterileri ikna etme anlamında büyük bir kabiliyetiniz olabilir. Bina inşaları hakkında pek bir şey anlamayabilirsiniz, ama piyasa koşullarını değerlendirmek tam size göre olabilir.

Bu endüstri içerisinde yapılması gereken çok şey vardır ve siz tek başınıza her şeyi yapamazsınız. Mutlaka iyi olduğunuz ve kötü olduğunuz noktalar bulunur. Kendinizin farkında olmanız ve neyi yapıp yapamayacağınızı bilmeniz, işinizde daha hızlı bir şekilde ilerlemenize olanak sağlar.

Ne Konuda İyi Olduğunuzun ve Neyi Sevdiğinizin Farkında Olun

Gayrimenkul profesyonelleri, genellikle işe ilk başladıklarında büyük bir firma sahibi olma isteği içerisinde olurlar. Bunun için listelerine farklı tipte mülkler ekleme çabasına girerler. Müşterilerine yönelirken farklı tipte müşteri profillerine aynı anda yönelmeye çalışırlar. Ancak belli bir süre sonra bu kişilerin sürekli benzer özellikli mülklere ve benzer profildeki müşterilere yöneldiklerini fark edersiniz. Bunun sebebi, daha deneyimli hale geldikçe neyi sevdiklerini ve hangi konuda daha başarı gösterdiklerini fark etmeleridir. Böylece başarabildikleri alanlara daha fazla eğilim gösterirler.

Gayrimenkul işinde kişiliğinize uymayan işleri yapmaya çalışmanız, dış satış yapmaya çalışan bir iç satış temsilcisine benzer. Dış satış temsilcisinin büyük bir kişiliği vardır ve insanlarla konuşmaktan, seyahat etmekten zevk alır. İç satış temsilcisi ise organizedir ve takip eder, kaleyi tutar.

Bu farklı kişilik türlerinden hangisine uygun olduğunuzu bilmezseniz, kişiliğinize uymayan bir profile bürünerek mutsuz bir iş hayatı sürdürürsünüz. Daha da ötesi bu şekilde başarıya ulaşma şansınız da yoktur.

Sizlere rahat olduğunuz bölgeden çıkmanızı söylemiyoruz. Sadece yeni şeyleri denemeniz gerektiğini söylüyoruz. Çünkü bunu yaparken, hangi konularda iyi olup olmadığınızı keşfetme şansınız olacak.

Gayrimenkul sektöründe hangi alanlara açık olduğunuzu anlamak için aşağıdaki örnek sorulara cevap vermeyi deneyebilirsiniz:

– İçe mi yoksa dışa mı dönüksünüz?

– Satış görüşmelerini sever misiniz?

– İnşaat konusundan anlar mısınız?

– İnsanları yönetmekten hoşlanır mısınız?

– Parayı yönetmekten hoşlanır mısınız?

– Etkinliklere katılmayı sever misiniz?

– İnternette sosyalleşmeyi önemser misiniz?

Belli Kalıplara Sığmaya Çalışmayın

Başlıkta da açıkça belirttiğimiz gibi, belli kalıplar içine kendinizi sığdırmaya çalışmayın. Sizin neyi daha iyi yapabildiğinizi ortaya çıkarın ve o iş üzerine eğilin. Bu sayede daha özgür, daha mutlu ve daha başarılı bir iş hayatına sahip olabilirsiniz.

Emlak pazarlama aşamasında etkinliklere katılmak sizi boğuyorsa bunu yapmanıza gerek yok. Artık teknoloji ve sosyal medya zamanıdır. Size uygun bir pazarlama yöntemi belirleyerek onu kullanın. Çok sayıda alıcıya open house etkinliği düzenleyerek bir ev gösterimi yapmaktan hoşlanmıyorsanız, her alıcıyla birebir görüşerek sunumlarınızı yapın.

Tercih sizindir. Önemli olan, kendinizi iyi tanımanız ve en iyi başarıyı gösterebileceğiniz alana odaklanmanızdır.

static_qr_code_without_logo 2

 

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Lütfen BENİ takip etmeye devam edin…

Gayrimenkul Sektöründe “Biz Bir Aileyiz” Yalanı…

garanti_emelilik_aile_04.jpg


Bu sektörde sık sık duyduğum iki cümle var. Biri neredeyse her ofisin sosyal medyada ya da beraber geçirdiğimiz eğitim, paylaşım süreçlerinde istisnasız kullandığı 
biz bir aileyiz” klişesi. İkincisi de eğitimler sırasında birbirinizin reklamını yapın, kendi reklamınızı yapmanızdan çok daha iyi sonuçlar elde edersiniz” diye tavsiye verdiğimde karşıma çıkan millet birbirinin gözünü oyuyor, kimse başkasının reklamını yapmaz ki” cevabı.

Evet, kabul ediyorum. Gayrimenkul danışmanları ve ofis sahipleri olarak çok fazla sorumluluğumuz var. Çok çalışıyoruz. Gayrimenkul sektörü dışı sizi içi bizi yakar bir sektör. Stres seviyesi yüksek bir iş. Alıcısı satıcısı çeşit çeşit. Karşımıza bin bir türlü insan, acayip acayip işlemler, tuhaf garip sorunlar çıkıyor.

Ama ortada çok üzücü bir gerçek var. Stresin en büyüğünü, beraber çalıştığımız ofisler, yönlendirme yaptığımız diğer gayrimenkul danışmanları ya da aynı piyasayı, pazarı paylaştığımız iş ortaklarımız yaratıyor. Bu hem en çok şikayet edilen hem de en çok üzeri örtülmeye, görmezden gelinmeye çalışılan sorunlardan biri. Üzerinde ne zaman konuşmak istesem kavgaya dönüşen, herkesin alınganlığının en yüksek seviyeye çıktığı acayip bir konu.

Bir tarafta ne zaman beraber iş yapsak yüzümüzü ağartan, dost arkadaş olduğumuz, işimizi kendi işi gibi sahiplenen ofisler, danışmanlar var. Bu danışmanlarla ve ofislerle çalışırken aynı kulübün üyesi olduğumuzu hissediyor, yaptığımız işten gurur ve mutluluk duyuyoruz. Satış yaptığımızda, zor bir işlemi sonuçlandırdığımızda ya da ciro başarısı elde ettiğimizde bizi içtenlikle tebrik ediyorlar. Başarılarımızın ve sıkıntılarımızın ortağı oluyorlar.

Diğer tarafta aynı ofiste ya da marka altında çalıştığımız halde kendi ekmeği ve müşterisi için çaba göstereceğine başkasının ekmeğini elinden almaya çalışan, etik kuralları önemsemeyenler var. Üstelik tüm bunları yaparken kendisine yapılan en ufak bir yanlışta yüzü kızarmadan etik kurallar var” diye bağırıp çağıran ofisler ve danışmanlar var. Onlarla çalışmak Doktor Jekyll ve Bay Hyde’la çalışmak gibi. İşbirliği yapmak istediğinizde önce kabul ediyor hatta gayet arkadaşça ve yardımsever davranıyorlar. Sonra her türlü akla gelmedik engeli önünüze koyup yolunda gitmeyen her şeyde sizi suçluyorlar. Alıcınızı elinizden kapmaya çalışan mı istersiniz, satıcınıza hatta ofis sahibinize sizin beceriksiz olduğunuz anlatıp dedikodunuzu yapan mı istersiniz… Anlatmama bile gerek yok eminim. Çünkü hepiniz benzer hikayeleri yaşamışsınızdır zaten.

Önemli olan danışmanların birbirine yaptığı saygısızlık da değil. İş saygısızlıkla kalsa bir daha görüşmezsiniz olur biter. Ama işlemlerde beraber çalışmak zorunda kalınca sorun ciddileşiyor. Müşterinize “ben sizi temsil eden danışmanla çalışmam” diyemeyeceğiniz zamanlar oluyor. Beraber yürütmeniz gereken işlemler için, evrak ve bilgilere ulaşmanızda yardımcı olmayan bu iş ortakları, sizi temsil ettiğiniz tarafa karşı zor duruma düşürüyorlar ve en önemli görevin yerine getirilmesine engel oluyorlar: İşlemin kaliteli bir hizmetle tamamlanması!!!

Bu tip danışmanlar ve ofisler, maalesef yaptıklarının dönüp dolaşıp kendi itibarlarını zedelediğinin farkında bile değil. Son yıllarda biraz da olsa itibarını yükseltmeyi zar zor başardığımız gayrimenkul danışmanlığı mesleğine verdikleri bu zararın bindikleri dalı kesmekle aynı anlama geldiğini bir türlü anlamıyorlar.

İnsanlar çeşit çeşit. Gayrimenkul danışmanlarının da farklı karakterlerde olmaları gayet normal. Hepimiz insanız. Kabul ediyorum ki bu, iş dünyasının bir gerçeği. Ama gayrimenkul sektöründe danışman olmak sıradan bir çalışan olmaktan çok farklı. Gayrimenkul danışmanlığı bir çeşit girişimcilik. Bu iş, beraber çalıştığınız ofisin sahibine  olduğu kadar size de ait bir iş. Yani sektördeki danışmanların yaptığı iyi ve kötü her şeyin sonuçları doğrudan bizi etkiliyor. Bu yüzden piyasanın işleyişini ve etik kuralların yaygınlaşmasını kendi ellerimizle sağlamak zorundayız.

Bizler aile olmayabiliriz ama düşman da değiliz. Bu sektörde işbirliği yapmaktan, birbirimizi desteklemekten ve eğitmekten başka ilerleme yolumuz yok. Sektörde her markadan ancak bir tane birinci çıkarabilirsiniz. Geri kalan binlerce danışman ne olacak? Hırs güzeldir ama bu piyasa tek bir birinci için fazlasıyla büyük. Herkesin ekmeğini kazanabileceği kadar yer ve işlem var. Eğitimlerde boşuna mı öğretip duruyorlar size rakibiniz sahibinden satılıklardır, diğer gayrimenkul danışmanları, diğer ofisler ya da markalar değildir diye. O yüzden rol yapmayı bırakıp gerçek işbirlikleri ve ortaklıklar kurun. İş birliği yapmaktan hoşlanmıyor musunuz? Kimsenin başını yakmayın, yalnız çalışın. Aile olmasak da olur.

Doğru rakiple uğraşmanız dileğiyle…

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

A’dan Z’ye Emlak Pazarlama Planı Nasıl Oluşturulur?

Başarılı pazarlamanın ilk kuralı iyi bir pazarlama planına sahip olmanızı gerektirir. Bu plan sizin pusulanızdır. İyi bir emlak pazarlama planına sahip olmak pusulanızın sizi hangi yöne götürdüğünü anlamanızı sağlar. 

İster bir pazarlama ekibi kurmuş olun isterseniz sınırlı kaynaklarla çalışıyor olun dijital çağda hedefine odaklanmış bir pazarlama kampanyası artık kaçınılmazdır.

Çok çeşitli ve farklı pazarlama uygulamaları ile karşılaştığınızda, oyun planınızın fazlaca genişlemesi nedeni ile hedeflerinizden şaşmanız çok daha kolay olmaktadır. Hedeflerinize ulaşabilmeniz için, anahtar metotlar hakkında bilgi sahibi olmanız ve doğru mesajları iletmeniz sizin kalabalıklar arasından sıyrılarak rakiplerinizin önüne geçmenizi ve listenizdeki gayrimenkulleri öne çıkarmanızı sağlar. Müşterilerinizi harekete geçirecek olan başarılı pazarlama kampanyanız potansiyel kârlılığınızı da etkiler.

Pazarlama planınızda makalemizde belirttiğimiz konulara dikkat ederek stratejinizi daha kolay oluşturabilirsiniz. 

HAZIRLIK

Hazırlık aşamasında şu soruları sormanız gerekir;

Kimi hedefliyorsunuz ve müşterileriniz neden sizi seçmeli? Çok tanıdık geliyor olabilir ama pazarlama planınızın başarılı olması için hedef kitlenizin doğru bir şekilde belirlenmiş olması gerekir.

Bütçeniz nedir ve bu bütçeyi farklı pazarlama mecralarına nasıl dağıtmayı planlıyorsunuz?

Rakipleriniz kimler ve kendilerini ve gayrimenkullerini nasıl pazarlıyorlar? Ne teklif ediyorlar ve kendinizi nasıl farklılaştırabilirsiniz?

Hazırlık aşamasında şunlara da dikkat etmek gerekir;

Online ve offline pazarlama çabalarınızda kullanılacak profesyonel bir fotoğrafçı ile anlaşmalısınız. Evet, herkesin akıllı birer mobil cihazı var fakat yapacağınız çekimler için çok amatör olmanız pazarlama sunumunuzda sizi geriye düşürür. Listenizdeki gayrimenkulleri tanıtırken potansiyel müşterilerinizi etkileyecek güçlü, görsel ve atmosferik fotoğraflar ile gayrimenkullerin dile gelmesini ve kendi hikâyelerini anlatmalarını sağlamalısınız.

Gayrimenkulleriniz için bir kimlik ve marka yaratın. Hedeflediğiniz niş pazara uygun orijinal bir kimlik ve logo aracılığı ile bir itibar yaratmalısınız.

Anahtar mesajları belirleyin, bu gayrimenkulü rakiplerinizden ayıran nedir? Gayrimenkulün değerini doğru konumlandırmak pazarlama iletişiminizi ve materyallerinizi seçerken size yardımcı olacaktır.

OFFLINE PAZARLAMA PLANI

Online pazarlama gayrimenkullerinizin pazarlanması aşamasında son derece önemli olsa da hala geleneksel pazarlama da önemini koruyor. Evet işin yarısını artık online pazarlama oluşturuyor ama hala denenmiş ve test edilmiş offline pazarlama yaklaşımları da yerini koruyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri bu yöntemlerin hala güven uyandırması ve pek çok yatırımcı ve kiracı tarafından biliniyor olmasıdır. 

Potansiyel müşteri ve referans oluştururken kullanılan bazı stratejilere bakacak olursak;

– Basılı Materyaller–Kaliteli baskı ile üretilen broşür, ilan, araştırma ve benzeri pazarlama materyalleri ile potansiyel müşterilerinize gayrimenkul ile ilgili doğru hikayeyi anlatabilirsiniz.

– Teşhir ve Cama Asılan İlanlar–Camlara asılan Kiralık ya da Satılık ilanlarını da kişiselleştirerek rakiplerinizden farklılığınızı gösterebilirsiniz. Özellikle afiş ilanlarınıza mutlaka QR kodu ekletmeyi unutmayın!

– Emlak Ofisinizin Aktiviteleri – İş ağınızı geliştirmek amacı ile emlak ofisiniz tarafından organize edilen yemek, kahvaltı ya da özel geceler potansiyel alıcılarla karşılaşabileceğiniz ve gayrimenkullerinizi öne çıkararak tanıtabileceğiniz ortamlar olabilir. Pazarlamanın en etkili yöntemlerinden biri olan bu tür davetler, hedef kitleniz ve onlara ulaşmanızı sağlayacak toplulukla bir arada bulunmanızı sağlar. Bundan daha güzel bir pazarlama ortamı bulamazsınız. 

– İş Ağınız – Tabii ki meslektaşlarınızla yapacağınız paylaşımlar sektörün en etkili pazarlama yöntemlerinden biridir. Bölgeniz de bulunan emlak profesyonellerinin pazarlama faaliyetlerinden haberdar olmasını sağlayarak iş birliğinin gücünden faydalanmalısınız.

– Basılı Medya – Gazeteler ve sektöre yönelik dergiler marka bilinilirliğinizi artırmak, güçlü ve aktif şekilde varlığınızı göstermek açısından son derece önemlidir. Yerel gazete ve sektörel dergilere pazarlama kampanyalarınızda ağırlık vermelisiniz.

– Kartpostal – Posta kartlarının en yüksek açılma oranına sahip olduğunu düşünerek yapacağınız pazarlama kampanyalarında çok önemli geri bildirimler alırsınız. Kartpostal pazarlama ile gönderdiğiniz kartların okunmadan atılma gibi bir durumu söz konusu değil, empati yapacak olursanız. 

ONLINE PAZARLAMA PLANI

İş ödüllü bir pazarlama kampanyası hazırlamaya geldiğinde dışarıdaki pek çok online mecradan hangisinin doğru olacağını ayırt etmek gerçekten güç bir iştir.

Fakat online ortamda varlığını göstermek hayatidir. Bu bölümde bu rekabetçi ortamda online pazarlamanın bazı örnekleri üzerinde duracağız;

– Dijital Broşürler– İlgi çekici ve yaratıcı dijital broşürleri mail aracılığı ile göndermek geniş bir kitleye seslenmenin iyi bir yolu olabilir. Aynı broşürlerin gayrimenkullerin bulunduğu web sitenizden de indirilebileceğinden emin olun.

– İnternet Sitesi Geliştirme – Müşterilerin kullanabileceği, önemli bilgilere birkaç tık ile ulaşabilecekleri, arama, izleme ve interaktif kullanım imkanı sunan bir internet sitesini yaratmanız ve lanse etmelisiniz.

Yatırımcıların ve kiracıların %80’i online arama ile işe başlarlar. Bu nedenle sitenizin sadece güzel görünmesi yetmez aynı zamanda müşterileriniz için bulunabilir de olmalıdır. İnternet siteleri her türlü cihazdan (masa üstü bilgisayar, mobil ya da tablet) görüntülenebilir, bilgi verici ve kullanımı kolay olmalıdır. Yarışta öne geçebilmek için metinlerin yanı sıra indirilebilir zemin planları, interaktif grafikler, yüksek çözünürlüklü resimler, dinamik haritalar gibi farklı özellikleri kullanabilirsiniz.

– İnternet Sitesi Güncellemeleri – Sitenizin portföyünüzde ki gayrimenkuller ya da sitenize ait bilgiler ile sürekli güncellenmesine özen gösterin. Potansiyel müşterileriniz ile iletişime geçebileceğiniz bir blog ile markanızın ötesinde müşteriler ile kişisel ilişkiler kurma fırsatı yakalayabilirsiniz.

Sektör trendleri ile uzman görüşlerini, dikkat çekici kiralama işlemlerini, bölgenizin tanıtımını, haberleri ve gayrimenkul güncellemelerine sitenizde yer verebilirsiniz.

– Popüler Kişileri Kullanarak Pazarlama – Potansiyel yatırımcılarınızı ya da kiracılarınızı sektör öncüleri, analistler, bloggerlar ve gazetecileri kullanarak çekebilirsiniz. Bu kişiler vasıtası ile online gazetelerde ya da bloglarda sizi ve markanızı öne çıkaracak yazılar yayınlanmasını sağlayabilirsiniz.

Sizde emlak sitelerinde ve bloglarda misafir yazar olarak yazı yazabilirsiniz. Yazdığınız yazıların linkini kendi gayrimenkul sayfalarınıza eklemeyi de unutmayın. Yazarlık konusunda illa ki size bir teklif gelmesini beklemeyin sizde emlak dünyasına ait ipuçlarını ve yaratıcı makalelerinizi yayınlaması için bir emlak sitesi ve bloguyla görüşebilirsiniz. Kişisel sitenizden paylaşım yapmak ile popüler bir sitede yazılarınızı yayınlamak arasındaki etkileşim farklılıklarını göz önünde bulundurun. Bu heyecan verici dünyaya adım atmanız için sizin bir teklifiniz yeterli gelebilir.

– Mail Kampanyaları – Gönderilen maillerin çoğunun okunmadan silindiğini göz önünde bulundurarak hedeflediğiniz kitleyi iyi seçin. İçeriğinizin gerçekten hedeflediğiniz kitle ile konuşması çok önemlidir. Maillerinizde gayrimenkuller hakkında bilgi verdiğiniz kadar sektör haberlerine de yer verdiğinizden ve sayfanıza ulaşabilecek bir linki mailinize eklediğinizden emin olun.

– Online Medya – İnternet ortamında şirketinize ve sektöre ait bilgileri paylaşabileceğiniz bir gazete ya da dergi hazırlayabilirsiniz. Haber değeri olan ve potansiyel müşterilerinizin ilgisini çekecek içerikler ile çıkaracağınız bu gazete ve dergiler marka bilirliğinizi artıracaktır. Bu güvenilir yöntem sayesinde rakiplerinizin önüne geçecek ve bir butona basılarak paylaşımı arttıkça hedeflediğinizden de daha çok kişiye ulaşacaksınız. Söylediklerinizin kesin, anlaşılabilir, farklı olduğundan ve haber değeri bulunduğundan emin olun. Yazıların içine müşterilerinizi gayrimenkullerinizin yer aldığı sayfalara ya da kendi internet sitenize götürecek yönlendirici linkler eklemeyi de unutmayın.

– Sosyal Medya – Sosyal medyanın gücünü küçümsemeyin.  PeriscopeYoutubeTwitterPinterestFacebookİnstagramLinkedin gibi pek çok sosyal medya mecrası pazarlama amacı ile kullanılıyor. Bu ortamlarda uzman olarak görüşlerinizi bildirebilir, yazılanlara yorum yapabilir, sektöre ait gruplara katılabilir ya da kendi kişisel sayfanızı ya da şirketinizin sayfasını oluşturabilirsiniz.

– Medya Reklamları – Sektörünüz ile ilgili online dergilerde ya da gazetelerde pazarlama amaçlı yer alarak, hakkınızda haber yayınlatarak hedef kitlenize seslenebilir, gayrimenkullerinizin tanıtımı yapabilir ve gayrimenkullerinizin Google arama motorlarında üst sıralarda yer almasını sağlayabilirsiniz.

– Performans Bazlı Pazarlama – Tıklama başına ücret ödeme bazlı kampanyalardan faydalanarak reklamlarınızın performansına göre ücret ödeyebilirsiniz. Facebook, Google, İnstagram, Twitter gibi online ortamların kullandığı bu yöntem ile markanıza kolaylıkla dikkat çekebilir ve marka bilinirliğinizi hızlıca binlerden milyonlara çıkarabilirsiniz. Bu pazarlama yönteminin en büyük avantajı hızlı, ölçülebilir ve kitlelere ulaşabilir olmasıdır.

Özellikle Facebook kampanyaları oluşturmanızı tavsiye ediyoruz. Facebook reklam ölçümleme amaçlı yapmış olduğumuz örnek reklam çalışması iyi bir trafik akışı sağladı. Burada dikkat edeceğiniz en önemli nokta hedef kitlenizi iyi belirlemeniz olacaktır. Ayrıca Google aramalarında bölgeniz ve portföyünüzle ilgili anahtar kelime bazlı reklam çalışmalarına belirli aralıklarla reklam çalışmaları yapmalısınız.

ÖLÇÜM SONUÇLARI

– Metrikler – Pazarlama kampanyanızın başarısını ve aktivitelerinizdeki ilerlemeyi takip edecek ve ölçecek olan metrikleri belirlemeniz gerekir.

Göz önünde bulunduracağınız performans anahtar göstergeleri şunlardır;

  • Marka etkisi (Reklam performansı için)

  • İnternet sitesi ziyaretleri (online pazarlama kampanyaları için)

  • Medya Takip (hem geleneksel hem de internet ortamındaki yayınlar için)

  • Potansiyel müşteri yaratma (tüm pazarlama kampanyalarının başarısı için )

– Raporlama – Pazarlama girişimlerinizin raporlanması, kampanyanızın seyrini izleyebilmeniz, başarılı olup olmadığını tespit edebilmeniz ve gerekli durumlarda kampanyanızda geliştirim yapılabilmeniz için son derece önemlidir. Google Analytics başlangıç için iyi bir araçtır. Online performansınızı ve potansiyel müşterilerinizi ölçmek açısından en faydalı araç olan bu uygulama aynı zamanda size müşteri raporları ve gösterge tabloları oluşturma şansı da tanır.

İlk başta biraz karmaşık gelebilir fakat kullanmaya başladıkça diğer özelliklerini de keşfedebilirsiniz. Biz hem Google Analytics hem de Yandex Metrica ölçüm uygulamalarını kullanıyoruz. Zaman zaman Google Analytics yanlış ölçümler yapabiliyor bunun için ücretsiz Yandex Metrica ölçüm uygulamasını kullanmanız sizin yararınıza olacaktır.

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Zavallı Gayrimenkul Danışmaları!


Meslek hayatımın son on yılını, tutkusunun ne olduğunu hiç düşünmemiş ama gaza gelmiş, parasız ve başarısız, hayallerinin peşinden koştuğunu sanan, mutsuz, umutsuz insanları seyrederek geçirdim.

Gayrimenkul sektöründe hayatının merkezi yanlış yerde sallanıp duran yüzlerce danışman ve danışman adayı, acı içinde koşturup duruyorlar. Kimse onlara bu iş sana göre değil, gücünü sana çok daha uygun başka işler için harca” demiyor.

Farkındayım bu iş çok cazip. Bu işe talip olanlarda belli özellikler ya da diploma aranmıyor. Kazanılabilecek gelir kelimelerle tarif edilemeyecek kadar yüksek. Harcanan emek bu ülkede asgari ücretle çalışan birçok kişinin harcadığı emekten daha azmış gibi görünüyor. Haftanın 6 günü, günde 8 saat çalışıp ay sonunda 1.600 TL almakla tek işlemden 5.000 TL alma ihtimali kıyaslanamaz bile.

Gelin görün ki gayrimenkul danışmanlığı, herkesin rahatlıkla gücünü ve becerisini değerlendirebileceği bir alan değil. Hatta pek çok kişi için kumar kadar tehlikeli. Sopanın ucunda sallanan havucu kovalayan ve o havucu hiç yakalayamayacak olan çok danışman var.

Kişisel gelişim kitaplarında ve gayrimenkul sektöründeki markaların eğitimlerinde sürekli pompalanan tutkularının peşinden koşup kazanan insan modeli” siz olmayabilirsiniz.

Sorun kendinize… Neden gayrimenkul danışmanı olmak istediniz? Bağımsız çalışabilmek için mi? Herkes yapıyor ben de yaparım diye düşündüğünüz için mi? Tutkunuz gayrimenkul sektöründe başarılı olup yükselmek mi, yoksa fazla nitelik aranmayan bir işten para kazanmak mı? İkisi arasındaki o küçük fark bu işteki başarınızın temel taşlarını oluşturuyor.

Emlakçılık başka, gayrimenkul danışmanlığı bambaşka bir şey. Harika bir emlakçı olabilecekken büyük markaların ofislerinde kendilerine hiç uymayan bir iş modeliyle çalışmakta inat eden yüzlerce kişi var. Ofis sahipleri de sırf ciroya etki ediyor diye bu çalışanlardan vazgeçmek istemiyor. Oysa markalar altında yapılan gayrimenkul danışmanlığı, bir iş modelidir. Kuralları ve yaptırımları vardır. Olmalıdır.

Ödenen isim hakkı bedelleriyle bir marka adını kullanma hakkını değil, sağlam kurulmuş bir sistemi satın alırsınız. Buna rağmen pek çok markalı ofis, işlerini bildikleri gibi yapıyor. Tabelalarında falan emlak”yerine bilinen bir marka yazıyor olmasının havasını atıyor sadece. Merkezdeki eğitimlere katılıyor, o gazla bir iki hafta önerilen iş modelini yürütmeye çalışıyorlar.

Bu iş modelinin kendi bildikleri yoldan daha yavaş işlediğini görünce de bildikleri, alıştıkları yoldan devam ediyorlar. Sektör, marka tabelası taşıyan ama karadüzen çalışan ofisler ve danışmanlardan geçilmiyor.

Ofis sahiplerinin büyük bir kısmı tabelayı kapıya astıklarında ve çalışanlarına siz bizim çalışanımız değil iş ortağımızsınız dediklerinde sistem kendi kendine işlemeye başlayacak sanıyor. Ama gerçek bir gayrimenkul danışmanı yetiştirmek çok emek ve çaba isteyen bir süreçtir. Markalar da ofis sahiplerini bu konuda fazla sıkıştırmadığı için gayrimenkul danışmanı kartı taşıyan ama bu niteliğe hiç sahip olmamış yığınla insanı sektör çiğneyip çiğneyip atıyor maalesef.

Danışman tutundurma oranları %12-13 civarında hala. Yani işe beraber başlayan 10 danışmanın yıl sonunda sadece bir tanesi bu işe devam ediyor.

Gayrimenkul danışmanlığı gerçekten eşine az rastlanır güzellikte bir iştir. Ama herkese göre değildir. Parlak renklerle yazılmış tabelaların, janjanlı ofislerin, hoplanıp zıplanan eğitimlerin, ödül törenlerinin cazibesine kapılmadan önce bu işin gerçeklerini ve gereklerini öğrenin. Sistemi anlamış ve uygulamak için çaba göstermiş bir ofis bulun.

Gerçekten istediğiniz iş bu mu? Yoksa sadece sonuçlarını mı istiyorsunuz? Sadece sonuçlarla ilgileniyorsanız ve gereken çabayı göstereceğinizden, bu katı kurallı iş modeline uyabileceğinizden şüpheniz varsa emlakçı olun lütfen.

Ya da hem aklınızı hem gücünüzü kullanabileceğiniz başka bir şeyin peşine düşün. Marangoz olun, aşçı olun, otobüs şoförü olun ama her ne olduysanız işinizi gerektiği gibi yapanlardan olun. Mutlu olun demiyorum bakın. Rahat ve kendinizden emin olun. Neden o işi yapıyorsunuz bunu iyice biliyor olun.

Mutlu olmak için mi, az düşünmek için mi, çok para kazanmak için mi, az çalışmak için mi? Hayatınızı sürdürmek için yapıp duracağınız bu şey, hayatınızda doğru yerde durmuyorsa, hangi mesleği yaparsanız yapın, kendinizi sürekli bir huzursuzluk denizinde yüzerken bulursunuz.

Hayatınızı değiştirebilecek olan gayrimenkul danışmanlığı işini gerçekten hayatınızı değiştirmek için yapmanız dileğiyle…

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Gayrimenkul Pazarlama Üstatlarının Sırları Nedir?

Pazarlama, gayrimenkul profesyonellerinin en iyi olması gereken alandır aslında. Alıcılar ile satıcılar arasında aracı görevini üstlenen emlak brokerlar, onları ikna edebildikleri ve ellerindekini pazarlayabildikleri sürece iş yaparlar. Bu durumda pazarlama dünyasının kapısını aralayan ve içeriye girdiklerinde en farklı stratejileri ortaya koyarak sıyrılmaya çalışan broker ve danışmanlar, bu dünyanın sırlarını da iyi takip etmelidir.

Nedir bu sırlar? Onlar gayrimenkul ve iş dünyasının üstadlarının sözlerinde saklı. İşte iki bölüm şeklinde yayınlayacağımız bu makalemizde, sizler için iş dünyasının pazarlama üstadlarının sözlerinden önemli sırları aktarıyoruz. İlham almanız dileğiyle…

Guy Kawasaki:

 İnsanların aklını başından aldığınızda, hedefiniz onlar üzerinden para kazanmak ya da istediğinizi almak olmasın. Onlara mükemmel bir keyif yaşatmayı hedefleyin.

Laura Monroe:

 Hem kendinize hem müşterilerinize ilham kaynağı olun. Bilgilendirin, ilgisini çekin, bağlanın ve teşvik edin. Video, e-posta ve sosyal medyayı kullanarak stratejiler geliştirin ve onlara aradıkları evi bulun. Son dokunuşunuz ise mükemmel bir müşteri hizmeti olsun.

Frederick Townes:

 Veri güdümlü kararlar almak için analitik kullanmak, kör bir sürücü olmak yerine, yeni rekabet üstünlüğü ve işin iç yüzünü kavrama kabiliyeti kazandırır.

Katie Lance:

 Hikayeleştirme ve kapsamlı ve içerik stratejisi hayati önem taşır. Pazarlama mesajlarının sosyal medyada uçuştuğu değil, gerçekten işlerine tutku ile bağlı olduklarını anlatan bir hikayeleştirme ile kendi değerlerini yaratan brokerlar görüyorum.

Ekaterina Walter:

 Etkili görseller kullanın. İnsan beyni görselleri, metinlere göre 60 bin kez daha hızlı algılar ve Y kuşağındaki alıcıların fotoğraf odaklı deneyimleri vardır. Aşırı bilgi yükleme çağında, çağdaş, ilginç ve yüksek kalitedeki görseller, içerik stratejinizin bir parçası olmalıdır.

Alexanfra Gibson:

 Her zaman bir şeyler isteyen siz olmayın. Anlaşmanızı almaktan daha çok vermeye yönelik bir temele oturtun. Bu işin yalnızca sizinle ilgili olmadığını hatırlayın.

Joda Mize:

 Markalaşma ile pazarlama arasında tartışılmaz bir fark vardır. İş sahipleri olarak siz, bu ayrımı yapma yeteneğine sahip olmalısınız. En nihayetinde markanız, kendiniz hakkında ne dediğiniz değil, tüketicinin sizin hakkınızda ne hissettiğidir.

Peter Brewer:

 Emlak profesyonelleri tarafından sunulan pazarlama stratejilerinin manzarası, giderek daha mülayim bir hal alıyor. Acilen farklılığınızı ortaya koyacak olan noktayı belirleyerek kendinizi daha özel hale getirin. Mülayimlik ve sıkıcılık öldürür. Dikkat çekin!

Anne Jones:

 Yüksek kalitede içerik paylaşmak, bir Mercedes sürmek ile eşdeğerdir. Henüz milyon dolarlık bir evler satmamış olabilirsiniz, ama pazarlamanız sizi öyleymiş gibi göstermelidir.

Debra Trappen:

 Kişisel marka hikayeniz ve niş pazarlama hedefinizin her ikisi de sevdiğiniz bir hayat ve iş içerisinde tasarlanır. Değerlerinizi ve asıl amacınızın ne olduğunu tanımlamalısınız. Ancak o zaman sizin değerlerinizi fark eden ideal müşteriler ortaya çıkar. Tutkularınızı paylaşın ve deneyimlerinizden zevk alın!

Rivers Pearce:

 Pazarlama üzerine bir kuruş dahi harcamadan önce, benzersiz olan değerinizi ve hedef kitlenizi anlamak için zamanınızı harcayın. Sonra bazı karakterler oluşturun ve hedeflerinizi özelleştirin. Ancak o zaman zamanınızı, paranızı ve enerjinizi nasıl harcayacağınıza hazırlanmış olursunuz.

Carol Farrar:

 Topluluk oluşturun. Sizi tanıyan, seven ve güvenen insanlar, sizin savunucunuzdur. Düzenleyeceğiniz toplantılar, etkinlikler boyunca onlarla olan ilişkilerinizi güven içinde geliştirin.

Seth Price:

 Online pazarlama, bir füze bilimi değildir. Her gün yapılan bir yarı savaş durumu ve diğer insanlar hakkında konuşma durumudur.

Jack Miller:

 Gayrimenkul profesyonellerinin %55’i online görüşler ile çalışmıyor. Tüketicilerin ise %85’i oradalar. Gelecek 18 ay içinde firma görüşleri trendi artacak. Evinizi sıraya koyun ve olumlu görüşler biriktirmeye bakın!

Kim Colaprete:

 Gayrimenkul pazarlamasında başarı, benzersiz, tutarlı ve tamamen vizyonunuzu uygulayan bir durumda gelir. Birçok parlak fikir, not defterlerinde, Evernote beyin fırtınalarında veya Facebook grup sohbetlerinde kalır. Markanızı, vizyonunuzu ve planınızı öne çıkarın. Gerçek sihir, niş pazarlamanızı bildiğinizde ve fikirlerinizi notebookunuzdan sokaklara taşırdığınızda gerçekleşir.

Zach Schabot:

 Harika hikayeler anlatın! Her ev ve her müşteri hakkında özel bir şeyler vardır. Bazı şeyleri özelleştirmek ve onları paylaşmak sizin işinizdir.

Beverly Thorne:

 Gayrimenkul pazarlama yaklaşımı çok basit bir felsefedir. İşleme dayalı değil ilişkilere dayalı bir işiniz olduğunu unutmayın. Güne müşteri kazanmak üzere başlayın. Yapacağınız her anlaşma size ek anlaşmalar getirecektir ve bu yalnızca birileriyle iletişime ve ilişkiye geçtiğinizde olur. Uzun vadeli ilişkiler kurmaya bakın.

Chris Smith:

 Eğer sahip olduğunuz kullanıcı adı ve parola sayısı, müşteri sayısından daha fazlaysa, yanlış yoldasınız demektir. Müşteri kazanmak için ne üzerine çalışmanız gerektiğini çözümleyin ve daha fazlasını yapın.

Wendy Forsythe:

 Gayrimenkul profesyonelleri, çeşitli araçlarla ana mesajınızı oluşturduğunuz pazarlama platformunun koşullarında düşünmeye ihtiyaç duyarlar. Bu platformları benzersiz gayrimenkul hikayelerinizi anlatmak için kullanın.

Lisa Archer:

 Tutarlı olun ve destek çıkın. Müşterilerinizin bildiği, güvendiği ve sevdiği firma olun. Onların tüm sorunlarına cevap veren kişi olun.

Sarah Jones:

 Önemli sayıda iş yaptığınız ve size referans olabilecek en hevesli müşterilerinizi belirleyin ve onlara şu soruyu sorun: Birine beni tavsiye ederken bunu nasıl ifade edersiniz? Aldığınız cevapların içinde değer önermenizi bulacaksınız.

Paul Tyma:

 Şu an piyasamızı ve müşterilerimizi tanımak için eşi benzeri görülmemiş fırsatların olduğu veri güdümlü bir dünyada yaşıyoruz ve şimdi meşgul olma zamanıdır. Veriler üzerindeki derin analizler, günümüzün en kritik pazarlama avantajıdır. Ama yarın kolay bir işkenceye dönüşebilir.

Mark Cohey:

 Tüm pazarlama çabanızı, tek bir noktaya, yani bir niş veya bir fikre yoğunlaştırın. Demografik çok önemlidir. Spesifik olun ve odaklanın.

Juliene Helman:

 Online müşteri oluşturma, hükümranlığını sürdürüyor.

Amy Smythe Harris:

 Teknolojiyi kucaklamak ve gayrimenkul ile nasıl bütünleştireceğini öğrenmek… Çeşitli teknolojileri anlamak, bir gayrimenkulü değil kendinizi pazarlamanıza yardımcı olur. Eğer işinizi düzgün şekilde kurmak istiyorsanız, potansiyel müşterilere ödemek zorunda değilsiniz.

Nicole Nicolay:

 Pazarlamanızı, işinize ve hayatınıza olan tutkunuzla doldurun. Sonra bu tutkuyu diğerlerine yardım etmek için kullanın. Yardımlarınız onların hayatlarında büyük bir etki yaratacaktır ve ileriki zamanda bir hamle yapmak istediklerinde akıllarına ilk sizin isminiz gelecektir. Onlar hatırlayacaklar ve sizde görmüş oldukları tutku ve yardımseverlik ile birlikte iş yapmak isteyecekler.

Sam Debord:

 Küçük bir işletme olarak, çabukluk sizin için bir avantajdır. Benzersiz ve hızlı bir lezzet olun ve olmayan devi ortaya çıkartın.

Ara Mamourian:

 Eğer içeriğinizde fikirlerinizi güçlü bir şekilde ifade edemezseniz, ilişkilerinizi geliştirmek için fırsatları kaybedersiniz. Her şeyden önce müşteriler ile iletişime geçmenizi sağlayacak bir kıvılcım yakalamanız gerekir.

Ben Kinney:

 Nasıl ev gösterimi yapacağınız, pazarlamanın en önemli parçasıdır. Sadece ev gösterimi değil, aynı zamanda online ev gösterimi de öyle. Dronelar gibi yeni teknolojileri kullanarak havadan fotoğraflar çekerek alıcıları heyecanlandırın ve satıcıları listenize katın.

Hangi pazarlama uzmanının sırrından etkilendiğinizi ve varsa bildiğiniz diğer uzman sırlarını benimle paylaşmayı unutmayın. 🙂

 

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Gayrimenkul Danışmanlarının Kötü Alışkanlıkları Nelerdir?

  1. Şikayet etmek
    Koşullardan memnun değil misiniz? Tamam olabilir. Peki memnun olmadığınız koşullar hakkında ne yapıyorsunuz? Ofis mutfağında sigara içerken koşullar hakkında homurdanmak bir işe yaramaz biliyorsunuz. Ya da her fırsatta 
    alt yapı vardı da biz mi başaramadık” demek başarılı olmanızı sağlamaz. Koşullardan memnun değilseniz önce ilgili kişiye çözüm önerinizi iletirsiniz. İlgililer ilgisizse ya da çözüm aramıyorsa kendinize istediğiniz koşullara sahip olduğunu düşündüğünüz yeni bir ofis ararsınız. O da olmadıysa kendi ofisinizi açarsanız. Siz yeter ki derdinize çare arayın.

  2. Başkalarını suçlamak
    Hayatta başımıza gelen şeylerin büyük bir kısmının sorumlusu biziz. İş yerinde biri hakkınızı mı yiyor, engel olun. Dedikodunuzu mu yapıyor, geçip karşısına yüzleşin. Güvendiğiniz insanlar size kazık mı atıyor, seçimlerinizi gözden geçirin. Bazı şeylere ulaşmanıza başkalarının davranışları engel olabilir ama onları suçlayarak hatalarını düzeltmelerini beklemek size hiçbir şey kazandırmaz. Siz yolunuza devam edin. Sizi yolunuzdan başkası alıkoymaz. Sadece önünüze engel çıkaran olur. Üzerinden atlayacak ya da teslim olup vazgeçecek olan sizsiniz.
  3. Zamanınızı boşa harcamak
    Arkanıza dönüp baktığınızda boşa harcadığınıza en çok pişman olacağınız şeydir zaman”. Lak lak ederek, candy crush oynayarak harcadığınız o zamanın onda birini kendinizi geliştirmek için harcasaydınız bambaşka bir yerde olurdunuz.
  4. Dedikodu yapmak
    Başkalarının hayatı ve hataları kendilerini ilgilendirir. Ortada sizi ilgilendiren bir durum varsa bunu üçüncü bir kişiye değil direkt ilgili kişiye söylemelisiniz. Dedikodu yapıyorsanız, dedikodusunu yaptığınız kişinin yüzüne karşı düşüncelerinizi söyleyemeyecek kadar korkaksınız demektir. Başarı korkakları sevmez.
  5. Hata yapmaktan korkmak
    Hata yapmıyorsanız bir şey yapmıyorsunuz demektir. Yeni bir şey deneyen herkes bir kaç hata yapar çünkü. Hata yapmayı göze almak, risk almayı öğrenmenizi sağlar. Aynı hataları tekrar etmeyin yeter. Başarı risk alabilme ve sonuçlarını sırtlanma sanatıdır. Başarısız olmayı göze almazsanız ilerleyemezsiniz. Hani filmlerde hep söyledikleri bir söz var 
    kaybedeceğim savaşa girmem ben” diye.  O sadece korkakların ve film karakterlerinin söyleyeceği bir laf. Çünkü zafer bir sürü yenilgiden oluşur.
  6. Sabit fikirli olmak
    Hayatta hedefler de hedefe ulaşmak için kullanılan yöntemler de değişebilir. Hedefte istikrarlı olmaya çalışabilirsiniz ama yöntemde esnek olmak zorundasınız. Zaman, koşullar, çevre ve hatta kendiniz sürekli değişirken yöntemlerinizi sabit tutarak ilerleme sağlayamazsınız. Sabit fikirli olmanız gereken tek şey iş ahlakınızdır.
  7. Tembellik
    Emek olmadan yemek olmaz. Çalışmadan başardığını düşündüğünüz kişiler siz bakmazken sizin bilmediğiniz yöntemlerle çalışıyorlar. Ne demiş John Hanke: 
    Bir gecede başarılı olmak 20 yılımı aldı.”

 

 

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Gayrimenkul Sektöründe Kazanan Kim? Ofis Mi? Danışman Mı?

yabancı-gayrimenkul-markaları

 

Bütün işi ben yapıyorsam neden ofise kazancımın yarısını vereyim?” 

Sorusu bence başlangıç eğitimlerinde sorulan en can alıcı sorudur. Henüz işe yeni başlamış bir danışmana bu paylaşım oranlarını haklı çıkaracak pek çok şey söyleyebilirsiniz. Yolun başında bir marka çatısı altında çalışmak bir avantajdır, kurulu bir düzende ilerlemek çok daha hızlı ve kolaydır, ofislerin masrafı çoktur, kendiniz ofis açsanız kazancınızın daha büyük bir kısmını ofis ve tanıtım masraflarına harcamak zorunda kalırsınız falan diye sıralarsınız.

Hepsi haklı sebeplerdir. Ama biraz yol almış, meslekte kendine güvenmeye başlamış danışmanlar karşınıza bu soruyla geldiğinde verdiğiniz cevapların yeterli olmadığını bilirsiniz. Bunun farkına varan pek çok ofis kendi içinde ciroya bağlı yükselen prim kotaları koyarak sorunu çözme yoluna gitti. Bu soru Amerika’da da çok sorulduğu ve cevabı pek tatmin edici verilemediği için gayrimenkul danışmanları kendilerine bir marka kurarak çözümü göstermeye çalıştılar. Danışmanlar için, danışmanlar tarafından kurulan bu markanın verdiği cevap işe yaramış olsa gerek ki hem kurulduğu ülkede hem de bizde kısa sürede hızlı bir büyüme sağladı.

Ofis sahipleri de Markaların kendilerinden çok kazandığını söylüyor.

Sistemden sadece danışmanlar şikayet etmiyor. Konu ofis sahiplerine gelince daha da karışıyor olay. Yeni ofis açacak birine markalı çalışmak ve markasız çalışmak arasındaki farkı açıklamak pek kolay olmuyor. Markalara yapılan ödeme kalemleri çok kalabalık ama sağlanan fayda çok göreceli. Üstelik her yerde her şehir ve kasabada aynı hızda sonuç alınamıyor.

Ofisler ne kazanıyor?

Ofisler markalara isim hakkı bedelleri dışında adı markadan markaya değişen aylık ödemeler yapar. Raporladıkları her işlemin yüzde sekizini, çatısı altında bulundukları markaya öderler. Eğitimler için ödeme yaparlar, kimi marka dergi çıkarıp almayı zorunlu hale getirir, rozetinden sözleşme koçanına her türlü logolu aksesuarı için piyasa fiyatının oldukça üzerinde fiyatlar talep eder. Büyük ve gösterişli kongreler, ödül törenleri düzenleyip otel, yol gibi masraflarınızı marka üzerinden ödeyerek bu etkinliklere katılmanızı ister. Bazen marka tarafından kesilmiş faturanın ne hakkında olduğundan bile emin olamazsınız.

Ofislerin sık sık ödemeler konusunda markalarla kavga ettiğini duyarsınız. Bu ödeme listesinin büyük bir kısmını ofislerinden almayarak ofisleri koruduğunu söyleyen birkaç marka kurumsal imajını yükseltemediği için ofis sayısını arttırmasına rağmen danışman sayısı artışında pek ilerleme kaydetmeyi başaramadı henüz. Tuhaf bir çelişki değil mi? Sanki bir markaya ne kadar çok para verirseniz o kadar çok popülaritesini arttırıyorsunuz.

Birbirine çok benzer yapılarla kurulmuş olsa da çoğu yurt dışından getirilip ülkemiz koşullarına uyarlanmaya bile çalışılmadan isim hakkı satmaya başlamış bu gayrimenkul aracılık markalarının her biri yoğurdunu kendi usulünce yer. Farklı faydaları ve farklı sıkıntıları vardır. Etrafınıza bir sorun. Bir markadan diğerine transfer olan pek çok ofis sahibi de size benzer şeyler söyleyecektir. Temelde sorun sabittir. Beklentiler ve sonuçlar birbirini bir türlü tutmaz. Ne ofisler markalardan beklediklerini alabilir ne de danışmanlar ofislerden.

Markalar arasında henüz insanı ön plana koyup farklılaşmayı başaran pek çıkmış olmasa da ofisler arasında kendi düzenini kurup, çalışma koşullarını sinir bozucu olmaktan çıkaran ve beraber çalıştığı danışmanlarıyla hem verimli hem de herkesin kazançlı çıktığı bir iş modeline dönüştüren birkaç ofisin varlığını kendi gözlerimle gördüğümü söylemeliyim. Bunu da markalarına ters düşmeden yapabiliyorlar.

Şimdi gelelim sorunun cevabına.

Gayrimenkul sektöründe gerçek kazanan kimdir?

Cevap öyle kestirip atabileceğiniz, genelleyebileceğiniz bir şey değil emin olun. Şu anki duruma bakacak olursak en büyük kazancı isim hakkı satan markalar sağlıyor gibi görünüyor. Ama hepimizin bildiği bazı gerçekler var. Pek çok ofis gerçek cirolarını markalarına raporlamıyor. Bir o kadarı da isim hakkı olarak vermeyi kabul ettiği toplu ödemenin taksitlerini ödememeyi ve aylık ödemelerini yapmamayı seçiyor. Bazı ofisler neredeyse aracılık hizmetinden çok danışman alıp satarak para kazanıyor. Markasından daha yüksek oranda kar eden ofis var mı, evet var. Ofisine kazandırdığından daha çok kazanan danışman var mı, ohooo pek çok. Yani bu kargaşada maalesef en çok kazananlar kestirme yoldan gidenler oluyor hala.

Benim fikrimi sorarsanız kimin kazandığını bence ofis sahipleri belirliyor. Markayla ilişkiniz de danışmanlarla ilişkiler de ofis sahiplerinin gücü ve becerisine kalmış. Güçlü olduğu için markalardan ayrıcalık kazanmış ofisler hakkındaki söylentileri mutlaka duymuşsunuzdur.

İş böyle olunca sosyal medyadan markasıyla kavgalarını açık eden ve sektörün ve markasının ipliğini pazara çıkaracağını söyleyen pek çok paylaşım görmeye başladık. Kimisi ima yoluyla kimisi açık açık yaşadığı sorunları sosyal medyadan anlatmaya başladı. Sonuçları ne olacak pek emin değilim. Markalar bu isyanın böyle açıkça yapılmasını ciddiye alıp pozisyonlarını yeniden mi belirleyecek yoksa görmezden gelip bu açıklamaları yapanları suçlayacak ya da kendilerinin haklılığını savunacak dedikodular mı yayacaklar bekleyip hep beraber göreceğiz.

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Klasik Emlakçı mı? Yoksa Teknolojik Emlakçı mısınız?

İçinde bulunduğunuz sürekli değişen ve teknoloji odaklı iş ortamında, sizin için en değerli ham madde yaratıcılıktır. Ancak gayrimenkul sektöründe yaratıcı teknoloji uygulamalarını kullanmak veya bu tür uygulamaların öncüsü olmak anlamında kimsenin zorunluluktan öteye geçen bir çabası bulunmuyor.

Elbette teknoloji ile bütünleşik şekilde çalışan ve yaratıcılığını konuşturan danışmanlar mevcut. Ama çoğunluk, sadece sistemin bir dayatması olarak gördüğü için, işlerinde teknolojik girişimleri kullanıyor. Bu da özgür düşünce biçimini kısıtlayarak yaratıcılığın sıfır noktasına inmesine neden oluyor.

Yaratıcılık ile Teknolojinin Bağlantısı

Peki, yaratıcılık için teknoloji şart mı? Elbette hayır. Bundan yirmi sene öncesinde teknoloji gayrimenkul sektörüne bu kadar hakim olmadan önce de aslında yaratıcı olmanın önemi çok büyüktü. Çünkü yaratıcılık farklılık yaratır. Gayrimenkul sektöründeki kalabalığın içerisinde farklılaşmak ise inanılmaz bir artıdır. Ancak günümüzün sektöründe farklı olmak demek, teknoloji ile öne çıkmak demek haline geldiği için bu durumu göz ardı edemeyiz.  

Yaratıcı Teknoloji Fikirleri ile Daima İleri Gitmek

Gayrimenkul firmalarının ve danışmanların bu yaratıcılıktan uzak olmaları gerçekten çok üzücü. Çünkü yaratıcılık, firmalar için daha ileriye gitmeleri anlamında birer köprüdür. Bir fikir olarak kalan yaratıcılığın bile size faydası çok büyük olacaktır. Müşterilerle mesajlaşmanın ardından mobil uygulamalar üzerinden mesajlaşmaya geçiş ve video aracılığı ile müşterilere ulaşma fikrinin ardından yeni çıkan droneları kullanarak ev gösterimi yapma fikrinin ortaya çıkması bu duruma en güzel örnektir. Facebook reklamları ile pazarlama stratejileri yaratmak veya Periscope üzerinden müşterilere canlı yayın yapmak da bu tür yaratıcı fikirlerin arasında yer alıyor.

Her An Nasıl Daha Yaratıcı Olabileceğini Düşünen Firmalar

Yeni teknolojiler, yeni müşteri deneyimleri kazanmanızı sağlayabileceği gibi, iş yaşamınızı taze ve heyecanlı tutmanızı da sağlar. Peki, siz nasıl bir firma veya brokersınız? Her gün kendini yenileyen ve yaratıcı düşünmenin fark yaratacağının farkında olan mı? Yoksa her geçen gün sektör içerisinde adını duyurma konusunda yetersiz kaldığını görerek günlerini bekleyerek geçiren mi?

Yaratıcı düşünme alışkanlığını edinen firmalar, gece uyumaya hazırlanırken bile bu teknolojileri nasıl daha yaratıcı kullanabileceğinin hayalini kurarlar. Elbette ki sektöre yeni girenler, bu sektörün ana çalışma kriterlerini oluşturan adımları çok iyi bilmelidirler. Bir liste oluşturmak, veri tabanı hazırlamak, pazarlama yöntemlerini incelemek, müşteriler ile nasıl diyalog kurulması gerektiğini öğrenmek, kontrat imzalama aşamasında dikkat edilmesi gerekenlere göz atmak gibi temel bilgiler üzerine çalışmanız şarttır.

Ancak bunları sektördeki herkes zaten yapıyor. Siz bu kadar çok firmanın arasında nasıl tanınacaksınız? İş yaşamanızı zinde tutmak için ve yaratıcılığınızı hiçbir zaman öldürmemek için ne yapacaksınız? Her gün aynı süreci yaşadığınız bir hayattan ve iş yaşamından sıkılmayacak mısınız? Zaman içerisinde bu sektöre yıllarınızı verdiğiniz halde bir gram dahi ilerleyememiş olmak, canınızı sıkmayacak mı?

İşte tüm bu durumlardan sıyrılmak için kazanılması gereken en önemli şey yaratıcı düşünmektir. Yaratıcı düşünmeye çalışmak, hem kendi hayatınızı hem iş hayatınızı canlandıracaktır. Bunun için sadece teknolojiye odaklı düşünmeniz gerekmez. Örneğin bazı riskler alarak %100 komisyon usulüne geçebilir ve başkalarını dinlemek yerine tamamen kendi kendinize işinizi keşfetmeye başlayabilirsiniz. Veya uzun veri tabanları listeleyerek çalışmak yerine, tamamen internet teknolojisini kullanmaya yönelebilirsiniz. Günümüzde sayısı gittikçe artan gayrimenkul alım satım girişimlerinden birisini seçerek, iş yaşamınızı tamamen o yapı üzerinden sürdürebilir ve böylece çok daha hızlı satış kapama süreçleri yaşayabilirsiniz.

Nereye Ait Olduğunuzu Bilin

Eğer sektöre yeni başladıysanız bu fikirleri göz önünde bulundurarak başlamanızı tavsiye ederiz. Eğer yıllardır bu sektör içinde çalışan bir firmaysanız, o zaman geçmişe dönerek kendinizi gözden geçirmenizi öneririz. Gerçekten daha fazla temel eğitim almaya ihtiyacınız var mı? Hala nasıl liste oluşturacağınızı mı düşünüyorsunuz? Artık bu gibi şeylere ihtiyacınız yok. Farklı ve yaratıcı düşünün. Kendinizi yeniliklere adapte olma konusunda cesaretlendirin. Böylece yerinizde saymak yerine daha ileri adımlar atabilirsiniz.

Son birşey daha 

Sıradanlıktan sıradışı başarılara ulaşmak isteyen emlak danışmanları, beni takip ederek yazılarımı okuyarak mesleğinizde farklılık yaratın. Dünyada emlak endüstrisi hakkında neler olup bittiğini, yeni ve yıkıcı teknolojik girişimlerin sektörde ne gibi değişikliklere yol açtığını öğrenin.

Takipte kalmanız size değer katacaktır.

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.


Kazanan Emlak Dehasının Örnek Çalışma Stili Nasıl Olur?

Geleneksel Gayrimenkul Modeli ile Kazanan Emlak Dehasının Örnek Çalışma Stili...

Michael Friedman… Her sabah kravatını bağlıyor, takımını çekiyor ve cilalanmış ayakkabılarını giyerek emlak ofisi The Grubb’a doğru yola koyuluyor. Hatta iş arkadaşları olan Ed Kuo ve Dana Cohen, onun bu geleneksel bakış açısını yansıtan görünümü hakkında ufak bir takılma ile sabaha başlıyorlar. Üçlünün sabaha bu neşeli başlangıcı, “eski okul” bankacı stilini özetliyor değil mi? Ancak The Grubb firmasının emlak danışmanları olan bu isimlerin elde ettiği başarılar, hiç de yabana atılacak cinsten değil. The Grubb 2014 yılında, içinde bulunduğu piyasanın yüzde 14’ü gibi büyük bir oranını temsil etmesinin yanı sıra tamamladığı 781 işlem üzerinden tam 925 milyon dolarlık satış yaptı.

Firmanın başkanı ve eş kurucusu olan DJ Grubb ise bu geleneksel iş temposunun baş isimlerinden biri. Her gün sabah 9’da ofise gidip akşam 5’te evine dönüyor. Babası Donald Grubb, bu firmayı 25 yıl önce kurmuş ve oğluna teslim etmiş. Piyasaya çıkan yeni emlak firmaları ve brokerları farklı olmak adına garip görünümlere bürüne dursun, Grubb ise geleneksel görünümünün altında son derece tutkulu ve zekice bir iş stratejisini sürdürmeye devam ediyor.

Danışmanların Çalışma Yapısı

The Grubb şirketi, pazarlama, bilişim ve diğer hizmetlerde olmak üzere 65 ayrı firma ile ortak çalışmasının yanı sıra 15 tane tam zamanlı personeli bulunuyor. Bu çalışma biçimi, danışmanların hizmet verdiği müşterilere tam anlamıyla odaklanmalarını sağlıyor.

Danışmanlar, geleneksel komisyon oranına sadık kalarak çalışıyorlar. Hedefleri ise bir yıl boyunca en az 1000 anlaşma yaparak, ulaşabilecekleri en yüksek satış meblağına ulaşmak. Danışman başına belki 15 anlaşma düşüyor olabilir, ancak bu satışların değerleri ise pek çok firmanın yarışamayacağı düzeyde. Kendi bölgelerinde delicesine satışlar gerçekleştiren danışmanlar, firma için büyük bir gelir elde ediyorlar.

Her gün ofisteki kendine ait odasına gidip gelen Grubb, personellerinin de firmanın iki ana ofisine gelmelerini istiyor. Her haftanın Salı günü ise firma çapında bir saatlik bir satış toplantısı yapıyorlar. Grubb, bu konu hakkında üzerlerindeki sorumluluğun büyük olduğunu belirterek disiplinli ve birebir temasın ön planda olduğu bir çalışma sistemini benimsediklerini söylüyor.

Firmanın İş Kartlarındaki Yaratıcılık

Firmanın iş kartlarının hepsi aynı stilde hazırlanıyor. Beyaz arka plan üzerine siyah kara kalem çizimi şeklinde hazırlanan bu kartlar, katı iş disiplini yaklaşımına bir renk katarak oldukça yaratıcı ve rahat bir görünüm kazandırıyor. Öyle ki web sitelerinde ofislerinin görüntülerini dahi bu kara kalem çizim yöntemi ile hazırlayıp eklemişler. Grubb bu fikri, 15 yıl önce The Wall Street Journal’den esinlenerek bulmuş. Gördüğünüz gibi yaratıcılık ve farklı düşünmek denilen şey işte bu!

Az ama Öz Teknoloji ile Birebir Temasın Önemi

Grubb firmasında öne çıkan bir diğer özellik de teknolojinin ıcık cıcık her konuda kullanılmıyor olması. Her şeyden biraz diyerek bilinçsizce atılmak yerine, sadece ihtiyaçlarına göre kullanabilecekleri teknolojileri seçiyorlar ve hakkını vererek kullanıyorlar. Komple bir teknoloji paketi yerine, özellikle müşteri yönetimi alanında kendilerine fayda sağlayacak girişimleri tercih ediyorlar. Örneğin DocuSign veya SkySlope gibi… Ancak yine de firmanın ana malzemesi kağıt olmaktan kurtulamıyor. Bu firma, teknolojiye zekice ayak uydururken, aynı zamanda sektörün ana maddelerini de unutmuyor.

Y Kuşağını Hedefleyen Bakış Açısı

Grubb firması, geleneksel yapısının altında yenilikleri takip eden Y kuşağını da hedeflemesini inanılmaz bir şekilde başarıyor. Daha mobil dostu ve daha çok resim destekli olması için web sitesini yenileyen Grubb, bu kuşaktaki alıcıları etkileme amacını taşıdığını açıkça belirtiyor. Grubb bu konuda işin püf noktasını yakalamış:

Lüks, Y kuşağı alıcılarına satılmaz, ancak görsel bir hikaye sunmak onları çekmenin en iyi yoludur.

Geleneksel Kültürü Bakım Altına Almak

Grubb, benimsedikleri geleneksel kültürün körü körüne tutulan bir inat olmadığını belirtiyor. Sadece geleneklere güvenemeyiz diyen Grubb, kültürün bazen bakıma alınması gerektiğini ve geleceğin gözü ile bakılması gerektiğini de sözlerine ekliyor.  

Teknolojiden uzak bir geleneksel gayrimenkul anlayışı ile iş yapan Grubb, yılların verdiği deneyimle ve iş dünyasına karşı mükemmel bakış açısı ile ayakta durmayı başarıyor.

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Başarının Peşinde Olan Emlak Uzmanları Ne Yapmalıdır?

Çevrenizde gördüğünüz ya da takip ettiğiniz başarılı emlak profesyonellerini başarıya götüren bir takım sırları olduğunu biliyoruz. Onları diğerlerinden ayıran, farklılaştıran ve oyunda yukarılara çıkmalarını sağlayan bu sırlar aslında başarılı olabilmelerinin de temel nedenlerindendir.

Bu sırlara tek tek değinmeye başlamadan önce günümüzde artık teknolojik araçların kullanımı ve etkin pazarlama teknikleriniz yoksa başarılı olmanızın oldukça zor olacağını öncelikle belirtmekte fayda var.

Şimdi dilerseniz size başarıya taşıyacak olan bu sırlara tek tek değinelim;

Kendine güven

Emlak piyasasında başarılı olmak istiyorsanız kendinize güvenmek zorundasınız. Karşınızdaki kişilerin gayrimenkullerini en kısa sürede en uygun fiyata satacağınıza ya da aradıkları evi kısa sürede uygun fiyata bulacağınıza ikna edebilmeniz için öncelikle sizin de ikna olmanız gerekir. Siz kendinize inanıp güvenmezseniz başkalarının size güvenmesini beklememelisiniz.

Emlak piyasasında başarılı kimselere baktığınızda hepsinin kendilerine güveni olan kimseler olduklarını görürsünüz. Kendine güvenmeli ve bunu müşterilerinize de göstermelisiniz. Müşteriler kendilerine güvenen kimselerle çalışmayı tercih edeceklerdir.

Bir düşünün “Ben her şeyi satabilirim, satamayacağım bir şey yoktur” diyen ve elinde bunu ispatlayan başarı istatistiklerine sahip biri ile mi çalışmak istersiniz yoksa “Satarız satarız da zamanını bilemem belki alıcı uzun zamanda çıkar (hacı) 🙂” diyen biriyle mi?

Kendinize güvenin ve bunu müşterilerinize göstermekten çekinmeyin. 

İlgili: Müşterilerinize Profesyonelliğinizi İspat Edin Rekabeti Kazanın

Farklı olma gerekliliği

Emlak piyasasında kalabalıklardan sıyrılıp oyunu doğru oynayanların yanına yukarıya çıkmak istiyorsanız diğer emlak uzmanlarından farklı davranmanız gerekir. Kişisel ya da şirket markanızın nasıl olması gerektiğini gözünüzde canlandırın. Sizi her alanda diğerlerinden ayrıştıracak fikirler üretmeye çalışın. Farklı olmanız insanların dikkatini çekecek ve sizi tanımak isteyeceklerdir.

Yaptığınız her şeyin birbiri ile tutarlı olmasına dikkat edin. Tüm pazarlama faaliyetlerinizin tüm iş faaliyetlerinizin hepsinin aynı doğrultuda aynı hedef için istikrarlı ve tutarlı olmasına özen gösterin. Müşteriler en ufak bir tutarsızlık sezer ise size güvenini kaybeder bu da hem sizin hem de şirketinizin itibarını zedeler.

İlgili: Hedef Kitlenizi Belirleyin, Etkili Kampanyanızı Kendiniz Oluşturun

Niş alan belirleme

Emlak piyasasında pek çok farklı alan arasında dağılmak yerine kendinize belirli bir niş alan belirlerseniz başarı şansınız artar. Örneğin, ilk evini alan genç insanlarla çalışmayı seçebilirsiniz ya da sadece orta yaşlı kimselerle çalışmak isteyebilirsiniz.

Sadece lüks evleri satmayı tercih edebilir ya da sadece kiralık evlerle ilgilenebilirsiniz. Daha pek çok farklı alan olduğu gibi siz de bu farklı alanlardan birini seçebilirsiniz. Niş alan belirlemek sizin farklı pek çok alan arasında dağılmanızı engeller ve bir alanda uzmanlaşmanızı sağlar.

Niş bir alanınızın olması pazarlama faaliyetleriniz açısından da son derece önemlidir. Hedef kitlenizi daha kolay seçebilir ve sadece bu hedef kitleye yönelecek pazarlama faaliyetlerine yönelebilirsiniz. Bu hem enerjinizi hem de bütçenizi daha verimli kullanmanızı sağlar.

İlgili: Niş Pazarlama: Başarılı Satışların Arkasındaki Tek Gerçek

Hedefleriniz olmalı

Kısa vadede kendiniz ve firmanız için belirlediğiniz hedefleriniz olmalıdır. Bu hedefleri belirlemeli ve bunlara ulaşmak için uygulayacağınız süreçlerin adımlarını ve stratejilerini planlamalısınız.

Hedefinizi belirlemeden çevrede dolaşmak size hem zaman hem para kaybettirir. Bu nedenle hedeflerinizi 1 yıl, 3 yıl 5 yıl gibi uzun vadede belirlemeli ve planlarınızı bu hedeflere ve tarihlere uygun olarak yapmalısınız.

İlgili: “Mükemmel İş Planı İçin: “SWOT Analizi”

Küresel olma gerekliliği

Bugün artık hepimiz her şeyin küresel olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Sınırların ortadan kalktığı her türlü ticaretin yapılabildiği bu dünyada tabii ki gayrimenkul sektörü de küreselleşiyor.

Günümüzde yatırım amaçlı olarak pek çok farklı ülkede gayrimenkul edinen kişilere rastlamak mümkün.

Siz de emlak pazarlama çalışmalarınızı yaparken özellikle turistlik şehirlerde ya da büyük şehirlerde yabancı yatırımcıları da göz önünde bulundurabilirsiniz. Hedef kitlenizi doğru seçtiğiniz takdirde gayrimenkullerinizi küresel alanda da pazarlayabilir ve pek çok yabancı alıcı bulabilirsiniz. 

İlgili: “Uluslararası Alıcılara Ulaşmanın Sırları

Bilgi içeren yenilikçi ve farklı pazarlama anlayışı

Günümüzde artık pazarlama anlayışı da değişmiştir. Müşteriler sadece ürünü almak için yönlendirilmeyi değil bilgilendirilmeyi de talep ederler. Yapılacak olan pazarlama kampanyalarında müşterileri bilgilendirici içeriklere yer vermek hem müşterilerin gözünde saygınlığınızı artırır hem de size daha fazla güvenmelerini sağlar.

Hemen gayrimenkulü satmaya yönelik girişimler müşterilerin hoşuna gitmiyor ve bu tarz emlak uzmanlarından uzaklaşmak istiyorlar.

Pazarlama faaliyetlerinizi seçerken müşterilerinizin sizden faydalanabilmesine fırsat veren bilgilendirici içerikleri kullanmak hem size hem firmanıza prestij sağlar. Aynı zamanda potansiyel müşteri sayınızı ve iş hacminizi de artırır.

Yenilikçi ve farklı pazarlamaya faaliyetleriniz için düzenli bir bütçe ayırmalı ve bu işinizin devamı için bir gereklilik olarak görmelisiniz.

Bunun yanı sıra farklı ve ilgi çekici yerlerde tanıtımlarınızı yapmak gibi farklı pazarlama yaklaşımları geliştirebilirsiniz. Bölgenizdeki otobüs veya metro duraklarındaki ilan panoları kendinizi anlatan reklamlarınızı koyabileceğiniz farklı alanlar olabilir. Bu alanlar insanların önünden defalarca geçtikleri alanlar olduğu için isminizin ve markanızın akılda kalıcılığı artacaktır. 

İlgili: “A-Z’ye Etkili Emlak Pazarlama Planı Nasıl Oluşturulur?

Teknoloji entegrasyonu

Günümüzün teknolojik dünyasında sadece bilgilendirici pazarlama da yeterli olmayacak teknolojik imkanlardan sonuna kadar yararlanılan hem teknolojik hem de bilgilendirici pazarlama kampanyalarını hazırlayabilen emlak uzmanları potansiyel müşterileri gerçek müşteriler haline getirebilecektir.  

Teknolojiyi yalnız pazarlama faaliyetlerinde değil tüm iş modellerine entegre edebilmiş emlak uzmanları bunun faydasını göreceklerdir. Teknolojik araçlar bugün artık hem iş yapış biçimlerimizi modernleştirir hem de işlem sürelerimizi kısaltır. Süreçlerimizi takip ederken, yeni gayrimenkulleri internet sitelerinden izlerken, sosyal medya platformlarında gelen müşteri sorularını hızlıca cevaplarken hep entegre teknolojik araçlardan faydalanırız.

Siz de bir emlak uzmanı olarak teknolojik uygulamaları kullanarak daha çok müşteri kazanabilir, listenizdeki gayrimenkul sayısını ve bununla bağlantılı olarak kazançlarınızı artırabilirsiniz. 

İlgili: “Teknoloji, Gayrimenkul Profesyonellerine Olan İhtiyacı Ortadan Kaldıracak mı?

Online ortamlarda mevcudiyet

Emlak ofisinizin online ortamlarda mevcudiyetini gösterememiş olması sizin yarışa bir sıfır geride başlamanıza eşittir. Bugün pazarlamanın ve bilinilirliğin en önemli mecraları online ortamda bulunur. Bu nedenle hem internet sitenizle hem de Facebook, Twitter, Linkedin gibi sosyal ortamlardaki hesaplarınızla varlığınızı müşterilerinize göstermelisiniz.

Bu mecralar sizin potansiyel müşterilerinizle tanışma ortamınız olacağı gibi uzmanlığınızı mevcut müşterilerinize göstererek referans alabileceğiniz bir ortam olarak da kullanılabilir.

Sosyal medya hesaplarınızda doyurucu içerikler üretmeli ve içeriklerin tamamen özgün olmalarına dikkat etmelisiniz. Dikkat çekici ve farklı içerikleri sunarak daha çok müşterinin sayfalarınızı ziyaret etmesini sağlayabilirsiniz.

Kişisel markanız için farklılaştırma ve tutarlılık en önemli iki kavramdır. Bu konulara sosyal medya hesaplarınızda da özen göstermeniz gerekir. 

İlgili: “İçerik Pazarlamasıyla Müşterilerinizi Besleyin

Mükemmeliyetçiliği bırakın

Birçok emlak uzmanı yaptıkları işin harika olması için çaba gösterirken müşteri kaybeder ve müşterileri rakiplerini seçerler. Yaptığınız işin iyi olması yeterlidir ancak mutlaka hızlı olmalıdır. Emlak piyasası kararların çok hızlı alındığı hızlı akan bir piyasadır. Böyle bir piyasada sizin mükemmeli yapmak için kaybettiğiniz zaman müşteri ve iş kaybetmenize neden olur.

Unutmayın,” hızlı ve iyi” her zaman “yavaş ve harikayı” döver.

İlgili: Kendinize Güvenin, Hiç Kimse Sizden Daha Üstün Değil

Ekibiniz olmalı

Emlak piyasasında başarılı olmak istiyorsanız mutlaka iyi bir ekibinizin olması gerekir. Her işi kendiniz de yapabilirsiniz tabii ki ama bu şekilde büyümeniz çok zor olur. Eğer büyümek ve iş hacminizi artırmak istiyorsanız mutlaka arkanızda bir ekibinizin olması gerekir.

Ekibinizle adil bir iş bölümü yaparak daha fazla alana eğilebilir ve daha çok müşteriye ulaşabilirsiniz.

İlgili: “Gayrimenkul Sektörü Yarış Tutkusuna Benziyor

Mentorunuz ya da akıl hocanız olmalı

Uzmanlığından ve tecrübelerinden faydalanabileceğiniz emlak piyasasını bilen bir akıl hocanız ya da mentorunuz olmalıdır. Bu kişi sizin odaklanmanızı sağlayacak ve hedeflerinize ulaşmanız için yardım edecek yol gösterecektir.

Özellikle hedeflerinizin belirlenmesi aşamasında mentorunuzun yardımı son derece önemlidir. Hedeflerinizi belirlemeli ve küçük küçük adımlarla ona ulaşmaya çalışmalısınız. Tüm bu çalışmalar sırasında sizi motive tutacak kişi mentorunuz olacaktır.

İlgili: “Sektöre Yeni Giren ve Kalıcı Olmak İsteyenler İçin Tavsiyeler

Bir slogan ya da kimlik kazandırmak

Firmanızın ya da sizin bir sloganınız olmalıdır. Kendiniz ya da şirketiniz için oluşturacağınız bu kimlik ve slogan son derece önemlidir. Kendinizi ve şirketimizi pazarlarken faydalı olacak olan slogan ve kimlik potansiyel müşterilerinizin dikkatini daha çabuk çekmenizi sağlar.

Etkili bir slogan ve kendiniz için yarattığınız kimlik ile akılda kalıcılığınız artacak ve daha çok insanın dikkatini çekeceksiniz.

Yeni girişimleri ve medya şirketlerini takip edin, onların markalarını ve kendilerini nasıl pazarladıklarını metinleri dahil inceleyin, kendi sektörünüze uygulayabileceğiniz örnekleri farklılaştırarak kullanmaktan çekinmeyin.

İlgili: “Sizin Dijital Etiketiniz Ne Durumda?

Haber Bülteni yayınlamak

Mevcut müşterinizin akıllarında kalmayı sağlamak ve yeni müşteriler edinebilmek için haftalık, on beş günlük ya da aylık haber bültenleri yayınlamalısınız. Sektörünüze ve bölgenize ait haberleri içeren bu haber bültenleri sizin müşterilerinizin aklında kalmanızı sağlayacak ve uzmanlığınızı kanıtlayacağınız bir mecra yaratacaktır.

Haber bültenlerinizi email ile paylaşabilir ve ilgi çekici başlıklar vererek okunurluğunu artırabilirsiniz.

İlgili: “Etkili Emlak Bülteni Hazırlama Rehberi

Online ortamların fırsatlarını kaçırmamalı

Emlak piyasası online ortamda da her gün daha fazla gelişiyor ve her gün yeni emlak siteleri ortaya çıkıyor. Bu nedenle online ortamdaki iş fırsatlarını kaçırmak çok da anlamlı olmaz. Online ortamı çok sıkı takip etmeli ve buradan çıkan fırsatları da değerlendirmelisiniz.

Online ortamda sizin çevrenizdeki gayrimenkulleri takip ederek mal sahipleri ile iletişime geçebilir ve gayrimenkulleri listenize ekleyebilirsiniz. İsterseniz emlak sitelerine giren gayrimenkullerin bilgilerinin size ulaşması için otomatik programlar kullanabilir ve mal sahiplerine en önce siz ulaşabilirsiniz.

Mal sahiplerine ulaşma konusunda emlak sitelerinin yetersiz kalması durumunda varsa Linkedin ya da Facebook hesaplarından onlara ulaşabilirsiniz. Teklifinizi yapabilir sıcak bakarlarsa bir randevu alabilirsiniz. 

İlgili: “Emlak Uzmanları İçin Dijital Pazarlama

Yabancı Dil Bilmeyen Gayrimenkul Profesyonelleri Artık Sorun Yaşamayacaklar…

Dünyanın ilk akıllı kulaklığı, kullanıcılar arasındaki dil farklılıklarından ve tercüme zorluklarından kaynaklanan problemleri tamamen yok edecek gibi görünüyor. Özellikle iş dünyasında kullanılması için tasarlanmış olan bu kulaklık, kanımızca gayrimenkul sektöründe de bir çığır açabilir.

Gayrimenkul sektöründeki profesyoneller için korkulu bir rüya haline gelen dil problemi ve bu sebeple uluslararası alana yayılamama sorunu, Pilot Akıllı Kulaklık ile ortadan kalkabilir. Bir dil kursuna gitmenin hayatınızdan çaldığı onlarca saat ve akıllı telefon üzerindeki tercüme uygulamalarından yarım yamalak çevirdiğiniz cümlelerle müşterinizle yanlış anlaştığınız o anlar artık geride kalabilir.

Nasıl Kullanılıyor?

Pilot adı verilen bu akıllı kulaklık, konuşma tanıma, otomatik tercüme yapma ve ses sentezi için kullanılabiliyor. Şu an için yabancı dildeki insanlarla iletişime geçebilmek için iki tarafta da bu kulaklığın takılı olması gerekiyor. Ancak Waverly Labs ilerleyen zamanlarda buna gerek kalmadan da dünyanın her yerinde her tür insanla iletişime geçilebileceğini hepimize vaat ediyor. Kulaklığın nasıl işlev gösterdiğine dair işte bir örnek video!

VİDEOYU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…


Hangi Dillere Çevirebiliyor?

Pilot akıllı kulaklık, başlangıç olarak İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Portekizce ve İtalyanca dilleri için geliştirilmiş, ancak yakın zamanda Almanca, İbranice, Arapça, Rusça ve Slav dillerine de çevrileceği duyurulmuş durumda. Bu dillerin içerisinde henüz Türkçe mevcut değil, ancak sürekli gelişen dünyada Türkiye’nin sektörlerdeki payını düşünürsek, sonradan Türkçe’nin de eklenebileceğini düşünüyoruz. Bu biraz da Türk kullanıcıların talebine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Kablolu mu Şarjlı mı?

Bu kulaklığın bir iyi yanı da hiçbir kablosunun olmaması. Kulağınıza yerleştirebileceğiniz ufak bir kulaklık olan bu cihaz son derece basit bir yapıya sahip. Kırmızı, beyaz ve siyah renklerde üretilen kulaklık, konferans modunda kullanılırsa, birden fazla insanın sanki aynı dili konuşuyormuş gibi dinlenebilmesini sağlıyor. Ürün iki ayrı kulaklık, kulağa tam oturmasını sağlamak için üç farklı kulaklık ucu ve bir aplikasyon ile birlikte satılıyor. Şarjlı çalışan cihazın kullanım ömrü 4-6 saat arasında değişiyor.

Fiyatı Ne Kadar?

Yenilikleri takip eden ve işini her daim geliştirmeye yönelik düşünen profesyoneller için Pilot akıllı kulaklığının ücreti 249 ile 299 dolar arasında bir değere sahip. Ancak şu anda ön sürüm yazılımını satın alırsanız fiyat 199 dolara kadar düşüyor. Satın almak isteyenler Indiegogo üzerinden hemen işlem yapabiliyor.

Bu konuyla ilgili,  “Skype çeviri aracı ile her dilde yazın” bir diğer yazımızı okuyabilirsiniz.

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Emlak Blogu Yazmak İsteyenlere 10 Önemli İpucu…

Bugün bir blog sahibi olmak artık çok kolay. Ücretsiz yazılımlar ve internet üzerinde bulabileceğiniz sayısız kaynak ile blogunuzu dakikalar içerisinde kurup hayata geçirebilirsiniz.

Fakat asıl iş bundan sonra başlıyor. Blogunuzu eğer sadece kendiniz için yazmıyor ve insanların takip etmesini istiyorsanız, elinizdeki en önemli araç içeriğiniz olacaktır. İster tek kişilik dev bir kadroya, ister çok yazarlı bir yapıya sahip olsun blogunuzun içeriğine gerekli önemi vermezseniz bir süre sonra ziyaretçi istatistiklerine bakmak kendi kendinize konuşuyormuş hissine kapılmanıza yol açabilir.

Özellikle yeni başlayan ve orta seviye blog yazarlarının işine yarayacağını düşündüğümüz, içerikle ilgili 10 önemli ipucunu bir araya getirdik.

1- Kimin için yazıyorsunuz?

Eğer hedef kitlenizi tanımlayamazsanız, onlarla iletişim kuramazsınız. Yazdıklarınızı okumalarını istiyorsanız hedef kitlenizin kimler olduğunu, ne sevip ne sevmediklerini, ne yiyip ne içtiklerini anlamaya çalışmak zorundasınız.

Başlangıçta hedef kitlenizle ilgili ön görüleriniz %100 başarılı tahminler olmayabilir. Hiç hedeflemediğiniz kullanıcı profillerine rastlayıp, “bunlar da kim?” dediğiniz ziyaretçilerle karşılaşacak olursanız panik olmaya gerek yok. Bu durum son derece doğal…

Hazırladığınız içerik sizin başlangıçta hedeflediğinizden farklı bir kitlenin ilgisini çekebilir. Örneğin siz grafik profesyonellerine hitap etmeyi planlarken, grafiğe meraklı ama yeni başlayan kullanıcılar sitenizi daha faydalı bulabilirler. Bu gibi durumlarda, ziyaretçilerinizi değil en başta tanımladığınız hedef kitlenizi gözden geçirmekte fayda var.

Bu arada eğer bu maddenin sorusuna “kendim için yazıyorum” yanıtını verdiyseniz, size 20 dakika kazandıralım; doğrudan 10. maddeye geçebilirsiniz ?

2- Alıntı yapın, kopyala-yapıştır asla

Özellikle yazmaya yeni başladıysanız, kısa süre sonra bunun sandığınız kadar kolay bir iş olmadığını farkedeceksiniz. İlk zamanlarda günde birkaç kez yeni yazı yayınlarken, haftada birkaç keze, oradan da ayda bir iki yazıya düşüp paniğe kapılabilirsiniz.

Bu durumda çoğu kez blog boş kalmasın, yayınlanan yazıların arasında çok uzun süre olmasın niyetiyle kolay yoldan içerik elde etmek akla gelir. Bir süre sonra kendinizi her gün başka blogların veya yayınların içeriğini kopyalarken bulabilirsiniz. Bu blogunuzun sonu anlamına gelir. Çünkü okurlarınız için bu yazıların orjinal kaynağına ulaşmak ve özgün içerikleri kaynağından takip etmek hiç de zor değil.

Diğer yandan alıntı yapmak konusunda durum çok daha farklı. Siz kendi özgün içeriğinizi üretirken, konuyla ilgili bilgilendirici veya eğlenceli alıntılar yapıp, bir de bunu yaparken kaynak gösterirseniz sadece içeriğinizi zenginleştirmekle kalmaz, okuyucularınıza aynı konuyu başka yerde bir arada bulamayacakları farklı perspektiflerden aktarma şansına ulaşırsınız.

3- Samimi ve mümkünse eğlenceli yazın

Eğer yazdığınız konu çok fazla teknik değilse, yazı dilinizi samimi ve eğlenceli hale getirmeye çalışın. Konu uygun olduğu sürece herkes her konuyu biraz daha sıcak ve eğlenceli bir halde okumaktan memnun olur.

Eğer espri yeteneğinize güveniyorsanız, yazı içine (abartmadan) ufak espriler serpiştirmeye çalışın.

Diğer yandan bunun oldukça riskli olduğunu da gözden kaçırmamak lazım. Eğer doğru dozu tutturamazsanız yazılarınız okurlar tarafından fazla “sulu” bulunabilir. Esprilerinize yakın arkadaşlarınız çok gülüyor olabilir ama sözlü esprilerdeki lezzeti yazıya aktarmak her zaman kolay değildir.

4- Konuya değer katın

Haber odaklı yayınlar için bir haberi ilk aktaran olmak yani “breaking news” hayati önem taşır ama bu tip haberler üretmek herkes için kolay, hatta mümkün olmayabilir. Profesyonel yayınların bu tarzda haberler yayınlama imkanı ve potansiyeli çok daha fazla olduğu için onlarla bu konuda yarışmak, özellikle yeni başlayan bloglar için mümkün değil.

En iyisi kendi blogunuzda aktarmaya uygun olduğuna inandığınız son dakika haberlerini kaynak göstererek, alıntı olarak kullanmak. Fakat burada ikinci maddedeki kopyala-yapıştır tuzağına düşmemek için bu habere kendi yorumunuzu ekleyerek değer katmanız en mantıklısı olacaktır.

Okurların çok büyük kısmı o haberi zaten ilk yayınlayan kaynağından okuyacaklardır. Aynı haberi sizin blogunuzda tekrar okumaları için tek geçerli sebep sizin başka yerde bulunamayacak özgün yorumunuzu eklemeniz olacaktır.

5- Uzmanlık alanınızı netleştirin

Aklınıza gelebilecek her konuya ait yatay olarak içerik üreten en az 10 farklı blog veya yayın bulabilirsiniz. Eğer uzun zamandır hayatta olan bu yayınlarla rekabet edecek potansiyeliniz yoksa, kenarda kalmamak için en iyi tercihinizi içeriği daha dar bir alanda sınırlamak olacaktır.

Örneğin size rahatlıkla şu an için teknoloji konusunda genel içeriğe sahip bir bloga daha gerek olmadığını söyleyebilirim. Eğer bir şekilde çok ciddi anlamda fark yaratamayacaksanız genel olarak teknolojiyi ele almak yerine, örneğin sadece cep telefonlarına odaklanın. Cep telefonları ile konuyu daralttınız ama bu da yeterli olmayabilir. O zaman sadece akıllı telefonlar veya sadece mobil işletim sistemleri üzerine yazın.

Ne kadar çok şeyden bahsetmeye çalışırsanız, içeriğiniz o kadar yüzeysel hale gelecek ve ciddiye alınma ihtimali de o kadar azalacaktır. Ama siz konuyu daralttıkça hem rekabetin daha az olduğu kanallarda varlığınızı sürdürebilir, hem de sınırlı kaynağınızı, vaktinizi daha rahat uzmanlaşabileceğiniz bir alana odaklayarak, okuyucularınız için daha doyurucu içerikler üretebilirsiniz.

6- Okuyucuya saygı gösterin – 1

Eğer blogunuzu önemsiyorsanız, okuyucularınızı da önemsemelisiniz. Elinizden geldiği kadar sık içerik üretmeye çalışın. Eğer haftalarca yazamıyorsanız, haftada en azından bir kez yazabilecek duruma gelmeye çalışın. Haftada en az 1 özgün içerek duruma gelene kadar blogunuzun pek ciddiye alınmayabileceğini göz önünde tutmalısınız. Ne kadar sık içerik sağlarsanız, blogunuzun o kadar değer kazanacağını unutmayın.

Hızlı başlayıp, yolda ivme kaybeden bloglar okuyucularını da kaybeder. Ve kazanılması en zor okuyucu bir kez kaybedilmiş olandır.

7- Okuyucuya saygı gösterin – 2

Okuyucunuz asla şişirme olarak nitelendirilen bir yazıyı hak etmiyor. Sakın ama sakın kolaya kaçarak, onlara kötü içerik sunmayın ve kulaktan kulağa pazarlamayı asla hafife almayın. İyi bir içeriğin ulaştığı bir kişi size 10 yeni okuyucu kazandırabilir. Diğer yandan kötü bir içerik yüzünden kaybettiğiniz okuyucuyu tekrar geri kazanmak sandığınızdan çok daha zor olabilir.

Eğer yoğun bir şekilde Twitter kullanıyorsanız burada anlatmaya çalıştığımızı daha iyi anlayacaksınız. Twitter aslında, bir tweet’den sonra bir anda takipçilerin nasıl bir anda azalabildiği gerçeğini ve kaliteli içerik üretmenin ne kadar önemli olduğunu pek çok kişiye en kolay yoldan öğretti.

8- Sinirlerinize hakim olmayı öğrenin

İnternetin bugün ulaştığı noktanın en büyük avantajlarından biri de insanların en pratik şekilde birbirleri ile etkileşime girebilme imkanı. Artık her hangi bir konuya yorum yapmak çok kolay. Her blog yazarının istediği şey, yazısına daha çok yorum yapılmasıdır.

Fakat her yorum beklediğiniz tarzda olmayabilir. Ne yazık ki internet, bazı kullanıcıların içlerindeki muhalif hisleri çok kolay bir şekilde ortaya dökmelerine de yardımcı oluyor. Yapıcı olmaktan uzak, ağır eleştiri ve hatta hakaret içeren yorumların sayısı ne yazık ki hiç de az değil.

Eğer blogunuza önem veriyor ve yakından ilgileniyorsanız, muhtemelen siz de bu tip moral bozucu yorumlarla karşılaşacaksınız. Bu tip durumlarda en sık tekrarlanan hata, bu tip yorumlara aynı tarzda yanıtlar vermektir. O yorumu yapan kişi belki konuyu ertesi gün unutacak, siz de 3 gün sonra anımsamayacaksınız bile. Ama internetin hafızası hepimizden daha keskin ve o gereksiz yoruma verdiğiniz gereksiz yanıt internette varlığını çok uzun süre koruyacak.

Bu tip durumlarda en güzeli konuyla ilgisiz, yapıcı olmaktan uzak yorumları görmezden gelmektir. Siz yanıt verdikçe o konu uzayacağı ve bir anda çığırından çıkabileceği için kendinize hakim olmayı öğrenmelisiniz. Eğer yorum gerçekten haksızsa, zaten diğer okurlar müdahale ederler. Eğer onlar da etmiyor ve hatta söz konusu yorumu destekliyorlarsa belki de yorumda bahsedilen konu, sizin geliştirmeniz gereken bir şeyleri gösteriyor olabilir.

Özetle sinirlerinize hakim olun ve yorumların hepsine kulak verirken gereksiz tartışmalardan uzak ama sizin için değerli olabilecek fikirlere yakın durmaya çalışın.

9- Hepiniz bu blog, bu blog hepiniz için

İş yaşamı, özel hayat derken bazen haftada 1 tek yazı yazmak bile zor olabilir. Neyse ki bu işi tek başınıza yapmak zorunda değilsiniz. Son zamanlarda Türkiye’de çok yazarlı bloglar da ciddi bir artış var. Bu moda olduğu için değil, aynı konuda fikirlerini paylaşmak isteyen insanların bir araya gelmesinin ortaya daha güçlü bir blog ortaya çıkartabildiğinin fark edilmesinden kaynaklanıyor. Çok yazarlı bloglarda hem daha zengin bir içerik elde etmek, hem de benzer konuları farklı bakış açılarıyla aktarabilmek açısından önem taşıyorlar.

Eğer blog konunuz sizin özel ilgi alanınızsa, muhtemelen çevrenizde aynı konuya ilgi duyan başkaları da vardır. Onların da bloga katkıda bulunmasını sağlayabilirseniz, ortaya okurlar için takip etmesi daha keyifli ve daha bilgilendirici bir yayın çıkacaktır.

Eğer imkanınız varsa veya blogunuz maddi bir değer üretiyorsa bu konuda profesyonellerden de yardım alabilirsiz. Ücretli içerik üretenlerin yazıları genellikle daha kaliteli ve profesyonel olacaktır. Blog’unuza yatırım yapma imkanınız varsa, doğru yönetim ile bu yatırımın maddi ve manevi karşılığını almanız sandığınız kadar zor değil.

10- Yazarken Eğlenin

İster sadece kendiniz için yazın, isterseniz büyük hedefleri olan sektörel olarak söz sahibi olmasını hedeflediğiniz bir bloga sahip olun; yazarken eğlenmek zorundasınız. Eğer yazarken eğlenmiyorsanız belki de yapmanız gereken şey bir blog yazmak/yürütmek değildir.

Eğer çok şanslı değilseniz özellikle başlangıçta ve büyük ihtimalle uzun süre bu işten çok ciddi bir gelir elde edemeyeceksiniz. O seviyeye ulaşacağınızın da garantisi yok. Ama kesinlikle denemeye değer ve denerken size devam etme gücü verecek tek şey yaptığınız işten keyif alıyor olmanız.

Yazı okuyucu ile aranızda tek taraflı bir köprüye benzer ve siz keyif alıyorsanız bu his okuyucuya da mutlaka yansıyacaktır. İşin kötü yanı zoraki yazıyorsanız bu his de ulaşacak ve siz keyif almadığınızda okuyucular da keyif almayacak.

Mutlaka aramızda çok tecrübeli blog yazarları da var ve yukarıda saymaya çalıştığımız noktalar önemli olmakla beraber, her şey bunlarla sınırlı değil. Eğer siz de yorumlarda bu konuyla ilgili tecrübelerinizi, fikirleriniz paylaşırsanız özellikle yeni blog yazarları için ortaya daha faydalı bir kaynak çıkartılmasına katkıda bulunabilirsiniz…

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Haftanın Kitabı: “Görünmeyeni Satmak” ve Emlak Sektörü İle Bağlantısı…

Haftanın Kitabı: “Görünmeyeni Satmak” ve Emlak Sektörü İle Bağlantısı

Bu haftaki kitap makalemizde, dünyanın en saygın şirketlerine pazarlamacılık ve tüketici davranışı konularında danışmanlık yapmış olan Harry Beckwith’in “Görünmeyeni Satmak” isimli kitabını ele alacağız.

Görünmeyeni Satmak, pazarlama üzerine bir kitap olmasının yanı sıra temelinde hizmet satmak ile ürün satmak arasındaki fark üzerinden yürüyor. Zaten kitabın adı da bu ayrımdan geliyor. Bir ürünü görebilir ve elle tutabilirsiniz, ancak bir hizmeti göremezsiniz. Dolayısıyla hizmet sektöründe görünmeyen bir hizmet satılır ve görünmeyen bir hizmetin pazarlaması yapılır.

Emlakçılık ve emlak broker/danışmanlığı, hizmet sektörünün en önde gelen alanlarından birini oluşturur. Bu nedenle kitapta belirtilen hizmet satmak ve pazarlamak konusundaki bilgiler bizleri de yakından ilgilendiriyor. Evet, emlak işinde gözle görülür bir ürün vardır. Mülk alınır ve mülk satılır. Ancak emlakçılık yalnızca bundan ibaret değildir. Aslında tüm emlak broker ve danışmanları, alıcılara ve satıcılara uzun bir sürecin her aşamasında farklı konularda danışmanlık yaparak hizmet verir. İşte bu yüzden emlak alanı hizmet sektörü ile çok yakın bir ilişki içindedir.

Bunun böyle olduğunu Beckwith’in kitabından kısa bölümler alarak irdeleyelim:

 Bir iş yapma tarzından çok bir düşünme tarzı olan yeni pazarlama anlayışıyla hizmet pazarlaması; hizmetlerin özelliklerini ve müşterilerin belirli özellikleri olan korkularını, sınırlı zamanlarını, bazen mantığa uymayan karar verme yöntemlerini ve en önemli dürtü ve gereksinimlerini anlamakla başlar.

Yazar burada, hizmet pazarlamacılığının temel sorunu olan hizmet kalitesini ele alarak konuya giriyor ve devamında geliştirilmesi gereken noktalara değinerek nihayetinde hizmeti pazarlarken müşterilerin satın alma davranışlarını anlamanın ve iletişim kurmanın önemini vurguluyor. Gayrimenkul sektöründe yaptığınız işin ne kadar insan ilişkilerine dayalı olduğunu bir düşünün. Beyin gücü, psikolojik güç, ikna gücü, yönetim gücü, yönlendirme gücü ve daha pek çok becerinizi müşteri karşısında adeta konuşturursunuz. Onların duygularını ve düşüncelerini anlamak, vereceği tepkileri önceden tahmin edebilmek, sizin için hayati önem taşır.

 Bir ürünün işe yarayıp yaramadığını çoğunlukla bilirsiniz. Müzik setiniz çalışmaz, debriyajınız tutmaz, sütün tadı felakettir. Buna karşılık bir hizmetin işe yaramaz olduğunu anlamak çok daha zordur. Mali danışmanınızın tavsiyeleri yerinde midir, boyacınız evi güzel boyayacak mı? Yani, üzerinde anlaştığınız hizmeti alacak mısınız? Kim bilir?

Yazarın verdiği örneklere biz de kendi iş alanımızdan örnek ekleyelim. Gayrimenkul sektöründe, müşterileriniz henüz kullanıp iyi mi kötü mü olduğunu deneyimlemedikleri bir evde oturmak için sizden hizmet alırlar. Belki uzun yıllar boyunca oturacakları evi önceden deneme şansları yoktur. Satın almadan önce onu gözleriyle görebilirler, ama satın aldıkları şey önceden kullanamadıkları bir hizmettir aslında.

 Birçok üründe bozukluk ortada ve kanıtlanabilir olduğu için, ürünlerin çoğu garantilidir. Oysa hizmetlerin çoğunda garanti yoktur. Bunun sonucu, birçok hizmetin kötü yapılması halinde insanların tek çaresi ya uzayıp giden tartışmalar ya da mahkeme kapılarında sonu gelmeyen davalar olur.

Gerçekten de hizmetler garantisiz ve daha büyük bir belirsizlik içinde satın alınıyor. Bir alıcı mülkü satın almadan önce, o evde yaşayacağı sorunların tamamını kestiremeyebilir. Eğer bir de karşısında hizmet veren emlak danışmanı yetkin biri değilse, satışın ardından ev ile alıcı arasında çıkan sorunlar, direkt olarak emlak danışmanına aksettirilir. Bu da daha büyük bir hukuk savaşının başlaması ile devam eder.

 İmalatçılar ürünlerini istikrarlı bir kalite sağlayan iyi bir test ve izleme sürecinden geçirirler. Hizmet şirketleriyse ürünlerini sunarken bir dizi girişim gerçekleştirirler. Bu girişimlerin güvenilir bir süreç olarak rutine dönüştüğü çok enderdir. Örneğin, devamlı güzel basılı ilanlar üretmeye uygun bir süreç tasarlayan reklam dehasına henüz rastlamış değiliz.

Aynı gayrimenkul sektöründe olduğu gibi… Bir emlak broker ve danışmanı her müşterisine aynı değerde bir mülk listesini veya hizmet kalitesini sunamaz. Bir ürünü imal ettiğinizde, fabrikada aynı üründen binlercesini yapabilirsiniz. Ama sunduğunuz görünmeyen bir hizmet, her farklı müşteri kişiliği karşısında değişkenlik gösterecektir.

 Satın aldığımız ürünler hiç karşılaşmadığımız insanlar tarafından kilometrelerce uzakta imal edilir. Bu yüzden ürün hatalarında pek kişisellik aramayız. Buna karşılık yararlandığımız hizmetler yüz yüze geldiğimiz, en azından konuştuğumuz kişiler tarafından sağlanır. Bu kişiler vaat ettikleri şeyleri yapamazlarsa, bunu genellikle kişisel yorumlarız. Biz ‘bunu nasıl yaparsın?’ diye sorarken, hizmet veren kişi bir yandan açıklama yapmaya çalışırken, aynı anda hem yalvarır, hem küfreder, hem dua eder, hem de deli gibi çark etmeye çabalar.

Açıkçası pek çok gitgellerin yaşandığı gayrimenkul sektöründe bu tür bir senaryoyu pek çok çalışan yaşamıştır diye düşünüyoruz. Aldığı hizmetten istediği gibi yararlanamayan veya sadece zorlayıcı, ukala bir müşteri olması nedeniyle size çıkışan pek çok insanla karşılaşmanız mümkündür.

Sonuç

Sonuç olarak yazarın kitabında belirttiği gibi, bir hizmet pazarlamacısı, hep endişe içinde kıvranan ve yapabileceğiniz en ufak hataya son derece duyarlı bir müşteri kitlesi karşısındadır. İşte kitapta sizlere başlama noktasının tam da burası olduğu gösteriliyor: Bu endişeli ruhu açık seçik anlamak ve hizmetinizi pazarlamak.

Kitaptan Çarpıcı Birkaç Cümle

  • Pazarlamacılar giderek karmaşıklaşan dünyamızda basitlikten daha etkili bir şey olmadığının farkına varıyorlar.

  • Hizmet pazarlamacılığının özü hizmetin kendisidir.

  • Hizmetiniz için, hedef kitleniz için cazip bir vaadi olan makul bir reklam yazamıyorsanız, o zaman sunduğunuz hizmeti düzeltmeniz gerekiyor demektir.

  • Pazarlama bir departman değildir. İşin kendisidir.

  • Pazarlamanızı düşünürken yalnız işi düşünmeyin. Becerilerinizi de düşünün.

  • Müşteriyi” memnun etmeden önce, içindeki insanı anlayın ve memnun edin.

  • Hizmet pazarlaması büyük ölçüde bir popülerlik yarışmasıdır.

  • Müşterilerin çoğu bir hizmet firmasını seçerken onun referanslarını, ürününü ya da sektördeki pazar payını satın almaz. Onlar, tıpkı yaşamımız boyunca olmaya devam ettiğimiz liseliler gibi, kişilik satın alırlar.

  • Hizmet işi ilişkidir. İlişkide duyguya bağlıdır. İyi ilişkilerde duygu iyidir, kötü ilişkilerde ise kötü.

  • Profesyonel olun ama daha da önemlisi; cana yakın olsun.

  • Ne yapacaksanız şimdi yapın. İş dünyasının ölüm ilan sayfaları beklemeyi seçen planlamacılarla dolu.

  • Olgulara” güvenmeyin. Planlamaya kesin bir bilim olarak yaklaşmayın. Planlama kesin olmayan bir sanattır.

  • Başarısız olmaya başlayın ki, başarıya yaklaşabilesiniz.

  • Eğer olası bir müşterinin yalnızca mantığına hitap derseniz, boşa hitap etmişsiniz demektir.

  • Hizmetinizi en kaliteli düzeye yükseltin, ama onu n az riskli hale de getirin.

  • Bir müşteri için yapabileceğiniz en iyi şey onun korkusunu ortadan kaldırmaktır.

  • İnsanlar aldıkları kararları kendilerine haklı gösterme gereği hissederler.  Bu yüzden de, kararlarını dayandırabilecekleri farklılık ararlar.

  • Seslendirdiğiniz kesimi genişletmek istiyorsanız, konumunuzu daraltın.

  • Her hizmet farklıdır. Bu farklılıkları saptamak, ortaya koymak ve yenilerini yaratmak başarılı bir pazarlamanın merkezinde yer alır.

  • Birçok kişiye birden birçok şey vermek kimse için, işkolunun en yenilikçi ve en kayda değer şirketi için bile, mümkün değildir.

  • Marka, paradır.

  • Markanızı oluşturmak için milyonlar gerekmez. Hayal gücü gerekir.

  • İyi bir misyon bildirimi bugünü değil geleceği tarif eder; müşteriler ise şu anda sizin kim olduğunuzu öğrenmek ister. Bir misyon bildirimi yazın, ama sizde kalsın.

Ve son birşey daha 🙂

 Her şeyden önce mutluluk satın. :)))

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Kolay Emlak Portföyü Oluşturma Yöntemleri Nelerdir?

indir

Basit Emlak Portföyü Arşiv Oluşturma Nasıl Yapılır?

1- Sahibinden, Hürriyet Emlak Milliyet Emlak gibi bir çok büyük emlak ilan sitelerinde gayrimenkul sahibi kişilerin iletişim adreslerine ulaşarak, müşterinin gayrimenkulu ile ilgilenebileceğinizi çeşitli çalışmalar yapabileceğinizden bahsederek gayrimenkul sahibini cezbetmeye çalışın. Bunu özel mesaj olarak, mail atarak veya telefonla bizzat arayarak gerçekleştirebilirsiniz. En etkili yöntem telefonla aramaktır. Ne şekilde iletişime geçerseniz geçin düzgün bir anlatım biçimi ile müşteriye nazik ve ikna edici bir tavır halinde olursanız emlak portföyünü satmaya daha çok yaklaşabilirsiniz.

2- Kendinize ait web siteniz mutlaka olmalı ve bu web siteniz içerisinde mutlaka “ilan ekle” bölümünü bulundurmalısınız. Büyük ilan siteleri haricinde bölgeye özel olan sitelere ilan ekleyen müşteriler hiçde azımsanacak sayıda değiller. iyi bir web sitesi sunumu yaparak müşterileri web sitenize ilan eklemeye zorlayın.

3- Ofisinizi açtığınız andan şimdiki zamana kadar olan, satış yaptığınız-yapmadığınız tüm müşterilerinizin telefon numaralarını kaydedin ve belirli zamanlarda yada özel günlerde kendinizi gösterin.

4- Çevrenizi kullanın, gayrimenkul danışmanı olduğunuzu herkesle paylaşın. Eş dost akraba demeden her girdiğiniz ortamda emlak sektöründen bahsederek kendinizi ön plana çıkarın. Bu ay olmazsa bir dahaki ay mutlaka gayrimenkulunu satmak isteyen kişiler size ulaşacaktır.

5- Hiç üşenmeyin. Sabah 7-8 de kalkıp bölgeyi turlayın sahibinden satılık veya kiralık ilanlarını not alın ve günün belirli bir zamanında bu gayrimenkul sahiplerine telefonla ulaşarak gayrimenkulu ile ilgilenmek istediğinizi söyleyin. Dışarı çıkmak size uymuyor ve ağır geliyorsa bölgeyi işi gereği gezmek zorunda olan, gazete dağıtıcıları, elektrik su doğalgaz okuyucuları gibi arkadaşlar ile anlaşarak bir arşiv oluşturma içerisine girebilirsiniz.

"EMLAK PORTFÖYÜ OLUŞTURMA" yazım için tıklayınız...

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Müşterilerle Komisyon Konusunu Konuşmak…

Bir gayrimenkul danışmanının belki de müşterileriyle konuşmak konusunda en çok sıkıntı çektiği konudur komisyon miktarları. Siz kendi işinizin ederinden haberdarsınız, ama müşteriler zaten kendileri için büyük olan bir meblağ üzerinde düşündükleri için danışmana verecekleri komisyon gözlerinde büyüyor da büyüyor. Bu yüzden komisyon konuşmasını iyi yönetmek sürecin sağlıklı devam etmesi için oldukça önemli.

Komisyon miktarı, bir müşterinin sizinle çalışmak isteyip istemeyeceğini belirleyecek ilk eleme adımı olarak kabul edilebilir. Müşteriler, genelde sizin emlak konusunda ne kadar uzman olduğunuzu irdelemeden önce size ne kadar para ödeyeceklerini düşünüyorlar.

Bu sebeplerden dolayı, komisyon miktarlarınız tartışmaya açık olmalı. Eğer size daha sorulmadan komisyon miktarının tartışmaya açık olduğunu müşterinize belirtirseniz, daha ilk baştan bir adım öne geçebilirsiniz.

Peki komisyon miktarlarınızı nasıl belirleyeceksiniz ve müşterinizle bu konuşmayı nasıl yapacaksınız?

Yazının devamı işte tam da bu sorulara cevap veriyor:

1. Komisyon miktarları sabit midir?

Bazı müşterilerinizle çalışmak çok kolayken bazı müşterilerinizin beklentilerini karşılamak için çok çaba göstermeniz gerekebilir. Bazı müşterileriniz sizden hızlıca bir gayrimenkul bulmanızı isterken, bazıları daha çok kafa yorarak en büyük geri dönüşü sağlayacak konutu bulmanızı bekleyebilir.

Bu sebeplerle sabit bir komisyon oranıyla çalışmak doğru bir tutum değil. Çabanızın karşılığı yapılan işe göre değişkenlik gösterecek. Komisyon miktarı belirlerken işi ve müşterinizi analiz etmeli ve özel fiyat çalışmaları yapmalısınız.

commission ile ilgili görsel sonucuMüşterinizi ve durumu analiz ettikten sonra piyasa gidişatına uygun bir komisyon oranı belirleyeceksiniz. Ama işiniz burada bitmiyor, çünkü bir müşteri için bile çalışmanızın karşılığı olacak farklı komisyon miktarları var.

Kategorisel komisyon oranları belirlemek oldukça başarılı bir yöntem. Burada bahsettiğimiz kategori, işlem yapılan konutun fiyatını ifade ediyor. Diyelim ki müşteriniz evini 500,000 Dolardan satmak istiyor. 450-550 bin bandı için ayrı, 550 bin ve üzeri için ayrı, 450 bin ve aşağısı için ise ayrı bir komisyon oranı belirlemek kategorisel komisyon oranı için iyi bir yöntem olabilir.

Başka bir deyişle, müşterinizin beklentilerinden fazlasını karşılarsanız daha çok hizmet bedeli alabilir, o veya bu sebeple kötü bir işlem yapmak durumunda kalırsanız ise daha az para alarak müşterinizin mutlu olmasını sağlayabilirsiniz.

Müşterileriniz kar konusunda rahat olduktan sonra size toplamda ne kadar komisyon ödedikleriyle çok da ilgilenmeyecekler. Bu yüzden onların mutluluk seviyesine göre değişkenlik gösteren bir oran belirlemelisiniz. Bu tutum sürecin olumlu ilerlemesine oldukça katkı sağlayacak.

2. Komisyon konuşmasını ne zaman yapacaksınız?

Komisyon konuşmasını müşterinizle tanıştığınız ilk anda yapmayacaksınız. Hatta müşterinize çalışma şekliniz ve satış yöntemlerinizle ilgili sunum yaptığınız zaman da yapmayacaksınız. Komisyon görüşmesini satış fiyatı belirlerken yapacaksınız.İlgili resim

Bu tartışmayı liste fiyatını belirlerken dillendirmenizin önemli bir sebebi var: Komisyon miktarı doğru fiyatlandırma yapma konusunda size yardımcı olacak bir araç olarak çalışacak.

Müşterinizin kafasında reel olmayan bir fiyat varsa, siz bu fiyat için yüksek bir komisyon oranı söyleyecek, daha makul olan bir fiyat için de daha düşük komisyon oranları önerecekseniz. Böylece müşteriniz reel bir fiyat için uzlaşmaya daha yatkın olacak.

Tabi ki daha yüksek bir fiyattan satmak için her zaman uğraşacağınızı belirtmeli ve bunu başarabildiğiniz takdirde yüksek bir komisyon oranı isteyeceğinizi söylemekten de çekinmemelisiniz.

3. Müşteri neye önem verir?

Bir gayrimenkul danışmanının ne kadar ünlü olduğu, sektördeki bilinirliği ya da alanındaki uzmanlığı ne yazık ki birçok müşterinin komisyon miktarları ile ilgili fikrini değiştirmiyor. Bu yüzden de belirleyeceğiniz oranlara kişisel özelliklerinizle nedenleme yapmanız istediğiniz etkiyi bırakmayacak.commission ile ilgili görsel sonucu

Üzücü de olsa, komisyon oranları ile ilgili elinizdeki en büyük koz, zamanında müşterilerin beklentilerinden ne kadar yükseğe satış yapabildiğiniz.

Bu yüzden geçmiş satışlarınız ile ilgili elinizde bir portföy olması çok önemli. Müşteriniz imkansızı başarabildiğinize inandıktan sonra komisyon oranları konusunda o kadar da endişe duymayacak.

 

TANJU HAN’DAN SATILDI

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Emlak İşleriniz İçin Daha Fazla Referans Almanın Yolları…


Tüm emlak uzmanlarının bildiği gibi referanslar müşteri bulmanın en iyi yoludur. Referans yolu ile size gelen müşteriler, yalnızca ev almak ya da satmak için hazır değillerdir, aynı zamanda hizmetlerinizi ve stilinizi de kolaylıkla kucaklarlar.

Peki, nasıl daha fazla referans alabilirsiniz?

Mevcut Müşterilerinize Sorun

Pek çoğumuz satış bitene kadar referans istemeyi düşünmeyiz. Peki, neden müşteriniz yeni bir hayat yaşamaya başlayana ve iletişimi kaybedene kadar bekleyeceksiniz? Hala onlara hizmete devam ederken bir emlak uzmanına ihtiyaç duyan yakınları ya da arkadaşları olup olmadığını sorabilirsiniz. Sizinle ilişki halindeyken sizin hakkınızdaki düşünceleri henüz tazedir ve referans istemenin tam zamanıdır. Eğer ilk kez çalışmıyor düzenli olarak beraber çalışıyorsanız zaten sizi tanımıştır ve yakınlarına size öneriyordur.

Mevcut müşterilerinizden şu ana kadar hakkınızda oluşan görüşlerini yakınları ile paylaşmalarını isteyebilirsiniz.  

Eski Müşterilerinizle Kontağı Koparmama

Eski müşteriler en iyi ve güvenilir referans kaynaklarıdır. Eski müşterilerinizi size referans olmaları için davet edecekseniz herhangi bir satış işlemi gerçekleşmeden iletişime geçmeniz gerekmektedir. Ofisinize zaman zaman eski müşterilerinizi çay içmeye davet etmeniz bile onların etki çevresindeki potansiyel alıcılara kolayca ulaşmanızı sağlayacaktır. 

Eski müşterilerden referans almanın bir diğer yolu da yazılı referans almak olabilir. Doğrudan bir referans mektubu olmasa da online olarak yazılmış ve email ile gönderilmiş bir referans mektubu işinize yarayabilir. Özellikle satış işlemi gerçekleştikten sonra çekeceğiniz bir fotoğraf karesi çok işe yarayacaktır. Müşterilerinizle çekilmiş olduğunuz hatıra fotoğrafı ve de referans mektubunu hem internet sitenize, hem de ofisinizde özel hazırladığınız hatıra defterinize koymalısınız. Bu küçük gibi görünen detayın satın alma kararlarını ve size olan güven duygularını olumlu yönde değiştirecektir.

Ağınız

Kendinize bir ağ kurmuş ve çevre edinmiş ancak referansla herhangi bir müşteri kazanamamış olabilirsiniz. Ancak bu hep böyle devam edecek demek değildir. Bugün ya da gelecekte mutlaka çevrenizden birilerinin bir emlak uzmanına ihtiyacı olacaktır. O zaman insanların akıllarına ilk gelen siz olmak için ilişkilerinizi sıkı tutmanız gerekir.

Biri sizin aracılığınız ile ev almak ya da evini sizinle satmak istemez ise onunla ilişkinizi koparmayın. Ona taşınacağı çevrede ya da sizin muhitiniz dışından birilerini tanıyıp tanımadığını sorun. Sadece bir isim almakla yetinmeyin, sizin için arkadaşlarına ya da yakınlarına tavsiyede bulunmalarını rica edin.

İş ve Sosyal Bağlantılar

Arkadaş canlısı ve sıcakkanlı olmak size hem yeni müşteriler kazanmaya götürür hem de yeni referanslar kazanmanızı sağlar. Kartvizitlerinizi her zaman yanınızda taşıyın. Birinin sizin için uygun biri olmaması size uygun müşterileri tanımayacağı anlamına gelmez. Bazen hiç düşünmeyeceğiniz kişiler size çok iyi bağlantılara götürebilir. Bazı günler bir kaç kişiye ulaşarak dolaylı yoldan yüzlerce kişiye ulaşmış olursunuz. 

Sohbet etmeye başladığınız zaman, insanları tanımaya ve nelerden hoşlandıklarını anlamaya çalışın. İyi bir ilişki kurduktan sonra tanıdıkları birisine sizin için tavsiyede bulunmalarını ve size referans olmalarını isteyebilirsiniz.

Sizin için referans veren kişilere mutlaka iyi davranın. Tavsiye ettikleri kişiler sizinle çalışmasa bile sizin için büyük bir deneyim olacaktır. Referans kaynaklarınıza sizi önerdikleri kişiler ile iş yapmasanız bile teşekkür etmeyi unutmayın. Minnettarlık duymak her zaman önemlidir, bu sefer olmayabilir ama belki gelecek sefer olacaktır.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Google Drive: Emlak Dokümanlarınızı Kolayca Yönetimi ve Paylaşımı İçin…

images

Otomatik yedekleme ve belgelerin müşterilerle kolaylıkla paylaşımı.

Google Drive nedir?

Google Drive , sabit diskinizdeki dosyaları sürekli olarak izleyen ve bunları buluta yedekleyen ücretsiz bir hizmettir. Ücretsiz dedim ve Gmail, Google + fotoğrafları ve Google Drive’da paylaşılan 15 GB’a kadar depolama alanı bulunuyor. Böylece, sahip olduğunuz boş alanın miktarı diğer iki uygulama için ne kadar alan kullandığınıza bağlı olarak değişecektir. Gmail’i veya diğer Google hizmetlerini kullanıyorsanız mevcut depolama alanı kullanımınızı ve burada kalan Google Depolama Alanı sayfasında kalan alanı kontrol edebilmelisiniz.

Emlak İşlemleri için Google Drive

Google Drive’ı kullanmak için, küçük bir uygulamayı sabit sürücünüze yüklemelisiniz . Bu, bir klasör oluşturur ve bu klasöre sürüklediğiniz ya da o klasöre kaydettiğiniz tüm dosyalar otomatik olarak buluttaki Google Drive’a kopyalanacaktır. Hiçbir şey yapmanız gerekmiyor ve önemli dosyaların bulut desteğine sahip olduğunuzu bilerek rahat bir his.

Ne kadar depolama alanına sahip olduğunuza, ne kadar ödemek istediğinize bağlı olarak bu klasöre istediğiniz kadar koyabilirsiniz. Belgelerimin tamamını Google Drive klasörüne yerleştirdiğim için 1 Terabyte alan ödersiniz. Bu fotoğraflarımı içeriyor ve bir Android telefon kamerası kullandığım ve fotoğraflarım otomatik olarak Google + ‘da kaydedildiğinden çok fazla alan kullanıyorum. Ancak, bu şekilde yedeklediğim her şeye sahip olmak için, bu depolama alanı için ayda 9,99 dolar değerinde. Seçebileceğiniz daha az pahalı birden fazla seviye vardır.

Gayrimenkul için, her işlem için sabit diskinizde bir işlem klasörü oluşturarak temellerini yapıyorsunuzdur. Yedeklemeleri yapmak için yalnızca bu klasörü Google Drive klasörüne yerleştirmeniz yeterlidir. Bununla birlikte, benim gibi iseniz, müşteri ile paylaşmadığım bazı dosyalar (işlemle ilgilidir ancak istemci veya istemeyenler için gerekli olmayan notlar veya belgeler gibi) vardır. Belki de Müşteri Belgeleri olarak adlandırılan ana işlem klasöründe bir alt klasör oluşturmanız ve paylaşmak istediğiniz her şeyi bu klasöre yerleştirebilirsiniz.

Artık yalnızca Web’deki Google Drive klasörüne gidip , uygun klasörü müşterilerinizle paylaşmak için Paylaş seçeneğini kullanın. Elbette dokümanlarınıza ek olarak e-posta da gönderebilirsiniz, ancak onlara paylaşılan klasördeki her belgeye her zaman erişebileceklerini söyleyebilmek harika. Bir anlaşma kapandıktan sonra müşterilerime bir e-posta gönderirim ve e-postalardan veya elden teslim almayı bir şekilde yapmadıkça tüm belgeleri bu klasörden indirdiklerinden emin olmaları gerektiğini bildiririm.

** Uyarı: ÇOK ÖNEMLİ – Varsayılan “Can Edit” düğmesini “Can View” olarak değiştirin. Öğeleri yine de indirebilirler. Bununla birlikte, düzenleme erişimine sahip oldukları takdirde, dosyaları silebilir veya başka yollarla bu dosyaları bilgisayara taşıyabilirler. Bunu yaparlarsa, Google Drive Klasörünüzde kaybolur ve daha sonra yedeklenir ve sabit diskinizden kaybolur! **

Gelecekte bir noktada alanı boşaltmak için bu klasörden çekilmek isteyeceksiniz ve birkaç ay içinde istedikleri belgeleri almanız gerektiğini bilmelerini istiyorsunuz.

1 TB depolama alanı için ödeme yapmamın bir başka nedeni, işlem klasörlerini en azından eyaletimin kağıt dosya işlemlerini tutmamı gerektirdiği yıl sayısı kadar tutmak istemem. Bu şekilde bir kağıt dosyası, bir sabit disk klasör dosyası ve bir çevrimiçi yedekleme dosyası var. Eyaletim New Mexico, artık elektronik belge saklamaya izin veriyor; artık kağıt dosyaları gerektirmiyor.

İlk Temasdan Kapanışa Kadar Gayrimenkul Dosyaları

Hepimiz, gösterilerin kapanıp komisyona açılmasını diliyoruz, ancak hepimiz bunun böyle olmadığını biliyoruz. Dolayısıyla, bir işlemin başlangıcı olabilecek veya olmayabilecek belgeler ve e-posta iletişimleri vardır. Gösterilen aşamaya ulaşan her müşteri için bir klasör başlatmak, o klasörü daha sonra tek bir yerde tüm belgeler seti için işlem klasörüne taşımama izin verir.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Çığır Açabilecek Yeni Fikirler Üretebilmek İçin 5 Basit İpucu…

Bilgi sahibi olmadan fikir üretmek çok da mümkün değildir. Bunun için daha fazla okumalı, araştırmalı, yeni ilişkiler kurmalı, fuarlara gitmeli, panellere katılmalı ve sürekli bilgiyi arayan bir yaklaşımı hayatımıza adapte etmeliyiz. Farklı bilgileri bir araya getirip üzerine düşündükçe yeni fikirlerin tohumlarını ekmeye başladığınızı fark edeceksiniz.

1) Bilgi olmayan yerde fikir üremez.

ygejgi - Çığır Açabilecek Yeni Fikirler Üretebilmek İçin 5 Basit İpucu

Bilgi sahibi olmadan fikir üretmek çok da mümkün değildir. Bunun için daha fazla okumalı, araştırmalı, yeni ilişkiler kurmalı, fuarlara gitmeli, panellere katılmalı ve sürekli bilgiyi arayan bir yaklaşımı hayatımıza adapte etmeliyiz. Farklı bilgileri bir araya getirip üzerine düşündükçe yeni fikirlerin tohumlarını ekmeye başladığınızı fark edeceksiniz.

2) Yeni deneyimler, yeni fikirler!

jk21pl - Çığır Açabilecek Yeni Fikirler Üretebilmek İçin 5 Basit İpucu

Yeni fikirler üretmek için elbette bilgi tek başına yeterli değildir. Bunun haricinde yeni deneyimler de edinmek gerekiyor. Gerek işinizle ilgili gerekse hayatın farklı alanlarında yeni deneyimler edinmek sizi yeni fikirlere sürükleyecektir.

3) Hayal kurmayı deneyin.

yszspy - Çığır Açabilecek Yeni Fikirler Üretebilmek İçin 5 Basit İpucu

Yeni fikirler bulma baskısı altında olduğunuzda, hayal kurmak zaman kaybı gibi görünebilir. Halbuki hayal kurmanın yeni fikirler üretme aşamasında birçok faydası bulunuyor.

Hayal kurma eylemi aslında beyninizin sıra dışı çözümler üretmesine yardımcı oluyor. Mesela “Ya şöyle olsaydı” şeklindeki senaryolar üzerine düşünmeye başladığınızda, beyniniz ortaya çıkardığı serbest çağrışımlar sayesinde birbiriyle çok da ilgisi olmayan iki farklı konuyu ilişkilendirebiliyor.

4) Muhalif bir iç ses yaratın.

mknhj7 - Çığır Açabilecek Yeni Fikirler Üretebilmek İçin 5 Basit İpucu

Bir düşünceyi iyi bir fikre dönüştürmenin en iyi yolu, aldığı eleştirilerdir. Kafanızın içerisinde muhalif bir taraf daha oluşturun ve bu tarafın düşüncelerinizi eleştirel bir şekilde ele almasına izin verin. Bunu yaparken de dürüst bir yaklaşım sergileyin.

5) Oturup beklemekle olmaz.

1pu50k - Çığır Açabilecek Yeni Fikirler Üretebilmek İçin 5 Basit İpucu

Bilgi edinme ya da fikrin aklımıza düşmesi aşamalarını uzun bir zamana yaydıkça bazı şeyler için geç kalıyor olabiliriz. Dolayısıyla harekete geçmeliyiz. Monoton hayatımızı yaşarken yeni fikirlerin oluşmasını beklemek biraz hayalcilik olacaktır.

Yeni bir fikir üretmek veya yeni bir projeyi geliştirmek için, elinizdeki tüm bilgileri, iletişim kanallarını ve ilişkileri en iyi şekilde kullanın. Daha geç olmadan harekete geçin!

TANJU HAN’DAN SATILDI

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Başarıya Giden Yoldaki Mola Yeri: 8 Maddede Plato Etkisi

“Plato Etkisi” adı verilen dönemden hepimiz mutlaka geçmişizdir. Bu dönem günlük yaşantımızda “donukluk, can sıkıntısı ve tıkandığını hissetmek” duygularının en yoğun yaşandığı zaman dilimini oluşturuyor. Bu dönemde, ruhunuz sıkılır ve çoğunlukla rutin hayatınızdan da artık bıkmışsınızdır. Herhangi bir işi yapmak sizin için o an külfetten başka bir şey değildir.
u68ism - Başarıya Giden Yoldaki Mola Yeri: 8 Maddede Plato Etkisi
Bu durum günlük yaşantımızda bizi oldukça etkiler fakat bununla ve daha birçok şeyle savaşan vücudumuzun savunma mekanizması imdadımıza yetişir. Çünkü vücut, hayatımızda süreklilik gösteren şeyleri (mesela şehrin gürültüsüne bir süre sonra alışmamız ve bunu duymayışımız gibi) yok sayar. Ve bu sayede değişime ve yeniliklere odaklanmaya adapte eder kendini.
Buraya kadar herhangi bir sorun yok gibi gözükse de savunma mekanizmamızı kendimiz için devreden çıkarmamız gerektiği zamanlar da oluyor. Sebebiyse “alışkanlık” gibi bir duygunun var oluşunu engellemek. Alışkanlık, günlük yaşantımızda bizi duyarsızlaşmaya ve sıradanlaşmaya iten bir güdü. Bir zaman sonra sırf bu sebepten, eriştiğimiz başarılar bile bize haz vermekten çok uzaklaşabilirler.
Bu konuda Bob Sullivan ve Hugh Thompson bir takım araştırmalar içerisindeler. Plato etkisinin yarattığı; başarıdan başarıya koşan birinin bir anda tıkanmasının ve önündeki engelleri aşamamasının sebeplerini bulmaya çalışıyor, bir çözüm arıyorlar.
Bu ikiliye göre çözüm plato etkisinin içinde olduğumuzun farkına varmak. Peki nasıl farkına varacağız? Sullivan ve Thompson’ a göre plato etkisini anlamak için 8 maddeye ihtiyacımız var. İşte o maddeler:
cv3v2v - Başarıya Giden Yoldaki Mola Yeri: 8 Maddede Plato Etkisi
1) Yanlış Zamanlama: Çoğu zaman çok çalışıp karşılığını almayı bekleriz. Fakat her zaman beklenen olmaz. Bu noktada doğru zamanı sessizce beklemek ve doğru zamanda doğru atağı yapmak gerekir.
2) Kaynak Akışı: İhtiyaç duyulduğunda kaynakların tükenmiş olduğunu fark etmek hepimizi bir çıkmaza sürükler. Bu para, nitelikli insan veya güçlü bağlantılar olabilir. Bu noktada Sullivan ve Thompson’ın “Sihirli Malzemeler” adını verdikleri kaynakların yerini dolduracak farklı materyallerin arayışına girmek gerekir.
3) Açgözlü Algoritması: Kısa vadede büyük kazançları hepimiz isteriz. Fakat bu yolda ilerlediğimizde kısa vadede kazanılan kazançları kısa vadede de kaybederiz. Bu durumu aşmanın yolu ise, ufkumuzu açmayı denemek ve daha uzun vadede bizi mutlu edecek yollar seçmek olacaktır.
4) Hatalı Bilgiler: Ulaşmaya çalıştığımız hedef ne olursa olsun varış noktasına giden yolun bizim için ne kadar önemli olduğunun ve bize neler kattığının bilincinde olmak ve bu yolu asla terk etmemek gerekir.
5) Bağışıklık: Süreklilik bir zaman sonra hayal gücünüzü ve isteğinizi kısıtlar. Hayatınızda değişimlere yer vermelisiniz.
6) Geciken Başarısızlık: Bazı insanlar başarısızlıklarını bir türlü kabullenemez ve bunu ertelemek için ellerinden geleni yaparlar. Bu noktada açık görüşlü olmayı kendimize aşılamalı ve başarısızlıklarımızı ertelemeyip, onlarla yüzleşmeliyiz. Çünkü ne kadar çabuk başarısızlığımızın farkında olursak o kadar çabuk bunu telafi eder ve başarmak için daha sağlam adımlı bir yolu kat edebiliriz.
7) Mükemmeliyetçilik: Mükemmeliyetçilikten kurtulmanın en iyi yolu, hedeflerimize adım adım gitmek ve atılan her adımı iyi değerlendirmekten geçer.
8) Dikkatin Dağılması: Bu soruna müdahale etmek için bir süre durup kendimizi dinlemek ve sonrasında da harekete geçmemiz gerekiyor.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

“Siyah Kuğu” Filminden Mükemmelliğe Adanmış Bir Emlak Uzmanı Olmayı Çıkarmak


Siyah Kuğu

Bu film; kışkırtıcı bir entelektüelliğe, çekici bir duygusallığa, yürek burkan bir trajediye ve anlaşılamaz bir psiko şizofreni durumuna işaret ediyor. Filmin yönetmeni, bizim jenerasyonda daha çok Requem for a Dream” filmi ile nam salmış Darren Aronofsky. Ruhsal açıdan uçlardaki karakterleri anlatmaya meyilli olan Aronofsky, Siyah Kuğu filmi ile de bizlere manyaklık derecesinde işine tutkun ve mükemmeliyetçi bir şizofreni durumunu yansıtıyor.

Bu filmi izlemiş olun veya olmayın, aklınıza şöyle bir soru gelmiş olabilir. Emlak ile ilişkili bilgileri, stratejileri ve bakış açılarını yansıttığımız bu sitede, neden Siyah Kuğu filminden bahsediyorum? Film ile ilgili yorumlarımızı okudukça bu sorunun cevabını da almış olacaksınız. Ama önceden size bir ipucu verelim. İzlediğimiz her filmden, okuduğumuz her kitaptan ve hayatta karşılaştığımız her olaydan emlak işimize yansıyan bir yorum katmaya bayılıyoruz. Siyah Kuğu filmi de bu bakış açımızın bir parçasıdır. 

Siyah Kuğu Bize Ne Anlatıyor?

Filmi izlememiş olanlar için ve yapacağımız yorumların derinliğini kavrayabilmek için kısa bir özet geçmekte fayda var. New York’ta yaşayan genç bir balerin olan Nina, işinde çok yeteneklidir ve işi hayatının tek gerçeğidir. İş hayatının doruk noktasına ulaşmak için mükemmel olmaya uğraşan Nina, bir yandan da şizofreni durumu ile mücadele eder. Yönetmen Aronofsky, bu şizofreni durumunu Nina’nın çevresindeki kişilerin iş hayatında nasıl birer engel oluşturdukları konusu ile birleştirerek ortaya mükemmel bir rekabet durumu çıkarmış.

Kuğu Gölü balesini sahneleyen yönetmen, baş balerini değiştirmeye karar verir ve bu seçimi Nina’dan yana kullanır. Yönetmenin Nina’dan istediği şey, Beyaz Kuğu’nun masumluğunu ve Siyah Kuğu’nun şehvetini ayrı ayrı canlandırabilmesidir. Ancak işinde mükemmele ulaşmak için hayatını adayan Nina, Siyah Kuğu’nun kötücül taraflarını canlandırmakta zorlanır. Bunu başarabilmesi için yapması gereken şeyin kendi ruhundaki kötülükleri ortaya çıkarmak olduğunu fark eden Nina, gördüğü şizofren halüsinasyonlar ile boğuşmaya başlar ve bir yandan işinde mükemmelliğe yaklaşırken bir yandan da yavaş yavaş erir.

Nina’nın hayatındaki kötü tarafları görmeye başlaması ve karşısında duran engelleri fark etmesi, işindeki mükemmelliğe ulaşmak için gerekli olan adımlardır. Annesinin koruması altında yaşamanın aslında ona zarar veren bir aşırı otorite olduğunu fark eder. Cinsel özgürlüğünü asla yaşayamamış olmasının onu ne derece kısıtladığını fark eder. Rakibi olan Lily ile dost olmanın ardından gelen ihanet ile aslında rekabette iyiliğin mevcut olmadığını fark eder. Siyah Kuğu olabilmek için kafasında yarattığı şizofrenik hayaller ile bütünleşmeye başlar.

Sahne günü geldiğinde ise Nina, Siyah Kuğu’yu canlandırmak için o kadar çok çaba sarf etmiştir ki Beyaz Kuğu’yu canlandırdığı ilk perdede izleyenlere hayal kırıklığı yaşatırken, Siyah Kuğu’yu canlandırdığı ikinci perdede adeta izleyenleri mest eder.

Siyah Kuğu performansı sona erdiğinde, Nina’nın hayatı da sona erer. O anda dudaklarından dökülen son söz; İşte onu gördüm: Mükemmeldi. olur.

Siyah Kuğunun Bizle Ne İlgisi Var?

Bu film bize, toplumsal geleneklerin getirdiği engeller ile gözyaşlarını akıtan ve kalbinin kendisi hakkında söylediği gerçekleri duymaya çalışan bir karakteri anlatıyor. Kendi zihnimizde yatan koyu gölgeleri ve ruhumuzun kabullenemediğimiz taraflarından dolayı yaşadığımız korkuları açığa çıkarıyor. Bu anlayış ile birlikte, şimdiye kadar olagelen stratejiler ile devam etmenin bize göre olmadığını ve işimizde en mükemmele ulaştığımızda gerekli olan değişimi de ortaya çıkarmış olacağımızı görüyoruz.

Bildiğiniz gibi emlak sektörü, var olduğu ilk yıllardan bu yana çok fazla değişim geçirmedi ve geleneksel yöntemlere, ekonomik gidişata bağlı olarak ilerledi (yerinde saydı). Ama içinde bulunduğumuz süreçte bazı dalgalanmalara şahit oluyoruz. Derinden ve yavaş yavaş tüm dünyayı saran bir iş anlayışı geliyor. Bizim de desteklediğimiz bu anlayış, emlak sektörüne henüz sirayet etmedi ve biz bunun olması için çaba sarf edenlerdeniz. Siyah Kuğu filmindeki toplumsal geleneklerin balerinin zirve noktasına ulaşma yolculuğunda birer engel olması, emlak sektöründeki bu süregelen bakış açısının karşımızda bir engel olarak duruyor olmasına benzetilebilir.  

Ama bizim bu filmden etkilendiğimiz asıl nokta, işinde mükemmelliğe ulaşma isteğinin ne kadar yüksek bir duygu olduğudur. Yaptığı işin hayatta var olma sebebi olduğunu hisseden bir kadının işindeki mükemmelliğe ulaşmak için nasıl bir hırs ve azme sahip olduğunu görüyoruz.

Aslına bakarsanız dünya çapında insanlık üzerinde inanılmaz değişimlere neden olan liderler ve mucitler, biraz böyledir diyebiliriz. Hayatlarını yaptıkları işe adamışlardır ve son nefeslerini de işlerindeki zirve noktaları ile birlikte verirler. Hayattan göçmüş ve hala hayatta olan pek çok isim var. Atatürk, Steve Jobs, Elon Musk, Albert Einstein, Rupert Murdoch, Eric Schmidt, Bill Gates, Warren Buffet,  Malcolm X ve daha pek çokları…

İnandığımız şeye ulaşmak için hâyâl etmenin ötesinde bir şeyler yapmamız lazım. Tabii ki dediğimiz şey, emlak işinde mükemmele ulaşmak için şizofrene bağlamak değil. Ancak içinizde taşıyacağınız o mükemmelliğe ulaşma hissi, hiçbir zaman umutsuzluğa düşmemenizi sağlayacak olan en önemli duygu olacak.

Aslında, bu çoğumuzun anlayabileceği bir yolculuktur. Bu hırsın bize getirdiği sonuç, kendi hayatımız için korkunç bir duruma mal olabilir ama ulaştığınız noktanın size getirdiği haz ve çevrenizde oluşturduğunuz o değişim dalgası, başarılı olduğunuzun kanıtıdır. Kendisini işinde en mükemmele ulaştırmayı hedef edinmiş herkes, her elde ettiği başarıdan sonra bir sonraki aşamaya geçmek için kendini aç hisseder. Her alınan galibiyet, daha az tatmin edici olur. Çünkü asıl istediğimiz şey, ulaşacağımız o son mükemmel noktadır. Bizi sınırlayan engelleri aşmak için çaresizce arayış içindeyizdir. Fakat bu, aynı zamanda karamsar yönlerimizin de ortaya çıkmasına neden olur.

Bu bakış açısına göre düşündüğümüzde, bir Sufi için en mükemmel nokta insan-ı kamil olmak iken, bir teknoloji uzmanı için dünyayı değiştirecek bir cihaz geliştirmektir. Hayatın her alanında mükemmel olmayı hedefleyen az sayıda insan var. Emlak sektöründe çalışanlardan hiç kimse şizofren birer manyak değil ama (şizofrenlerin aslında çok renkli dünyaları vardır. Onlar gökkuşağının tüm renklerini taşırlar. Standarta bağlı can sıkıcı birisi olmaktansa şizofrene bağlamak, şizofren birisiyle yaşamak epey eğlenceli olabilir 🙂) bu sektörü icra edenler üzerinde olumlu etkilerimizin olduğunun da farkındayız. Bizim işimizde mükemmel olmak, sektörümüzdeki bu değişimi gerçekleştirebilmektir.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Gayrimenkul Danışmanı İle Emlakçı Arasındaki 10 Fark…

gayrimenkule giriş

İlanına emlakçılar aramasın” yazan mülk sahiplerine biz emlakçı değil Gayrimenkul Danışmanıyız” diyorsunuz ya hani, aslında demeye çalıştığınız şeyi özetleyeyim dedim.

  1. Gayrimenkul danışmanları bölgesel uzmanlığa sahiptir. Emlakçılar her bölgeye çalışır
  2. Gayrimenkul danışmanları gerçekçi verilere dayanan değerleme raporları hazırlar (ekspertiz demiyorum farkındaysanız) ve basılı olarak sunarlar. Emlakçılar görmediği bir mülk için telefonda bile fiyat tahmininde bulunur
  3. Gayrimenkul danışmanları açık kimliklerinin yazılı olduğu kartlar taşırlar. Ofis kuralları çerçevesinde giyinirler. Emlakçılar canı o gün ne giymek isterse onu giyer ve kendilerini tanıtmaz ya da kart vermezlerse “Sarı çizmeli Mehmet Ağa” olarak kalırlar
  4. Gayrimenkul danışmanları bir mülkün olumlu ve olumsuz özelliklerini detaylı olarak, matbu evraklar üzerine kayıt eder ve arşivlerler. Emlakçılar ajandalarına bir kaç not düşmeyi yeterli görürler.
  5. Gayrimenkul danışmanları kapalı portföy çalışırlar. Emlakçılar açık portföy çalışırlar
  6. Gayrimenkul danışmanları portföylerine dahil ettikleri her mülkle ilgili pazarlama planı oluşturur ve süreci sürekli denetlerler. Geri bildirimlere göre mülk sahibiyle ortak kararlar alır yeni stratejiler belirlerler. Emlakçı satmakta olduğu mülke ilgi yoksa, mülk sahibine “arayan soran yok, fiyatı düşürelim bence” der.
  7. Gayrimenkul danışmanları istikrarlı sonuçlar peşindedir. Uzun süre devam edecek ilişkiler kurmak için çalışır. Emlakçı büyük balığı tutarsa işi bırakıp kuyumcu açabilir.
  8. Gayrimenkul danışmanları yaptıkları her işlemde tarafların tamamının kar etmesini ve güvende kalmasını sağlamaya çalışır. Emlakçı kendi komisyonundan ötesiyle ilgilenmez.
  9. Gayrimenkul danışmanları yaptıkları işin başka insanların hayatını ne kadar etkilediğini bilirler. Müşterileri karar verirken bu bilinçle yardımcı olurlar. Emlakçılar ellerindekini satmak için baskı kurmayı tercih ederler.
  10. Gayrimenkul danışmanları pazarlık aşamasında, fiyat tekliflerini ve onayları yazılı olarak alır ve sunarlar. Emlakçılar top ne tarafa düşecek diye seyrederler.

Kıssadan Hisse: Mahalle emlakçılarının arasında, gayrimenkul danışmanı olduğunu iddia edenlerden daha profesyonel çalışan niceleri var. Gayrimenkul danışmanları arasında da “emlakçı” tanımını bile hak etmeyenler olduğunu kendi gözlerinizle görüyorsunuz. Emlakçı gibi davranırsanız emlakçı, gayrimenkul danışmanı gibi davranırsanız gayrimenkul danışmanı olursunuz. Yaka kartınızda “gayrimenkul danışmanı” yazması sizi gayrimenkul danışman yapmaz!!!

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Müşteri İlişkileri Yönetimi (CMR Costumer Relationship Management)

indir

Tanım: Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM), işletmelerin müşteri ilişkilerini organize bir şekilde organize etmesine yardımcı olan yöntemler ve araçlar anlamına gelir.

CRM sistemleri işbirlikçi; müşteri ilişkilerinin her aşamasında (pazarlama, satış ve hizmet) veri toplanması, işletme sahipleri / yöneticilerin bilinçli kararlar almalarına olanak tanıyan eksiksiz bir resim sağlar.

Küçük işletmeler için müşteri ilişkileri yönetimi şunları içerir:

En iyi müşterilerini belirlemeye ve hedeflemeye, kaliteli satış potansiyelleri oluşturmaya ve net hedefler ve hedeflerle pazarlama kampanyaları planlamaya ve uygulamaya yardımcı olan süreçler;

– Müşterilerle bireysel ilişkiler kurmaya (müşteri memnuniyetini artırmak için) yardımcı olan ve en karlı müşterilere en üst düzeyde müşteri hizmetleri sağlayan süreçler;

– Çalışanların müşterilerinin istediği ve ihtiyaçlarını bilmek için ihtiyaç duydukları bilgileri sağlayan süreçler ve şirket ile müşterileri arasında ilişki kurma süreci.

Bir CRM Sistemi ile Ne Tür Veri Kaydediliyor?

Etkili bir CRM sisteminin anahtarı, kapsamlı veri toplama yöntemidir. Örneğin, satış grupları, hizmet gruplarından müşteri verileri olmadan müşterilerin isteklerini / gereksinimlerine tam olarak cevap veremez ve tam tersi olur. CRM verileri aşağıdakileri içerir:

İletişim Detayları

  • Müşteri adı

  • Müşteri iletişim bilgileri – e-posta, fiziksel adres, telefon / mobil, web sitesi adresi, Facebook sayfası, LinkedIn profili gibi sosyal medya iletişim bilgileri. Tercih edilen iletişim yöntemini içerir.

  • Müşteri, şirketinizden nasıl haberdar oldu (web araması, gazete ilanları, sözler, vb.)

Müşteri Kişisel Profili

  • Aile bilgisi, doğum günleri, yıldönümleri vb. göndermek için kullanılabilir.

  • Hobiler – en iyi müşterilerinizi (örneğin) bir golf veya kayak kartı veya yılbaşı hediyesi ile ödüllendirmek için kullanışlıdır.

  • Grup üyelikleri, dernekler satış yolları üretmek için yararlı olabilir.

Satış Geçmişi

  • Satın alınan ürünler, hizmetler, tarih/saat ve işlem tutarları dahil.

  • Ödeme yöntemi (nakit, çek, kredi kartı).

  • Satın alınanlar kredi, kredi şartları detayları ve kredi ödemeleri ile yapılmışsa.

  • Reklam kampanyalarına, promosyonlara vb. yanıt vermek

Bu bilgi, analitik amaçlar için çok yararlıdır. Örneğin, satış elemanları, bir müşterinin satın alma sıklığını inceleyebilir ve hatırlatıcılar gönderebilir. Satın alma davranışı, ürün tekliflerini müşterinin tercihlerine göre uyarlamak için de kullanılabilir. Reklam kampanyalarına ve promosyonlara verilen müşteri yanıtları, pazarlama stratejinizi hassas bir şekilde ayarlamak için kullanılabilir. Kredi ödeme geçmişi, geç ödemelerle ilgili sorunlar olduğunda yararlı olabilir.

Müşteri İletişimi

  • Müşteri normal olarak nasıl iletişime geçiyor? E-posta, metin veya telefon iletişimini tercih ediyor musunuz? Telefon görüşmelerini, metin mesajlarını veya e-postaları derhal geri mi gönderiyorlar?

  • Müşteri ile olan tüm iletişimleri not etmelidir – dijital irtibat (metinler veya e-posta) açılmalı ve satış, servis veya müşteri desteği telefon görüşmeleri için bir kayıt tutulmalıdır.

E-postalarınızı CRM sistemi ile bağlamak bir zorunluluktur – çoğu CRM sistemi, Microsoft Outlook gibi popüler e-posta istemcileriyle entegre olabilmek için dahili veya üçüncü parti eklenti özelliklerine sahiptir.

Müşteri Geribildirimi

  • Müşteri şikayetleri, ürün iadeleri ve destek çağrılarının ayrıntıları ve takip bilgileri (meselenin müşteri memnuniyetine çözüldüğü veya geri ödeme yapıldığı vb.) Kaydedilmesi gerekir.

  • Müşteri anketlerine yanıt.

  • Müşteri, ürünlerinizi veya hizmetlerinizi bir çevrimiçi derecelendirme sitesinde veya sosyal medyada derecelendirdi mi?

  • Müşteri işini başka yerde mi yapıyorduysa, öyleyse hangi rakip ve neden? (fiyat, hizmet, vb).Bu, müşteriden doğrudan veya anekdot yoluyla alınan bilgilerden alınabilir.

 

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Emlak Piyasasında Son Kullanma Tarihi


Süt, yumurta, meyve suyu ya da hatta deterjan alırken son kullanma tarihini kontrol ediyoruz. Zira son kullanma tarihi geçmiş ürünleri kullanmak sağlığımız açısından risk taşıyor ve hiçbirimiz bu riski almak istemiyoruz.

Belki size ilginç gelecek ama emlak piyasasında da bir son kullanma tarihi var. Bazı müşterilerinizle süreç o kadar uzun sürüyor ki, onlarla çalışmaya devam etmek belki sağlığınıza değil ama satışlarınıza zarar verme riski taşıyor.

Peki, sonuca ulaşmayan bir ilişkideki sıkıntı kimin son kullanma tarihinin geçmesinden kaynaklanıyor?

Kimin Son Kullanma Tarihi?

Öncelikle son kullanma tarihi geçmiş müşterilerinizi belirlemeniz gerekiyor. Elinizdeki müşteri portföyüne bakın ve hangi müşterilerinizin sizi süründürdüğünü ve işleri bir yere götürmediğini belirleyin.

  1. Sürekli bahaneler üreten

  2. İstekleri sürekli değişen

  3. Realist olmayan fiyatlar bekleyen

  4. İsteklerini tam ifade edemeyen

  5. Memnun olmayan

müşterileriniz tarihi geçmiş olanlardır. Bu kriterlere uyan müşterilerinizi eleyerek ilgisi yüksek ve gerçekten iş yürütülebilir müşterilerinizi fark edebilirsiniz.

Belki yapmaktan çekineceğiniz ama oldukça önemli olan diğer değerlendirme ise kendi son kullanma tarihiniz. Müşterilerinizin kesinlikle bir son kullanma tarihi var, ama ne yazık ki sizin de var. Eğer ki sonuca bağlanmayan iş sayınızda büyük bir artış olduysa kendi son kullanma tarihinizi de gözden geçirmeniz gerekiyor. Kendinize şu soruları sorun:

  1. Pazarlama stratejilerim güne uygun mu?

  2. Satış senaryolarımı güncelliyor muyum?

  3. Son sunum tekniklerini araştırdım mı?

  4. Sürekli potansiyel müşterilerle tanışıyor muyum?

  5. Teknolojiyi yeterince kullanıyor muyum?

  6. Sosyal medyayı efektif kullanıyor muyum?

Bu sorulara vereceğiniz cevapları günlük planınız çerçevesinde iyice değerlendirmeniz gerekiyor. Özellikle metotlarınızı en son güncellediğiniz tarihleri gözden geçirmeniz önemli. Eğer ki bu tarihler yakın değilse, bu sefer de müşterilerinizin size rafa geri koyma ihtimali ile karşı karşıyasınız.

Son Kullanma Tarihini Kim Belirliyor?

Geçenlerde Seth Godin’in bir blog yazısında şunu okuduk: CEO’ların bir görevi, tarihi geçmiş metotları fark etmektir, bir diğer görevi ise metotların tarihinin ne zaman geçeceğine ve onların yerine ne geleceğine karar vermektir.

Bu ifadeyi içselleştirmeniz çok önemli. Çünkü ister bağımsız bir danışman olun isterseniz de brokerlarla çalışın, bilmeniz gereken bir şey var ki o da kendinizin CEO’su olduğunuz. Özellikle satış yetenekleri ve müşteri ilişkileri üzerine kurulu olan emlak piyasasında gerçekten hepiniz kendinizin CEO’susunuz.

Bu durumda, sizin işinizdeki son kullanma tarihini belirleyen de sizden başkası değil.

Benim için şu sorulara cevap vermenizi istiyorum:

  1. Sabah uyandığınızda işlerin kontrolünüzün altında olduğunu mu düşünüyorsunuz yoksa içinizde bir endişe oluyor mu?

  2. Aynı anda birden çok iş yapmanız gerekiyor mu? (çoklu görev iyi bir şey değildir, yeri gelmişken belirtmek istiyoruz)

  3. Size gelen taleplere göre mi işinizi planlıyorsunuz yoksa kendiniz de fırsatlar yaratıyor musunuz?

  4. Müşterileriniz onlara ayırdığınız zamana değer veriyor mu? Tarihi geçmiş müşterilerinizden kurtulmaktan çekiniyor musunuz?

  5. İş planınız var mı? Bu planınızın çıktılarını düzenli olarak takip ederek planı güncelliyor musunuz?

İşinizin CEO’su sizsiniz ve aslında hem kendiniz hem de müşterileriniz için son kullanma tarihini siz belirliyorsunuz. Ama bu tarihleri belirleme konusunda uzman olabilmeniz için yukarıdaki sorulara rahatlıkla şu cevapları veriyor olmalısınız: Düzenli işleyen bir planım var, sabahları içim rahat uyanıyorum, bir işe odaklanabiliyorum ve fırsatlara zaman ayırabiliyorum.

Emlak piyasasında enerjinizi işinize yoğunlaştırabilmeniz değerli bir özellik. Başkalarının sizden ne beklediği önemli değil, önemli olan sizin odağınızın yüksek olması ve fırsatları görebilmeniz. Bu yetiye sahip olduğunuz sürece başarısız olmanız pek olası değil.

Odağınızı yüksek tutup değerlendirmelerinizi iyi yaptığınıza inandıktan sonra artık tarihi geçen taraf siz olmayacaksınız. Kendinizden emin olduktan sonra tarihi geçmiş müşterilerinizden vazgeçmekten çekinmeyin, çünkü onlar sizin işinizi yavaşlatıcı etkiye sahip olacaklar.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Her Danışmanın Okuması Gereken İlham Verici Sözler!


Meşgul dönemlerde ya da işlerin seyrek olduğu zamanlarda her daim motivasyonu yüksek tutmak zor olabilir. Emlakçıların satış kariyerini, başarılarını ruhsal durumları büyük ölçüde etkilerken, sizin de kimi zaman her insan gibi duygusal çöküşler yaşamanız mümkün.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Fakat bu gibi anlarda doğru tavrı takınarak kendinizi toparlayabilir, devam edecek gücü bulabilirsiniz. Bu noktada size yardımcı olması için 10 motive edici sözü derledik. Her gün okumayı, ders çıkarmayı unutmayın!

Satış yapmayı bırakın, yardım etmeye başlayın.’ – Zig Ziglar

Gayrimenkul danışmanlarının elinde yaptıkları işle müşterilerinin hayatını gerçekten değiştirme fırsatı var. Bu yüzden  sadece satış yapan değil, aynı zamanda problemleri çözen kişi olmak size her zaman daha iyi sonuçlar sağlayacaktır. Mesele müşterinizi bir eve yerleştirmek değil, mesele onları doğru bir eve yerleştirmek. Daima müşteri odaklı olun, para değil.

Reklamların satışları arttırdığı gibi, satışlar da reklamınızı yapar.’ – Michael Schudson

İşinizi her alanda sağlam tutmak, yıl boyunca pazarlama çalışmalarınızı sürdürmek hayati önem taşıyor. Bunun en iyi yanı ise siz pazarlamaya odaklanırken gerçekleştirdiğiniz satışlar daha çok iş yapmanızı sağlıyor. Mutlu müşteriler yaratın, yorum – referans isteyin. Bunları sosyal medyada ve diğer mecralarda kullanın.

Başarı azimle gelir, güçle değil.’ – Samuel Johnson

İşler yolunda gitmediği zaman bu sözü aklınızın bir köşesinden geçirin. Kimi zaman başarısız olsanız dahi sebat etmeye devam etmeli, çalışmayı sürdürmelisiniz. Yoğunlaşarak gösterdiğiniz çabaların sonunda istediğinizi elde edeceksiniz.

Yapamayacaklarınızın, yapabileceklerinizi engellemesine izin vermeyin.’ – John Wooden

Söz konusu emlak işinizi pazarlamak olunca işler kısa sürede değişebilir. Sonuçta siz bir gayrimenkul danışmanısınız, pazarlamacı değil. Nasıl bir pazarlama stratejisi oluşturacaksınız? Bir yazar değilken nasıl blog yazıları oluşturabilirsiniz? Fark etmeniz gereken şey bunların hepsini bir arada yapamayacağınız. Okuyarak, video izleyerek ve deneyerek daha fazlasını öğrenin. Acemi seviyedeki yeteneklerinizi geliştirmeye bakın.

Fırsatlar çoğu kişi tarafından kaçırılır çünkü tulum giymiştir ve çalışmaya benzer.’ – Thomas A. Edison

Çoğu zaman yeni bir işe başlamaktan gözümüz korkar. Ancak unutmayın ki çok çaba gerektiren işler genelde yapmaya değer olan işlerdir. Bununla baş etmeye hazır olun.

Öne geçmenin sırrı başlangıç yapmaktır.’ – Mark Twain

Aslında Mark Twain’de Edison’la temelde aynı şeyi söylüyor. Bir zorluğu başarmak için önce başlamanız gerekiyor.

Bugün haftanızın en üretken günü.’ – Mark Hunter

Asla ertelemeyin ve her gününüzü en üretken gününüz olarak kabul edin. Bugün yapacağınız işin faydalarını yarın görmeye başlayacaksınız.

Bir şeylere asla vakit bulamazsınız. Eğer zamana ihtiyacınız varsa kendiniz yaratmalısınız.’ – Charles Robert Buxton

Evet, meşgulsunuz ve bunu reddetmiyoruz. Fakat hayatımızdaki diğer kişiler gibi biz de gerçekten yapmak istediğimiz şeyler için vakit yaratmalıyız. Örneğin işletmenizin başarısını mı istiyorsunuz? Öyleyse işinize gerçek anlamda vakit ayırın.

Sizi hatırlamak müşterinizin işi değil. Asla unutulmamak sizin görev ve sorumluluğunuz.’ – Patricia Fripp

Müşteri hizmetleri bir firmayı tepeye çıkarabildiği gibi dibe de vurdurabilir. Bir gayrimenkul danışmanı olarak müşterilerinizle geçireceğiniz bire bir vakit çok önemlidir. Bir insanla geçirdiğiniz her bir saniye önem arz ediyor. Müşterilerinizin gelecekte size  ihtiyaç duyduklarında gelmelerini hatta yakınlarına da sizi önermelerini sağlamanın yolu onlara vakit ayırmanız olacaktır.

Satış takip ettiğiniz bir şey değildir, müşteriye hizmet etmek için uğraşırken ortaya çıkandır.’ – Anonim

Başta söylediklerimizin aslında aynısıyla bitirelim. Neden mi? Çünkü günün sonunda emlak sektöründeki başarınız aslında müşteri memnuniyetine bağlıdır. Onları mutlu etmek ve hayallerini gerçeğe dönüştürmek tamamen sizin elinizde. Asıl odak noktanız bu değilse yanlış yoldasınız demektir.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Fark Yaratan Emlak Pazarlaması: QR Kodları

IMG_2314

Eğer bir gayrimenkul pazarlama sürecini QR kodları kullanarak pazarlamıyorsanız, büyük bir pazarlama fırsatını kaçırmakla kalmıyor, gerçek dünya ve sanal dünya arasındaki uçurumdan aşağı düşüyorsunuz demektir.

Milyonlarca insan akıllı telefon devrimine katılımı Steve Jobs ile gerçekleştirdi. Bu teknolojik devrim emlak sektörüne hızlı bir giriş sağladı. QR kodları bu teknolojik devrimin bir göstergesi niteliğinde olup, yenilikçi, yaratıcı ve en etkili pazarlama araçlarından birisi oldu.

Artık hiç bir şey emlak sektöründe eskisi gibi değil, yepyeni teknolojik gelişmeler bizlere çok faydalı bir o kadar da zaman kazandırıcı araçları sunuyor.

Bizim istediğimizde bu değil miydi zaten?

QR kodu nedir?

Türkçe karşılığı çabuk tepki olarak da adlandırabileceğimiz QR kodları veya Quick Response kodları, kareler şeklinde düzenlenmiş ve ürün bilgilerini kodlamak için kullanılan iki boyutlu bir barkod olup genellikle kare beyaz fon üzerinde siyah renk motiflerinden oluşur.

Akıllı mobil telefon veya tabletlere uygulama aracılığı ile indirilen ve mobil cihazların kamerası tarafından taranan, ziyaretçileri, sizin hakkınızda daha fazla bilgi sunan bir videoya, sizin belirlediğiniz herhangi bir web sayfasına, özel oluşturduğunuz bir reklam çalışmasına, QR kod ilanının olduğu yerden bulunduğunuz ofisi tarif edecek navigasyona, bir resime veya bir sayfaya yönlendirir.

QR kodları zaten doğrudan el ilanları, tabela, satılık/kiralık gayrimenkul, kartvizit, film afişleri ve şehir hakkında vb. ziyaretçilere bilgi sağlamak için çeşitli yollarla kullanılmaktadır. 

QR kodları yazılımcılar tarafından farklı kodlarla yazıldığında kaç kez tıklandığını izleyerek istatistiki bilgiler edinmekte mümkün.

Akıllı mobil cihazlarına sahip 3 milyar kişiden fazla insanın bu kullanışlı kodları kullanarak etkileşime geçecek olması yaratıcı emlak pazarlama dehaları için büyük bir potansiyel oluşturmaktadır. 

QR kodları emlak pazarlama için nasıl oluşturulur?

  • QR kodları oluşturmak, sınırsız, basit ve ücretsizdir.

  • Sadece baskı için yaptıracağınız basılı ürünlere yani tabela, kartvizit, antetli kağıt, broşür vb. materyallere ücret ödersiniz.

  • Öncelikle akıllı mobil cihazınıza ihtiyacınız olan ücretsiz uygulamayı indirmekle işe başlayabilirsiniz. Bu uygulamalardan bazıları şunlar:

QR Code Reader (Android)

QR Reader– QR Code Reader and Scanner – (İOS)

  • QR kodlarını oluşturmak için ücretsiz bu hizmeti veren web sitelerine kayıt olmanız yeterli.  

– generator.com

– visualead.com

– zxing.appspot.com 

(bu linkte çok basit ve sizi hiç uğraştırmadan QR kodları hazırlayabilirsiniz.)

  • Yukarıda örnek link olarak verdiğimiz Türkçe dil destekli web sayfalarındaki yönergeleri izleyerek çok kolay QR kodları oluşturup emlak pazarlamasına başlayabilirsiniz.

QR kodunun emlak pazarlamasına sağladığı faydalar

  • Mal sahiplerini sizinle çalışmaya teşvik etmek, satış sürecini hızlandırmak için yenilikçi bir araç olarak QR kodlarını gayrimenkul pazarlamasında kullanabilirsiniz.

  • Basit tasarımı, kolay ve gerçek hayata entegreli QR kodları ile pazarlama araçları içinde çok etkili sonuçlar alırsınız.

  • Direk satış odaklı olduğu için, 24 saat sizin için çalışan bir satışçı rolündedir.

  • QR kodları ile profesyonel olarak hazırladığınız etkili reklam ve ilan çalışmalarınızda,  gayrimenkulünü satmak isteyen mal sahiplerinin dikkatini çekebilir ve sizinle iletişime geçmesini sağlayabilirsiniz.

  • Gerçek alıcı müşterilerin dikkatini çekerek sizinle iletişime geçmesini sağlar ve müşterinizin detaylı analizini çıkartabilirsiniz.

  • Örneğin; özel havuzlu bir villanın önüne koyduğunuz bir QR ilanıyla, listenizde olan diğer özel havuzlu villaları ilgilenen müşterilere sunabilirsiniz.

  • Akıllı mobil cihazlara sahip olan potansiyel müşterilerinizi gerçek alıcı müşterilere dönüştürmeniz an meselesidir.

  • Yayıncılık ve baskı maliyetiniz yok denecek kadar azdır.

  • Değişen bilgiler sayesinde esnek bir yapıya sahip olursunuz.

  • Web sitenizdeki veya ilanınızdaki bir bilgiyi kontrol altına almış olursunuz.

  • Görüntüler, metin, video, kat planları, fiyat vb. bilgiler esnek bir yapıya sahip olur.

  • Rekabet ortamından sıyrılabilir, şirketinizi ve kendinizi farklılaştırmanın en iyi yollarından birisini uygulamış olursunuz.

  • Heyecanlı, meraklı ve duyarlı bir pazarlama aracına sahip olursunuz.

  • Gayrimenkulün detaylı tüm özellikleri listeleyebilirsiniz.

  • Sosyal medya ve işletme bilgilerini paylaşabilirsiniz.

  • Müşterileriniz sizinle çevrimiçi iletişime geçebilir. 

  • Zaman tasarrufu sağlamanız artık çok kolay.

  • Gayrimenkulün tüm özelliklerini e-posta pazarlama ile gönderebilirsiniz.

  • Kampanya izleme/ziyaretçi demografik gibi istatistiki bilgilere ulaşabilirsiniz.

  • Gelişmiş müşteri ilişkileri sağlayabilirsiniz.

  • Müşterileriniz kaydet ve paylaş özelliğini kullanabilirler.

  • Web sitenize hedef kitlenizden trafik çekerek, portföyünüzdeki diğer gayrimenkulleri ziyaret etmelerini de sağlarsınız.

QR kodu ile emlak pazarlama nasıl yapılır?

El Broşürleri. El ilanlarınıza veya broşürlerinize bir QR kodu ekleyin, gayrimenkulün fotoğrafları veya listeleme sayfasında bir slayt gösterisi ya da kayıt altına aldığınız video çekimini potansiyel müşterilerinize sunarak çevrimiçi bilgilere ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Eğer bir duyuru veya satışla ilgili tarih vermeniz gerekirse bir takvim QR kodu kullanmalısınız.

Ayaklı Tabelalar/Afişler. Villa, tek katlı evler, arsalar veya ticari gayrimenkuller için etkili kullanım alanı oluşturur. QR kodu oluşturarak hazırladığınız ayaklı tabelayı ziyaret eden müşteriler, gayrimenkulün içini sanal tur yaparak gezebilir, gayrimenkulün özelliklerine, çevre bilgisine ve ödeme seçeneklerine anında erişebilirler.

Tek katlı ticari gayrimenkul veya konut ve emlaklar(zemin kat, giriş kat olan) için afiş olarak gayrimenkulün camına da yapıştırabilirsiniz. Büyük afişlerin üzerine sticker dediğimiz yapıştırılıp sökülebilen baskı sayesinde yüksek katlarda herkesin görebileceği bir biçimde kullanabilmenize olanak sağlar.

Yaratıcılığınızı harekete geçirecek farklı pazarlama taktikleri ile oluşturacağınız ufak stickerlar sayesinde kurumsal kimliğinizi daha geniş kitlelere duyurma imkanına sahip olabilirsiniz.

Dergi Reklamları. Dergi, gazete gibi basılı medya üzerinden vereceğiniz reklamın içeriğine bağlı olarak özel oluşturacağınız reklamla etkileşim gücünüzü arttırıcı, reklamınızı destekleyici pazarlama faaliyetlerinde bulunabilirsiniz. Veya web sitesi, facebook sayfası, blog, ya da twitter gibi sosyal medya hesaplarınıza müşterilerinizi yönlendirebilirsiniz.

Doğrudan Posta. Bir posta kampanyasında, QR kodları potansiyel müşteriler ile bağlantıya geçmeniz için en etkili yoldur. QR kodu ile kaçırılmayacak fırsatları sunabileceğiniz bir gayrimenkulün video turunu müşterilere ulaştırabilir, hızlı ve yenilikçi pazarlama aracını kullanarak bir ev satışına aracılık edebilirsiniz. 

Mail Pazarlaması. Yazışmalarınızda kullanacağınız iletişim bilgilerinin yanına kurumsal kimliğinizi aydınlatıcı bilgiler sunabilirsiniz. Göndereceğiniz mailin içeriğine bağlı olarak bu bilgiler değişkenlik gösterebilir. Bunun için birden fazla QR kodu hazırlamanızda hiçbir sakınca olmadığı gibi hızlı sonuçlar almanızı sağlayacak yenilikçi pazarlama fırsatlarını denemeniz gerekir.

Kartvizit. Kartvizit tekniğini kullanarak, müşteri ve yatırımcılarınıza veya yeni tanıştığınız kişilere teşekkür ederek başlayan, işinizle ilgili kısa bilgi veren bir video sunumu ile QR kodu oluşturabilirsiniz.

Düşünceler
Zamanı etkin kullanmak ve hedef kitleniz için başarılı nokta atışı yapmak istiyorsanız, QR kodları emlak pazarlamak için mükemmel bir yol. QR kodları, kullanılmakta olan herhangi bir mevcut pazarlama araçları ile kolay entegre oldukları için kullanılması basit ve ucuzdur. Rekabette bir adım önde olmanıza ve farkındalık yaratmanıza katkı sağlar.

Umarım bu yazı, bu büyük pazarlama aracı ile deneme yapmanızı sağlayacak bilgileri size sunabilmiştir.

QR kodları ile yapılan örnek çalışmaları aşağıda inceleyebilirsiniz.

Ayaklı tabela, tek katlı konutlar için ideal bir pazarlama aracı.

El broşürü çalışması

Ofis vitrini

Mail örneği

El broşürü

Yolda harika bir sticker çalışması

Araç giydirme çok etkili bir kurumsal kimlik pazarlaması örneği

Yorumlarınız ve paylaşımlarınız benim için değerlidir.

IMG_2314

TANJU HAN’DAN SATILDI

qrtanjuhan

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Mevsimselliğe Göre Müşteri Kazanma Durumunuzu Nasıl Yönetirsiniz?

Hiçbir şey ekonomiden bağışık olamaz ve insanlığın koyduğu yasalar “tabiatana”yı yönetemez.

Gayrimenkul sektörünün, müşteri kazanma stratejileri açısından açlık çeken bir sektör olduğunu söyleyemeyiz. Ancak dijital reklamcılık konusunda çoğunluğun yanlış bakış açısına sahip olduğu da bir gerçek. Bu sektörün her alanı her duruma göre değişken olabilir. Bu alanda müşteriler için bugün harcadığınız 500 lira, yarın tamamen farklı bir hikâyenin başlangıcı anlamına gelebilir. Bu, Sibirya kışı gibi keskin ve soğuk bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Ekonomi, konut talebi, doğal felaketler ve hatta seçim yılları gibi piyasa güçleri, müşteri maliyetlerinizi ve müşteri sayınızı kesinlikli etkiler. Bunların içerisine mevsimsellik konusu da dahildir. Diğer sektörlerde olduğu gibi, gayrimenkul sektöründe de mevsimsellik etkilerini bir şekilde gösterir. İnsanların çok yoğun şekilde veya çok az gayrimenkul aradığı dönemlerin olduğunu aslında hepimiz biliriz.

Peki, ya mevsimsellik gayrimenkul işinizdeki müşteri kazanma durumunuzu nasıl etkiliyor? Konunun derinliklerine inme vaktimiz geldi…

Bilmeniz Gereken Gayrimenkul Trendleri

Mevsimsellik durumunun müşteri maliyetlerinizi ve müşteri sayınızı nasıl etkilediğine geçmeden önce, değişikliklerin yaşandığı hikayeyi baştan sona anlatmamız gerekiyor.

Eğer bir emlak profesyoneliyseniz, satılık evler için talebin ilkbaharın başında artışa geçtiğini ve yaz boyunca devam ederek sonbahara kadar bu talebin sürdüğünü bilirsiniz. Elbette ki her pazar farklıdır ve bu nedenle bazı farklılıklar görebilirsiniz. Ama biz şu anki yazımızda ülke genelinde bir değerlendirme yapmaktayız.

Gayrimenkul aramalarını düşündüğümüz zaman her yeni yıla geçişte, yani ocak ayında bir tırmanış olduğunu görürüz. Fakat burada dikkat etmemiz gereken şey şudur. Ocak ayında arama yapmaya başlayan çok sayıdaki potansiyel alıcı, istedikleri evleri o ay içinde bulacaklar anlamına gelmiyor. Gayrimenkul müşterileri, genel olarak hayal ettikleri evlere ulaşmak için 6-8 ay kadar bir zaman harcarlar. Bu süre zarfında onları harekete geçirmek sizin görevinizdir.

Yıl içerisinde düşündüğümüz zaman, nisan ayında zirveye ulaşan konut talebi, temmuz ayında emlak piyasasının kapanması ile düşüşe geçiyor. Sonuç olarak insanlar yaz aylarında harekete geçmeye daha meyilliler. Bu mevsimde son derece aktifler ve evleri görmek için daha fazla can atıyorlar.

Gelin, şimdi de bu trendlerin (eğilimlerin) maliyetlerinin neye benzediğine göz atalım. Aşağıda sizler için hazırladığımız şemada bu durumu net şekilde çözebileceğinizi düşünüyoruz.

Bazı gayrimenkul piyasalarında ekim ve kasım aylarında da talebin devam ettiğini görebiliriz, ancak aralık ayı hangi emlak piyasasında olursa olsun mutlaka azalışın görüldüğü vakitlerdir.

Eğer yıllara göre konut aramalarını merak ederseniz, bunun için yıllık Google arama grafiğine göz atmamız yeterli olur. Aşağıda bu grafiği de inceleyebilirsiniz.

Grafikte gördüğünüz gibi, genel olarak ekim ayında gayrimenkul talebi azalmaya başlıyor, fakat ocak ayından itibaren herhangi bir farklı ekonomik güç veya konut piyasası durumu olmadığı sürece yükseliş eğilimi gösteriyor.

Püf Nokta: Gayrimenkul talebinin en aza düştüğü kış aylarında online reklam yayınlamayı bırakmak son derece yanlış bir bakış açısıdır.

Tam bu noktada gayrimenkul profesyonellerinin dikkat etmesi gereken bir konudan bahsedeceğiz. Genel olarak emlak işinde olanlar, talebin azaldığı vakitlerde reklam yapmayı durdururlar veya en aza indirirler. Ancak biz bunun tam tersini tavsiye ediyoruz. Eğer çoğu rakibinizin dijital pazarlamayı bıraktığı anlarda siz daha yoğun reklam yayınlarsanız, hem arama motorlarındaki markanızı daha üst seviyelere çıkarabilir hem de insanlara kendinizi duyurma şansını daha fazla elde edersiniz.

Bu nedenle senenin son demleri olan aralık ayında reklam çalışmalarınızı devam ettirin. Bu şekilde ocak ayına giriş yaptığınız zaman Google sizin çalışmalarınızı daha sıklıkla gösterecektir.

Mevsimlere Göre Reklam Harcaması Nasıl Ayarlanır?

Bu konuda benzer olarak yakıt maliyetlerini düşünebiliriz. Havaların ısındığı dönemde okullar tatile girer ve daha fazla insan tatile çıkar. Bu da daha fazla otomobilin yolda olduğu anlamına gelir. Bu süreçte yakıta daha fazla talep gelir ve sonuç olarak fiyatlar yükselir. Emlak ve arama bazlı reklamcılık da böyledir.

İnsanların sadece belli bir yüzdesi almak ve satmak için bakınır ve onlara yardım eden kişi olmak isteyen çok sayıda emlak profesyoneli vardır. Dolayısıyla mevsimsellik durumu ile mücadele etmenin birkaç yolu vardır. Bunların ilki, bütçenizi arttırmaktır. Mevcut potansiyel müşteri sayınızı korumak için konut sezonu geldikçe daha fazla harcama yapmanız gerekir.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Aylık bütçenizi çıkarabilmek için aşağıdaki formülü tavsiye ederiz:

– Kaç müşteriye ihtiyacınız var? (Her danışman başına ayda en az 20 müşteri öneriyorum.)

– Kaç gayrimenkul danışmanına sahipsiniz?

Aylık Bütçe = (Danışman başına düşen müşteri sayısı x Danışman sayısı) x Müşteri başına düşen maliyet

Örneğin emlak firmanız bünyesinde 10 gayrimenkul danışmanı var diyelim. Her danışmanın en az 20 müşteri kazanması gerekiyor. Her müşteri için harcanan online reklam maliyeti ise 5 TL olsun.

Bu durumda ayda 200 müşteri için;

Aylık Bütçe = (20 x 10) x 5 TL = 1000 TL olacaktır.

Her yıl rekabet içinde daha fazla öne çıkmak için bu bütçeyi çok az miktarda arttırarak devam etmeniz etkili olacaktır.

Mevsimselliğe Göre Uygulanabilecek Diğer Yöntemler

Müşteri kazanmak için reklam yayıncılığı yapmak, yalnızca Google arama motorları ile ilişkili olmak zorunda değildir. Yabancı pazarlara açılabilmek için Bing ve Yahoo gibi diğer arama motorlarına da yönelebilirsiniz. Ama bize soracak olursanız, reklamcılık için en popüler mekan Facebook’tur.

Gayrimenkul piyasasında talebin en aza indiği dönemlerde, müşterinin ilgisini üzerinizde tutabilmenizin en iyi yolu Facebook ortamında reklamlar oluşturmaktır.

Google reklamı ile Facebook reklamının kullanımı arasındaki farkı şöyle düşünebilirsiniz:

  • Arama bazlı reklamcılık (Google) = İnsanların ev arayışlarındaki talebi karşılamak

  • Sosyal bazlı reklamcılık (Facebook) = İnsanların ev aramaya başlamadan önce talebin üretilmesini sağlamak

Sosyal amaçlı bir talep oluşturmak niyetindeyseniz, bu Google arama bazlı reklamcılığından biraz daha farklı bir planlama yapmanızı gerektirir. Çünkü sosyal bazlı reklamcılık, düzenli ve sürekli olma özelliklerini taşımak zorundadır. Bu nedenle kendinizi bir planlama oluşturun.

Diğer bir stratejiden bahsedecek olursak, reklamlarınızı yeniden hedefleme yöntemini deneyebilirsiniz. Web ziyaretçilerinin önemli bir yüzdesi, hiçbir işlem yapmadan emlak sitenizi terk eder. Yeniden hedefleme yöntemi, bu ziyaretçileri takip etmenize ve onların ilgilerine göre reklamları öne çıkarmanıza yardımcı olur.

Mevsimsellik etkisine göre ilginin azaldığı dönemlerde üzerinizdeki ilgili arttırmanın yollarından biri de reklam kampanyalarınızı tutarlı bir şekilde yürütmenizdir. Google, bu nedenle daha az ama daha uzun süre tutarlı şekilde devam eden reklam tıklamalarına değer veriyor. Reklam kampanyalarını yıl boyunca tutarlı bir şekilde devam ettirmek, iyi bir performans için önemlidir.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Gayrimenkul Danışmanı ile Emlakçı Arasındaki Fark Nedir?

Emlakçı dediğimiz kişinin elinde bir anahtar olur. Siz bir evi görmek istersiniz. Sizin yanınızda gelir evi açar burası mutfak burası banyo burası salon gibi aslında orayı kiralayacak kişinin de zaten gördüğü çok ihtiyacı olmadığı bilgiyi paylaşan kişidir.

Maalesef şu anda piyasada bu işi yapmaya çalışan arkadaşlarımızın çoğu aynı hatayı yapıyorlar ve bu şekilde alıcıları veya kiraya almak isteyen kişileri yönlendirmeye çalışıyorlar.

Gayrimenkul danışmanı ise alıcıyı veya kiralanmak isteyeni iyi bir şekilde anlar. Sorular sorarak analiz eder. Yani karşımızdaki insanın alıcının gerçekten ihtiyacı nedir. O ihtiyacı belirleyip tam ihtiyacına uygun alternatifler üretir ve bu alternatifleri alıcı ile birlikte onun ihtiyacı olan şekilde sunum yaparak ilerler.

Örneğin merkezi bir konumda yer isteyen bir alıcıyla, çocuğu için park alanının önemli olduğu bir alıcı arasında çok büyük bir fark var. Siz bunu analiz etmeden sunarsanız yerinizi hem diğer kişinin vaktini alırsınız hem de siz vaktinizi harcamış olursunuz.

Aynı zamanda satın alma ve kiralama süreci ciddi bir iştir. En başından en sonuna kadar iyi bir şekilde yönetilmesi gereken bir iştir ve bir eğitim gerektirir. Kulaktan dolma bilgiler ile siz bu işlemleri yapamazsınız ve tamamlayamazsınız karşınızdaki insana gerçekten iyi bir hizmet veremezsiniz.

Böylece insanlar işlem sonunda birçok şey ile ilgili kendileri uğraşmak zorunda kalırlar ve problem yaşar ve bu yüzden maalesef piyasada emlakçı denildiği zaman haklı olarak kötü bir algı oluşmuş durumda.

Gerçekten iyi bir eğitim almış ve bu işi iyi yapan gayrimenkul danışmanları ve profesyoneller sizin rahat etmenizi istediğiniz hedefe hızlı ve doğru bir şekilde ulaşmanızı sağlayacaklardır.

static_qr_code_without_logo 2

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.