Başarıya Giden Yoldaki Mola Yeri: 8 Maddede Plato Etkisi

“Plato Etkisi” adı verilen dönemden hepimiz mutlaka geçmişizdir. Bu dönem günlük yaşantımızda “donukluk, can sıkıntısı ve tıkandığını hissetmek” duygularının en yoğun yaşandığı zaman dilimini oluşturuyor. Bu dönemde, ruhunuz sıkılır ve çoğunlukla rutin hayatınızdan da artık bıkmışsınızdır. Herhangi bir işi yapmak sizin için o an külfetten başka bir şey değildir.
u68ism - Başarıya Giden Yoldaki Mola Yeri: 8 Maddede Plato Etkisi
Bu durum günlük yaşantımızda bizi oldukça etkiler fakat bununla ve daha birçok şeyle savaşan vücudumuzun savunma mekanizması imdadımıza yetişir. Çünkü vücut, hayatımızda süreklilik gösteren şeyleri (mesela şehrin gürültüsüne bir süre sonra alışmamız ve bunu duymayışımız gibi) yok sayar. Ve bu sayede değişime ve yeniliklere odaklanmaya adapte eder kendini.
Buraya kadar herhangi bir sorun yok gibi gözükse de savunma mekanizmamızı kendimiz için devreden çıkarmamız gerektiği zamanlar da oluyor. Sebebiyse “alışkanlık” gibi bir duygunun var oluşunu engellemek. Alışkanlık, günlük yaşantımızda bizi duyarsızlaşmaya ve sıradanlaşmaya iten bir güdü. Bir zaman sonra sırf bu sebepten, eriştiğimiz başarılar bile bize haz vermekten çok uzaklaşabilirler.
Bu konuda Bob Sullivan ve Hugh Thompson bir takım araştırmalar içerisindeler. Plato etkisinin yarattığı; başarıdan başarıya koşan birinin bir anda tıkanmasının ve önündeki engelleri aşamamasının sebeplerini bulmaya çalışıyor, bir çözüm arıyorlar.
Bu ikiliye göre çözüm plato etkisinin içinde olduğumuzun farkına varmak. Peki nasıl farkına varacağız? Sullivan ve Thompson’ a göre plato etkisini anlamak için 8 maddeye ihtiyacımız var. İşte o maddeler:
cv3v2v - Başarıya Giden Yoldaki Mola Yeri: 8 Maddede Plato Etkisi
1) Yanlış Zamanlama: Çoğu zaman çok çalışıp karşılığını almayı bekleriz. Fakat her zaman beklenen olmaz. Bu noktada doğru zamanı sessizce beklemek ve doğru zamanda doğru atağı yapmak gerekir.
2) Kaynak Akışı: İhtiyaç duyulduğunda kaynakların tükenmiş olduğunu fark etmek hepimizi bir çıkmaza sürükler. Bu para, nitelikli insan veya güçlü bağlantılar olabilir. Bu noktada Sullivan ve Thompson’ın “Sihirli Malzemeler” adını verdikleri kaynakların yerini dolduracak farklı materyallerin arayışına girmek gerekir.
3) Açgözlü Algoritması: Kısa vadede büyük kazançları hepimiz isteriz. Fakat bu yolda ilerlediğimizde kısa vadede kazanılan kazançları kısa vadede de kaybederiz. Bu durumu aşmanın yolu ise, ufkumuzu açmayı denemek ve daha uzun vadede bizi mutlu edecek yollar seçmek olacaktır.
4) Hatalı Bilgiler: Ulaşmaya çalıştığımız hedef ne olursa olsun varış noktasına giden yolun bizim için ne kadar önemli olduğunun ve bize neler kattığının bilincinde olmak ve bu yolu asla terk etmemek gerekir.
5) Bağışıklık: Süreklilik bir zaman sonra hayal gücünüzü ve isteğinizi kısıtlar. Hayatınızda değişimlere yer vermelisiniz.
6) Geciken Başarısızlık: Bazı insanlar başarısızlıklarını bir türlü kabullenemez ve bunu ertelemek için ellerinden geleni yaparlar. Bu noktada açık görüşlü olmayı kendimize aşılamalı ve başarısızlıklarımızı ertelemeyip, onlarla yüzleşmeliyiz. Çünkü ne kadar çabuk başarısızlığımızın farkında olursak o kadar çabuk bunu telafi eder ve başarmak için daha sağlam adımlı bir yolu kat edebiliriz.
7) Mükemmeliyetçilik: Mükemmeliyetçilikten kurtulmanın en iyi yolu, hedeflerimize adım adım gitmek ve atılan her adımı iyi değerlendirmekten geçer.
8) Dikkatin Dağılması: Bu soruna müdahale etmek için bir süre durup kendimizi dinlemek ve sonrasında da harekete geçmemiz gerekiyor.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

“Siyah Kuğu” Filminden Mükemmelliğe Adanmış Bir Emlak Uzmanı Olmayı Çıkarmak


Siyah Kuğu

Bu film; kışkırtıcı bir entelektüelliğe, çekici bir duygusallığa, yürek burkan bir trajediye ve anlaşılamaz bir psiko şizofreni durumuna işaret ediyor. Filmin yönetmeni, bizim jenerasyonda daha çok Requem for a Dream” filmi ile nam salmış Darren Aronofsky. Ruhsal açıdan uçlardaki karakterleri anlatmaya meyilli olan Aronofsky, Siyah Kuğu filmi ile de bizlere manyaklık derecesinde işine tutkun ve mükemmeliyetçi bir şizofreni durumunu yansıtıyor.

Bu filmi izlemiş olun veya olmayın, aklınıza şöyle bir soru gelmiş olabilir. Emlak ile ilişkili bilgileri, stratejileri ve bakış açılarını yansıttığımız bu sitede, neden Siyah Kuğu filminden bahsediyorum? Film ile ilgili yorumlarımızı okudukça bu sorunun cevabını da almış olacaksınız. Ama önceden size bir ipucu verelim. İzlediğimiz her filmden, okuduğumuz her kitaptan ve hayatta karşılaştığımız her olaydan emlak işimize yansıyan bir yorum katmaya bayılıyoruz. Siyah Kuğu filmi de bu bakış açımızın bir parçasıdır. 

Siyah Kuğu Bize Ne Anlatıyor?

Filmi izlememiş olanlar için ve yapacağımız yorumların derinliğini kavrayabilmek için kısa bir özet geçmekte fayda var. New York’ta yaşayan genç bir balerin olan Nina, işinde çok yeteneklidir ve işi hayatının tek gerçeğidir. İş hayatının doruk noktasına ulaşmak için mükemmel olmaya uğraşan Nina, bir yandan da şizofreni durumu ile mücadele eder. Yönetmen Aronofsky, bu şizofreni durumunu Nina’nın çevresindeki kişilerin iş hayatında nasıl birer engel oluşturdukları konusu ile birleştirerek ortaya mükemmel bir rekabet durumu çıkarmış.

Kuğu Gölü balesini sahneleyen yönetmen, baş balerini değiştirmeye karar verir ve bu seçimi Nina’dan yana kullanır. Yönetmenin Nina’dan istediği şey, Beyaz Kuğu’nun masumluğunu ve Siyah Kuğu’nun şehvetini ayrı ayrı canlandırabilmesidir. Ancak işinde mükemmele ulaşmak için hayatını adayan Nina, Siyah Kuğu’nun kötücül taraflarını canlandırmakta zorlanır. Bunu başarabilmesi için yapması gereken şeyin kendi ruhundaki kötülükleri ortaya çıkarmak olduğunu fark eden Nina, gördüğü şizofren halüsinasyonlar ile boğuşmaya başlar ve bir yandan işinde mükemmelliğe yaklaşırken bir yandan da yavaş yavaş erir.

Nina’nın hayatındaki kötü tarafları görmeye başlaması ve karşısında duran engelleri fark etmesi, işindeki mükemmelliğe ulaşmak için gerekli olan adımlardır. Annesinin koruması altında yaşamanın aslında ona zarar veren bir aşırı otorite olduğunu fark eder. Cinsel özgürlüğünü asla yaşayamamış olmasının onu ne derece kısıtladığını fark eder. Rakibi olan Lily ile dost olmanın ardından gelen ihanet ile aslında rekabette iyiliğin mevcut olmadığını fark eder. Siyah Kuğu olabilmek için kafasında yarattığı şizofrenik hayaller ile bütünleşmeye başlar.

Sahne günü geldiğinde ise Nina, Siyah Kuğu’yu canlandırmak için o kadar çok çaba sarf etmiştir ki Beyaz Kuğu’yu canlandırdığı ilk perdede izleyenlere hayal kırıklığı yaşatırken, Siyah Kuğu’yu canlandırdığı ikinci perdede adeta izleyenleri mest eder.

Siyah Kuğu performansı sona erdiğinde, Nina’nın hayatı da sona erer. O anda dudaklarından dökülen son söz; İşte onu gördüm: Mükemmeldi. olur.

Siyah Kuğunun Bizle Ne İlgisi Var?

Bu film bize, toplumsal geleneklerin getirdiği engeller ile gözyaşlarını akıtan ve kalbinin kendisi hakkında söylediği gerçekleri duymaya çalışan bir karakteri anlatıyor. Kendi zihnimizde yatan koyu gölgeleri ve ruhumuzun kabullenemediğimiz taraflarından dolayı yaşadığımız korkuları açığa çıkarıyor. Bu anlayış ile birlikte, şimdiye kadar olagelen stratejiler ile devam etmenin bize göre olmadığını ve işimizde en mükemmele ulaştığımızda gerekli olan değişimi de ortaya çıkarmış olacağımızı görüyoruz.

Bildiğiniz gibi emlak sektörü, var olduğu ilk yıllardan bu yana çok fazla değişim geçirmedi ve geleneksel yöntemlere, ekonomik gidişata bağlı olarak ilerledi (yerinde saydı). Ama içinde bulunduğumuz süreçte bazı dalgalanmalara şahit oluyoruz. Derinden ve yavaş yavaş tüm dünyayı saran bir iş anlayışı geliyor. Bizim de desteklediğimiz bu anlayış, emlak sektörüne henüz sirayet etmedi ve biz bunun olması için çaba sarf edenlerdeniz. Siyah Kuğu filmindeki toplumsal geleneklerin balerinin zirve noktasına ulaşma yolculuğunda birer engel olması, emlak sektöründeki bu süregelen bakış açısının karşımızda bir engel olarak duruyor olmasına benzetilebilir.  

Ama bizim bu filmden etkilendiğimiz asıl nokta, işinde mükemmelliğe ulaşma isteğinin ne kadar yüksek bir duygu olduğudur. Yaptığı işin hayatta var olma sebebi olduğunu hisseden bir kadının işindeki mükemmelliğe ulaşmak için nasıl bir hırs ve azme sahip olduğunu görüyoruz.

Aslına bakarsanız dünya çapında insanlık üzerinde inanılmaz değişimlere neden olan liderler ve mucitler, biraz böyledir diyebiliriz. Hayatlarını yaptıkları işe adamışlardır ve son nefeslerini de işlerindeki zirve noktaları ile birlikte verirler. Hayattan göçmüş ve hala hayatta olan pek çok isim var. Atatürk, Steve Jobs, Elon Musk, Albert Einstein, Rupert Murdoch, Eric Schmidt, Bill Gates, Warren Buffet,  Malcolm X ve daha pek çokları…

İnandığımız şeye ulaşmak için hâyâl etmenin ötesinde bir şeyler yapmamız lazım. Tabii ki dediğimiz şey, emlak işinde mükemmele ulaşmak için şizofrene bağlamak değil. Ancak içinizde taşıyacağınız o mükemmelliğe ulaşma hissi, hiçbir zaman umutsuzluğa düşmemenizi sağlayacak olan en önemli duygu olacak.

Aslında, bu çoğumuzun anlayabileceği bir yolculuktur. Bu hırsın bize getirdiği sonuç, kendi hayatımız için korkunç bir duruma mal olabilir ama ulaştığınız noktanın size getirdiği haz ve çevrenizde oluşturduğunuz o değişim dalgası, başarılı olduğunuzun kanıtıdır. Kendisini işinde en mükemmele ulaştırmayı hedef edinmiş herkes, her elde ettiği başarıdan sonra bir sonraki aşamaya geçmek için kendini aç hisseder. Her alınan galibiyet, daha az tatmin edici olur. Çünkü asıl istediğimiz şey, ulaşacağımız o son mükemmel noktadır. Bizi sınırlayan engelleri aşmak için çaresizce arayış içindeyizdir. Fakat bu, aynı zamanda karamsar yönlerimizin de ortaya çıkmasına neden olur.

Bu bakış açısına göre düşündüğümüzde, bir Sufi için en mükemmel nokta insan-ı kamil olmak iken, bir teknoloji uzmanı için dünyayı değiştirecek bir cihaz geliştirmektir. Hayatın her alanında mükemmel olmayı hedefleyen az sayıda insan var. Emlak sektöründe çalışanlardan hiç kimse şizofren birer manyak değil ama (şizofrenlerin aslında çok renkli dünyaları vardır. Onlar gökkuşağının tüm renklerini taşırlar. Standarta bağlı can sıkıcı birisi olmaktansa şizofrene bağlamak, şizofren birisiyle yaşamak epey eğlenceli olabilir 🙂) bu sektörü icra edenler üzerinde olumlu etkilerimizin olduğunun da farkındayız. Bizim işimizde mükemmel olmak, sektörümüzdeki bu değişimi gerçekleştirebilmektir.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Facebook Reklamlarınız İçin İpuçları…


Eğer Facebook reklamlarınızdan sonuç alamıyorsanız size bu yazımızı okumanızı öneriyoruz.

Facebook’ta beğendiğiniz ve es geçtiğiniz reklamlar hakkında hiç düşündünüz mü? Beğendiğiniz, paylaştığınız, üzerine yorum yaptığınız hatta duygusal işaretler bıraktığınız pek çok bildirimi diğerlerinden ayıran nedir?

Bu durum biz emlak profesyonelleri için ne ifade etmektedir? Bunu işimizi büyütmek için nasıl kullanabiliriz? Bu durum aslında sosyal medyayı işimizde kullanmanın altın kural olduğunu ifade eder. Sosyal medya üzerinden bizimle paylaşımda bulunmalarını istediğimiz kadar biz de başkaları ile paylaşımda bulunmalıyız.

Artık arkadaşlarınız ve takipçileriniz için ilgi çekici olmayan, harekete geçirmeyen listelerinizde yer alan gayrimenkul fotoğraflarını ve sıradan emlak yazılarını sitenizde yayınlamayı bırakmanın zamanı geldi. Aynı zamanda zor kazanılan paranızı Facebook ve Instagram gibi sosyal medyalarda harcayacağınız zaman daha da dikkatli davranmanız gerekir.

Facebook ve Instagram’da bir hesap açarken pek çok farklı konuya dikkat etmeniz gerekiyor. Sosyal medyada hesap yaratmak sanatsal olduğu kadar aynı zamanda bilimsel bir süreçtir. Hem hesabı oluştururken hem de uygulama aşamasında dikkat edilecek pek çok konu var.

Facebook reklamlarınız sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli konular şunlardır;

  • Düşük tıklama sayısı: Eğer reklamınız yeterli tıklama almıyor ise büyük ihtimal yeterince görüntülenmiyordur. Bu da doğru hedef kitleyi seçemediğiniz anlamına gelir. Koyduğunuz görsel imajlar, içerik ve harakete çağırma tarzınız tıklanmaya değer olmalıdır.(Sosyal medyanın altın kuralını unutmayın) Müşterinizi harekete geçirmek için doğru söylemler kullanmak önemlidir. “Bu eve gücünüz yeter mi?” tarzı incitici söylemler yerine “Bu güzelliği ziyaret etmek ister misiniz?” şeklinde teşvik edici söylemler kullanılmalıdır.

  • Yüksek tıklama ama düşük sorgu sayısı: Belki de daha iyi bir sorgu sayfasına ihtiyacınız var. Reklamın linkle bağlı olduğu, arama sonucunda çıkan açılış sayfanızda bir geliştirme yapmanız gerekebilir. İsterseniz Facebook Power Editor’de yer alan Lead Ad reklam formlarını kullanabilirsiniz. Bu araç Facebook’ta yer alan isim, email ve telefon numarası gibi bilgilerinizin aratılarak otomatik olarak karşıdaki kişinin ekranına iletişim formu şeklinde iletilmesini sağlar.

  • Hedef kitlenin hatalı seçilmesi: Facebook sayfanızı tıklayan kişiler sizin ev alım satım piyasanızın müşterileri değillerse tıklamalarının sizin için bir anlamı olmayacaktır. Hedef kitlenizi seçerken doğru nüfus kesimine, lokasyonlara, ilgi ve davranış alanlarına hitap ettiğinizden emin olmalısınız. Bu parametrelere ek olarak yerel bir şirkette çalışanlar, gelir durumu, yaşı, medeni durumu, ev sahibi olup olmadığı da birer kriter olarak belirlenebilir.

  • Maliyet: Sizde müşteri sağlamayacak bir reklam kampanyasına para harcamak istemezsiniz. Bu nedenle öncelikle günlük 2 liralık bir bütçe ile 3 günlük bir reklam testi uygulamanızı öneririz. Bu sayede reklamızın etkili olup olmayacağını görebilirsiniz. Eğer tıklanma oranınızda, ziyaretçi sayınızda %10’luk bir artışa neden olur ise  günlük bütçe iyileştirmesi ile daha fazla trafik sağlayabilirsiniz. 

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Gayrimenkul Danışmanı İle Emlakçı Arasındaki 10 Fark…

gayrimenkule giriş

İlanına emlakçılar aramasın” yazan mülk sahiplerine biz emlakçı değil Gayrimenkul Danışmanıyız” diyorsunuz ya hani, aslında demeye çalıştığınız şeyi özetleyeyim dedim.

  1. Gayrimenkul danışmanları bölgesel uzmanlığa sahiptir. Emlakçılar her bölgeye çalışır
  2. Gayrimenkul danışmanları gerçekçi verilere dayanan değerleme raporları hazırlar (ekspertiz demiyorum farkındaysanız) ve basılı olarak sunarlar. Emlakçılar görmediği bir mülk için telefonda bile fiyat tahmininde bulunur
  3. Gayrimenkul danışmanları açık kimliklerinin yazılı olduğu kartlar taşırlar. Ofis kuralları çerçevesinde giyinirler. Emlakçılar canı o gün ne giymek isterse onu giyer ve kendilerini tanıtmaz ya da kart vermezlerse “Sarı çizmeli Mehmet Ağa” olarak kalırlar
  4. Gayrimenkul danışmanları bir mülkün olumlu ve olumsuz özelliklerini detaylı olarak, matbu evraklar üzerine kayıt eder ve arşivlerler. Emlakçılar ajandalarına bir kaç not düşmeyi yeterli görürler.
  5. Gayrimenkul danışmanları kapalı portföy çalışırlar. Emlakçılar açık portföy çalışırlar
  6. Gayrimenkul danışmanları portföylerine dahil ettikleri her mülkle ilgili pazarlama planı oluşturur ve süreci sürekli denetlerler. Geri bildirimlere göre mülk sahibiyle ortak kararlar alır yeni stratejiler belirlerler. Emlakçı satmakta olduğu mülke ilgi yoksa, mülk sahibine “arayan soran yok, fiyatı düşürelim bence” der.
  7. Gayrimenkul danışmanları istikrarlı sonuçlar peşindedir. Uzun süre devam edecek ilişkiler kurmak için çalışır. Emlakçı büyük balığı tutarsa işi bırakıp kuyumcu açabilir.
  8. Gayrimenkul danışmanları yaptıkları her işlemde tarafların tamamının kar etmesini ve güvende kalmasını sağlamaya çalışır. Emlakçı kendi komisyonundan ötesiyle ilgilenmez.
  9. Gayrimenkul danışmanları yaptıkları işin başka insanların hayatını ne kadar etkilediğini bilirler. Müşterileri karar verirken bu bilinçle yardımcı olurlar. Emlakçılar ellerindekini satmak için baskı kurmayı tercih ederler.
  10. Gayrimenkul danışmanları pazarlık aşamasında, fiyat tekliflerini ve onayları yazılı olarak alır ve sunarlar. Emlakçılar top ne tarafa düşecek diye seyrederler.

Kıssadan Hisse: Mahalle emlakçılarının arasında, gayrimenkul danışmanı olduğunu iddia edenlerden daha profesyonel çalışan niceleri var. Gayrimenkul danışmanları arasında da “emlakçı” tanımını bile hak etmeyenler olduğunu kendi gözlerinizle görüyorsunuz. Emlakçı gibi davranırsanız emlakçı, gayrimenkul danışmanı gibi davranırsanız gayrimenkul danışmanı olursunuz. Yaka kartınızda “gayrimenkul danışmanı” yazması sizi gayrimenkul danışman yapmaz!!!

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

“Süper Gayrimenkul Danışmanı” Nasıl Olunur?

Her zaman iş peşinde koşan, haftada en az iki kere tapuda işlem yapan, aldığı portföyü çabucak sattığı herkes tarafından bilinen bazı emlak danışmanları var. Nasıl oluyor diye için için soruyor musunuz? Hemen söyleyeyim, bu danışmanların süper güçleri yok. Sadece üşenmeyip sürekli işleriyle uğraşıyorlar. Her gün bölge çalışması yapanı da var, durmadan hediye dağıtanı da var. İşiyle ilgili her eğitime koşup, eğitimde öğrendiklerini sahada nasıl uygulayacağını bulanı da var.Alacakları sonuçlardan önce, kendi verdikleri emekle ilgileniyorlar.

Bir diğer grup ise kendini bu kadar harap etmenin boşuna olduğuna daha işin en başında karar vermiş. Sisteme uysun uymasın karınlarını doyuracak kadar işlemi yapıp, çok çaba gösterenlere oturdukları yerden gülüyorlar. Çorbayı hızlıca kaynatmak ve bugünü kurtarmak onlar için daha önemli. Bu tarz danışmanların genellikle istikrarsız ve piyasa koşullarından fazlasıyla etkilenen bir iş hacimleri oluyor. Üstelik işe yeni başlayanlara moral bozucu şeyler söylemeyi kendilerine görev sayıyorlar. En sevdikleri cümle “o öyle olmaz”

Birinci gruba dahil olmak isteyen ama nerden başlayacağını bilmeyenler için birkaç önerim var:

  • İlk olarak iş biriktirme huyunu bırakmanız gerekiyor. Biri sizden telefon bekliyorsa en geç bir saat içinde ona dönüş yapmalısınız. Zor bir telefon konuşması yapacaksanız en iyi zaman hemen şimdi”dir. Bir değerleme raporunun etkili olması için görüşmeden en geç yirmidört saat sonra teslim edilçesi gerekir (tabii bir fabrika ya da dev bir turizm tesisi söz konusu değilse).

  • Eski, kullanmadığınız, köşede tozlanan geçmiş yıl ajandalarınız hazine değerindedir. Düzenli olarak kurcalanmalı, işinize yarayacak bilgiler yeni ajandaya not edilmeli, artık işinize yaramayacak bilgiler, işe yeni başlamış danışmanlara anı ve tecrübe olarak anlatılıp değerlendirilmelidir

  • Belirsizliğini koruyan işler için durum değerlendirmesi yapmalısınız . Müşterilerinizi, başkasına devretmeniz gerekenler, artık vazgeçilmesi gerekenler ve tekrar harekete geçirilmesi ya da demlenmesi gerekenler diye sınıflandırmalısınız.

  • Elinizdeki işlerin durumunu belirleyip öncelik listesi yapılmalısınız. Bu hafta mutlaka satılması gereken portföy ile geniş zamanda değerlendirilecek portföy için yapmanız gerekenler aynı değil tabii ki.

  • Özellikle kafa dağınıklığı, işinizi her şeyden daha çok sabote eder. Her hafta için üzerinde çalışacak bir portföy ya da müşteri belirleyin. Geri kalan zamanınızın tamamını planlayamazsanız bile o haftanın MUTLAKA’sı hep belli olsun. Bu hafta gelişme kaydedeceğim konu” başlığını da seçmeyi unutmayın.

Bölge çalışması yapın, her gün en az 3 yeni kişiyle tanışın, bir hobi edinin, karşınıza çıkan her portföye inatla değerleme raporu hazırlayın demiyorum bile…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 


Gayrimenkul Danışmanı Adaylarına Açık Mektup…

karikatür-131

Sevgili Gayrimenkul danışmanı adayları

Bu sektöre girmeyi düşünüyorsunuz ya da yeni girdiniz. Gayrimenkul satmanın çocuk oyuncağı olduğunu düşünüyorsunuz değil mi? Hiçbir şey yapmadan para kazanılan bir sektör. Satılık evleri göster, sat, parayı cebine koy, git. Herkes yapabilir. Ne güzel iş. Hımm… Olabilir tabii.

Size kötü bir haberim var. Kazın ayağı dışarıdan göründüğü gibi değil. Diğer meslekler için ne kadar çaba ve beceri gerekiyor tam olarak bilmiyorum ama gayrimenkul sektörünü iyi bilirim. Bu sektörde var olma savaşı vermiş, başarmış ve başaramamış bir çok danışmanla beraber çalıştım ben. Her meslek gibi gayrimenkul sektöründe bir kariyer yapmak da, emek, tecrübe, iş ahlakı ve gerçekçi beklentiler gerektiriyor. Bu yüzden kendinize bir sorun bakalım

Haftanın 7 günü belirsiz saatlerde hizmet vermeye hazır mısınız?

Başkası size yapılacak işler listesi vermeden de organize olup, işinize karşı sorumluluklarınızı yerine getirebilir misiniz?

İşler berbat giderken ve hiç parasal karşılık görmeden geçireceğiniz belirsiz sürelere rağmen (2- 3 aydan bahsediyorum. Evet yazıyla iki-üç ) moralinizi ve enerjinizi kaybetmeden çalışmaya devam edebilir misiniz?

Aynı anda pek çok müşterinin birbirinden tamamen farklı isteklerini karşılayabilir ve kafanız karışmadan kaliteli hizmet vermeye devam edebilir misiniz?

İnsanları seviyor musunuz? Daha da önemlisi, çok da fazla hoşlanmadığınız insanlara bu duygunuzu belli etmemeyi başarabilir misiniz?

Gayrimenkul sektöründe iş size gelmez, siz işe gitmelisiniz. Dışarı çıkıp raflarınızı kendiniz doldurmalısınız. Her gün tanıdığınız ve tanımadığınız onlarca insandan iş istemeye hazır mısınız?

Bu sorulara cevabınız EVET ise gayrimenkul sektöründe bir kariyer şansınız olabilir.

Gayrimenkul piyasası istikrarsız ve stresli bir sektördür. Bu yüzden en başarılı gayrimenkul danışmanları dışa dönük, kolayca sosyalleşebilen, girdiği ortamda hemen dikkat çeken ve değişken programlara kolayca uyum sağlayabilecek esnekliğe sahip kişilerin arasından çıkar. Siz de her tür değişime hızlıca ayak uyduracak esnekliğe, soluksuz çalışacak enerjiye ve her çeşit acayip insana şaşırmadan ve yargılamadan hizmet verebilecek sosyal beceriye sahip olmalısınız.

Tüm anlattıklarımdan sonra eğer hala gayrimenkul danışmanı olabileceğinizi düşünüyorsanız, size söylemem gereken bir kaç cümle daha var.

Gayrimenkul danışmanları kendi işlerinin patronudurlar. Aynı zamanda kendi işlerinin muhasebecisi, reklamcısı, sekreteri, arşivcisi, planlamacısı, koçu ve menajeridirler. Eğer bir markete girdiğinizde yanınızdan geçerken gayrimenkulden bahseden birine kartınızı veremeyecek kadar utangaçsanız bilin ki bu iş size göre değil.

Gözünüzü mü korkuttum. Az bile anlattım. Bunların bir çoğunu sizi gayrimenkul sektörüne sokmaya çalışan brokerlardan ya da işe yeni başladığınız markanın eğitimlerde duymayacaksınız.

Peki neden bu kadara çok insan bu sektörde tutunmaya çalışıyor? Ah işte burada durum biraz karışık. Bir kere gayrimenkul sektörüne girmek sahne tozu yutmaya benzer. Kendi adıma söyleyeyim, bu sektörle tanıştığım anda bu işe aşık oldum. Bu işi seviyorum. Bir çok insanın hayatta verdiği en önemli kararı vermesine yardım etmek, o karardan mutluluk duymalarını ya da yardımımızla yaptıkları yatırımdan ciddi maddi kazanç elde etmelerini sağlayabilmek paha biçilmez bir tecrübe. Üstüne yaptığımız işten kazandığımız para da cabası. Önümüz açık. Gayrimenkul sektöründe yapabileceğiniz kariyerin, kazanabileceğiniz paranın bir limiti yok. Maddi ve manevi tatmin olabileceğiniz, kendi iş planınızı ve gelişme hızınızı belirleyebileceğiniz nadir mesleklerden biri gayrimenkul danışmanlığı.

Doğru plan yapan, gerçekçi beklentilerle yola çıkan, gelişmek için her fırsatı değerlendiren, gayrimenkul danışmanlığının hizmet vermek olduğunu kavrayan ve iş ahlakının tüm mesleklerde olduğu gibi bu meslekte de sizi kalıcı kılacak şey olduğunu anlayanların önünde gerçekten harika bir kariyer var.

Atlamamanız gereken önemli bir nokta daha var. Gayrimenkul danışmanları olarak terfi edip. broker, ofis yöneticisi olmazsınız. Onlar gayrimenkul sektöründe başka pozisyonlardır.

Gayrimenkul danışmanının terfi etmiş olanına tek bir şey denir: zengin gayrimenkul danışmanı!

Dilerim bu yolculukta yanınızda size doğru yolu gösterecek tecrübeli danışman arkadaşlarınız ve sizi gerçekten destekleyecek borkerlarınız olur. Yolunuz açık olsun…

Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden ….

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Yeni Emlak Modelleri İle Emlak Sektörünü Değiştiriyor!


İnsanlar, yüz yıl önce yaptığı gibi bugün de aynı şekilde ev alıp satmaya devam ediyorlar. Günümüzde birkaç emlak satış portalından başka sektörde anlamlı şekilde değişikliğe sebep olan online gelişme henüz yaşanmış değil. Emlak profesyonelleri, hala iş sürecinde ön planda merkez konumdalar. İşlerin büyük bölümü hala çevrimdışı yollardan gerçekleşiyor.

Konut emlak endüstrisi büyük bir sektördür ve bir ev alıp satmak insanların hayatları boyunca yapacakları en büyük işlemdir. Peki, o zaman neden bu kadar yaşlı ve eski hissediyoruz? Neden dedelerimizin yaptığı gibi işimizi sürdürmeye devam ediyoruz?

Gayrimenkul teknolojisi, dünyadaki yüzlerce şirketin endüstriyi değiştirmeye çalıştığı son derece aktif bir alandır. Yeni modeller düzenli olarak piyasaya sunuluyor ve uzaya yapılan yatırımlar artıyor. Şunu söylememiz gerekiyor ki iyi bir gayrimenkul teknoloji şirketi, fantezi bir teknolojiden çok daha fazlasını ifade eder. Bu, tamamen işe yarayan bir iş modeli tarafından desteklenen mükemmel bir ürün-pazar uyumluluğu ile ilgilidir.

Bu yüzden içinde bulunduğumuz süreçte, hangi emlak modellerinin çekişme içinde olduğunu açıklamakta fayda görüyoruz. İnsanların ev satın alma ve satma biçimlerini değiştiren yeni modeller neler? Birazdan bu sorunun cevabını verecek olan ve global emlak piyasasında çekişme içinde olan üç yeni emlak modelini inceleyelim.

Nedir bu üç model:

  • Sabit ücretli operatörler

  • Sahibinden satılık hizmetleri

  • Yıkıcı yenilikler

İnsanların ev satın alma ve satma biçimini sürdürülebilir bir şekilde değiştiren ve para kazandıran iş modelleri arıyorsak, bu çekişme halindeki emlak modellerini takip etmemiz gerekiyor.

Sabit Ücretli Operatörler

Bu tarz işletmeler, basit bir öncül üzerine çalışırlar: Tipik bir emlak firmasının komisyonu yerine, sabit bir ücret karşılığında hizmet sunarlar.

Normalde bir emlak temsilcisinin aldığı komisyon oranı, Türkiye’de yüzde 6 (3 alıcıdan, 3 satıcıdan), İngiltere’de yüzde 1.4, Avustralya’da yüzde 2, Yeni Zelanda’da yüzde 2.8 ve Amerika’da yüzde 5’tir. Sabit ücretli operatörler ise binlerce dolar kazandırabilirler.

İş modeli basittir. Firma, basit bir ücret karşılığında (genellikle aylık ödeme şeklinde) evi listeler. Evin reklamı, neredeyse tamamen büyük emlak satış siteleri üzerinden online olarak yapılır. Ayrıca bir de evin önüne tabela asılır. Evin satılıp satılmamasına bakılmaksızın, satıcı aylık belirlenen ücreti öder.

2016 yılında ev satın alanların büyük bir yüzdesinin web ortamındaki kaynaklardan ev aradığını ve satın aldığını düşündüğümüzde, reklam dolaşımının online ortam üzerinden olması mantıklıdır. Bu tarz emlak işletmeleri, geleneksel emlak firmalarından daha üst düzeyde bir hizmet sunabilmek için 7/24 müşteri desteği sağlamayı ve online kontrol panelleri ile çalışmayı tercih ediyorlar.

Şu anda bu işletmelerin kazançları, evleri satmak üzerine değil, satılık evleri listelemek üzerine kuruludur. Tüm müşteri etkileşimi ise firmanın doğrudan kontrolü dışında bir kişi aralığı ile yapılır. Bir ev satışı işleminde, bu tarz bir yöntemin müşteriler tarafından ne kadar geri bildirim sağladığı tartışılır bir özelliktir.

Bu emlak modelini uygulayan ve büyük gelir elde eden firmalardan en önemlisi, İngiltere’de hizmet veren ve Avustralya’da açılan Purplebricks’tir. Purplebricks, bu modeli uygulayan ilk firma değildi, ancak roket gibi fırlayarak hızlı bir büyüme gösteren ilk firma oldu. 2014 yılında piyasaya çıktı, 2015 sonunda halka açıldı ve şu an 325 milyon sterlinlik bir piyasa değerine sahip. Purplebricks, bu anlamda yerel emlak uzmanlarını kullanıyor ve elde ettiği gelirin neredeyse hepsini (ayda 1 milyon pound) pazarlama üzerine harcıyor.

Sahibinden Satılık Hizmetleri

Bu model oldukça basittir: Komisyonsuz bir ev satarak ödenecek olan komisyonlardan tasarruf etmek üzerinedir.

Bu satıcılar, evlerini tanıtmak için pazarlarındaki emlak portallarının hepsinden istifade etmek ve her şeyi kendileri yapmak isterler. Open house etkinlikleri, müşteri görüşmeleri, proje ve plan yönetimi, evrak işleri vb… Bu aslına bakarsanız oldukça zor bir iştir, ama bunu yapabilmek için meydan okuyanlar var.

Sahibinden satılık pazarı, piyasalar arasında değişiklik gösterse de yıl içerisinde satılan evlerin yüzde 10’undan fazlasını nadiren oluşturuyor. Ancak Türkiye bu oranın tam zıttını gösteriyor. 2016 itibariyle Türkiye’de sahibinden satış oranı yüzde 50’nin üzerinde olduğu tahmin edilen çok yüksek bir oranı işaret ediyor. Bu oran, Amerika, Kanada ve Yeni Zelanda’da yüzde 8 ile 10 arasında iken Avustralya ve İngiltere’de ise daha düşük.

Bu emlak modeli, kendini dünya çapında genel olarak online platformlar üzerinde gösteriyor. ForSaleByOwner.com bu anlamda Amerika’daki en büyük sahibinden satışa izin veren site olarak biliniyor. Alım satım sürecinde fiili olarak karışmayan site, sadece evleri listeleme anlamında kolaylık sağlıyor. Türkiye’de buna sahibinden.com’u örnek olarak verebiliriz.

Yıkıcı yenilikler

Geldik son emlak modeline. Sektöre farklı bir açıdan yaklaşmayı oldukça seven bu modele yıkıcı yenilik nitelendirmesini yapmak çok doğrudur. Yıkıcı ne mi demek? Eğer bir palyaço sizi gecenin ikisinde uyandırıp komiklik yapmaya çalışıyorsa o yıkıcı bir etkidir. Ancak şunu da belirtelim ki gelişen teknoloji içerisinde, emlak sektöründekilerin yıkıcı yenilikler üretmesi çok ama çok önemlidir.

Konut emlak ile ilgili çarpıcı olan noktalardan biri, ne kadar az yenilikçi işletme ile dolu olduğudur. Pek çok emlak firması, var olan sürece artan bir iyileştirme önerir, ancak devrim yaratacak bir yeniliği üretemez.

Tüm ev satma sürecini tekrar haritalandıran ve yeniden tasarlayan, yalnızca çok az sayıda yenilikçi şirket vardır. Bunun en iyi örneğini Opendoor olarak söyleyebiliriz. Bu şirket, bir satıcının evini birkaç gün içinde satmasını sağlayacak San Francisco merkezli bir firmadır. Önerisi ise kolay, basit ve kesindir. Opendoor, sunduğu öneride, bir evin satılma sürecini tamamen kapıdan dışarı atıyor: Aracılar yok, open house etkinlikleri yok, etrafı derleyip toplamak yok… Daha önemlisi ise satın alınan evlere 2 yıl garanti ve 30 işgünü içerisinde geri iade garantisi sunuyor.

Opendoor’un bu yeni atılımının ardından, yıkıcı yenilik yapmayı planlayan firmaların sayısı da artış göstermeye başladı. Örneğin Atlanta’da Knock, evleri 6 hafta içinde satma veya satın alma sözü veriyor. İngiltere’deki Nested ise 90 gün içinde satış garantisi vererek müşterilerin dikkatini çekmeyi başarıyor. 

Açıkçası bu model, henüz başlangıç seviyesindedir, ancak yine de içinde bulunduğu Amerika pazarında şimdiye kadar 3 binden fazla ev satın almış durumda. İyi fonlanmış bir ekibe sahip olması da artı özelliklerinden biri. Tabi ki bu modelin, yıkıcı bir etkiye sahip olup olmayacağını bize zaman gösterecek. 

Gayrimenkulün ebay’ı olarakta adlandırılan auction.com girişimi ise şimdiye kadar gerçekleştirmiş olduğu satışlarla 40 milyar doların üzerinde bir işlem hacmi yaratmış. Bu satışların hepsinin online ortamda gerçekleşmiş olması emlak sektörünün geleceğine adeta gösterge oluyor. 

Ne Öğrenebiliriz?

Gayrimenkul alanında meydana gelen ve açıkça görülen bir yenilik var. Piyasada en çok takip edilen modellere baktığımız zaman, insanların ev satın alıp satma eğilimlerinde değişikliklere neden olduklarını görebiliyoruz. Yukarıdaki emlak modelleri üzerinde yaptığımız taramalardan şöyle bir sonuç çıkıyor: 

En çok dikkat edilen modeller; akıllıca birleştirilmiş bir teknoloji, insan desteği ve öldürücü bir tüketici teklifi.

Şu an için kimseyi kazanamayan veya herkesi kazanan bir model söz konusu değil. Hepsi ortak malzemeleri kullanıyor, fakat başarıyı elde etmek için farklı yollara başvuruyor. Sahibinden satılık platformları, çok fazla teknolojiye odaklı olmaktan dolayı mustaripler. Ev alım satımı için sadece bir uygulama keşfetmek yeterli olmuyor ve piyasa buna henüz hazır değil. Yıkıcı yenilikler ile ortaya çıkan heyecan verici gelişmelerin ise başarı gösterip göstermeyeceklerini söylemek için henüz çok erken.

Yine de bu alanın yakından takip edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu modeller, bir gece içerisinde emlak endüstrisinde değişiklik yapmayacaklar. Gayrimenkulün geleceği yavaş yavaş belirleniyor. Buna dahil olalım…

Ve son bir şey daha:  Türkiye’de nasıl uygularız, uygulayabiliriz?

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Emlak İşinde Hangi Tür Şirketi Kurarak Daha Avantajlı Olurum?

images

Böylesi bir başlığı atıp cevaplamaya yeltenirken şunun çok iyi farkındayız ki; siz değerli okurlarımız sahiden anlaşılabilir, sade, net ve açık bilgiler vermemiz gerekiyor. O sebeple bol bol tablolardan, görsellerden ve karşılaştırmalardan faydalanmaya çalışacağım.

Şirketler hukukunun; Türk Ticaret Kanunu’nun kıvraklığına ve inceliklerine vakıf bir hukukçu-girişimci tarafından ele alınması ile sıradan bir hukukçu tarafından ele alınması arasında elbette farklılıklar olacaktır. Bu yazımızda; şirketler hukukuna, hukukçu olmayan kişilerin de anlayabileceğiniz şekilde bir girişimci gözüyle bakarak açıklamalar yapacağız.

Şimdi tek tek şirket türlerinin artılarını, eksilerini beraber tartarak ortaya serelim. Bu sayede “hangi şirket türü bana daha uygun ve daha avantajlı” sorusunun cevabına daha da yaklaşabilirsiniz

SORU/ŞİRKET TÜRÜ ŞAHIS ŞİRKETİ SERMAYE ŞİRKETİ
Ne şekilde kurulabilir? kollektif ve adi komandit tarzı kurulabilir. Anonim şirket, limited şirket, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket olarak kurulabilir.
Gereken minimum (asgari) sermaye ne kadar? Minimal (asgari) bir sermaye gereksinimi bulunmamaktadır. Anonimler için 50.000, Limited şirketler için ise 10.000 TL asgari sermaye gereklidir.
İnsanlar şirkete neleri koyabilir? Sermayenin yanında kişisel emek ve sermaye gibi tam ölçülemeyen subjektif değerler de ortaya konulabilir. Şahsi emek, iş gücü, bilek kuvveti, nam, şöhret, bireysel itibar gibi gayri maddi ve tam olarak ölçülemeyen şeyler şirkete konulamaz.
Ortakların iflasının şirkete etkisi nasıldır? Ortaklardan birisinin iflası şirketi sona erdirebilen sebeptir. Ortaklardan birisi iflas etse bile sermaye şirketinin bayrağı dalgalanmaya devam eder.
Şirket ortağının alacaklıları açısından farklar neler? Ortaklardan birisinin borcu yüzünden şirketin feshi talep edilebilir. Ortaklardan birinin kişisel borçları sebebiyle şirketin feshi talep edilemez. Ancak elbette ortağın şirket payı haczedilebilir.
Ortak sayısı bakımından farklar neler? Ortak sayısı 1 olursa şirket sona erer. Tek bir ortak ile bile şirket varlığını sürdürebilir.
Vergisel farklar neler? Tüm ortaklar SGK prim borçlarından ve vergilerden “tüm mal varlığı ile” sorumludurlar. %15-20-27-35 gibi kara göre kademelendirilmiş (7000 TL’ye kadar %15) vergilendirmeye tabidir. Anonim şirketlerde yönetim kurulunda bulunmayan ortaklar dışında hiçkimse sgk prim borçlarından ve vergiden sorumlu değildir. Lakin; limited şirketlerde de tüm ortaklar bunlardan sorumludur. %20 sabit vergiye tabidir. Ayrıca anonim şirketler hisse devirlerinde 2 yıldan fazla süre boyunca senedi elinde tuttuklarında pay devri sırasında vergisel muafiyet(değer artışı vergisi yok) sahibidir.
Kurumsallaşma ve organizasyon farkı Şahıs şirketleri bu konuda sınıfta kalmaktadır. Limited ve özellikle anonim şirketler TTK’daki hükümler sayesinde ister istemez harikulade bir örgütlenmeye ve şirket kültürüne sahip oluyorlar. Şirket esas sözleşmesi değişikliği limited şirketlerde esas sermayeyi temsil eden ortakların 2/3’ünün bir araya gelmesi ile anonimlerde ise yarısının bir araya gelmesi ile mümkündür.
Kurulumu ve kapatması zor mudur kolay mıdır? Kolaydır, sadece 1 günde dahi kurulabilir. 500-1000 TL masraf ile kuruluş mümkündür. Kapatması kolaydır. Daha detay ve incelik isteyen, mali müşavir ve daha da önemlisi “avukat” yardımı gerektiren bir kurulum sürecine sahiptir. Masraflar 3000-10000 dolaylarındadır diyebiliriz. Kapatması 1 yıllık bir sürece ve bir dizi prosedüre tabidir.
Muhasebe masrafı açısından hangisi daha uygun? Defter kayıt ve muhasebe ücretleri nispeten daha ucuzdur. Defter kayıt ve muhasebe ücretleri daha pahalıdır.
İtibar açısından nasıl görünüyorlar? Daha az itibarlıdır. Maalesef ki KOSGEB gibi devlete ait destekleme kurumlarından faydalanmaları daha güç ve yer yer mümkün değildir. Anonim şirketler banka ve devlet kurumları nezdinde daha saygın, güvenilir görünmektedirler.
Halktan sermaye edinimi konusunda hangisi uygun? Bu konuda şahıs şirketleri sınıfta kalıyor. Limited şirketler halka arz edilemez ve nama yazılı pay senedi üretmez iken anonim şirketler bunları yapabiliyor. Dolayısıyla halktan para toplama konusunda anonim şirketin eline hiçbir şirket türü su dökemez. Limited şirketlerde hisse devrinin genel kurul onayından geçtikten sonra noter ve ticaret siciline tasdik edilmesi suretiyle yapılması zorunludur.
Sektörel açıdan hangisi daha uygun? Özellikle yeni açılan kobiler için yani esnaflar için şahıs şirketi daha uygundur. Bankacılık, telekominasyon, ulaşım gibi kamuyu daha çok ilgilendiren sektörlerde anonim şirket kurlumu zorunlu olabilmektedir. Mesela bankacılık ve finans sektöründe at koşturacaklar kanunlardan dolayı muhakkak anonim şirket şeklinde kurulmalıdır.

Yukarıda 13 ayrı soru eşliğinde sizlere şahıs şirketi ile sermaye şirketi arasındaki farkları sıraladım. Bu şirket türlerinin hangisinin sizin için daha avantajlı olduğunu tayin edebilmeniz için küçük bir paragraf daha oluşturmak istiyorum.

Bakkal, nalbur, kuaför, cafe, kırtasiye, giyim mağazası, bar, emlak, iddia bayisi, restoran, elektronik eşya mağazası, telefoncu dükkanı, çorbacı, züccaciye dükkanı, dönerci, tavukçu, kasap, pansiyon manav gibi cirosu çok yüksek olmayan ve kar marjı da havalarda gezinmeyen bir iş fikriniz var ise sizin için şahıs şirketleri ve limited şirket daha avantajlı diyebiliriz.

Benzin istasyonu, büyük restoran, döviz bürosu, otel, butik otel, yatırım şirketi, zincir perakendecilik gibi iş fikirleri için anonim şirket daha avantajlı diyebiliriz.

Sonuç olarak, yeni kurulan girişiminiz için hangi şirket türünün en iyi ve en ideal olduğunu, hangisinin en avantajlı olduğunu seçtikten sonra sıra “şirket esas sözleşmesinin” düzenlenmesine gelmektedir. Yine bu noktada “kira sözleşmelerinin” ileride sizi mağdur etmeyecek şekilde dizayn edilmesi de önem arz etmektedir.

Özellikle esnaflarımız ve yeni kurulan ya da kurulmakta olan start-up oluşumlarının herhangi bir destek almaksızın girişim yolculuğuna çıkmamaları rica olunur. Aksi halde sonradan şirket türü yükseltme ya da düşürme işlemlerinden dolayı ek maliyet ve efor ile karşı karşıya kalabilmektedirler.

Şirket türü seçimi konusunda aklınızda bulundurmanız gereken bir diğer nokta ise “devlet destekleri meselesidir”. Özellikle yeni açılan kobiler için bu devlet desteklerinin can suyu olduğu aşikardır. Bu desteklerden daha hızlı ve rahat bir şekilde faydalanabilmeniz için iş fikrinizi “şahıs şirketinden ziyade sermaye şirketi şeklinde” hayata geçirmeniz daha iyi olacaktır.

Tüm bu hususlar hakkında muhakkak ki uzman ellerden profesyonel destek almanız gerekmekte olup sonradan ek külfetlere maruz kalmamanız adına bu konuyu ustalara danışmanız şarttır.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 


Emlak İşinde Patron Kim?

Her insanın her konuda uzman olması mümkün değildir. İnsanların ilgi alanları birbirinden farklılık gösterir. Bu yüzden de bir konuda çok bilgili bir insan başka bir konuda aynı bilgi dağarcığına sahip olmayabilir.

İnsanlar uzman olduklarını hissetmedikleri konularda başkalarının kendilerine liderlik etmesini bekler. Bu isteği açıkça göremeyebilirsiniz, çünkü kimse bilgisiz olduğunu açık etmek istemez. Ama işin doğrusu bir insan kendisini bir konuda eksik hissediyorsa başkası tarafından yönlendirilmeye ihtiyaç duyuyor demektir.

Satış süreçlerinin müşteri isteklerine göre ilerlemesi gerektiğine inanıyorsanız, bu inancınız doğru değil. Tabi ki de müşterinize kontrolün kimde olması gerektiğini sorsanız “ben” cevabını verecek. Ama işin doğrusu, emlak konusundaki lider sizsiniz ve müşterileriniz sizden bu liderlik yetilerinizi kullanmanızı bekliyor.

Müşterilerinizin doğru seçimi yapabilmek için sizin profesyonel yönlendirmelerinize ihtiyacı var. Özellikle ekonomik dalgalanmalar ve piyasanın geleceği konusunda genel bir bilgisizlik mevcut. Bu yüzden kendinizi satış süreçlerinde yardımcı olarak görmemelisiniz. Bazen danışmanlar kötü haberleri vermek ve sıkıntılı konuları konuşmak konusunda geri duruyorlar. Ama sorumluluk almaktan çekinmeyin, bu süreçte yönetici sizsiniz.

Sorumluluk almayı öğrenmek için önce düşünce yapınızı değiştirmelisiniz. Müşteriler sürece tamamen hâkim olduğunuzu ve müşterinizi önemsediğinizi görmek istiyor. Her şeyin kontrolünüz altında olduğuna ve süreci en iyi şekilde yöneteceğinize inanmalılar.

Siz liderlik yetisine zaten sahipsiniz, ama geri durmamak için patronun kim olduğunu kendinize hatırlatmanız gerekiyor.

 Lider başarıya giden yolu bilen, bu yoldan giden ve bu yolu öğreten kişidir.” – John C. Maxwell

Aşağıdaki iki nokta üzerinde durmak, sorumluluk alırken daha rahat hissetmenizi ve müşterilerinize uzmanın kim olduğunu göstermenizi sağlayacak:

1. Uzmanın Kim Olduğunu Önce Siz Hatırlayın

Müşteri her zaman haklı değildir”

Müşterinin yaşayacağı satış sürecinin nasıl olacağından gayrimenkul danışmanı sorumludur. Tabi ki de müşterinizi satıştan dışlamayacak ya da kaba davranarak patronluk taslamayacaksınız. Ama karşınızdakinin her isteğini yerine getirmeye çalıştığınızda o işin sonlanma ihtimali pek yoktur.

İnternet kullanımının yaygınlaşmasının sonucu olarak, müşterileriniz size gelmeden önce saatlerce muhit, kredi oranları ya da piyasa hakkında araştırma yapıyor. Ama bu konuların hiçbirisinde uzman değiller ve öğrenmeye çalıştıkları bilgiler kendileri için kafa karıştırıcı. Bu konuda müşterileriniz yerine siz düşünmeli, öğrenmek isteyeceği bilgileri mümkünse önceden vermelisiniz. Konu hakkında yeterince bilgili olduğunuz ve söyleyeceklerinizin müşteri için önemli olduğu konusunda özgüvenli olun.

Otoriter davrandığınız zaman müşterileriniz güvende hisseder. Gerçekten uzman olun ve bilgi paylaşımına paradan daha çok önem verin. Araştırmacı olun ve müşterinizi mutlu edebilecek şeyleri saptamaya çalışın.

Neredeyse her zaman müşterinizin farkında olmadığı ama onları mutlu edecek şeyler bulabilirsiniz. Söylediğimiz gibi, uzman sizsiniz ve süreci siz yönlendireceksiniz.

2. Ritme Siz Karar Verin

Lider olmanız tüm konuşmayı sizin yapacağınız anlamına gelmez. Aksine, iyi bir lider iyi sorular soran ve cevapları dinleyen kişidir. Müşterinizin düşüncelerini rahatça ifade etmesine izin vermeli, onunla empati kurmalı ve doğru çözüme yönlendirmelisiniz. Bu yaklaşım sürecin doğru şekilde ilerlemesini sağlayacak.

Tüm konuşmayı siz yapmayacaksınız, ama sürecin lideri olarak akışa ve ritme siz karar vereceksiniz. Bu da önceden planlama yapmanızı ve planlarınızdan müşterinizi haberdar etmenizi gerektiriyor. Müşterinize şu an ne yaptığınızı, bir sonraki adımın ne olacağını ve gelecek aksiyonun sebebini her zaman söyleyin. Müşterinizin düşünmesine gerek kalmaması size sonsuz bir güven duymasını sağlayacak.

Müşterinizden bir şeyler saklamayın. Vereceğiniz bilgi kötü bile olsa söyleyin. Hatta gereksiz ayrıntıları da paylaşın. Duvarlardaki boyanın renk kodunu söylemek gereksiz ama etkileyici bir ayrıntıdır mesela. Böylelikle müşteriniz sorumluluk almak istemeyecek ve sizin kararlarınıza güvenecek.

Liderliği müşterinize bırakırsanız süreç oldukça yavaşlar ve mutlu sona ulaşamayabilirsiniz. Başarılı bir gayrimenkul danışmanı olarak kabul edilmek için sorumluluktan kaçmayın.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Müşteri İlişkileri Yönetimi (CMR Costumer Relationship Management)

indir

Tanım: Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM), işletmelerin müşteri ilişkilerini organize bir şekilde organize etmesine yardımcı olan yöntemler ve araçlar anlamına gelir.

CRM sistemleri işbirlikçi; müşteri ilişkilerinin her aşamasında (pazarlama, satış ve hizmet) veri toplanması, işletme sahipleri / yöneticilerin bilinçli kararlar almalarına olanak tanıyan eksiksiz bir resim sağlar.

Küçük işletmeler için müşteri ilişkileri yönetimi şunları içerir:

En iyi müşterilerini belirlemeye ve hedeflemeye, kaliteli satış potansiyelleri oluşturmaya ve net hedefler ve hedeflerle pazarlama kampanyaları planlamaya ve uygulamaya yardımcı olan süreçler;

– Müşterilerle bireysel ilişkiler kurmaya (müşteri memnuniyetini artırmak için) yardımcı olan ve en karlı müşterilere en üst düzeyde müşteri hizmetleri sağlayan süreçler;

– Çalışanların müşterilerinin istediği ve ihtiyaçlarını bilmek için ihtiyaç duydukları bilgileri sağlayan süreçler ve şirket ile müşterileri arasında ilişki kurma süreci.

Bir CRM Sistemi ile Ne Tür Veri Kaydediliyor?

Etkili bir CRM sisteminin anahtarı, kapsamlı veri toplama yöntemidir. Örneğin, satış grupları, hizmet gruplarından müşteri verileri olmadan müşterilerin isteklerini / gereksinimlerine tam olarak cevap veremez ve tam tersi olur. CRM verileri aşağıdakileri içerir:

İletişim Detayları

  • Müşteri adı

  • Müşteri iletişim bilgileri – e-posta, fiziksel adres, telefon / mobil, web sitesi adresi, Facebook sayfası, LinkedIn profili gibi sosyal medya iletişim bilgileri. Tercih edilen iletişim yöntemini içerir.

  • Müşteri, şirketinizden nasıl haberdar oldu (web araması, gazete ilanları, sözler, vb.)

Müşteri Kişisel Profili

  • Aile bilgisi, doğum günleri, yıldönümleri vb. göndermek için kullanılabilir.

  • Hobiler – en iyi müşterilerinizi (örneğin) bir golf veya kayak kartı veya yılbaşı hediyesi ile ödüllendirmek için kullanışlıdır.

  • Grup üyelikleri, dernekler satış yolları üretmek için yararlı olabilir.

Satış Geçmişi

  • Satın alınan ürünler, hizmetler, tarih/saat ve işlem tutarları dahil.

  • Ödeme yöntemi (nakit, çek, kredi kartı).

  • Satın alınanlar kredi, kredi şartları detayları ve kredi ödemeleri ile yapılmışsa.

  • Reklam kampanyalarına, promosyonlara vb. yanıt vermek

Bu bilgi, analitik amaçlar için çok yararlıdır. Örneğin, satış elemanları, bir müşterinin satın alma sıklığını inceleyebilir ve hatırlatıcılar gönderebilir. Satın alma davranışı, ürün tekliflerini müşterinin tercihlerine göre uyarlamak için de kullanılabilir. Reklam kampanyalarına ve promosyonlara verilen müşteri yanıtları, pazarlama stratejinizi hassas bir şekilde ayarlamak için kullanılabilir. Kredi ödeme geçmişi, geç ödemelerle ilgili sorunlar olduğunda yararlı olabilir.

Müşteri İletişimi

  • Müşteri normal olarak nasıl iletişime geçiyor? E-posta, metin veya telefon iletişimini tercih ediyor musunuz? Telefon görüşmelerini, metin mesajlarını veya e-postaları derhal geri mi gönderiyorlar?

  • Müşteri ile olan tüm iletişimleri not etmelidir – dijital irtibat (metinler veya e-posta) açılmalı ve satış, servis veya müşteri desteği telefon görüşmeleri için bir kayıt tutulmalıdır.

E-postalarınızı CRM sistemi ile bağlamak bir zorunluluktur – çoğu CRM sistemi, Microsoft Outlook gibi popüler e-posta istemcileriyle entegre olabilmek için dahili veya üçüncü parti eklenti özelliklerine sahiptir.

Müşteri Geribildirimi

  • Müşteri şikayetleri, ürün iadeleri ve destek çağrılarının ayrıntıları ve takip bilgileri (meselenin müşteri memnuniyetine çözüldüğü veya geri ödeme yapıldığı vb.) Kaydedilmesi gerekir.

  • Müşteri anketlerine yanıt.

  • Müşteri, ürünlerinizi veya hizmetlerinizi bir çevrimiçi derecelendirme sitesinde veya sosyal medyada derecelendirdi mi?

  • Müşteri işini başka yerde mi yapıyorduysa, öyleyse hangi rakip ve neden? (fiyat, hizmet, vb).Bu, müşteriden doğrudan veya anekdot yoluyla alınan bilgilerden alınabilir.

 

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Emlakçılıkta Başarılı Satışın Şifreleri


Emlak broker ve danışmanları dünyanın en zor satışlarından birine aracılık ediyorlar. Dünyanın bir numaralı yatırım aracı bir taşınmaz. Evet adı üzerinde taşınmaz. Müşteri satın aldığı bir gayrimenkulü bir yerden alıp istediği bir yere götürme şansına sahip değil. Dışarıdan her ne kadar çok kolay görünse de, diğer ticari faaliyetlere göre işimiz bu yüzden bayağı zor. 

Kırk dereden su getirip, ince eleyip sık dokuyup yine karar veremeyen bir çok müşteri profiliyle karşılaşıyoruz. Müşteri psikolojisi, onlarda haklı…

TANJU HAN’DAN SATILDI

Araba olsa satılan sorun yok, bir takım elbise veya ayakkabı ne kadar kolay bir satış bize göre.

Bu zor satışı kolaya çevirme yolları pekala mümkün. Zor ama imkansız değil. Her şeyden önce iyi donanımlı ve bilinçli bir profesyonel olmak, sıkı ve verimli çalışmak işin başarısını getiren formül. Önce kendimizden başlamalıyız, önce kendimize inanmalıyız, satış sonra ki aşama.

Başarılı Satışın Şifreleri

-Uzmanlık Alanınız

Her gayrimenkulden portföyümde olsun, her ihtiyaca cevap vermeliyim diye düşünüyorsanız haberiniz olsun Metro marketle yarış halindesiniz. Ancak, süt ve süt ürünleri işleten bir fabrika bir çok ürün çeşidine girebilir. Ortopedi, beyin cerrahı, psikolog, cildiye bir şeyler ifade ediyor mu? 🙂

Bu durum size gelecek avantajlı gayrimenkulleri portföyünüze almayın anlamını taşımıyor.  

Unutmayın, siz tek başınıza bir işletmesiniz ve de girişimcisiniz.

Arsa, turistik tesis, ticari, konut bunlardan birisi sizin uzmanlık alanınız olmalı.

-Uzmanlık Bölgeniz

Başarılı bir emlak profesyoneli ofiste boş yere zaman kaybetmez. Günlük idari işlerini mesai bitiminde veya evinde yapabilir. Alıcı/Satıcı veya önemli bir görüşmeniz haricinde ofiste çok az bulunmalı, bölgenizle iç içe bir yaşam sürmelisiniz.

Uzmanlık alanınızın konut olduğunu varsayarak, bölgeniz sınırları içerisinde bulunan gayrimenkulleri tanımak ve kendinizi tanıtmak adına esnaf ziyaretleri gerçekleştirin. Bir pastane, restoran veya cafede oturun, bölgede ki hareketliliği gözlemleyerek notlarınızı alın .

Bölgenizi bir tarayıcı edasıyla tarayın, nerede ne var? Apartmanların isimleri, hangi apartman ne renk? Okulun çevresindeki binalar, parkın yakınında ki evler, yeni yapılan projeler, en işlek caddeler. Mahalleyi, sokağı, karış karış tarayın bu sizin işiniz, bölgenizdeki tüm hareketlilikten, piyasa verilerinden bilginiz olmalı. Ve mutlaka notlarınızı düzenli alın.

Bu iş süreklilik ister, hemen öyle bir haftada bir ayda sonuç almayı düşünüyorsanız siz zaten bir profesyonel değilsiniz. Bu sizin işinizin bir parçası, ayakkabı veya pantolon giymeden nasıl işe gidemiyorsanız bu tarayıcı özelliğiniz de sizin işinizin gerçek bir parçası.

-Portföy

Kontrol edilebilir bir portföye sahip olmalısınız her şeyden önce. Bu ne anlama geliyor? İşin en zor kısmına, yani tek yetkili satış sözleşmesine sahip olmalısınız. Hızlı ve başarılı bir satış için olmazsa olmazlardan. Biliyoruz ki bu iş bizce de o kadar kolay değil. Fakat kolay olsa herkes yapar. Ama birilerinin portföyünde de mevcut. Neden siz de yok?

Emlak profesyonelini geleneksel emlakçılardan ayıran en önemli fark. Her emlak profesyonelinin portföyünde bir kaç tane mutlaka tek yetkili satış sözleşmesine sahip gayrimenkuller olmalı.

Her şeyi unutun!

Fiyat: Tüm pazarlama faaliyetlerini bir kenara bırakın ve almış olduğunuz tüm eğitimleri de. Gerçekten hızlı bir satış yapmak mı istiyor musunuz?

O zaman iyi okuyun ve anlayın ve bunun için neleri nasıl yapmanız gerekiyor beyninizdeki tüm hücrelere varıncaya kadar bu konuyu iyi düşünün.

Hızlı bir satışın tek geçerli olduğu husus var o da doğru fiyatın altında olan fiyat (Normal satış fiyatıyla arasında %30 fark). Piyasa şartları isterse durağan halde seyretsin, hiç yaprak kıpırdamasın hiç fark etmiyor. Fırtınalar kopar fırtınalar böyle bir gayrimenkulü portföyünüze dahil edince.

Bunun adını ister kupon isterse kelepir koyun ama bir şekilde bu fiyattan bulun, bulmaya çalışın. Pazarlaması su içmekten basit, yapmanız gereken tek bir şey var, kartopunu yuvarlamak.

Bir saat gibi kısa bir süre içerisinde bu satışın gerçekleşmiş olduğunu göreceksiniz. Susmak bilmeyen telefonlar, hatırını kıramayacağınız kişiler, benden başka kimseye söz verme önemli bir yatırımcım (al satçı) var, hemen kapora gönderiyorum vb. diyaloglar.

Baş döndürücü bir trafik! Siz bile şaşıracaksınız, hani kimsede para yoktu? Hani yaprak kıpırdamıyordu? Bu deneyim mesleğinize bambaşka, ama bambaşka bir bakış açısı sağlayacak. Bundan sonraki stratejileriniz varsa yoksa bu konu üzerine olacak.

Bize göre de doğru ve mantıklı bir strateji. Nedenine gelince, emlak broker ve danışmanlığı günlük kasa çeken bir yer değil. Portföyünüzde otuz gayrimenkulün olduğunu düşünürsek, % kaçını ne kadar sürede satabiliyorsunuz? Vermiş olduğunuz onca emek, harcadığınız enerji bunları da hesaba katın. Yapacağınız portföy edinme çalışmalarınızda büyük bir zaman dilimini bu konuya harcayın. Diğerleri zaten işin en kolay kısmı.

Piyasayı insanların alım gücü belirliyor. Çoğu alıcı ve satıcı piyasada ki dalgalanmalardan çekinerek bekle-gör taktiğini uyguluyor. Fakat birikimi olan hiç kimse normal fiyatın altında bir ürünü almak için ne korkar ne de endişe duyar. Yeter ki böyle yerlerden haberleri olsun, anında satın alma işlemini gerçekleştirirler. 

 Piyasada bu şekilde gerçekleştirilen satışlar oldukça fazla. 

Bu gayrimenkullere nasıl ulaşabiliriz? Nasıl haberimiz olur satılmadan? Dediğinizi duyar gibiyiz. İşinizi görecek kısa ve etkili bir yol haritasını sizlere sunuyoruz. Gerisi sizin becerilerinize bağlı.

  • Her zaman bölgenizde iyi tanıtım faaliyetlerinde bulunun. Bölgenizi hiç boş bırakmayın.

  • Yatırımcılarınız ve al-satçılarınızla strateji belirleyici görüşmeler yapın. Sürekli iletişim halinde olun. 

  • Satın alma gücünüzle ilgili kampanyalar yapın. Burası çok önemli bir detay ve bu detaya çok iyi çalışmalısınız.

 

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Pomodoro Tekniği İle Keyifli Zaman Yönetimi


İşlerini planlı ve programlı yapmak isteyip yapamayanların yardımcısı olacak bu uygulama, biz emlak profesyonellerinin işlerini daha verimli yapmasını sağlayacak. 

Gün içerisinde bir çok hazırlık gerektiren tempolu bir işe sahibiz. Müşteri ön hazırlık aşaması, gayrimenkul değerleme raporlarının hazırlanması, sunum dosyasının hazırlanması ve sunum provaları, piyasa analizi araştırması, ilan sitelerinde neler oluyor gibi bir çok yapılması gereken ve zaman alan tüm bu işleri keyifle düzene koyabileceksiniz.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Bu arada uzun zamandır biriktirmiş olduğunuz makale, dergi ve kitapları okuyabilir, sinema keyfinize zaman ayırabilirsiniz. 

Pomodoro Tekniği Nedir?

Pomodoro İtalyanca’da domates anlamına geliyor. 1992 yılında Francesco Cirillo tarafından zamanın daha verimli yönetilmesi için hayata geçirilmiş. Odaklanma ve programsız hareket etme sorununu ortadan kaldırmaya yaran çok etkili bir teknik.

İş dünyasında bir çok profesyonel bu uygulamayı kullanıyor. Pomodoro tekniğini kullanarak verim almanın tek koşulu ciddi ve disiplinli çalışmak. Kolay gibi görünsede ilk başlarda biraz zorlanabilirsiniz. Alıştıktan sonra vazgeçemeyeceğiniz bu teknikle çok verimli bir çalışmanın önünü açacaksınız. 

İhtiyacımız Olanlar

  • Pomodoro web ve mobil uygulamaları

  • Günlük Yapılacaklar listesi

Kurallar

  • 1 Pomodoro = 30 dakika anlamına geliyor, 25 dakika iş ve 5 dakika mola.

  • Bu zaman içerisinde tek bir görev veya işi yapabilirsiniz. 

  • Her dört Pomodoro dan sonra 15-30 dk mola verebilirsiniz.

  • Pomodoro kesinlikle bölünemez.

  • Bir Pomodoro başladıysa mutlaka bitmesi gerekir.

  • Herhangi bir sebepten dolayı bölünme olduğunda alarmı yeniden başlatmalısınız.

  • Alarm çaldığında hemen işi bırakın. Ve 5 dakikalık molanızı iyi değerlendirin.

  • Bir sonraki Pomodoro çalışmanız daha iyi olacak.

Tekniğin amacı

  • Zamanınızı etkili yönetir.

  • Odaklanmanızı üst seviyede tutar.

  • Yüksek motivasyon.

  • İş akış diyagramında ki görevleri planlar.

  • Müthiş bir iç disiplin sağlar.

Uygulama

Günlük yapılacak iş listenizdeki bir görev için harcayacağınız toplam zamanı belirleyin. Örneğin, müşteriye sunacağınız arsa sunum dosyasının hazırlanması 60 dakika. Bu iki domates yani XX demektir. 

Aşağıda çok basit hazırladığımız ve Excel üzerinde hazırlayabileceğiniz basit bir günlük görev listesi yer almaktadır. Notlar kısmına görevinizdeki her bölünme için bir çeltik atmalısınız.

Bitiş Tarihi

Görev

Pomodoro

14.04.2015

Arsa sunum dosyası (sözleşmeler)

XX

14.04.2015

Portföy Fiyat Güncellemeleri (tek yetkisiz portföyler)

XXXX

14.04.2015

Reklam Çalışması (Yeniköy Villa)

<

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

9 Alışkanlıkla Yeni Başarılar Kazanın…


”Para Avcısı” adlı filmden alıntı olup, başarı mizahi olarak yansıtılmak istenmiştir 🙂

Başarılı emlak ofislerinin nasıl başarılı olduklarını hiç düşündünüz mü?

Belki şu an mevcut durumunuzun iyi olmasından ötürü kullandığınız taktikleri yeterli buluyor olabilirsiniz ancak hayatınızda bir üst levele çıkmak istiyorsanız, çalışma performansınızı katlamalı ve tüm bildiklerinizi tekrar düşünerek, şu an ne yaptığınızı ve ne yapmadığınızı tam olarak anlamalısınız.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Aşağıdaki bu 9 ipucunu kontrol ederek kendinize başarılı olma yolunda yeni bir şans tanıyın.

1) Sabahları Çok Erken Kalkın!

Dün geceyi düşünelim, saat 10 ile 12 arasında ne yaptınız? 

Bir televizyon programı mı izlediniz?

Bir film mi izlediniz? Hangi kitabı okudunuz?

Bir süre rahatlamak için komik youtube videoları mı izlediniz?

Hadi birbirimize dürüst olalım, bu aktivitelerin hangisi işimizi geliştirmek veya kendimizi bir üst sekmende çıkarmak için faydalı olacak?

Hiç bu aktivitelerle değerli zamanınızı harcamadan erkenden yatıp erkenden kalkmayı düşündünüz mü?

Hiç en verimli olacağınız sabah saatlerinde işinizle alakalı bir çalışma yapmayı denediniz mi?

Bence deneyin ve size garanti ederim ki, “erken kalkan, yol alır” deyiminin ne kadar haklı bir deyim olduğunu anlayacaksınız.

Biz 8.15’de ofiste oluyoruz, keyifli bir kahvaltıdan sonra, günlük iş planımızı oluşturan eylemleri koordine ediyoruz. Bu çok zor gibi gözükse de alıştıktan sonra inanılmaz bir deneyim oluyor. Sonra içerik yazılarımıza odaklanıyor ve büyük bir keyifle bilgisayarımızın başına geçerek yeni hazırladığımız yazıları sizlerle paylaşıyoruz.

2) Her Zaman Güncel Kalın!

Gün içerisinde tempolu bir koşuşturmacaya hepimiz alışıkız. Aynı anda birçok şeyi kontrol etmemiz ve yön vermemiz gerekiyor. Kariyer basamaklarını tırmanırken eğitici bilgilerle kendimizi beslemeliyiz. Güncel kalmak, bilgiyi her zaman için edinme, başarılı emlak profesyonelleri için olmazsa olmazlardan.

Gün içerisinde veya iş bitiminde aşağıda ki soruların hangisine olumlu cevap vereceksiniz.

Emlak dünyasıyla ilgili bir internet sitesinde ne kadar vakit geçirdiniz?

Mesleki makale ve yazıları, haber kaynaklarını ne kadar okudunuz?

Hangisine yorum yaparak etkileşimde bulundunuz?

İçlerinden hangisini sık kullananlara eklediniz, notlar aldınız, paylaştınız?

Deneyimli bir arkadaşınızla buluşup hem yemek yemek, hem de iş sohbeti yapmak için en son ne zaman bir araya geldiniz?

3) Güzel Hikayeleriniz Olsun

Hikayeden kastımız, anılarınızı anlamlı kılan yaşanmışlıklar. Bunlar, güzel bir tecrübe, bazen ders alınmış bazen de hiç aklınızdan çıkmayacak olaylar olabilir.

İşimiz gereği birçok görüşmenin içerisinde bulunuyoruz gün içerisinde. Görüşme aralarında veya sohbetlerde anlatacak bir konu bulmakta hepimiz zorlanıyoruz. Hemen hemen hepimizin yaşadığı, doğal olarak görüşmede karşı tarafı da ilgilendiren sıkıcı bir moda kısa sürelide olsa girmiş oluyoruz. Bu durumda, ortak bir dili yakalama çabası görüşmenin heyecanını ve ahengini daha renkli bir hale getirecektir. Dikkat etmeniz gereken nokta, görüşme konunuzun bütünlüğünü bozmadan bu sohbetleri gerçekleştirmeniz.

Güzel hikayeler, fantastik bir iş yemeğiyle sıkıcı bir iş yemeği arasındaki en ayırt edici özellik olabileceği gibi, başarılı bir iş bitirme veya başarısız bir iş bitirme arasındaki fark anlamına da gelebilir.

İlginç hikayeleriniz sayesinde karşılaştığınız insanların gözünde farklı bir değer kazanabilir ve ilişkileriniz de karşı tarafla daha sıcak diyaloglar kurabilirsiniz.

Bir emlak profesyoneli, müşteri ilişkilerindeki güven ve sıcaklık ilişkisinin iş hayatına nasıl olumlu yansıdığının farkındadır. 

4) Brokerlara Özel!

Sadece patronun bildiği ve diğer tüm çalışanlarının hiç bir şey bilmediği sadece işçi arı konumunda değerlendirildiği bir emlak ofisinde çalıştınız mı?

Evet, ise sorunuzun cevabı, sanırım güzel bir iş deneyimi yaşamamışsınız.

İş yerinizde çok sesliliğe önem vermeniz, çalışanlarınızın yaratıcılığını gelişmesine katkı sağlayacağı gibi aynı zamanda, onları işlerine karşı motive edip, sorumluluk almasına da olanak sağlayacaktır. 

Patron olmuş olsanız bile, bu şekilde çalışanlarınıza yaklaşarak onları, kendinize ve işine karşı minnettarlık hissi yaratmış olacaksınız.

Böyle bir yardımlaşmanın sağlandığı iş ortamının müşterilere vereceği güven sayesinde müşterileriniz, birbirini takip ederek bu güven dolu yapıya yine güven hissiyatıyla gelecektir.

Fakat bu söylemler sadece düşüncede kalmamalı, uygulanmadığı takdir de herhangi bir olumlu gelişmeyi beklemek tamamıyla hayalperestlik olur.

5) Başarısızlık… ve Ondan Öğrenilenler

Bize göre başarısızlığın başlıca kaynağı plansızlık. Planlama yapılmadan hareket etmenin, bozuk bir pusulayla denize açılmakla eşdeğer olduğunu anlatmamıza gerek yok sanırım.

Pek çok kez etrafımızda, 1000. başarısızlığından sonraki denemesinde başarılı olan girişimci hikayelerini duymuşuzdur.

Bu hikayeleri, iş dünyamızı kurmaya, yeniden şekillendirmeye çalışırken asla unutmamalıyız.

Her şeyin güllük gülistanlık olmayacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz, başarı basamaklarını tırmanırken karşılaşacağımız sorunlardan dersler çıkarmasını bilmeliyiz ki tekrara düşmeyelim ve tecrübelerimizle başarı basamaklarını tırmanmaya devam edelim. 

6) Her zaman meraklı olun!

Emlak profesyonellerinin bir numaralı tam bilgi edinme aracı sorgulama teknikleridir. (Bu konuyu yakın zamanda sizlerle paylaşacağız)

Meraklı zihinler her zaman bulunduğu konumu ve şartları daha iyi anlamak adına, kendileriyle ya da çevreleriyle ilgili sorular sorarlar.

Eğer devamlı olarak işinizi ve işleyiş sisteminizi sorgularsanız, olası sorunları önceden tespit edebilir ve sorunlarla karşılaştığınız zaman ya da daha karşılaşmadan onları bir çözüme kavuşturabilirsiniz.

İş dünyanızı ne kadar çok sorgularsanız ve nasıl daha başarılı olabileceğinize dair karmaşık yapıları anlamaya çalışırsanız, profesyonel gelişim için göstermiş olduğunuz bu azimli çalışmanız, size gelecekte faydasını çok fazla gösterecektir.

7) Dürüst Olun

Bu kesinlikle bir yöneticinin seçimine kalmış bir durum değildir. Dürüstlük emlak sektörünün en temel yapı taşlarından biridir.

Eğer müşterilerinizle aranızda bir güven inşa etmek istiyorsanız ve müşteri portföyünüzü geliştirmek istiyorsanız, öncelikle iş dünyanızda davranışlarınızla, vereceğiniz bilgilerle dürüst olmanız gerekmektedir.

Özellikle satış sürecini bitirdikten sonra müşteri ilişkileriniz çok önemlidir. “Sattım gitti” mantığıyla hareket etmeniz, sizi piyasada ihtiyacınız olan güvene muhtaç edecektir.

Satışlarınızın çoğu, size referans olan eski müşterilerinizden geleceğini unutmayın.

8) Mola Verin

Sadece sıkı bir çalışma temposuyla iş yaşantınıza devam ettiğiniz taktir de başarıyı yakalayabilirsiniz. Ancak bu sıkı çalışma temposu için ihtiyacınız olan dinlenmeyi es geçmemeniz gerekmektedir, bu sayede ihtiyacınız olan gücü tekrar kazanabilirsiniz.

Bir boks maçı düşünün, orda bile maç başladığı gibi bitmez, maç boyunca kaç defa mola verildiğini hepimiz biliyoruz.

Gün içinde molalar vermeyi alışkanlık edinin. Aşırı bilgisayar aktivitesinden sonra gözlerinizi dinlendirebilir, düşüncelerinize odaklanmak adına egzersizler yapabilirsiniz. İş arkadaşlarınızla dışarıda bir kahve molası vermek size de iyi gelebilir.

Yapıcı bir dinlenme her zaman işinize fayda sağlayacaktır.

Kısa yürüyüşlerin faydasını biz çok gördük size de tavsiye ederiz.

9) Yeni Bir Bakış Açısı Oluşturun

Bazen kendinizi, hiç çözülmeyecek sandığınız problemlerin içinde bulabilir veya bir monotonluğun içinde sıkışmış hissedebilirsiniz. Farklı bakış açısıyla bu tür durumlardan rahatlıkla kurtulabilirsiniz.

Kendinizi, rahat hissettiğiniz, sizi miskinleştiren, alıştığınız durumlardan çıkartıp yeni pozisyonlara sokmaya çalışın. Online bir forumda gruplara katılabilir, kaliteli içerik sağlayan mesleki sitelerden makaleler okuyabilir, oradaki insanların deneyimlerinden faydalanarak kendi bakış açınızı besleyebilirsiniz. Bu sayede kendi görüş açınızı geliştirmiş olur ve iş dünyasındaki çeşitli farklı görüş açılarını da anlamış olursunuz.

Ağınızda ki, diğer emlak profesyonelleriyle bilgi paylaşımında bulunarak etkileşim içerisinde olmanız bazen bakış açınızı değiştirmek için ideal yöntemlerden biri olabilir.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Emlak Sektöründe Pazarlama Faaliyetleri Kapsamında Satış Süreci


Pazarlama ve satış kavramının karıştırılması emlak sektöründe de sıkça rastlanılan bir durum. Pazarlama kavramı, satış sürecini de içine alarak gerçekleşen pek çok alt bileşimin (reklam, kampanya, ürün geliştirme, promosyon vs.) oluşturduğu bütünsel bir hareket planıdır.

Pazarlama faaliyeti, satış sürecinden önce başlar, satış esnasında ve satış sürecinden sonra da devam eder.

Emlak sektöründe pazarlama faaliyetlerini bu çerçevede değerlendirdiğimiz zaman, emlak dünyasının hizmet sektörünü de kapsayan bir sektör olduğu ortaya çıkar. Netice itibariyle sunulmak istenen hizmet, bir malın kiralanması veya satışıyla gerçekleşir. Emlak ofislerinin temel gelir modeli, alıcı-satıcı arasında satış/kiralama sürecine aracılık ederek bu işlemlerin olumlu sonlanmasıyla oluşur.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Bu beklenen olumlu sürecin gerçekleşmesi, satış sürecini de kapsayan,  birkaç adımdan oluşan pazarlama faaliyetleri neticesinde sağlanır.

Öncelikli olarak müşterinin neden ve hangi amaçla gayrimenkul firmasını tercih ettiğini algılamamız gerekir.

1) Tercih Sebebi Olmak

-Bazı potansiyel emlak müşterilerinin, gayrimenkul firmalarını tercih ederken, kurumsal şirket imajına dikkat ettiği gözlemlenmiştir. Bu tür müşteriler için güven duygusu ilk tercih sebepleridir. Kurumsal firmaların şirket yapıları, prensipleri, uyguladığı stratejiler bu tip müşterilerin güven duygusunu tetikleyen detaylardır.

-Bazı emlak müşterileri ise, kurumsal yapının sunduğu hizmetlerden ziyade kendi bütçesine göre istediği gayrimenkulün, hangi firmanın portföyünde olduğunu önemsemeden, sadece ihtiyacı doğrultusunda, karşılaştığı ilan vasıtasıyla veya herhangi bir şekilde haberdar olarak,  firma tercihinde bulunabilir.

-Potansiyel emlak müşterileri, çevresindeki insanların, aile veya akrabalarının tavsiyeleri üzerine de gayrimenkul firmalarını tercih ederler. Bu tercih sebebinin en güzel yanlarından biri de firmaya karşı direk bir güvenle gelmiş olmasıdır. Bu reklam gücünü yaratmak kolay bir iş değildir. Bu noktada kavranması gereken, pazarlama faaliyetinin satış sürecinden sonra da nasıl devam ettiği noktasıdır.

-Kimi emlak müşterileri ise, yeni hizmetlerin sunulduğu gayrimenkul firmalarından yana tercihlerini kullanırlar. Satış sürecinin bitiminin ardından müşterisiyle ilişkisini koparmadan, satış sonrası oluşabilecek sorunlara anında müdahale edebilecek sistemler yaratan emlak firmaları da tercih sebepleri olabilir.

2) İlk Temas

-Gayrimenkul firması tercihini yapan potansiyel müşterilerin, tercih ettikleri firmalarla yaptığı ilk temas, mevcut güven duygusunu ya da oluşması beklenen güven duygusunu olumlu/olumsuz etkileyecek ilk noktadır.

-Potansiyel emlak müşterisi, ilk temasını kapıdan girerek yüz yüze yapabileceği gibi, telefon, mail yoluyla da yapabilir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli detaylardan biri de müşteriye karşı gösterilen ilgidir.

-Emlak müşterileri, diğer sektör müşterilerinden daha fazla ilgi ve alaka bekler. Bu ilgi kapsamında emlak müşterilerinin akıllarında firmayla ilgili bir imaj durumu da ortaya çıkar.

– İmaj, gayrimenkul firmasında çalışan emlak profesyonellerinin yaklaşımları, ofis içerisindeki düzenin anlaşılır ve ferah olup olmamasıyla alakalı olarak değişkenlik gösterir.

-Bu noktada, müşteri ihtiyacını algılayan, emlak müşterilerinin sorunlarını kavrayan ve onlara tatminkar cevaplar veren,  işine hakim olan, mesleki eğitimlerini almış emlak profesyonelleri, gayrimenkul firmasının imajını olumlu yada olumsuz etkileyecek diğer faktörlerdir.

3) Alım/Kiralama Süreci

-Potansiyel emlak müşterilerinin, ilk temasının olumlu geçmesi halinde, istediği gayrimenkulü portföylerinde bulunduran emlak firmaları, özellikle müşterinin seçimleri ve karar aşaması esnasında onlara objektif ve yardımcı amaçlı müdahalede bulunmalıdır. Aksi takdirde en ufak bir yönlendirme yapıldığını sezen müşteri, bütün o süreçler etrafında oluşturulan güven duygusunu kaybedebilir.

-Yapılan gayrimenkul seçiminin ardından, müşterilere alım/kiralama ile ilgili prosedürler izah edilmeli ve izlenecek yol haritası doğrultusunda yapılacak tüm işlemler eksiksiz ve tam gerçekleştirilmelidir.

-Potansiyel müşterilerin satış sonrası gerçek müşteri olması, satış sürecinin sonlandığı fakat pazarlama sürecinin devam ettiği bir noktadır. Bu çerçevede müşteri memnuniyeti her daim önemini korumaktadır. Artık gerçek müşteri, yukarıda tercih sebeplerinden bahsederken kullandığımız, reklam ve pazarlama bölümüne ait bir birey olarak emlak firmasının organik bir yapısı haline gelmiş bulunur.

Pazarlama aktiviteleri satış ekibinizin önünü açan, satışa olumlu/olumsuz etkileri olan güçlü bir araçtır.

Emlak sektöründe ayakta kalabilmek, satış performansını sürekli artırmak isteyen emlak ofisleri ve şirketleri için pazarlama yönetimi yazılarımız size yeni yöntemler ve bakış açıları sunuyor.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Emlak Profesyonelleri İçin Etkili Portföy Yönetimi


Emlak sektöründe portföy çeşitliliğinin yanlış algılanmasından ötürü ortaya çıkan düşüncelerde, portföyünüz ne kadar genişse o kadar fazla satış yapma imkanına sahip olacağınızı düşünmek büyük bir yanılgıdır. Özellikle tek yetkili satış anlaşmasına sahip olmadığımız gayrimenkuller için.

Kontrol

Bu noktada portföyün geniş olması, emlak broker/danışmanlarının iş yürütme kapasiteleriyle doğru orantılıdır. İstedikten sonra tek başınıza 100 tane de 200 tane de gayrimenkulü portföyünüze ekleyebilirsiniz. Fakat hangi zaman diliminde bu kadar çok gayrimenkulle ilgilenebilirsiniz?

TANJU HAN’DAN SATILDI

Portföyünüze eklediğiniz her gayrimenkul, farklı emlak sahibi, farklı pazarlama stratejisi anlamına gelmektedir. Bu durumda portföyünüzü kontrollü bir şekilde büyütmeniz, hem satıcıların isteklerine yetişebilmenizi, hem de potansiyel alıcılarınıza yeterli vakti ayırabilmeniz anlamına gelecektir. Aksi taktirde gün içinde bir oraya bir buraya koşuştururken, müşterilerinize odaklanmanız güçleşecek ve kaçırılmaması gereken detayları kaçırma ihtimaliniz yükselecektir.

En iyi 10

Tek yetkili anlaşmasına sahip olacağınız veya güncellemesinde hızlı bilgi akışı(güvenilir çözüm ortakları) sağlayacağınız, konum, fiyat ve özellikleri bakımından en iyi 10 gayrimenkulü portföyünüze dahil etmenin yollarını mutlaka bulun. Bu formül size hızlı satışı garantileyecek. 

Satış/Portföy= % bu formülü not edin. Portföyünüzdeki satılık tüm gayrimenkulü 60 adet olarak hesaplayalım. Bir ayda kaç satış işlemi yapabileceksiniz. Buna 3 adet satış işlemi diyelim eğer projeli bir yerden satış yapmıyorsanız bu satış rakamı bir ay içerisinde çok iyi bilginiz olsun. Formülümüzü bir ay için uygulayalım, 3/60=%5(0,05), yani yüzde beş portföyünüzdeki gayrimenkullerin satışa dönme oranı. Geri kalan 57 adet gayrimenkulü tek yetkili olarak portföyünüze dahil ettiyseniz tüm kontrol sizde demektir ve hiç bir sorun yok şimdilik(tek yetkili anlaşmasına sahip olsanız bile anlaşmada belirtilen süre içerisinde satmanız gerekecek).

Fakat genel paylaşıma açık bir portföye sahip iseniz bu durum sizi her türlü strese sokacak. Yapacağınız pazarlama faaliyetleri ve çalışmalarınız bir anda boşa da gidebilir, çünkü kontrol sizde değil. Anonim bir gayrimenkul paylaşılırken herkese paylaşıma açılır, bilgi verilir. Satış işlemi gerçekleştiğinde bu bilgiyi ancak siz günceller iseniz edinebilirsiniz. Maalesef bu emlak profesyonelleri açısından çok can sıkıcı bir durum ve bu olumsuz örnekler her gün yaşanıyor.

Aylık satış oranınız örneğimizde ki gibi bir rakamsa aşağı yukarı aylık satış ortalamamız 3-5 arasında seyredecek(gerçekten iyi rakamlar). Demek ki portföyün çok geniş olması avantaj sağlamayacak ve aşırı yüke neden olacak. Kontrolü sizde olmayan yetki belgesiz, herkeste paylaşımda olan gayrimenkulleri portföyünüze dahil etmek su içmekten daha basit. Önemli olan satış oranınızı hesapladığınızda ortaya çıkan gerçekler. Toplam işlem adetiniz bir ayda 3-10 arasında ise size vermiş olduğumuz formül size başarılı satışın önünü açacak. 

Neden 10 dediğimizi şimdi daha iyi anlamış oldunuz. Bu beşte olabilir üçte. Fakat sınırları zorlamanız ve sıkı bir çalışma yapmanız bakımından 10 rakamı ideal.

Güncelleme

Portföyünüze eklediğiniz gayrimenkullerin son durumlarıyla ilgili bilgilere devamlı hakim olmak ve yakından takip etmek zorundayız.

Satışı gerçekleşmiş(daha çok anonim gayrimenkuller için geçerli) gayrimenkulün portföyünüzde yer alması hatasını, potansiyel alıcılarınızın taleplerinin ardından fark etmeniz, sizinle çalışan emlak sahipleri ve potansiyel müşterilerinize karşı güven zedelenmesi yaratacaktır.

Veya, fiyat indirimine gidilen herkese paylaşıma açık bir gayrimenkulden haberdar olmamanız gerçekten büyük kayıplara yol açacaktır. Güncellemeler için, günün belirli bir zaman aralığında ilan sitelerinde kontrol amaçlı çalışma yapmalısınız. Portföyünüzde ki herkese paylaşıma açık gayrimenkulün pazarlamasını yapan diğer rakiplerinizi kontrol etmeniz sizin faydanıza. 

Kategori

Portföyünüzde bulunan emlakların güncelliğini takip etmek, türlerine göre ayırmak ve hızlı listeleme yapabilmek için kategorilere ayırmalısınız. 

Gelecek müşteri taleplerine aynı hızda cevap verebilmek ve talep eşleştirmesini doğru yapabilmek için basit ve faydalı bir sistem. Çoğu emlakçı hala iyi sınıflandırılmamış portföye sahipler, sadece ilan sitelerinde ki yapısal kategorilerle işlerini yürütüyorlar.

Kendi veri tabanınızda oluşturacağınız bir kategori sistemi tüm karmaşıklığı ortadan kaldırarak emlaklarınızı öngördüğünüz satış hızına göre ayarlamanızı sağlar. Bu şekilde portföyünüzün takibini, güncellemelerini, portföyün tamamında yaparak zaman kaybını önleyebilirsiniz.

Piyasa analizi

Ekonomik gelişmelerin hızla yaşandığı bu zaman diliminde hiç umulmadık anlarda piyasa şartlarını etkileyen (soğuk/sıcak savaş, resesyon, büyüme hızı, Abd/Avrupa işsizlik oranları, enflasyon, Fed/Meb faiz oranları, döviz, deprem, siyasi açıklamalar, internet grupları vb.) ani dalgalanmalar oluyor. Bu dalgalanmalar piyasanın durgunlaşmasına ve uzun süre belirsizlik ortamının oluşmasına direk olarak etken oluyor. Haliyle ticaretin tüm aktörleri bundan olumlu/olumsuz etkileniyor. Bu durum sadece bölgemizi değil, dünyadaki önemli gelişmeleri de yakından takip etmemiz gerektiğini gösteriyor.

Önemli global/yerel gelişmelerin yaşandığı ve piyasada aşırı dalgalanmaların oluştuğu durumlarda, portföyünüzün yeniden değerlendirilmesine ihtiyacı olacak. Mal sahipleriyle piyasanın son durumunu ve yaşanan gelişmeleri tekrar değerlendirerek bilgilendirmeniz her iki taraf açısından olumlu olacaktır. Piyasa analizini sürekli olarak güncel tutmanız sizin uzman olduğunuzun bir göstergesi.

Yapacağınız görüşmelerde, yeni fiyat değerlemesi, hızlı satış süreci, ödeme yapısı, takas imkanı, emsal satış bilgileri gibi konuları ele almalısınız.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Emlak Piyasasında Son Kullanma Tarihi


Süt, yumurta, meyve suyu ya da hatta deterjan alırken son kullanma tarihini kontrol ediyoruz. Zira son kullanma tarihi geçmiş ürünleri kullanmak sağlığımız açısından risk taşıyor ve hiçbirimiz bu riski almak istemiyoruz.

Belki size ilginç gelecek ama emlak piyasasında da bir son kullanma tarihi var. Bazı müşterilerinizle süreç o kadar uzun sürüyor ki, onlarla çalışmaya devam etmek belki sağlığınıza değil ama satışlarınıza zarar verme riski taşıyor.

Peki, sonuca ulaşmayan bir ilişkideki sıkıntı kimin son kullanma tarihinin geçmesinden kaynaklanıyor?

Kimin Son Kullanma Tarihi?

Öncelikle son kullanma tarihi geçmiş müşterilerinizi belirlemeniz gerekiyor. Elinizdeki müşteri portföyüne bakın ve hangi müşterilerinizin sizi süründürdüğünü ve işleri bir yere götürmediğini belirleyin.

  1. Sürekli bahaneler üreten

  2. İstekleri sürekli değişen

  3. Realist olmayan fiyatlar bekleyen

  4. İsteklerini tam ifade edemeyen

  5. Memnun olmayan

müşterileriniz tarihi geçmiş olanlardır. Bu kriterlere uyan müşterilerinizi eleyerek ilgisi yüksek ve gerçekten iş yürütülebilir müşterilerinizi fark edebilirsiniz.

Belki yapmaktan çekineceğiniz ama oldukça önemli olan diğer değerlendirme ise kendi son kullanma tarihiniz. Müşterilerinizin kesinlikle bir son kullanma tarihi var, ama ne yazık ki sizin de var. Eğer ki sonuca bağlanmayan iş sayınızda büyük bir artış olduysa kendi son kullanma tarihinizi de gözden geçirmeniz gerekiyor. Kendinize şu soruları sorun:

  1. Pazarlama stratejilerim güne uygun mu?

  2. Satış senaryolarımı güncelliyor muyum?

  3. Son sunum tekniklerini araştırdım mı?

  4. Sürekli potansiyel müşterilerle tanışıyor muyum?

  5. Teknolojiyi yeterince kullanıyor muyum?

  6. Sosyal medyayı efektif kullanıyor muyum?

Bu sorulara vereceğiniz cevapları günlük planınız çerçevesinde iyice değerlendirmeniz gerekiyor. Özellikle metotlarınızı en son güncellediğiniz tarihleri gözden geçirmeniz önemli. Eğer ki bu tarihler yakın değilse, bu sefer de müşterilerinizin size rafa geri koyma ihtimali ile karşı karşıyasınız.

Son Kullanma Tarihini Kim Belirliyor?

Geçenlerde Seth Godin’in bir blog yazısında şunu okuduk: CEO’ların bir görevi, tarihi geçmiş metotları fark etmektir, bir diğer görevi ise metotların tarihinin ne zaman geçeceğine ve onların yerine ne geleceğine karar vermektir.

Bu ifadeyi içselleştirmeniz çok önemli. Çünkü ister bağımsız bir danışman olun isterseniz de brokerlarla çalışın, bilmeniz gereken bir şey var ki o da kendinizin CEO’su olduğunuz. Özellikle satış yetenekleri ve müşteri ilişkileri üzerine kurulu olan emlak piyasasında gerçekten hepiniz kendinizin CEO’susunuz.

Bu durumda, sizin işinizdeki son kullanma tarihini belirleyen de sizden başkası değil.

Benim için şu sorulara cevap vermenizi istiyorum:

  1. Sabah uyandığınızda işlerin kontrolünüzün altında olduğunu mu düşünüyorsunuz yoksa içinizde bir endişe oluyor mu?

  2. Aynı anda birden çok iş yapmanız gerekiyor mu? (çoklu görev iyi bir şey değildir, yeri gelmişken belirtmek istiyoruz)

  3. Size gelen taleplere göre mi işinizi planlıyorsunuz yoksa kendiniz de fırsatlar yaratıyor musunuz?

  4. Müşterileriniz onlara ayırdığınız zamana değer veriyor mu? Tarihi geçmiş müşterilerinizden kurtulmaktan çekiniyor musunuz?

  5. İş planınız var mı? Bu planınızın çıktılarını düzenli olarak takip ederek planı güncelliyor musunuz?

İşinizin CEO’su sizsiniz ve aslında hem kendiniz hem de müşterileriniz için son kullanma tarihini siz belirliyorsunuz. Ama bu tarihleri belirleme konusunda uzman olabilmeniz için yukarıdaki sorulara rahatlıkla şu cevapları veriyor olmalısınız: Düzenli işleyen bir planım var, sabahları içim rahat uyanıyorum, bir işe odaklanabiliyorum ve fırsatlara zaman ayırabiliyorum.

Emlak piyasasında enerjinizi işinize yoğunlaştırabilmeniz değerli bir özellik. Başkalarının sizden ne beklediği önemli değil, önemli olan sizin odağınızın yüksek olması ve fırsatları görebilmeniz. Bu yetiye sahip olduğunuz sürece başarısız olmanız pek olası değil.

Odağınızı yüksek tutup değerlendirmelerinizi iyi yaptığınıza inandıktan sonra artık tarihi geçen taraf siz olmayacaksınız. Kendinizden emin olduktan sonra tarihi geçmiş müşterilerinizden vazgeçmekten çekinmeyin, çünkü onlar sizin işinizi yavaşlatıcı etkiye sahip olacaklar.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Piyasanın Kızgın Rekabetinde Öne Çıkmak İçin Sun Tzu’nun Savaş Sanatı Kitabından İlham Alın…


M.Ö. 500 yıllarında Çin’de yaşadığı tahmin edilen Sun Tzu, ülkenin sekiz büyük krallığından biri olan Wu krallığında yaşadı. Wu kralının emrinde general olarak hizmet eden Sun Tzu, o dönemde krallığın topraklarının genişlemesine en büyük katkıyı sağlayan isim oldu. Milletlerin ve askerî dehaların farklı teknikler uygulayarak başarıyı yakaladığı savaş dünyasında, Sun Tzu’nun benimsediği savaş sanatı ise diğerlerinden birçok yönden farklıydı.

Sun Tzu, savaşmak dediğimiz eylemi uygulamadan evvel moral, lojistik ve istihbarat kavramlarının ne kadar önemli olduğunu keşfetmiş ve tüm bunları savaş öncesi değerlendirerek bir strateji oluşturmanın önemini kavramıştı. Öyle ki Batı’nın savaş anlayışından oldukça farklı olan bu savaş sanatı, 1700’lü yılların sonlarında Fransızca’ya çevrilerek tüm dünyaya da ilham kaynağı olmuştu.

Peki, sadece savaş sanatına mı? Sun Tzu’nun mükemmel bir planlama ile muharebeden önce zaferi kazanma stratejisi, aslında pek çok alanda ilham kaynağı oluyor. Bunlardan birisi de iş dünyası. Bir nevi savaş gibi düşünebileceğimiz iş dünyasındaki rekabet ortamının pek çok mücadeleyi de beraberinde getirdiğini düşündüğümüzde, Sun Tzu’nun stratejilerinin bu rekabette öne çıkmak için ne kadar önemli olduğunu anlamak pek zor değil.

Zekâ, kurnazlık ve akıllı stratejiler ile bir savaşın kazanılabileceğine inanan Sun Tzu’nun bu bakış açısını kaleme aldığı Savaş Sanatı (Art of War) kitabındaki yöntemler iş dünyasında da uygulanabilecek değerdedir. Öyle ki bu kitap, pazarlama stratejileri, işletme ve savaş alanlarında eğitim veren bazı okullarda zorunlu ders olarak okutuluyor.

Bakalım Sun Tzu’nun savaş sanatında benimsediği ilkeler iş dünyasının en önemli sektörlerinden biri olan emlak alanına ne gibi bakış açıları kazandırıyor.

Savaşmadan Kazanmak

 Mükemmellik her savaşta çarpışarak kazanmak değildir. En iyi strateji savaşmadan kazanmaktır.”

Savaşmadan kazanmak, iş dünyasında piyasaya zarar vermeden ele geçirmek anlamına gelir. Hizmet verdiğiniz pazarda ilk sırada olabilmek için satış fiyatını düşürme yöntemine başvurursanız bu durumda o pazarın değerinin düşmesine vesile olursunuz. Bu da pazardaki diğer rakiplerin fiyat düşünme savaşına girmesine neden olur ve neticede ortada pazar diye bir şey kalmaz. Fiyat düşürme politikası günümüzde artık işlemiyor. Çünkü siz fiyatı düşürdüğünüzde arkanızdan tüm rakipler sizi takip etmek zorunda kalıyor. Eğer Sun Tzu gibi stratejist düşünüyorsanız kısa vadeli değil uzun vadeli düşünmeniz gerekiyor.

Güçlüden Sakınmak Zayıfa Saldırmak

 Dostlarını kendine yakın tut, düşmanlarını daha da yakın!”

Bu prensip, rakibe hiç beklemediği bir pazarda ve zamanda saldırmak anlamına gelir. Ancak iş dünyası, savaş dünyası gibi değildir. Savaş dünyasında düşman bir hamle yapacağı zaman bunu en gizli şekilde tutabilir. Ancak iş dünyasında yeni bir kampanyanın hazırlıklarına başladığınızda, genelde bu hemen rakiplere yayılır. Bu nedenle rakiplerin güçlü ve zayıf yanlarını bilerek ona göre kampanyalar hazırlamak her zamankinden daha mantıklı olacaktır.

İstihbaratı Örgütlemek

 Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan tehlikeye düşmezsin; başkasını bilmeyip kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin; ne kendini ne de başkasını bilmezsen, her savaşta tehlikedesin.”

Sun Tzu’nun savaş sanatında istihbarat çok önemlidir. İş dünyasında da bunun önemini kavrayabiliriz. Bir pazarlama kampanyasına başlamadan evvel gerekli ve faydalı verileri toplamak hayati önem taşır. SWOT analizleri ve rakiplerin pazarlamalarının incelenmesi gibi yöntemler ile kendinize bir veri akışı sağlamalı ve harekete geçmeden önce kendinize bir strateji belirlemelisiniz.

Aldatmaca Yapmak

 Planlarını gece gibi karanlık ve geçilmez yap ve hareket ettiğinde bir yıldırım gibi in!”

Pazarınızdaki tüm ayrıntıları bilmeniz ve bunu kullanarak rakipleri şaşırtmanız çok önemlidir. Son yıllarda büyük emlak şirketlerinde rakiplerin hareketlerini, faaliyetlerini takip etmekle görevli olan departman görevlileri istihdam edilmeye başladı. Aslında bunu iş dünyasının her alanında görmekteyiz. Apple’ın üzerinde çalıştığı arttırılmış gerçeklik gözlüğü, Çin’in denizaltı uzay istasyonu ve Kuzey Kore’nin nükleer çalışmaları hakkında bilgi sızıntılarının olması en belirgin örneklerdir. Hangi sektörde olursa olsun rakiplerin çalışmalarını takip etmek büyük önem taşır.

Yenilikçi Düşünmek ve Hızlı Olmak

 İnsan doğası gereği zora düşmedikçe, yeteneklerini sonuna kadar kullanmaz.”

Nasıl ki savaş dünyasında yıllar geçtikçe farklı savaş taktikleri geliştirilmiş ve farklı savaş araçları kullanılmışsa, iş dünyasında da yerinizde sayamazsınız. Sürekli ve hızlı şekilde belli aralıklar ile yenilikler getirmeniz gerekir. Bu, ister kendi şirket yapınız içinde olsun ister sektöre etki edecek bir yenilik olsun, yeni şeyler yapmanız hayatta kalmanız için önemlidir.

Liderlik Etmek

 Zafer esnasında uyguladığım taktikleri herkes görebilir, ancak kimsenin göremediği, zafer yolunu açan stratejilerimdir.”

Her savaşta liderlik eden bir komutan olduğu gibi her işte de iş yönetimine liderlik eden biri vardır ve olmalıdır. En basitinden bir emlak ekibi kurduğunuzu düşündüğünüzde ekibe nasıl liderlik etmeniz gerektiği konusunda kendinizi geliştirmeniz gerekir. Ekibin tutarlı ve verimli şekilde çalışmasını sağlayabilecek ortamı sağlamak ve eksiklikler ile başarıları değerlendirebilecek bir görüşe sahip olmak liderlik için gereken en önemli unsurlardır.

Manevra Yapmak

 En kolay rotalar, çoğu kez en sıkı biçimde savunulanlardır; hedeflenen noktaya ulaşmanın en kısa yolu en dolambaçlısı olabilir.”

Rekabet ortamında hedeflediğiniz noktaya gelebilmek için bazen farklı bir strateji izlemeniz gerekebilir. Manevra yapmak, bu stratejilerin başında gelir. İşinizdeki en iyi manevraları seçerek etraflıca düşünmeli ve bir plan oluşturmalısınız. Böyle zayıf yanlarınızı en aza indirir ve gücünüze dayalı bir pazarlama anlayışı geliştirmiş olursunuz.

Gücü Doğru Kullanmak

 Kaynaklarınızı nerede kullanacağınızı dikkatle değerlendirin.”

Sun Tzu, gireceği savaşı kendisinin belirlemesini önemsediğini belirtir. İş dünyasında da bu geçerlidir. Altından kalkamayacağınızı düşündüğünüz ve henüz hazır olmadığınız bir rekabetin içine girmeniz sizin için hayırlı sonuçlar doğurmaz. Sahip olduğunuz gücü doğru yerde, doğru zamanda ve doğru şekilde kullanmalısınız.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Profesyonel ve Günlük Hayatımız İçin Latince Deyişler…

Az kelimeyle çok şey anlatmak denince Latince deyişler ilk akla gelenlerden biridir. Eski zamanlardan günümüze kadar gelmiş Latince sözler hala çok büyük dersler alabileceğimiz düşünceleri içinde barındırıyor.

Başarılı isimlerin konuşmalarını izleyecek olursanız, çoğunun zaman zaman böyle deyişler paylaştığını görebilirsiniz.

Şöyle bir şey de vardır ki:

Quidquid latine dictum sit, altum viditur.

(Latince söylenen söz kulağa derin gelir.)

1) Ipsa scientia potestas est

(Bilgi tek başına bir güçtür.)

2) Materiam superabat opus
(Zanaat malzemeden daha önemlidir.)

3) Audere est facere
(Cesaret etmek, yapmaktır.)

4) Ex falso sequitur quodlibet
(Yanlıştan yola çıkıp her istediğimiz sonuca varırız.)

5) Fortes fortuna juvat ou Audaces fortuna adiuvat
(Şans ancak cesurlara yardım eder.)

r852bt - Profesyonel ve Günlük Hayatınıza Fayda Sağlayacak 25 Latince Deyiş

6) Festina lente!
(Yavaşça acele et!)

7) A bove ante, ab asino retro, a stulto undique caveto
(Öküzün önünde, eşeğin arkasında, aptalın her tarafında hazırlıklı ol.)

8) Labor omnia vincit 
(Emek her şeyi yener.)

9) Nemo enim est tam senex qui se annum non putet posse vivere
(Hiç kimse bir yıl daha fazla yaşayacağını düşünmeyecek kadar yaşlı değildir.)

10) Stultum est timere quod vitare non potes
(Engellemeye gücünüzün yetmeyeceği şeyden korkmak aptalcadır.)

p9cpvk - Profesyonel ve Günlük Hayatınıza Fayda Sağlayacak 25 Latince Deyiş

11) Corvus oculum corvi non eruit
(Bir karga başka bir karganın gözünü oymaz.)

12) Flamma fumo est proxima
(Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.)

13) Fraus latet in generalibus
(Genellemeler hataya gebedir.)

14) Adversus solem ne loquitor
(Güneş aleyhinde konuşma, açık ve belli şeyleri tartışma.)

15) Ab uno disce omnes
(Bir şeyden her şeyi öğren.)

b6yn1m - Profesyonel ve Günlük Hayatınıza Fayda Sağlayacak 25 Latince Deyiş

16) Aut disce aut discede
(Ya öğren, ya terket.)

17) Bonitas non est pessimis esse meliorem
(İyi olmak en kötüden daha iyi olmak anlamına gelmez.)

18) Contraria contraiis curantur
(Karşıtlıklar, karşıtlıklara iyi gelir.)

19) Docendo discimus
(Öğreten öğrenir.)

20) Gutta cavat lapidem non vi, sed sæpe cadendo
(Suyun taşı delmesi gücünden değil sürekliliğindendir.)

5g4fgt - Profesyonel ve Günlük Hayatınıza Fayda Sağlayacak 25 Latince Deyiş

21) Humanius est deridere vitam quam deplorare
(Hayata gülmek hayat için ağlamaktan daha insani bir davranıştır.)

22) Increscunt animi, virescit volnere virtus
(Tek bir yara, maneviyatı derinleştirir, erdemleri geliştirir.)

23) Ira furor brevis est
(Kızgınlık kısa deliliktir.)

24) Memento audere semper
(Her zaman denemeyi ve cesaret etmeyi unutma.)

25) Memento mori

(Ölümlü olduğunu unutma.)

 

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Hedef Kitlenizi Belirleyin, Etkili Kampanyanızı Kendiniz Oluşturun

 

Emlak pazarlama sırasında kendinize bir hedef kitle belirlemezseniz, pazarlama kampanyanız rüzgarda nereye gideceği belli olmayan uçurtma gibi olur; bir o tarafa bir bu tarafa savrulur.

Herkes için cazip olabilecek bir kampanya yaratabilmek hem çok geniş bir alana hitap etmeyi gerektirir hem de uygulanabilir değildir. Portföyünüzdeki gayrimenkulleri satabilmek için müşterinizi tanımanız gerekir. Hedef pazarınızı tanımlamak söylendiğinden daha zor bir faaliyettir. Kendinize ne yapmak istediğinizi belirlemek için zaman tanımanız gerekir.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Yapmak istediğiniz niş (arsa, villa, konut, turistik, kiralama) ne? Deneyiminiz ne üzerine? Hedef kitleniz olacak demografik kitleyi belirlerken güçlü yönlerinizi bilmek size yardımcı olacaktır.

Hedef Pazarınızı Belirleme

Hedef pazarınızı belirlerken hangi kriterler kullanılmalı? Potansiyel müşterilerinizi belirlerken coğrafi, ekonomik ve sosyal kriterler kullanılarak alanın daraltılması gerekiyor. Hedef pazarınızı iyi olduğunuz alanları göz önünde bulundurarak belirlemek, başarıya giden anahtarlardan biridir. Bir emlak profesyoneli için lüks gayrimenkuller pazarlamak daha büyük başarılar getirirken, bir diğeri için küçük çocuklu ailelere satış yapmak da daha başarılı olabilir. Bu iki farklı emlak profesyoneli, müşterilerinin ihtiyaçlarına göre satış materyalleri kullanmalı ve planlamasını bu doğrultuda yaparak çaba harcamalıdır.

Müşterilerin talep kriterlerine çözümler üretmekle zaman kaybetmeyi bırakın, sizin coğrafi bölgenizde neler alındığını ve satıldığını araştırın. Kendinizi bölgenize adapte edin.

Araştırma

Kendi bölgenizdeki emlak piyasası hakkında asla çok fazla şey bilemezsiniz. Ancak kendi niş alanınızı bulabilmeniz için araştırma zorunludur.

Örneğin yaşadığınız bölgede çoğunlukla apartman daireleri bulunuyorsa çok fazla müstakil ev yok ise hedef kitlenizi apartman dairesinde yaşamak isteyecek müşteriler üzerinde yoğunlaştırmanız gerekecektir.

Pazarlama stratejisini herhangi bir gayrimenkul türü üzerinde oluşturmak istemeyen bir başka emlak profesyoneli ise hedef pazarını bölge seçerek oluşturabilir. Gelişme vadeden ve şehrin diğer bölgelerine göre daha çok işlem hacmine sahip bir bölgede satış yapmak üzere bir pazarlama faaliyeti geliştirebilir.

Bazı ekstrem örneklerde hedef kitlesini müşterilerin ideolojik gruplarına göre seçmek isteyen emlak profesyonelleri olabilir. Muhafazakar müşterilerin tercihlerine göre pazarlama stratejileri oluşturarak satış yapmayı planlayan emlak uzmanları olabileceği gibi liberal görüşe sahip müşterileri kendine hedef pazar seçen ve bu kitleye hitap edecek evleri satmayı amaçlayan uzmanlar da olabilir.

Pazarlama Planı Oluşturma

Hedef kitleniz pazarlama stratejinizdeki yaklaşımınızı belirler. Pazarlama planı, örneğin yazlık ev arayan müşterileri kendine hedef kitlesi olarak seçen bir emlak profesyoneli aylık tanıtım maili gönderimi, sosyal medya reklamları ve online reklamlar aracılığı ile müşterilerine ulaşmayı tercih edebilir. Bu klasik cümleler içeren ve geniş kitleleri hedefleyen bir reklam kampanyasından hem daha az maliyetli olacaktır, hem de hedef pazara daha kolay ulaşılacaktır.

Pazarlama dünyasındaki pek çok sorun gibi, hedef kitlenize ulaşana kadar bazı sorunlarla karşılaşmanız normaldir. Hedef kitlenize ulaşacak doğru pazarlama kombinasyonunu bulana kadar bazı deneme ve hatalar olacaktır. Yaptığınız her pazarlama planı sizin hedef kitlenizi ne kadar tanıdığınızın bir pusulası olacaktır. İlanlar, reklamlar, bloglar, makaleler, web sitesi içerikleri, doğrudan mailler ve haber gönderileri sizin deneyiminizin kanıtı olan birer alan olacaktır.

Örneğin yazlık evleri kendine niş bir pazarlama alanı olarak belirleyen bir emlak profesyoneli hazırladığı blogda yazlık evler ile ilgili çeşitli makalelere yer vererek hedef kitlesinin ilgisini çekmeyi başarabilir.  

Başarıyı Ölçmek

Yeni bir pazarlama kampanyası yapıyorken tabii ki nasıl gittiğini, hedef kitleniz tarafından kampanyanızın doğru algılanıp algılanmadığını da kontrol etmeniz gerekmektedir.

Hedef kitlenizi oluşturma konusunda ne kadar başarılı olduğunuzu ölçmenin çeşitli yöntemleri var;

  • Daha çok müşteri sizi aramaya ya da ofisinize gelmeye başlar.

  • Daha çok ev sahibi tarafından beraber çalışmak üzere aranmaya başlarsınız.

  • İnternet sitenizin ziyaretçi trafiğinde artış gözlenir.

  • Sosyal medya ağlarından daha çok müşteri ile iletişime geçersiniz. 

  • Müşteri tabanınız genişlemeye başlar.

  • Bölgenizde marka farkındalığınız artar. Müşteriler markanızı daha iyi tanımaya başlarlar. O zamana kadar farkınızda olmayan müşteriler bile sizinle iletişime geçmeye başlar.

  • Daha çok gayrimenkul satmaya ve portföyünüze daha çok gayrimenkul eklemeye başlarsınız.

Hedefleriniz gelirlerinizi bir yıl içerisinde iki katına çıkarmak olmamalı. Bazı emlak şirketleri memnun olmuş müşterilerle yetinmeyi de bilirler. Çünkü memnun müşteri yeni müşteriler getirecektir. Memnun müşteri size pazar payı getirecektir. Emlak piyasası tavsiye üzerine işleyen bir piyasadır, memnun müşteriler sizi yakınlarına tavsiye ettikçe sizin müşteri sayınızda artacaktır. Pazar payınız müşterilerinizi memnun tutmayı başardıkça zamanla daha çok artacaktır.

Hedef kitlenize odaklanan bir pazarlama kampanyası gelirlerinizin artmasını sağlar. Küçük niş bir gruba odaklanmak pazarlama stratejilerinize müşterilerden hızlı geri dönüş almanızı sağlayacak, satışlarınız artacak bu da gelirinize yansıyacaktır. Hedef kitlenizin küçük bir grupla sınırlı kaldığını düşünüyor iseniz onu genişletmek de mümkün. Sizin deneyiminizden yararlanmak isteyecek hedef kitlenize yakın gruplar bularak onları da hedef kitlenize katabilirsiniz.

Örneğin, yazlık ev almak isteyen kişiler gibi sahil kentlerinde ev almak isteyen başka kişiler de sizin hedef kitlenizin içerisine dahil edilebilir. Hedef kitlenizi genişletmek konusunda özgür olun ancak hedef kitlenizi çok fazla genişletmemeye dikkat edin.

Unutmayın müşterilerin talep ve ihtiyaçları farklı olacağı için çok kalabalık hedef kitlelere seslenmek her zaman çok daha zor ve maliyetlidir.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Emlak Profesyonelleri İçin Linkedln İpuçları

Son zamanlarda sık sık sosyal medya platformlarının emlak piyasası üzerindeki etkilerini paylaşıyoruz. Bugün de sizinle dünya genelinde 400 milyon ve ülkemizde 5 milyona yaklaşan kullanıcıya sahip LinkedIn’ın emlak piyasasına getirdiği avantajları değerlendirmek istiyorum.

LinkedIn bizim de favorilerimizden olan ve profesyonel olarak kullandığımız bir sosyal medya platformu. Platform, yalnızca bağlantı kurup paylaşmakla kalmadığınız aynı zamanda kendinizi alanınızda bir uzman olarak gösterebileceğiniz bir ortam sunuyor. LinkedIn, eğlence amaçlı kişisel paylaşımlar yaptığınız bir platform olmaktan çok alanında uzman biri olarak bilgilerinizi eski ve yeni iş arkadaşlarınız, meslektaşlarınız ya da mesleğin guruları ile paylaştığınız bir iş ağı. Ayrıca mesleğiniz ile ilgili sektör duayenlerinden yeni ve doğru bilgileri edinebileceğiniz bir paylaşım platformu.

Emlak profesyonellerinden bir kısmının henüz yer almadığı platformun potansiyeli ile ilgili kuşkularınız var ise yazımızın devamını okumanızı öneriyoruz. Kesinlikle fikriniz değişecektir.

Başlarken

LinkedIn hakkında henüz onu kullanmaya başlamamış ya da onunla tanışmamış olanlardan genellikle duyacağınız şey; onun geliştirilmiş bir özgeçmiş sitesinden başka bir şey olmadığıdır. Bu ancak LinkedIn’in diğer ikna edici özelliklerini göz ardı etmeniz halinde doğrudur. İş deneyimlerinizi belirtmeniz son derece önemli olsa da bu büyük bir bulmacanın sadece bir parçası. Profil özetiniz, emsalsiz ve seçkin görünerek potansiyel müşterilerinizin ya da partnerlerinizin dikkatini çekmek için size şans sunar. Daha önce hiç tanışmadığınız insanlarla konuşmanıza fırsat tanır.

Emlak piyasası gibi sektörlerde ilk izlenim her şeydir. Eğer kartlarınızı doğru oynarsanız, LinkedIn ilk izlenimler için büyük bir kaynak olabilir. Spesifik anahtar kelimeler ve sektörünüzle ilgili terimler kullanarak profilinizi ve sunduğunuz hizmetleri fark edilir hale getirebilirsiniz.  Lüzumsuz anahtar kelimelerle profilinizi doldurmak yerine emlak sektörü ile ilgili belli başlı anahtar kelimelere profilinizde yer verebilirsiniz. (Örneğin, Çeşme’da deneyimli emlak temsilcisi gibi.) Bu profilinizin kolaylıkla bulunmasını sağlayacaktır.

Online imajınız için başka bir önemli konu topluluklarda ve gruplarda tutarlı, aktif ve katılımcı olmaktır. Google düzenli ve çekici içerik yayınlayan kişileri ödüllendirmeyi sever. İnternet sayfanıza içerik koyarken iyi yazıldığından, siteniz ile ilgili olduğundan ve niş bir konu olduğundan emin olun. İnternet sitenizde paylaştığınız ve kaliteli olduğundan emin olduğunuz mesleki yazıları Linkedin’de de paylaşın. Eğer uzman olacaksanız uzmanlığınızı göstermeniz gerekmektedir.

LinkedIn’de dikkat çekmek için diğer bazı ipuçları;

  • Deneyim ve yeteneklerinizi profilinize yansıtın,

  • Sektörünüzle ilgili gruplara katılın,

  • Emlak dünyası ile ilgili bilgileri belirli aralıklarla paylaşın,

  • Uzmanlık bölgeniz ve uzmanlık alanınızla ilgili özgün ve yararlı bilgiler yayınlayın,

  • Sadece kendinize hizmet eden bir amaçta saygılı bir üslup geliştirin,

  • İnternet sayfalarınızın linkini bu sayfalara yönlendirmek üzere profilinize ekleyin,

  • Mesleki tartışmalar başlatın ve tartışmalara katılın,

  • Ağınızdaki insanları diğer insanlara tanıtın,

  • Sorular sorun ve soruları cevaplayın,

  • Global emlak profesyonelleriyle bağlantı kurun, iletişime geçin,

  • Kendi içeriklerinizi paylaştığınız gibi başkalarınınkini de paylaşın,

  • Beğenmekte bir paylaşımdır,

Sosyal medya da en önemli şey katılımdır. LinkedIn’deki diğer profesyonellere katılmak son derece değerli olup başarılı sonuçları beraberinde getirebilir.

Markalaşma

Yaptığınız iş hakkında insanların bilgi sahibi olabilmelerinin en önemli yolu markanızın sesinin anlaşılmasıdır.LinkedIn markanızın sesini emlak piyasasına duyurabilmek ve global bir iş ağına sahip olabilmeniz için etkili bir güç. Pek çok profesyonel, LinkedIn’i kendi kişisel markalarının farkına varılması için kullanır. Bu platform, emlak profesyonellerine kendi alanlarındaki meslek duayenleri de dahil olmak üzere pek çok kişiye kendi markalarını tanıtma fırsatı tanır. Burada yapacağınız paylaşımlar ve yorumlar birbiri ile tutarlı, sektörle ilgili ve tatmin edici olması gerekir. Yanlış bir yorum imajınızı olumsuz etkiler.

Her sosyal medya platformunun kendine özel bir iletişim stili vardır. Facebook ilişkiler kurabileceğiniz ve kişiliğinizi gösterebileceğiniz bir yerdir. Oysaki LinkedIn kesinlikle profesyonel paylaşımlar içindir. Burada birlikte çalıştığınız partnerleriniz, emlak profesyonelleri, eski ya da potansiyel müşteriler ile iletişim kurabilirsiniz.

Burası profesyonel sesinizi duyurabileceğiniz bir alandır. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, LinkedIn marka kimliği yaratmak için pek çok kişi tarafından tercih ediliyor. Marka kimliği oluşturmak sadece sizin emlak piyasasındaki işiniz ile ilgili değildir, aynı zamanda sizin kişisel kimliğinizin profesyonelliği ile de ilgilidir. LinkedIn’de profesyonel bir imaj oluşturduktan sonra sıra referanslara gelir.

Referanslar

Emlak profesyonelleri için referans göstermek sadece değer katacak bir şey değil aynı zamanda hem gelirlerinizi artıracak hem de müşteri ilişkilerinizi olumlu yönde etkileyecek bir konudur. Linkedln referans yaratma konusunda muazzam bir yer olduğu için iş ağınızdaki kişilerden referans ve tavsiye alabilirsiniz. ”Emlak sektöründe ne kadar çok insan tanıyor ve ne kadar çok referansınız var ise o kadar çok satarsınız.” kuralı burada da geçerli.LinkedIn’de ağınızda yer alan eski bir meslektaş, çalışan, arkadaş ya da müşteri sizin için profilinizde bir referans yazabilir. Referans sayınız arttıkça daha çok tercih edilirsiniz. Bu profesyonel bir sosyal ağ olduğu için burada yer alan referans ve tavsiyelerin Facebook ve benzeri sosyal medya araçlarındaki tavsiyelerden daha fazla ağırlıkları vardır.

LinkedIn aynı zamanda sizin referansınıza başvurulan bir platformdur. Günümüzün son derece rekabetçi emlak piyasasında güçlü referans veri tabanları oluşturmak başarı için çok kritiktir. Eski moda e-mail programları ile referans almak son derece zorken, LinkedIn ile sizin için referans sağlayabilecek eski müşteriler ve emlak profesyonelleri ile istediğiniz zaman iletişime geçmek ve referans istemek son derece kolaydır.

İşin İçine Girmek

Sonuçta her sosyal medya platformunun bir amacı vardır. Facebook’un gittikçe ücretli bir reklam mecrası haline gelmesi ve herhangi bir ödeme yapmadan gönderilen(organik) mesajların sadece %2’lik bir kesime ulaşması emlak profesyonellerinin kendilerini pazarlayacak yeni mecralar aramasına neden oluyor. Emlak piyasasında sosyal ağınız her şeydir. Emlak profesyonellerinin bilmesi gereken şey emlak dünyasının küçük ve hızlı değişen bir dünya olduğudur. Bugün tanıdığınız bir kişi gelecekte sizin en iyi referansınız olabilir.

LinkedIn, emlak profesyonellerine belki de diğer sosyal medya kanallarından daha fazlasını vaat etmektedir. Bu platform kullanıcılarına sadece kendi ağlarını oluşturmaları için bir ortam sunmuyor, aynı zamanda kişisel markaları ve müşteri değeri yaratmaları için de imkan tanıyor.

Bu nedenle her gün daha fazla emlak profesyonelinin bu ağa dahil olduğu görülüyor.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Başarıyı Planla!


Bu yazımızda emlak profesyonellerinin verimli bir haftayı nasıl planlayabilecekleri üzerinde durmak istiyoruz. Özellikle bir gününüzü nasıl organize edeceğinize değinmek yerinde olacaktır.

İlk önce işin ne olduğu konusuna değinmek yerinde olacaktır. Verimsiz çalışan bir emlak profesyoneli ile ilgili en büyük sorun gün içerisinde ofiste çalışarak harcadıklarını söyledikleri zamanda gerçekte iş yapmıyor olmalarıdır.

Peki, nedir gerçek iş?  

Gerçek işi şu şekilde tanımlamak mümkündür;

  • Mevcut müşterilere hizmet etmek,

  • Yeni müşteriler bulmak,

  • Profesyonel gelişim,

İş tam olarak da bu üçünün birleşiminden oluşmaktadır. Eğer bu üç işi yapmıyorsanız gerçekte çalışmıyorsunuzdur. Sadece gününüzü geçiriyorsunuzdur. İşiniz zaten bunları yapmaktır, verimlilik dediğimiz de budur.

Şimdi bu sistemde işi oluşturan bu ana başlıklara örneklerle değinelim;  

Aktif Müşterilere Hizmet Etmek

Gününüzün ve haftalık rutininizin büyük bir kısmı, mevcut müşterileriniz için yaptığınız hizmetlerdir. Bunlar; listelerinizi oluşturmak için yaptığınız faaliyetler, alıcılarla yaptığınız ev ziyaretleri ve anlaşmalar sırasında yaptığınız tüm işlemlerdir. Bu aynı zamanda alıcı ve satıcılarla yaptığınız ilk toplantıları ve onları aktif alıcı ya da satıcı haline getirmek için yaptığınız çabaları da içerir. Bu sizin işinizin kalbidir.

Mevcut müşterilerinize yapmakta olduğunuz hizmetleri içeren bizim gerçek iş olarak nitelendirebileceğimiz işlere örnek olarak şunları verebiliriz;

  • Mevcut listelerinize (mal sahibi) haftalık iletişim,

  • Mevcut müşterilerinizle haftalık iletişim,

  • Satıcı ve alıcılarınıza yapacağınız sunumlar,

  • Mal sahipleri ile yapılan görüşmeler,

  • Alıcı müşterilerle yapılan görüşmeler,

  • Listenizdeki gayrimenkulün pazarlanması, fotoğraf  ve video çekimi, açıklamaların yazılması, ilan sitelerine konulması ve benzeri faaliyetler,  

  • Listenizdeki gayrimenkullerin gösterilmesi,

  • Alıcılar için evi göstermek amacıyla randevular düzenlemek,

  • Müşterilere evi göstermek,

  • Müşterileriniz için pazar araştırmaları ve analizleri yapmak,

  • Teklifleri sunmak,

  • Fiyatları müzakere etmek,

  • Portföyünüze yeni gayrimenkuller eklemek,

  • Portföyünüzü yeniden değerlendirmek, araştırmalar yapmak,

  • Uzmanlık bölgenizle ilgili saha çalışmalarında bulunmak,

  • Araştırma sorunlarını halletmek,

  • Alım satım işlemlerini yetkili kişiler ile çözümlemek,

  • İşlemlerin üzerinden geçme ve satış kapama süreçlerine katılmak,

Mevcut müşterilere hizmet vermek için ne kadar süre harcıyorsunuz? Tahmini zamanınızın %60’ı olmalı. Esasında haftanızın yarısından fazlasını mevcut müşterilere harcamalısınız.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Yeni Müşteriler Bulmak

Açıkçası işteki en büyük sorumluluklarınızdan biri işinizi geliştirme olanaklarıdır. Bu nedenle gününüzün, haftanızın ve ayınızın kalan kısmında müşteri portföyünüzü geliştirmelisiniz. Yeni müşteri yaratma, hizmetlerinize talep oluşturma kapsamına giren tüm aktiviteler bu kapsamda değerlendirilebilir.

Portföyünüzü geliştirmek için yapabileceğiniz aktivitelerin bazıları;

  • Eski müşterileriniz ile bağlantı kurmak,

  • Çevrenizdeki insanlarla bağlantı kurmak,

  • Bölgenizdeki esnafları ziyaret etmek,

  • Komşularınızla iletişimde bulunmak,

  • Doğrudan mailler göndermek,

  • Promosyon, tanıtım broşürleri göndermek,

  • Reklam çalışmaları hazırlamak,

  • Bölgeniz ve yönetmelikler hakkında sosyal medyada bilgilendirici içerikler yayınlamak,

  • Müşterilerinize sosyal medyadan mesajlar göndermek,

  • Sosyal medyada çevrenizin aktivitelerini kontrol etmek, beğeni, yorum ve paylaşım ile varlığınızı hatırlatmak,

  • Profesyonel iş ağı kurmak,Çevrenizdeki müşteri adaylarını takip etmek,

Tüm bu yeni müşteri kazanım aktivitelerine ne kadar zaman harcıyorsunuz? Tahmini olarak haftanızın %25’ini bu aktivitelere ayırmanız gerekir.

Profesyonel Gelişme

Bu kategori en geniş kategoridir. Ama temel olarak işinizde gelişmenizi sağlayacak profesyonel olmak adına yaptığınız her şeyi içermektedir. Bu aktiviteleri herhangi bir müşteri ile ilişkilendirmek mümkün değildir. Örneğin, pazardaki gayrimenkul envanterini takip etmeniz gerekir. Bunu sadece bir alıcı ya da satıcı için yapmanız gerekmez, bunu sadece sizin işiniz bir parçası olduğu için ve kendi alanınızı bilmeniz gerektiği için yapmalısınız. Eğer başarılı bir emlak profesyoneli olmak istiyorsanız yeteneklerinizi geliştirmeniz ve genişletmeniz gerekir.  

Profesyonel gelişim ile ilgili bazı verimli aktiviteler şunlardır;

  • Ofis toplantılarına katılmak,

  • Emlak profesyonellerinin gerçekleştirdiği gayrimenkul gezdirme turlarına katılmak,

  • Mevcut (alıcı/satıcı)listeleri gözden geçirmek,

  • Yeni listelerde yer alan büyük fırsatları gözden geçirmek,

  • Profesyonel okumalar; haberler, bloglar, kitaplar

  • Eğitim sınıflarına katılmak,  

  • Piyasa analizlerini okumak,

  • Teknolojiyi nasıl kullanacağını öğrenmek,

Bu işler için ne kadar zaman ayırıyorsunuz? Mevcut müşteriler ve yeni müşteriler için harcamadığınız her anı kendinizi geliştirmek için harcamalısınız. Biz, bir haftalık zamanınızın %10-15’ini bu iş için ayırmanızı, özellikle çok kitap okumanızı öneririz.

Mevcut müşterilerinize ve yeni müşterilerinizi hizmet etmek için daha fazla zaman ayırmalısınız tabii ki ama haftalık zamanınızın bir kısmını da yeteneklerinizi ve bilginizi geliştirmek için ayırmanızı öneririz.

Peki Verimli Olmayan İşler Nelerdir?

Bu sistem içinde yaptığınız işlemlerden nelerin iş olarak değerlendirilmediğini anlamak için bize ne önderlik edecektir? Bu aslında oldukça kolaydır. Aşağıdaki soruları sorarak o an verimli bir iş mi yoksa verimsiz bir iş mi yaptığınızı tespit etmeniz mümkündür;

  • Mevcut bir müşteriye mi hizmet ediyorum? Eğer cevabınız Evet ise, iş yapıyorsunuzdur. Hayır, ise 2. soruya geçiniz.

  • Yeni bir iş imkanı mı yaratıyorum? Eğer cevabınız Evet ise, iş yapıyorsunuzdur. Hayır, ise 3. soruya geçiniz.

  • Yeteneklerimi ya da bilgimi mi geliştiriyorum? Eğer cevabınız Evet ise, iş yapıyorsunuzdur. Hayır, ise sonuca geçiniz.

Sonuç: Bu yaptığım aktivite gerçek iş değil ise bunu neden yapıyorum?

Bu sizin kendinize sormanız gereken bir sorudur. Gerçekleştirmekte olduğunuz faaliyet mevcut müşterilere hizmet etmiyor, yeni müşteri kazandırmıyor ve yetenek ya da bilginizi geliştirmiyor ise neden onu yapıyorsunuz? Cevap, siz sadece işten kaçıyorsunuz çünkü, genellikle rahatınızı bozan, zor ve keyifli olmayan fakat yapılması gereken işler var ve siz kolaya kaçıyorsunuz. Siz bilirsiniz. Bütün gününüzü istediğiniz gibi geçirebilirsiniz. Ancak bütün gününüzü zamanınızı harcayarak geçirirken gerçekten iş yaptığınızı zannediyorsanız, kendinizi kandırmayın. İş yapmıyorsunuz.

İşte size bir gün içerisinde iş yapmadan geçen ama zamanınızı çalan bazı örnekler;

  • Diğer iş arkadaşları ile kahve molaları ve sohbetler,

  • Facebook’ta gezinti,

  • Kişisel mailler,

  • İnternette surf,

  • Kişisel işler,

  • Masanızı düzenlemek,

  • Televizyon karşısında zaman geçirmek,

  • Önemsiz yapılacaklar listenizi öncelikli olarak uygulamak,

  • Gereğinden uzun kişisel telefon görüşmeleri,

Şimdi, bu aktivitelerden bazılarını yapmak zorunda olabilirsiniz (kişisel işler gibi), bazıları gerçekten zararsız olabilir (iş arkadaşları ile sohbet). Böyle şeylerle kafanızı dağıtmak günün geri kalanında daha kolay konsantre olmanızı sağlıyor da olabilir. Hepimiz kahve molalarından faydalanıyoruz.  

Fakat burada anahtar, bu aktivitelerin iş olmadığıdır. Bu nedenle bütün günü bunları yaparak geçirip sonra da iş yaptığınızı sanmayın. Bütün gününüz bir mola olmasın. Mola ama neyin molası?

Geçen hafta emlak profesyonellerinin verimli bir haftayı nasıl planlayacağı, bir günü nasıl organize edecekleri üzerinde konuşmuştuk. Bugün de yazımızın ikinci bölümünde emlak uzmanlarının programlarını nasıl yönetecekleri üzerinde durmak istiyoruz.

Programınızı Yönetmek

Çoğu emlak uzmanı zamanını verimli bir biçimde kullanamıyor. Öncelik ile önemli işlerin birbirine karıştırılması ve idari günlük işlerin ne zaman yapılacağının bilinmemesi tam bir karmaşaya yol açıyor. Aslında pek çok profesyonel, yüksek düzeyde verimlilik elde edebilmek için her türlü sorunla mücadele ediyor. Ancak bu emlak profesyonelleri için daha da zorlu bir durum, çünkü emlak profesyonellerinin birbirinden farklı pek çok sorumluluğu var.

Emlak profesyonellerinin kendi önceliklerini kendinin belirlemesi gerekir. Birbirinden gerçekten tamamıyla farklı ihtiyaçları olan alıcı ve satıcılara hizmet etmeniz gerekir. Piyasanın önünde olmanız, toplantılara katılmanız, diğer emlak profesyonelleri ile iletişim halinde olmanız gerekir. Tüm bu stresli ve zorlu işler ile aynı anda başa çıkmanız gerekir. Temelde bir emlak uzmanı her hafta havaya attığı farklı topları yakalamaya çalışan bir jonglör gibidir 🙂

Peki böylesine stresli, talepkar ve kaotik bir ortamda zamanınızı nasıl yöneteceksiniz? Her zaman söylediğimiz gibi bir sisteme sahip olmanız ve o sistemi kontrol edebilmeniz son derece önemlidir. Programınızı siz kontrol etmelisiniz, programınızın sizi kontrol etmesine izin vermemelisiniz. Bu sektörde en verimli uzmanlar sürekli meşguldürler.

Sektördeki üst düzey uzmanlar yılda 50-60 anlaşma yapar ve aynı anda 30-40 liste ile uğraşırlar. Ancak zamanlarını  nasıl yöneteceklerini bildikleri için aynı hafta içinde çok sayıda işle baş edebilirler.

Bir de şu açıdan bakalım; hepimiz bir haftada aynı sayıda zamana sahibiz. Nasıl bazıları yılda 40 ev satabilirken bazıları sadece 5 ev satabilir. Verimli emlak uzmanlarının zamanı geri almayı sağlayacak zaman makineleri yoktur. Onların da diğer emlak uzmanları gibi kısıtlı bir zamanı vardır. Ancak bu kişiler zamanı nasıl daha iyi kullanacağını bilirler.

Peki sizden ne yapmanız bekleniyor? Çok basit. Bir yılınızı, bir ayınızı, bir haftanızı ve bir gününüzü planlayın. Hiç planınız olmamasındansa bir planınızın olması her zaman daha iyidir. Bu nedenle bir plan oluşturun. Olaylar gelişirken değiştirmeniz gerekir ise planınızı revize edebilirsiniz. Planınız varsa bir başlangıç noktanız olduğu için şanslısınız aksi takdirde herhangi bir sisteminiz olmadan bir acil durumdan diğerine koşarsınız.

Şimdi size zamanınızı daha etkin yönetmenizi sağlayacak bazı önerilerimiz var;

İlk olarak her gün beş dakikanızı gününüzü organize etmek için harcayın

Sabah kalktığınızda veya bir önceki günün sonunda beş dakikanızı bir sonraki günü planlamak için harcayın. Bu size ihtiyaçlarınız olan şeyleri önceliklendirme ve zamanınızı kontrol etme şansı verir. Aslında her haftanın başında, her ayın, her 3 ayın hatta her yılın başında zamanınızı planlamanız gerekir.

Örneğin, Ocak ayında oturup tüm bir yılı düşünmeniz gerekir. Bu bir yıl içinde çalışmayacağınız zamanları belirlemelisiniz, tatiller, resmi bayramlar, dini bayramlar ve izin günlerinize karar vermeli ve ajandanızda işaretlemelisiniz. Her 3 aylık dönemde, ayda bir ve özellikle de hafta başında bunu tekrarlamanız gerekir. 

İkincisi eğer programınız iyi gitmiyorsa kendinize bir ara verin

Mükemmel olmanız gerektiğini mi hissediyorsunuz. Ne kadar iyi bir profesyonel olursanız olun kötü bir gün geçirebilir; programınıza uyamayabilir, randevularınıza ara verip acil durumu ele almanız gerekebilir. Eğer böyle bir durum ile karşılaşırsanız o günü öylece geçirin programınıza bir gün sonra dönmeyi deneyin. Bu durumun tüm haftanızı mahvetmesine izin vermeyin.

Burada anahtar; programınızı bozan günün bir istisna olduğu, kural olmadığıdır. O gün programınızın bozulması her gün bozulmasına neden olmaz. Eğer her gün işinizi bölen bu tarz acil durumlar oluyor ise daha derine inmeli ve iş yönetim tarzınızı yeniden gözden geçirmelisiniz. Böyle bir durumda en iyi yapabileceğiniz şeylerin başında kitap okuyarak kendinizi rahatlatmanız olacaktır.

Üçüncüsü önemli şeyleri programınıza koyun

İşinizin en önemli parçası olan yeni müşteriler bulmak ve mevcut müşterilere hizmet etmek programınızda yer almalıdır. Bu iki ana madde listenizin yapılacaklar kısmında yer alan maddelerden biri olmamalıdır. Yapılacaklar listesi görevlerinizi önceliklendirmek için kullandığınız bir listedir. Yeni müşteri kazanımı ve eski müşterilere hizmet gibi önemli sorumluluklar yapılacaklar listenizde yer almamalıdır. Bu tür önemli sorumluluklar programınızda planlanmış randevular başlığı altında her ne olursa olsun o hafta içinde yerine getirilecek sorumluluklar olarak yerini alır. Bu onların yapılacağından emin olmanızın tek yoludur. İşinizi yapabilmeniz ve organize edebilmeniz için kritiktirler.

Peki programınızda neler olmalı? Bu tamamen sizin kişisel durumunuza ve ihtiyaçlarınıza bağlıdır. Fakat genellikle bir hafta içinde belirli süreleri işinizi yürütebilmek için yapmak zorunda olduğunuz bazı aktivitelere ayırmanız gerekir. 

Başarıyı planla yazı dizimizin üçüncü ve son yazısıyla sizlerleyiz. Bu yazımızda verimli bir haftanın nasıl planlanacağını ve bir emlak profesyonelinin bir haftada nelere zaman ayırması gerektiğini inceleyeceğiz. Burada verdiğimiz zaman dilimleri kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Zaman planlamasında size uygun değişiklikler yapabilirsiniz.

Yeni Müşteri Kazanımı ve Takibi (6 saat):

Yeni müşteri olasılıklarından istikrarlı bir şekilde faydalanmak istiyorsanız  gelişim için haftanın belirli bir süresini bu işe ayırmanız gerekir. Size önerimiz 3’er saatlik iki bölümü yeni müşteri kazanımı için ayırmanızdır. Bu bir gün dört saat başka bir gün 2 saat olarak uygulanabileceği gibi tüm haftaya eşit süreler olarak da dağıtılabilir. Bu zaman dilimi mevcut müşterilerinizle yaptığınız görüşmeleri kapsamaz. Bu süre içerisinde çevrenizi telefonla arayabilir, internetten gelen yeni müşteri potansiyellerinizi takip edebilir, yeni mail listeleri hazırlayabilir, eski mail listelerinizi gözden geçirebilirsiniz. Tüm bu zaman henüz müşteriniz olmayan alıcı ve satıcıları kazanmak için harcanmalıdır.

Haftalık Satıcı Takibi (2 saat)

Her hafta aktif satıcıları takip için belirli bir süre ayırmanız gerekir. Size önerimiz her Pazartesi öğleden sonra en az 2 saati listenizdeki satıcılara gayrimenkullerinin durumu hakkında bilgi vermek için iletişim kurabilirsiniz. Pazartesi uygun bir gündür çünkü, haftasonu evin satışı için bilgi vermek isteyeceğiniz bazı aktiviteler yapmış olabilirsiniz. Ayrıca üzerinden satıcıya bilgi vermek isteyebileceğiniz piyasa aktiviteleri ve gayrimenkul trafiği ile ilgili raporlar Pazartesi günü gelir. Harcayacağınız zaman listenizdeki gayrimenkul sayısına bağlıdır. Her satıcı için ortalama 15 dakikaya ihtiyacınız olduğunu düşünün. Listeniz ile ilgili harcadığınız diğer zamanların bu kapsamda sayılmadığını unutmayın. Bu zaman sadece satıcılarınızla gayrimenkulüne ait güncel bilgileri paylaşmak için harcadığınız zamandır.

Haftalık Alıcı Takibi (2 saat)

Aktif alıcılarınızı takip etmeniz için de bir zaman dilimi ayırmanız gerekir. Bu alıcılar gayrimenkul bakmaya başlayan mevcut müşterilerdir, potansiyel müşteriler değildir. Her hafta iki saatlik bir zaman dilimini örneğin Pazartesi günleri öğleden sonra satıcıları bilgilendirdikten sonra alıcıları da gördükleri evler ya da piyasadaki yeni evler veya piyasa konulları hakkında bilgilendirebilirsiniz. Bu süre sizin onlarla yaptığınız diğer konulardaki konuşmaları içermez, hafta içinde yaptığınız diğer telefon konuşmaları da bu süreye dahil değildir. Bu sadece listenizdeki mevcut alıcıların durumlarını takip için kullandığınız bir süredir.

Bölge ve Piyasa Analizi (5)

Uzmanlık bölgenizle ilgili çalışmalar haftalık programınızın en önemli görevidir. Bölgeniz sizin sermayenizi oluşturan portföyleri edinmenizi sağlar. Harita üzerinde bölgenizle ilgili haftalık saha çalışmasını içeren bir program yaparsanız verimli bir çalışmaya imza atmış olursunuz.

Altyapı çalışmalarından, yeni projelere, yeni iş yerlerine, yeni açılan marketlere vb. kısacası bölgenizdeki her hareketlilikten sorumlusunuz. Bu konuya iyi çalışmanızı özellikle öneriyoruz. Teknolojinin gelişimiyle ofis içinde boşa zaman harcamanıza gerek yok. Çıkın dışarı bölgenizde ki bir çay bahçesinde, pastahanede kahve için oturun, gözlem yapın.

Sizin balık tutmanız, kovanıza balık doldurmanız gerekiyor ki bunları müşterilerinize ve iş ağınıza pazarlayabilesiniz. Nerede görülmüş balığın kovaya kendiliğinden girdiği 🙂

Piyasa analizi ise bambaşka bir profesyonellik konusu içeriyor. Şundan eminiz profesyoneller ile geleneksel emlakçılar arasında büyük farklar var. Profesyoneller sadece müşteri ve portföy çalışması yapmazlar. Piyasanın seyrini değiştiren ve dalgalanmalara konu olan göstergeleri yakından takip ederler.

Peki nedir bu piyasa analizi?

Pazarda gerçekleşen alım-satım işlemlerini ve bunları etkileyen faktörleri tespit edip değerlendirmektir kısaca. Piyasa analizi, dışsal analiz ve  içsel analiz olarak iki kısımdan oluşur. İçsel analiz, emlak ofisinizin performansını ve gelişmesinin tespit etmek için kullanılır. Dışsal analizde ise sürdürülebilir bir başarı için yeterli bir donanıma ve programa sahip olunması gerekir. Dışsal analizde, müşteri, rakip, çevre ve pazar analizi konuları değerlendirilir. Dışsal analizin değerlendirilmesi sonrası piyasanın hangi yönde ilerlediği, fırsatların ve tehlikelerin neler olduğunu, nasıl bir strateji belirleyeceğinizi ve rekabet koşullarını içeren bilgilere sahip olursunuz.

Portföy Çalışması (3 saat)

Portföyünüzde bu hafta satabileceğinize inandığınız hangi ürünler var. Bunları bir listeleme yaparak reklam ve pazarlama faaliyetlerinizi belirlemelisiniz. Hızlı satış, zaman gerektiren, müşteri sınıflandırması, masraflı vb. kategorilere ayırdığınız listeniz sizin daha derli toplu çalışmanızı sağlayacak.

Şimdi bir emlak ilan sitesini açın ve bölgenizde satılık/kiralık/devren ilanların adetlerini ve türlerini excel tablosu oluşturarak kaydedin. Bu çalışmayı her hafta düzenli yapın. Pazarınızın pastasında yüzde kaçlık dilimi oluşturduğunuzu bu çalışmayla görebilirsiniz.

İlan ve reklam çalışmalarınızı kesinlikle ihmal etmeyin. Favori bir gayrimenkulünüz için özel bir reklam çalışması yapmalısınız. Dikkat çeken bir başlık, sosyal medya pazarlama kartları, el ilanları, yerel gazete ilanların hazırlanması gibi pazarlama faaliyetleri içinde mutlaka zaman ayırmalısınız. 

Haftalık Ofis Toplantıları ve Turlar (3 saat)

Profesyonel gelişim zamanlarınızda haftalık ofis toplantılarına ve envanter turlarına katılmalısınız. Bu sizin işinizde kullanabileceğiniz yeni ofis stratejileri, programları, araçları ve sistemleri hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlar. Bu aynı zamanda gününün çoğunu ofis dışında geçiren emlak profesyonellerine diğer meslektaşları ile karşılaşma ve bilgi paylaşımında bulunma, pazardaki son durum hakkında güncel bilgiler edinme imkanı tanır.

Haftalık Eğitim Olanakları (4 saat)

Her hafta işiniz ile ilgili yeteneklerinizi geliştirmek için bir takım eğitim aktivitelerine katılmalısınız.  Bu online bir eğitim olabileceği gibi sınıf içi bir eğitim de, her hafta iki saat iş ile ilgili bir kitap okuma da olabilir. Her ne olursa olsun her hafta  programınızda belirli bir zamanı profesyonel gelişiminiz için harcamanız gerekir.

Bu aktivitelerin tamamı programınızda olmalıdır. Çünkü bu aktivitelerin hepsi önemlidir. Programınıza koymamanız halinde bunları yapmayı atlayabilir, bunlar yerine gereksiz işler ile uğraşabilirsiniz. Bu aktivitelerinizin akışı ve mevcut müşterilerinizle kurduğunuz iletişim açısından son derece önemli. Bu aktiviteleri gerçekleştirir ve belirlenen süreleri uygulamayı atlamaz iseniz umuyoruz başarılı olursunuz. Bunları programınıza eklemeli ve yapmalısınız.

Tüm bu söylediklerimiz, 40 saatlik haftanın 25 saatini kapsıyor. Yaklaşık günde 5 saat ayırmanız gerekiyor.  Bu bazılarına çok bazılarına az görünebilir. Ama bu 25 saatte neler başarmış olacağınıza bir göz atalım;

  • İşinizin sürekliliği için gerekli olan haftalık müşteri kazanımı faaliyetlerini gerçekleştireceksiniz.

  • Alıcı ve satıcılarınızı mutlu etmek ve sizinle bağlantılarını korumak için onlar için özel zaman ayıracaksınız.

  • Sizi güncel tutacak ve şirkette neler olduğu hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacak ofis toplantılarına katılacaksınız.

  • Yeni ofis envanterini göreceksiniz.

  • Bölgenizin gerçek bir uzmanı olacaksınız.

  • Piyasadaki dalgalanmaların nedenlerini bilecek ve ona göre stratejiler belirleyeceksiniz.

  • Haftalık eğitimler işiniz hakkında daha fazla bilgi sahibi olmanızı ve gelişmenizi sağlayacak.

Tüm bunları yaptığınız zaman başarılı ve verimli bir hafta geçirmeyi garantilemiş olacaksınız. Bu 20 saat ve fazlasını harcadığınız sürede yeni müşteri olasılıklarını değerlendirecek mevcut müşteriler ile bağlantı kuracak ve profesyonel anlamda gelişiminizi sağlamış olacaksınız.

Peki 40 saatlik haftanın geri kalan 25 saatinde ne yapacaksınız. Bu geri kalan işler için harcadığınız planlanmamış zaman diliminizdir; alıcı randevuları, yeni satıcılarla görüşmeler, ev soruşturmaları, kapanış işlemlerinin tamamı bu zamana dahildir. Tüm bunlar da tabii ki iştir. Ancak bu işler sizin kendinize göre zaman ayarlamanız ile yapılacak işler değildir. Bu işlerde alıcı ya da satıcı müşterilerinize bağımlısınız, randevuları onların ajandalarına göre ayarlamanız gerekir. Bu nedenle bu tür işler her an ortaya çıkabilir, bunları planlamak zordur. Ancak diğer işlerinizi planladığınız için bu işler de aksamadan ilerileyecektir.

Buradaki fark da tamamen bundan kaynaklanmaktadır. Siz programınızın sizinle ilgili kısmını planladığınız için programınıza uymanız daha kolay olacaktır. Eğer potansiyel müşterilerin kazanımı  ve mevcut müşterilerin takibi ile ilgili aktivitelerinizi planlamamış olursanız müşteri görüşmeleriniz tüm zamanınızı alabilir ve onları hiçbir zaman yapamayabilirsiniz. Bu nedenle bu aktivitelerin programınızda olması son derece önemlidir. Bunlara zaman ayırabilmek için yeri geldiğinde diğer işlerinizi kısa tutmanız gerekebilir. Programınızın bu aktiviteleri içermesi onların sizin için öncelikli olduğu anlamına gelir ve sizin onlara odaklanmanızı sağlar. Aksi takdirde diğer işler tüm zamanınızı alır ve başka bir şey yapacak zamanınız kalmaz.

Başarı sadece bir kaç konudan oluşmamaktadır. Farklılıklara ve yeniliklere, deneyime ihtiyacı olan bir konudur başarı. Başarılı olmak isteyen ya da başarılarının sürdürebilir olmasını isteyen emlak profesyonellerine sitemizde yayınladığımız faydalı içerikleri özellikle takip etmelerini tavsiye ediyoruz.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Niş Pazarlama: Başarılı Satışların Arkasındaki Tek Gerçek

nis-pazar-1.png

Niş Pazarlama Nedir?

Dalgıç ve Leeuw’un (1994) çalışmalarında bahsettikleri gibi, II. Dünya Savaşı sonrası yaşanan toplumsal gelişmelerden biri de; çalışan kadınlarla birlikte çocuksuz ve çift gelirli ailelerin sayısının artması, bunun neticesinde de kişilerin kendilerine daha fazla zaman ayırabilmeleriydi. Bu durum, kişilerin marka sadakatinin kırılmasına ve sonuç olarak da kitlesel pazar anlayışının parçalanmış, bireyselleşmiş pazar anlayışına yönelmesini sağlamıştır. Zaman içinde oluşan bu parçalanmış pazarlardan daha küçük pazarlara geçiş yaşanmış ve bu küçük pazarlar niş pazarlar olarak adlandırılmıştır.

Sizi, bölgenizdeki diğer tüm emlak profesyonellerinden ayıran nedir? Bu soruya vereceğiniz cevap yıldız olabilmenizin önemli bir parçası. Uzmanlar için niş pazarlama bölgenizde emlak piyasasında hizmetin az olduğu alanlarda hizmet sunmak demektir.

Bu alan bölgenizdeki bankaların ya da kredi kuruluşlarının ellerinde olan ve satmak istedikleri konutlar olabileceği gibi, yeni projelerdeki lüks evler de olabilir. Bir uzmanlık alanına odaklanma yeteneğiniz size sadece tüm enerjinizi bir alanda yoğunlaştırma imkanı sağlamayacak aynı zamanda daha yüksek kalitede iş yapma imkanı sunacaktır.

Bu yazımızda niş odaklı konut pazarlamayı ele alacağız. Uzmanlık alanları arsa, ticari, turistik gayrimenkul türleri olan emlak profesyonelleri konumuzda ki benzerliklerini kendi uzmanlık alanları için geliştirip uygulayabilirler.

Şimdi kısaca niş pazarlama ile emlak piyasasında yıldız olmanızı sağlayacak ip uçlarına bakalım;

Boşlukları Doldurun

Her ne kadar bölgenizde çok sayıda emlak şirketi ya da emlak profesyoneli olsa da hala hizmet verilmeyen bir müşteri grubu olabilir. Eğer bu boşluğu doldurarak piyasada belirli bir pazarı ele geçirebilirseniz, yeni müşterilerle çalışma şansını da yakalamış olursunuz.

Niş alanlar;

  • Bakımsız Gayrimenkuller,

  • İpotekli / Hacizli Gayrimenkuller,

  • Yazlık Evler (villa) / İkinci Evler,

  • Tarihi yerler,

  • Yeni evliler,

  • Boşananlar,

  • Memurlar,

  • Eğitim kurumları (öğretmen, öğrenci, görevliler),

  • 55 Yaş üzeri müşteriler,

  • Genç müşteriler olabilir.

Değerinizi Kanıtlayın

Sadece sizin bu niş alanında en iyi olduğunuzu söylemeniz yeterli değil, bunu kanıtlamanız gerekmektedir. Bu sizin kendi topluluğunuz içindeki insanları tanıyabilmeniz için derine inmeniz, bölgenizin alanlarını belirlemeniz ve kendi yerel ağınızı inşa etmeniz ile başlayacaktır.

Yerel işletmeler ile sürdürülebilir iletişim sağlayın ve yerel festival ya da fuarlarda kartınızı, broşürünüzü dağıtın, tanıtımınızı yapın. Pazarlama planınız çalışmak istediğiniz niş alana odaklanmalı. Yazlık evler ile ilgili bir alana odaklanmak istiyorsanız sahil kasabalarındaki yerel esnaf ile iletişime geçin. Çiftlik almak ya da satmak istiyorsanız yerel hayvan sahipleri ile görüşün.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Niş alanınızın hedef kitlesine uygun insanlar ile tanışmalı ve onlara ne yaptığınızı anlatmalısınız. Onlara aradıkları çözümleri sunma konusunda ne kadar iyi olduğunuzu planlı ve hedef kitleye odaklanmış medya stratejileri ile gösterebilirsiniz.

Daha Spesifik Olmaya Çalışın

Lüks gayrimenkul alım satım işlemleri ile uğraştığınızı söylemek biraz belirsiz bir ifadedir. Hangi tür lüks gayrimenkullerin satışını yaptığınız konusunda daha spesifik olmalısınız. Daha niş alanlar seçmeli ve onları ifade edebilmelisiniz. Milyon dolarlık geniş alanlara yayılan gayrimenkuller mi satıyorsunuz yoksa sadece lokasyonu nedeni ile değerli olan yalılar mı satıyorsunuz?

Daha da önemli olanı belirlediğiniz bölgeden ne kadar iş çıkarabilecek olmanızdır. Hedef kitleniz 55 yaş üzeri müşteriler iken bölgenizdeki müşteri profili 30’lu yaşlarda olan kişiler ise umutlarınızın gerçekleşme ihtimali düşüktür.

Bunun yanı sıra Antalya sahil şeridi gibi binlerce denize sıfır sahil evinin olduğu bir yerde çalışıyorsanız yazlık ev alım satımı üzerine niş pazarlama çalışması yapmak zordur. Çünkü sahilde pek çok ev varken yapacağınız denize sıfır reklamları niş bir pazarlama olmayacaktır. Geniş kapsamlı emlak yönetimi hizmeti sunulan kiralık tatil evleri sitesi ya da villalar üzerine uzmanlaşmayı düşünebilirsiniz.

Diğer bazı niş kategoriler ise şunlardır;

  • Apartman daireleri,

  • Şehir merkezleri,

  • Yeni projeler,

  • Lüks evler,

  • Doğa evleri,

  • Sahil evler,

  • Manzaralı evler.

Yerel Uzman Olmak

İlk kez ev almak isteyen kişiler kendilerine sadece mevcut evleri göstermek yerine çevredeki yerler hakkında da bilgi verecek, rehberlik edecek yerel bir uzman ile çalışmak isterler. Niş pazarlama alanınız da güvenli olabilmeniz için yerel bir uzman olmanız gerekir.

Eğer niş alanınız ilk kez ev alan insanlar ise müşterileriniz için bilgi çeşmesi olmanız gerekir. Nereden mobilya alabileceklerinden, en leziz döneri nerede yiyeceklerine kadar pek çok konuda sizden bilgi isteyebilirler. Hangi alanda niş pazarlama yapmak istiyorsanız o alanın uzmanı olmak zorundasınız.

Kendi alanınızda yerel uzman olmayı çevrenizdeki topluluklara katılarak kolaylıkla sağlayabilirsiniz. Bu çok çeşitli yollardan bazıları;

  • “Emlak Dünyasına Giriş” veye “Emlak Çiftliği” isimli bir oturum düzenleyerek yakın çevrenizdeki insanlara emlak hakkında genel bilgiler verebilirsiniz.

  • Okullarda Kariyer Günlerinde konuşabilirsiniz.

  • İnternet sitenize bilgilendirici makaleler koyabilirsiniz.

  • Yerel festivallere katılabilirsiniz.

  • Organize edeceğiniz barbekü partisine konuklarınızı davet edebilirsiniz.

Gerçekten İstediğiniz Şey İçin Çabalayın

Para niş bir pazar için tek ölçüt olmayacaktır. Tabii ki lüks emlak piyasasında çok fazla kişinin çalışması ancak bir kısmının başarılı olması bu nedenledir. Seçtiğiniz niş pazar, gayrimenkulleri ve insanları ile sizin seveceğiniz bir pazar olmalıdır.

İletişim kuramayacağınız müşteri tiplerinin ya da tam olarak anlamadığınız gayrimenkullerin bulunduğu bir pazarda rahat edemeyeceğiniz gibi başarılı da olamazsınız.

Örneğin; size kaliteli müşteriler getireceğini düşünerek bir golf topluluğunu kendinize hedef kitle seçtiniz. Ancak golfu sevmiyor ve onu oynayan kişilerin hayat tarzlarını beğenmiyorsunuz. Müşterilerinizle sadece onların ilgi duyduğu şeyleri konuşamazsınız. Onlarla konuşurken aynı zamanda keyif almanız gerekir. Aksi takdirde sahte davrandığınız izlenimi oluşur ki bu zaten sizi başarısızlığa götürür.

Niş pazarlar seçerken gerçekten zevkle keyifle yapabileceğiniz alanlar seçin. Alıp satmaktan keyif aldığınız ve tutkuyla bağlı olduğunuz gayrimenkul türleri üzerinde çalışmayı tercih edin. Sevdiğiniz bir şeyi keyifle yaparsınız bu da müşterinize yansır ve sizi başarıya götürür.

Bağlantılar Kurmaya Devam Edin

Bir emlak profesyonelinin işi hiçbir zaman bitmez. Her görüşme, her yeni tanıştığınız kişi bağlantı kurmak için yeni imkanlar sunar. Sizi daha fazla kişi tanıdıkça ve ne iş yaptığınızı bildikçe daha çok kişi size yönlendirilir. Bu da daha çok müşteri kazanmanızı ve dolayısıyla gelirinizin artmasını sağlar.

Pek çok emlak profesyoneli önemli kariyer bağlantıları kurmaya daha çok odaklanır. Yerel emlak birimlerinin toplantılarına katılmak diğer sektör profesyonelleri ile bağlantılar kurmak tabii ki önemlidir. Ancak yerel bağlantılar kurmak da aynı derecede önemlidir.

Topluluğunuzdaki insanlarla iletişim kurmanın en kolay yolu yerel sporlardır. Eğer sporda iyi değilseniz bölgenizdeki tiyatroda birkaç oyun izlemeyi deneyin. Topluluk ile paylaşabileceğiniz bir ilgi alanı bulun. Sizi insanlarla yakınlaştırarak kaynaştıracak ve yeni iş alanları açacak bir ilgi alanı bulun.

Kendi Bölgenizi araştırın

Belirli bir alanı niş alanınız olarak belirlemeden önce kendi bölgenizi iyice araştırın. Hizmet vereceğiniz alanda kaç alt bölüm var? En iyi okullar hangileri? Lüks evler ya da yalı daireleri için geniş bir pazar var mı?

Unutmayın! sadece işi bilmeyenler suya balıklama dalar. Belki de suyu biraz test etmek gerekmektedir. Bölgeyi kontrol edin, ev sahipleri ile hangi alanlarda hizmet olmadığını düşündüklerini konuşun. Sonra kendi araştırmanızı yapın, eğer niş bir alan olduğunu tespit ederseniz o alanı doldurun.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Etkili Emlak Bülteni Hazırlama Rehberi

th-gayrimenkul-yatirimi.png

Bugün artık pek çok emlak firmasının belirli aralıklarla müşterileri ile, belirli haber içeriklerini paylaştıklarını görüyoruz. Bu içerikler firmadan firmaya değişse de genellikle hizmetlerini ve ellerindeki gayrimenkullerin bir kısmını öne çıkararak tanıtmayı amaçlıyor.

Pazarlamanın etkin yöntemlerinden biri olan bu yöntem hem müşterinin aklında her daim kalınmasını sağlıyor hem de içeriğindeki haberlerin niteliğine göre müşterinin gözünde uzmanlığınızı artırıyor.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Siz de sosyal medya pazarlaması için enerji harcayıp zaman ayırıyor ve bu tarz emlak bültenlerini müşterileriniz ile paylaşıyorsanız maillerde uyguladığınız stratejiyi tekrar gözden geçirmek faydalı olacak.

Bültenlerin içerikleri mail pazarlama kadar önemlidir. Eğer yaratıcı ve müşterinizi harekete geçirecek içeriklere sahip değillerse müşterinizin üzerinde olumlu imaj yaratmaya çalışırken olumsuz bir imaj yaratmanıza neden olabilirler.

Stratejik olarak iyi planlanmış ve güzel dillendirilmiş bir bültenin sosyal medya mesajlarından daha çok etki yaratması beklenir.

Emlak bültenlerinde okunurluğu artırmak ve okuyan kişilerin size müşteri olarak dönmesini sağlamak için dikkat edilmesi gereken bazı konulara değinmekte fayda var;

Bültenlerinizi Gönderirken Kişisel Bir Email Kullanın

Çoğunlukla pazarlama listenizdeki isimlerin bir kısmı yüz yüze tanıştığınız kişiler değildir. Maillerinize daha iyi cevap alabilmek için maillerinizi kişiselleştirilmiş mailinizden atın.

Bültenlerinizi satış@x.com, info@x.com gibi genel adreslerden göndermediğinize emin olun. Kişisel mail yerine bu tür adreslerden gönderilen maillere müşteriler geri dönüş yapmak istemez. Bu durum bültenlerinizin havuzdan gönderildiği izlenimi yaratır. Bu da müşterinin sizden uzaklaşmasına neden olur.

Pazarlama bültenleriniz için farklı bir mail kullanmak isteyebilirsiniz. Ancak mutlaka bir isim ve soy isim içersinler. Çünkü “noreply” olarak gelen mailler müşterilerin maillerinizi kişisel almamalarına ve çok düşük geri dönüş oranlarına neden olacaktır.

Bültenin sonundaki imzanızı da kişisel tutmaya özen gösterin. Mailinizde minimum link vermeye özen gösterin sadece sizin kendi mail adresiniz ya da şirket sitenize erişim yeterli olacaktır. Çok link vermeniz maillerinizin istenmeyen mailler (spam) bölümüne düşmesine ve hiç kullanılmamasına neden olacaktır.

Konu Bölümünü Kişiselleştirin

Bülteninizi alacak olan kişilerin ilk görecekleri yer konu bölümü olacaktır. Dikkat çekebilmek için bu bölümü kişiselleştirmeniz gerekir. Ekteki iki örneği karşılaştırın;

Örnek 1:
“Çeşme’deki emlak fiyatları artacaktır.”

Örnek 2:
Nazım, Çeşme’deki emlak fiyatlarının bu çeyrekte yükselmesini bekliyoruz.”

Konu alanının kişiselleştirilmesi okunmayı artırmakta ve bültenin %20 daha fazla açılmasına neden olmaktadır.Araştırma firması Marketing Sherpa tarafından yapılan bir araştırmaya göre bu şekilde konu bölümünde kişinin ismi eklenerek kişiselleştirilmiş emailler %5 daha fazla açılmakta ve okunmaktadır.2013 yılında Experian Araştırma firması tarafından yapılan bir araştırmaya göre alıcının isminin konuya eklendiği emailler diğer emaillere göre 6 kat daha fazla cevap almıştır.

Aksiyona Çağıran İçerik Yaratın

Bülteninizi alacak kişilerin reaksiyonlarını öngörmeye çalışın. Bülteni göndermeden kendinizi onların yerine koyun ve empati kurun. Bülteninizi okuduklarında ne elde edecekler?

Eğer elde edecekleri satış amaçlı promosyonlar, listeler ve benzeri şeyler ise bülteniniz büyük ihtimalle silinecek ve çöpe gidecektir.

Emlak bülteninizi göndermenizin amacı portföyünüzde ki tüm gayrimenkulü öne çıkarmak olmamalı. İstediğiniz onların bu bülteni okumaları, cevaplamaları, harekete geçmeleri, bülteni arkadaşları, yakınları ve çevreleri ile paylaşmaları olmalı.

Bülteniniz emlak ile ilgili blog yazıları, pazar istatistikleri, ilgi çekici ve bilgi veren ipuçları içermeli. Öyle bir şey olmalı ki insanların aklında sizin markanız ve sizin bölgelerindeki en uzman emlakçı olduğunuz kalmalı. Bölgenizde emlak dendi mi akıllarına sizi getirmeli. Hizmetinize ihtiyaç duyacakları bir durum ortaya çıktığında bültenlerinizin görevini iyi icra etmesi sonucu akıllarına ilk siz gelecek ve ilk sizi arayacaklardır.

Peki, nasıl içerikler yazacaksınız? Öyle içerikler yazmalısınız ki müşterilerinizin henüz bilmediği ama onları ilgilendiren konular olmalı. Siz onların emlak piyasasındaki kaynağı olmalısınız. İçeriklere bakarken bu gözle bakabilirsiniz.

Yeni bir lüks bir apartman ya da ticari bir kompleks açılıyorsa onunla ilgili bilgi verebilirsiniz. Lüks apartman dairesi ise fiyatlar ve imkânlardan, halk için yapılan bir yerse örneğin bir park gibi hizmetler ve çevresindeki yerlerden bahsedebilirsiniz. Eğer ticari bir kompleks ise, örneğin bir alışveriş merkezi içerisinde yer alan markalar ya da sunulan hizmetlerden bahsedebilirsiniz.

Satışa yönelik olmayan sadece bilgi vermek amaçlı müşterilerinizin ilgisini çekebilecek her şeye yer verebilirsiniz. Çevrenizdeki restoranlar, alışveriş yerleri, dış mekân aktiviteleri, kendi uzmanlık alanınız ile ilgili büyüme hacimleri, yeni satılan evlerin fiyat aralıkları, gayrimenkul yatırımları ve ev satın alma üzerine bazı ipuçları içeren makaleler bülteninize koyabileceğiniz konulardır.

Bu tür konular sanki müşterinizle karşılıklı sohbet ediyormuşsunuz gibi bir izlenim yaratır. Müşteriniz sizi sanki sokakta gördüğü bir komşusu gibi düşünmeye başlar. Komşularımızla da buna benzer sohbetler yapmaz mıyız?

  • İlkokulu restore ediyorlarmış, duydunuz mu?

  • Evet, zaten çok eski geliyordu.

  • Yeni spor kompleksi de ekleyeceklermiş.

  • İşte bu harika olur. 

Siz onların emlak kaynağısınız unutmayın.

Sohbet Eder Gibi Bir Üslup

Bülteninizi okuyan insanların en son isteyeceği şey sıkıcı, kuru emlak metinleridir.Sizin emlak bülteniniz gayri resmi bir dille yazılmalıdır. Amaç bilgilendirmek, ilgi çekmek ve eğlendirmektir. Bahsettiğiniz konudan, bültenin sonuna kadar sadece tek bir kişiyle konuşuyor gibi yazmalısınız. 

Harekete Geçmeye Zorlayın

Bülteninizi okuduktan sonra okuyucularınızın ne yapmasını istiyorsunuz? Bu soru bülteninizin kapanışı için sizin kendi kendinize sormanız gereken bir sorudur. Bu sorunun cevabına göre sosyal medyada paylaşım için her bir sosyal medya uygulamasının butonunu koyabilir. Kendi sitenizin linkini verebilir yada sosyal medya hesaplarınıza yönlendirebilirsiniz. Bazı örnekler verecek olursak;

Ücretsiz evinizin değerini öğrenin.
Evinizin finansmanı ile ilgili aklınız mı karıştı? Biz çözümleri biliyoruz.
Müthiş mi buldunuz arkadaşlarınız ile paylaşın.
Rüya evler listemizi gördünüz mü?

 Stratejik Bir Konu: Bültenin Sıklığı

Bülteniniz için en önemli konulardan biri de sıklığıdır. Çok sık göndermeniz halinde bıkacakları gibi çok ender gönderirseniz de akılda kalıcılığı azalacaktır. Bülteninizin sıklığına karar vermeden önce aşağıdaki istatistiklere bakabilirsiniz;

Hafta sonları gönderilen mailler müşterilerin %17 daha olumlu dönüşü ile sonuçlanmaktadır. Hafta içleri mail gönderimi için en uygun saatler sabah 08:00-10:00 ya da öğlen 15:00-16:00’dır.Pek çok mail sabah açılsa bile öğleden sonra okunmaktadır.

Bu istatistikler sizin bülteninize uyabilir ya da uymayabilir ancak göndericiye ulaştığı zaman size gelen alındı mesajlarından ve müşterilerin cevaplarından kendi istatistiklerinizi çıkarabilirsiniz.Müşterilerinizi mail bombardımanına tutmayın haftada bir en fazla iki gün bülten gönderimi yapın.

Dengeyi Kurmak

Emlak piyasasının dijital pazarlama alanına her gün biraz daha ilgi göstermeye başladığı günümüzde sosyal medya ya da internet üzerinden pek çok bilgi paylaşılmaktadır. Tüm bu bilgi paylaşımları arasında kaliteli bültenler sağlayarak müşterilerinizin ilgisini çekmek ve onlara ulaşmak mümkündür. Önemli olan bültenlerinizi sağlam konumlandırarak dengeyi kurabilmektedir.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Unutulmaz Satış Kapama Hediyeleri İle Müşterilerinizde Bağlılık Yaratın

images

Siz ve müşteriniz sonunda satışı gerçekleştirdiniz. Hafta sonları yapılan ev gezmeleri, yığınlarca kağıt işi, stresli dakikalar, çeşitli kontroller ve pazarlıklar artık sona erdi. Sonunda sevinçle bağırabilirsiniz: Satıldı.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Başarılı geçen bir satış işleminden sonra müşterinizin size karşı bağlılık hissetmesini sağlayacak en güçlü yol iletişimi sürdürmek olacaktır. Akıllı emlak profesyonelleri satış sonrası verilen hizmetleri işinin önemli bir parçası olarak görür. 

Bu deneyimi en güzel şekilde sonlandırma yolu müşterinize güzel bir hediye vererek, bu deneyimin ve sizin akıllarında kalmasını sağlamak olacak. Size fikir vermek açısından bu makalemizde farklı hediye önerilerini paylaşmak istiyoruz. Sıradan bir teşekkürden çok daha fazlasını ifade edecek olan bu önerilerden beğendiğiniz herhangi birini müşterileriniz için alabilir veya müşterinizin zevkine göre değişik hediyeler düşünebilirsiniz. Hediye paketinin içerisine el yazınızla yazacağınız kutlama mesajını koymayı sakın unutmayın.

Kişiselleştirilmiş Ev Eşyaları

Müşterinize ilginç bir tablo, satranç takımı, şık bardak takımı gibi ev eşyaları veya battaniye, yastık gibi diğer dekoratif eşyalar hediye etmeyi düşünebilirsiniz. Bu hediyeler her ne kadar demode bir hediye gibi gözükse de müşterileriniz için yeni evlerine taşınırken kullanışlı bir hediye olacaktır. Özellikle ev hanımlarının kullanabileceği hediye türünü bulabilirseniz daha faydalı olur.

Bir başka çok kullanılan hediye tipi ise duvar saatleri. Özellikle üzerine ailenin soy isimi yazdırılarak kişiselleştirilebilecek şık duvar saatleri müşterilerin çok hoşuna gidecek ve kendilerini özel hissetmelerini sağlayacaktır.

Bazı emlak firmaları hediye bardakların üzerine logo çalışması yaptırıyor. Ancak bu pazarlama amaçlı bir hediye olarak görüleceği için bu yöntemi kullanmamak gerektiğini düşünüyoruz. 

Yeni Evlerine Uygun Bir Hediye

Yeni evlerine uygun bir hediye alarak teşekkür etmekten çok yeni evinize hoş geldiniz hediyesi almış oluyorsunuz. Bu müşterilerinizin hem hoşuna gidecek hem de hoş bir anı olarak kalacaktır. Bu tür hediyelere en iyi örnek kişiselleştirilmiş bir kapı çelengi ya da paspas olabilir.

Resim ya da Fotoğraf Albümü

Bir ressamla anlaşarak ailenin dijital bir fotoğrafını kara kalem ya da renkli bir resmini çizdirip armağan vermek güzel bir hediye olabilir. Resim yeni evlerinin duvarında asılı duracak ve gördükçe sizi hatırlayacaklardır.

Resim yaptıracak kadar zamanınız yoksa güzel bir fotoğraf albümü alarak onlara armağan edebilirsiniz. Albümün içine satışın yapıldığı gün çekilmiş bir resmi ve sizi hatırlatan ufak bir notu da koyabilirsiniz.

Hayır Kurumlarına Bağış Yapın

Vermek almaktan daha iyidir, diye düşünerek müşterileriniz adına satış sonra bağış kurumlarına bağışta bulunabilirsiniz. Daha çok çocuklarla ilgili faaliyetlerde bulunan bağış kurumlarının seçildiği bu tür bir hediyede, kuruma bağış yapıldığına dair alınan küçük bir notu müşterileriniz ile paylaşmanız onların kendilerini daha iyi hissetmelerine neden olacaktır. Toplum için bir şey yapıyor olmak firmanızın kimliği ve kültürü hakkında hem kurum içerisindekilere hem de müşterilerinizde iyi bir izlenim yaratacaktır.

Aylık Abonelik

Müşterilerinize bir kerelik bir hediye almak yerine onlara bir süre kullanacakları bir abonelik de hediye edebilirsiniz. Bu hediye bir dergi ya da gazete aboneliği olabileceği gibi başka bir abonelik de olabilir. Aboneliği boyunca müşteriniz sizi ve sunduğunuz hizmeti hatırlayacaktır.

Şık Brr Kitaplık

Okumayı seven bir aileye satış yaptıysanız onlar için en anlamlı hediye kitaplarını dizecekleri şık bir kitaplık olacaktır.  Online alışveriş sitelerinde çeşit olarak zengin, ekonomik kitaplıklar mevcut. Kitaplığınızı okuma lambasıyla tamamlamayı unutmayın.

Bisiklet

Villa tarzı gayrimenkul satışlarında en çok tercih edilen hediye çeşidi bir bisiklet almaktır. Müşteriniz sporla iç içe bir yaşam sürüyorsa bu hediyeye gerçekten çok sevinecektir.

Hediye olarak hangi hediyeyi seçerseniz seçin yapmış olduğunuz bu jest müşterinin sizi unutmamasını sağlayacak böylece sizin ve hizmetinizin aklının bir köşesinde kalmasını garantilemiş olacaksınız.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Başarılı Emlak Profesyonelliğine Giriş


Emlakçılıkta nasıl başarılı olunur?

Emlakçılık işiyle uğraşmak her şeyden önce çok yönlü bir kariyer. Yetenek parçalarının birleşmesiyle başarı basamaklarını hızla tırmanmanız kaçınılmaz olacak. Bir kısmınız piyasa sihirbazı, bir kısmınız pazarlamacı, bir kısmınız satış elemanı, bir kısmınız müzakereci, bir kısmınız teknolojik ve bir kısmınız aynı zamanda bir yığın işle uğraşmaktır.

Emlakçılıkta başarılı olmanın ilaç niteliğinde bir çözümü yok, fakat eğitim, tutarlılık, planlı ve hedef odaklı çalışma, odaklanma, satış ve pazarlama zekasıyla sektörde kendinize iyi bir yer edinebilirsiniz.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Emlak profesyonelliğine giriş

  • Emlakçılığa profesyonelce yaklaşın, bir hobi veya ek iş olarak görmeyin

  • Bölgeniz ve uzmanlık alanınızı seçin

  • Hem  portföye hem alıcılara/ satıcılara odaklanın

  • Saatlerinizi verimli çalışmalarla doldurun

  • Zamanınızın çoğunu bölgenizde saha çalışmalarıyla geçirin

  • İyi bir yorumcu iyi bir hikaye anlatıcısı olun

  • Performansınızı ölçün ve değerlendirin

  • Somut ve zaman odaklı hedefler koyun

  • Yerel pazarlama alanınızdaki trendleri, çalışmaları ve raporları araştırın

  • Hafta sonları da çalışabileceğinizin bilincinde olun

  • İlk altı aylık süreç için kenarda birikmiş bir miktar paranız olsun

  • Her zaman dinamik ve coşkulu olun

  • Pedalı her zaman çevirin, daha iyisini aramaya başlayın ve durmayın

  • Reklamcılık konusunda bilgi edinin

  • İşinize ve eğitiminize yatırım yapın

  • Her zaman burnunuz iyi koku almalı özellikle fırtınalı havalarda

  • Yönetmelikler hakkında her zaman güncel olun

  • Kendinize ait bir bütçe oluşturun

  • Mesleki kitapları okuyarak kendinizi geliştirin

  • Emlak sektöründeki şirketleri ve iş dünyasındaki itibarlarını, başarılarını araştırın

Ağınızı İnşa Edin

  • Sosyal bir çevreye dahil olun

  • Bölgenizdeki emlakçı topluluklarına katılın

  • Tapu, belediye, noter gibi kurumlarda devlet memurlarını tanıyın

  • İlgilendiğiniz ve desteklediğiniz organizasyonlara katılın

  • Karşılaştığınız her kişiye potansiyel müşteri gözüyle bakin

  • Eski müşterilerinizle kişisel olarak iletişimde kalın

  • Onlara her an ulaşabileceğiniz bir yapı oluşturun

  • İtibarınızı kalite odaklı olarak koruyun, nicelik odaklı değil

  • Profesyonel kişiliğinizi benimseyin

  • Sektörel organizasyonları destekleyin, aktif görevler üstlenin

  • Arkadaş canlısı olun ama profesyonelliğinizi koruyun

  • İş arkadaşlarınızla aranızda bir arkadaşlık inşa edin ve bunu koruyun

  • Meslekte başarılı olan danışabileceğiniz kişileri bulun

  • Sizden daha tecrübeli olan profesyonellerden fikirler alın, deneyimlerinden yararlanın

  • Bulunduğunuz bölgede emlak sektöründeki üst düzey yöneticileri ve meslek sahiplerini (mimar, inşaat mühendisi vb.) araştırın, arkadaş olun ve konuşun

Teknolojiyi Kabullenin

  • Markanızı oluşturmak için kişisel bir web sitesi edinin

  • Akıllı telefon, tablet, laptop sizin olmazsa olmazlarınız, mutlaka bu üçlüye sahip olun

  • Listelemelerin, müşterilerin ve pazarlıkların tutulduğu bir veri tabanı programı kullanın

  • Yeni alıcı ve satıcılara sahip olmak için yurt dışı ilan sitelerinde varlığınızı gösterin

  • Nasıl SEO yapılmalı öğrenin

  • Emlak ilan sitelerini inceleyin, bölgenizdeki ilanları raporlayın

  • Mesleki mobil uygulamalara sahip olun, nasıl kullanılır öğrenin

  • Önde gelen sosyal medya sitelerinde kendinize bir profil oluşturun

  • Emlak haber ve blog yayını yapan siteleri takip edin

  • Excel, Word, Power Point ve sektörel programları iyi kullanabilmek için kurslara katılın

  • Bulut tabanlı, diğer mobil cihazlarınızlada uyumlu bir ajanda uygulamasına sahip olun

  • Gelişmekte olan trendlerle paralel ilerleyebilmek için konferanslara, toplantılara katılın

  • Sosyal medya ve ağlarda kendinizi abartmadan pazarlayın, ölçülü olun

  • Akıllı telefon kullanımı ve mobil teknoloji konusunda iyi bir seviyeye gelin

  • Dijital pazarlamayı etkili kullanın

  • Video pazarlamasını keşfedin

  • Teknolojiden korkmayın!

Emlakçılık işine başlamak ve bu işte başarılı olmak için neler gereklidir, sizin fikirlerinizi de merak ediyorum.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Portföyünüze Ekleyeceğiniz Gayrimenkulü Değerleme Teknikleri


Emlak profesyonellerinin bir numaralı sermayesi, bölgelerindeki satılık/kiralık gayrimenkulleri portföylerine dahil etmeleridir kısaca. Portföy, kazançlarına direk etki eden en önemli saç ayaklarından biri durumundadır. Fakat bir takım yanlış değerlendirmeler sonucu, portföyüne aldıkları herhangi bir gayrimenkulün kendilerine nasıl bir zarar verdiğinin farkında bile değildirler.

Değerlendirme kriterlerine göre hesaplanmayan bir gayrimenkulü portföylerine dahil ettiklerinde, enerji,  motivasyon, psikolojik direnç, rahat satabileceği diğer gayrimenkulleri ıskalama, masraflar, güvensizlik, boşa harcanan zaman başta olmak üzere tüm bireysel olumsuzlukları da yaşamış olurlar.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Bizler sırf bu olumsuz durumu yaşamama adına portföyümüze bir gayrimenkulü eklerken gerçekten ince eleyip sık dokuyoruz. Emlak profesyonelleri, kariyer basamaklarını başarılı bir biçimde inşa edip ilerlemek istiyorlarsa, işlerinin tek sermayesi olan portföy oluşturma tekniklerini çok iyi öğrenmesi ve bu konuda sürekli olarak kendilerini geliştirmeleri gerekir. Bu üzerinde durduğumuz gerçekten bizler için çok önemli bir konu.

Emlak sektöründe faaliyet gösteren emlak firmalarının portföy oluşturma teknikleri incelendiğinde, firmaların çalışma tarzlarına göre değişkenlikler gözlenir. Kimi mal sahibi ile direk temas kurarak, kimi ilanlardan mal sahibine ulaşarak, kimi de, çok tasvip edilmeyen, “kapı kapı dolaşma” sistemiyle portföy oluşturur. Bu arada çevre faktörünü de unutmayalım.

Gayrimenkul sektöründe portföy oluştururken, görece olarak hangi usulün tercih edildiğine bakmaksızın, dünyada ve ülkemizde de kabul görmüş, değişkenlik göstermeyen, 4 temel değerlendirme tekniğini sizlerle paylaşmak isteriz. Bu teknikleri sürekli olarak geliştirin ve deneyim sahibi uzman kişilerden de eğitici bilgiler mutlaka alın.

Maliyet Tekniği: Kısaca, bir bina veya yapının hiçbir talep görmese bile, alıcının binanın değerini bilmese bile yapının gerçek bir değeri vardır. Bu değer belirli bir zaman için geçerlidir. Gayrimenkulün zaman içerisinde, fiziksel ve çevre faktörlerinden dolayı yıpranması, kullanışlılık ve ekonomik açıdan demode olması, değer kaybına yol açacaktır. Daha genel bir ifadeyle, bir gayrimenkulün, bina değerinin hiçbir zaman yeniden inşa etme maliyetinden fazla olmayacağı kabul edilir.

Gelir Getirisi Tekniği: Bir gayrimenkulün değeri, gelir getirisine göre hesaplanabilir. Ancak gelir getirisi hesaplanırken, ilgili gayrimenkulün, genel giderler, işletme maliyetleri, vergiler ve yatırım harcamaları hesaplandıktan sonra gayrimenkul gelir değeri hakkında karar kılınır.

Geliştirme Tekniği: Değerlemesini yapacağınız gayrimenkulün, mevcut faaliyetinden farklı olarak, başka bir uygulama üzerinde geliştirilmek istenen projenin, yatırımcı tarafından incelenmesi ve elde edilecek gelirlerin karşılaştırılmasının yapılması tekniğidir.

Pazar Değeri ve Karşılaştırma Tekniği: Gayrimenkul piyasasında en kabul görmüş değerleme tekniğidir. Basit ve sistemli olmasından ötürü bu değerleme tekniği sıkça kullanılmaktadır. Bir gayrimenkul değerlemesini yaparken, daha önce belirlenmiş, emsal niteliği taşıyan gayrimenkulün değerine göre yapılır. Bu teknik bizimde uyguladığımız piyasada son derece etkin kullanılan bir tekniktir.

Yukarıda kısaca incelediğimiz değerleme tekniklerini uygularken bir takım kriterlerin gözden kaçırılmaması gerekir. Ticari, turistik, arsa ve konut değerleme kriterleri mevcut piyasa şartlarına göre değişkenlikler gösterebilir. Aşağıda konut değerlemesi ile ilgili değerleme etkenlerini inceleyeceksiniz.

-Bina yaşı, metrekaresi, bakım durumu,

-Binanın bulunduğu alanın özellikleri (çocuk parkı, otopark, alış-veriş merkezi vs.)

-Cephe durumu,

-Ulaşım kolaylığı ya da zorluğu,

-Kat bilgisi, toplam daire sayısı, bir kattaki daire sayısı

-Bölgeye göre değişkenlik gösteren ısınma/soğutma modeli,

-Manzara değerlendirmesi,

-Ada, parsel, pafta, yüzölçümü ve varsa ipotek gibi gayrimenkulün tapu bilgileri,

-Gayrimenkulün bulunduğu bölgenin yapısı,

-Ödeme şartları,

-Gayrimenkulün boş yada kiralık olduğu,

-Site içerisinde ise güvenliğin durumu,

-Aidat giderleri,

-Balkon durumları (var-yok, geniş, dar, uzun vs.)

-İnşaat yapı malzemeleri kalitesi,

-Zemin etüdü,

-Depreme dayanıklılığı.

Daha fazla detay için: Gayrimenkul Değerleme tıklayınız…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Her Danışmanın Okuması Gereken İlham Verici Sözler!


Meşgul dönemlerde ya da işlerin seyrek olduğu zamanlarda her daim motivasyonu yüksek tutmak zor olabilir. Emlakçıların satış kariyerini, başarılarını ruhsal durumları büyük ölçüde etkilerken, sizin de kimi zaman her insan gibi duygusal çöküşler yaşamanız mümkün.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Fakat bu gibi anlarda doğru tavrı takınarak kendinizi toparlayabilir, devam edecek gücü bulabilirsiniz. Bu noktada size yardımcı olması için 10 motive edici sözü derledik. Her gün okumayı, ders çıkarmayı unutmayın!

Satış yapmayı bırakın, yardım etmeye başlayın.’ – Zig Ziglar

Gayrimenkul danışmanlarının elinde yaptıkları işle müşterilerinin hayatını gerçekten değiştirme fırsatı var. Bu yüzden  sadece satış yapan değil, aynı zamanda problemleri çözen kişi olmak size her zaman daha iyi sonuçlar sağlayacaktır. Mesele müşterinizi bir eve yerleştirmek değil, mesele onları doğru bir eve yerleştirmek. Daima müşteri odaklı olun, para değil.

Reklamların satışları arttırdığı gibi, satışlar da reklamınızı yapar.’ – Michael Schudson

İşinizi her alanda sağlam tutmak, yıl boyunca pazarlama çalışmalarınızı sürdürmek hayati önem taşıyor. Bunun en iyi yanı ise siz pazarlamaya odaklanırken gerçekleştirdiğiniz satışlar daha çok iş yapmanızı sağlıyor. Mutlu müşteriler yaratın, yorum – referans isteyin. Bunları sosyal medyada ve diğer mecralarda kullanın.

Başarı azimle gelir, güçle değil.’ – Samuel Johnson

İşler yolunda gitmediği zaman bu sözü aklınızın bir köşesinden geçirin. Kimi zaman başarısız olsanız dahi sebat etmeye devam etmeli, çalışmayı sürdürmelisiniz. Yoğunlaşarak gösterdiğiniz çabaların sonunda istediğinizi elde edeceksiniz.

Yapamayacaklarınızın, yapabileceklerinizi engellemesine izin vermeyin.’ – John Wooden

Söz konusu emlak işinizi pazarlamak olunca işler kısa sürede değişebilir. Sonuçta siz bir gayrimenkul danışmanısınız, pazarlamacı değil. Nasıl bir pazarlama stratejisi oluşturacaksınız? Bir yazar değilken nasıl blog yazıları oluşturabilirsiniz? Fark etmeniz gereken şey bunların hepsini bir arada yapamayacağınız. Okuyarak, video izleyerek ve deneyerek daha fazlasını öğrenin. Acemi seviyedeki yeteneklerinizi geliştirmeye bakın.

Fırsatlar çoğu kişi tarafından kaçırılır çünkü tulum giymiştir ve çalışmaya benzer.’ – Thomas A. Edison

Çoğu zaman yeni bir işe başlamaktan gözümüz korkar. Ancak unutmayın ki çok çaba gerektiren işler genelde yapmaya değer olan işlerdir. Bununla baş etmeye hazır olun.

Öne geçmenin sırrı başlangıç yapmaktır.’ – Mark Twain

Aslında Mark Twain’de Edison’la temelde aynı şeyi söylüyor. Bir zorluğu başarmak için önce başlamanız gerekiyor.

Bugün haftanızın en üretken günü.’ – Mark Hunter

Asla ertelemeyin ve her gününüzü en üretken gününüz olarak kabul edin. Bugün yapacağınız işin faydalarını yarın görmeye başlayacaksınız.

Bir şeylere asla vakit bulamazsınız. Eğer zamana ihtiyacınız varsa kendiniz yaratmalısınız.’ – Charles Robert Buxton

Evet, meşgulsunuz ve bunu reddetmiyoruz. Fakat hayatımızdaki diğer kişiler gibi biz de gerçekten yapmak istediğimiz şeyler için vakit yaratmalıyız. Örneğin işletmenizin başarısını mı istiyorsunuz? Öyleyse işinize gerçek anlamda vakit ayırın.

Sizi hatırlamak müşterinizin işi değil. Asla unutulmamak sizin görev ve sorumluluğunuz.’ – Patricia Fripp

Müşteri hizmetleri bir firmayı tepeye çıkarabildiği gibi dibe de vurdurabilir. Bir gayrimenkul danışmanı olarak müşterilerinizle geçireceğiniz bire bir vakit çok önemlidir. Bir insanla geçirdiğiniz her bir saniye önem arz ediyor. Müşterilerinizin gelecekte size  ihtiyaç duyduklarında gelmelerini hatta yakınlarına da sizi önermelerini sağlamanın yolu onlara vakit ayırmanız olacaktır.

Satış takip ettiğiniz bir şey değildir, müşteriye hizmet etmek için uğraşırken ortaya çıkandır.’ – Anonim

Başta söylediklerimizin aslında aynısıyla bitirelim. Neden mi? Çünkü günün sonunda emlak sektöründeki başarınız aslında müşteri memnuniyetine bağlıdır. Onları mutlu etmek ve hayallerini gerçeğe dönüştürmek tamamen sizin elinizde. Asıl odak noktanız bu değilse yanlış yoldasınız demektir.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Emlak Sektöründe Sorun Çözümü İçin; “Einstein Gibi Düşünmek”


Emlak dünyası, büyük resmi görenler için aslında içerisinde sonsuz sayıda değişik durumu barındırır. İnsanlara ve müşterilerin duygularına yönelik yaptığınız bu iş, tamamen onlara ve onların tepkilerine bağlıdır. Dolayısıyla teknolojinin sürekli değişim göstermesine bağlı olarak insanların ihtiyaçlarının ve yaşam şekillerinin de değişiklik göstermesi, emlak sektörünün de bu değişime ayak uydurması veya bu değişimin öncüsü olması zorunluluğunu doğurur.

Bu kadar değişim odaklı bir sektörün elbette ki sorunları da boldur. Emlak broker ve danışmanlar, her yıl çeşitli sorunlar ile karşılaşırlar ve bunların çoğu da sektörde uzun soluklu iş yapabilmek ve tutunabilmekle ilgilidir. O zaman emlak sektöründe faaliyet gösterenlerin üzerine eğilmesi gereken konulardan biri de sorunların nasıl çözülebileceğine dair olmalıdır.

Bu haftaki kitap makalemiz, sorunların çözümünü bulabilmek ve onların üstesinden gelebilmek için “beynini en çok kullanan adam” olarak kabul edilen Einstein’in bakış açısından değerlendirme yapan “Einstein Gibi Düşünmek” olacak. Yazarımız ise Scott Thorpe.

Bu Kitap Size Ne Verecek?

Alman kuramsal fizikçi Albert Einstein, dünyanın en ünlü denklemi E=mc²’yi formülleştirdi, kuantum teorisinin gelişimine katkıda bulundu ve ömrü boyunca üç yüzden fazla bilimsel makale yayımladı. Dünya onu dâhi olarak anmaya devam ediyor. Biz, bu kitap ile birlikte, elbette ki onun kuramlarının ve fiziğin derinliklerine inmeyeceğiz. Onun başarılarını elde etmekteki güçlü kararlılığını ve strateji geliştirip hedefleri gerçekleştirirken hayal gücünü nasıl kullandığını anlayacağız.

Ömrünü otoriteye direnip kişisel özgürlükleri destekleyerek geçiren Einstein, bu ideallerini tehdit edenlere fedakârca göğüs gerdi. Bu kitapta Einstein’ın büyük bilimsel gizemleri çözerken benimsediği eşsiz yaklaşımı, sıra dışı fikirlerini ve kişiliğinin bütün yönlerini şekillendiren etkenleri keşfedebilirsiniz.

Einstein, hepimize dünyaya bambaşka bir çerçeveden bakmayı, büyük düşünmeyi, otoriteye meydan okumayı ve sorgulamaktan asla vazgeçmemeyi öğretiyor. 

Bu kitapta, en zorlu sorunlarınızı çözmek için ilginç teknikler öğrenebilirsiniz. İş dünyasından ebeveynliğe, yaratıcılıktan ilişkilerinizi geliştirmeye varan günlük sorunlara yönelik etkileyici çözümler bulabilirsiniz.

Kuralların Dışına Çıkmak

“Sosyal çevrenin önyargılarına aykırı fikirleri çok az kimse ılımlı bir şekilde ifade edebilir. Çoğu insan bu tür fikirleri üretmekten bile acizdir.” – Albert Einstein

Yazar, Einstein’in bakış açılarından en önemlisini, kuralların dışına çıkarak düşünmek şeklinde yazıyor. Ona göre eğer bir sorunu çözemediyseniz, bir takım kurallara takılmışsınızdır ve bu nedenle sorunun çözümüne yönelik bir ipucu yakalama şansınız olmamıştır.

Aslında hayatımız kurallarla doludur. Hepimiz; normal hayatımızda, iş hayatımızda, aile hayatımızda kurallara uyum sağlayarak yaşarız. Ancak Einstein’in bakış açısına göre bazen bu kuralları aşarak düşünmek gerekir. Çünkü kurallar, belli fikirlerin tekrarlanması neticesinde oluşur. Sürekli tekrarlanan bu fikirler kurala dönüştüğünde, artık karşısına çıkan diğer fikirleri tamamen görmezden gelir. Farklı düşünememek ise sorunlara yönelik çözüm üretme kabiliyetimizi engeller.

Emlak sektöründe yaşadığımız sorunları düşündüğümüz zaman, onların üstesinden gelebilmenin aslında Einstein’in bakış açısı ile sağlanabileceğini keşfederiz. Henüz kişisel ağını oluşturmamış sektöre yeni girenlerin bu aşamayı nasıl atlatacağı, yoğun rekabetin içinde sıyrılabilmek için yenilikçi pazarlama seçeneklerinin nasıl üretileceği ve sektörde uzun yıllar tutunabilmek için ne tür stratejiler geliştirilebileceği, Einstein’in bu bakış açısı ile çok daha kolay hale gelebilir.

Bazen ürettiğimiz yeni bir fikir, iş hayatımıza, hatta tüm sektöre hayati çözüm olanakları sunabilir. Unutmayın ki Einstein’in bilgi seviyesini değil, problem çözme yeteneği onu ilerletmiştir. Onun kanıtladığı E=mc2 formulü, aslında tarihin derinliklerinde uğraşılan bir meseleydi. O, pek çok bilim insanının bakış açısı ile bu formül üzerinde başarıya ulaşamamışken, sınırların ve kuralların dışına çıktığında yeni olanı keşfetmesini başarmıştı. Yani o zamana kadar birçok parlak kişi çözüme yaklaşmış, fakat bir kuralın varlığı yüzünden başarıya ulaşamamıştı. Bunu delen Einstein oldu.

Yenilikçi Bakış Açısı

“Bir şeyi tekrar tekrar deneyip farklı sonuçlar almayı ummak kadar belirgin bir delilik işareti yoktur.” – Albert Einstein

Bu bakış açısının bir şirket yönetimindeki izlerine bakmak gerekir. En güç probleminizi çözebilmek için bazen en değer verdiğiniz kurallardan birine karşı çıkmak zorunda kalabilirsiniz. Kitapta bu konuda bize bazı örnekler sunuluyor.

Henry Ford, Ford T’lerin seri üretimiyle bir servet kazanmıştı. Ama bu modelin üretimini bir kural haline getirmesi yüzünden aynı serveti kaybetmenin eşiğine gelmişti. Rakipleri giderek zenginleşen orta Einstein’ın Sırrı sınıfa hitap eden süsleme ve seçeneklerle donatılmış arabalar üretiyordu artık. Henry kendi kurallarına karşı çıkamadığı için siyah Ford T’leri üretmekte direterek pazar payını kaybetti.

Einstein, okul hayatında davranış sorunu olan biriydi. Kendiliğinden kurallara karşı gelme ve dışınaçıkma eğilimi gösteriyordu. Biz bunu davranış sorunu olarak nitelendiriyoruz, çünkü biz okul eğitimimizden iş hayatımıza ve sonraki yaşamımıza kadar belli kurallara uyum sağlayarak yaşamanın peşindeyiz.

Şimdi bir düşünün. Yeniliğe ihtiyacımız olduğunu, emlak sektörüne bu açıdan bakılması gerektiğini savunuyoruz. Ancak gerçekten fark yaratan bir bakış açısına sahip olmak ile yenilikçi görünmek arasında farklar vardır. Bunu kitaptaki bir örnek ile destekleyelim:

 Yenilenmeye ihtiyacı olan kuruluşlar bile yeni düşüncelerin cesaretini kırarlar. Eğer bir toplantıda birisi çıkıp çılgınca bir öneride bulunursa, kimse, ‘Aman, böyle orijinal bir fikir bizi yeni bir çözüme götürebilir’ demez. Bunun yerine gözlerini çevirip tartışmaya geri dönerler. Bize kuralları öğrenmek, kullanmak ve saygı göstermek öğretilmiştir.

Farkı anladınız mı?

Sorunlara Çözüm Bulma Yöntemleri

Soru olmazsa yanıt da olmaz. Yanıtlara ve çözümlere ulaşmamızın nedeni iyi sorular sormamızdır.” – Albert Einstein

Kitapta, sorunları halletmek bağlamında, Einstein’in bakış açılarından kazanabileceğimiz diğer bir şey de soru sormak olarak karşımıza çıkıyor. Her sorunun başka bir yanıtı ve çözümü beraberinde getirebileceğini belirten yazar, soruları ve cevapları listelemenin önemine de değiniyor.

 Çözümlemek istediğiniz birden çok probleminiz varsa hepsi üzerinde yeterli çalışmayı yapamayacak olsanız bile yazın. Sadece bir problem listesini düzenli olarak gözden geçirmek bile ilginç fikirlere esin kaynağı olabilir. Çoğu problem, dikkat yetersizliğinden ötürü çözümsüz kalır. Dikkatimizi zor problemler üzerinde yeteri kadar toplamazsak bir çözüm kıvılcımı çakmaz.

 Zihnin sadece sizin bir çözüm isteyip istemediğinizi bilmesi yeterlidir. Bir problemi düzenli olarak düşündüğünüzde, bu yaptığınız onu kısaca gözden geçirmek bile olsa, beyninize bir çözüme gereksinim duyduğunuzu hatırlatmış olursunuz. Nöronlarınız birbirleriyle konuşmaya başlar ve en sonunda bazı yanıtlar bulununcaya kadar bu iletişimi sürdürürler.

Sorunların çözümünü bulmaya yönelik olarak kitapta belirtilen yöntemlerden bir diğeri, kendinize motivasyon kaynağı bulmanız ile ilgilidir. Çözüm bulmanız için kendinize bir motivasyon seçmeniz gerekir. Eğer çözmek istediğiniz problemi tamamladıktan sonra elde edeceğiniz motivasyonu bilirseniz, sorunu çözmeye daha iyi odaklanabilirsiniz. Motivasyon, bazen sadece bir sorunu çözmenin verdiği haz olabileceği gibi bazen de elde edilecek bir ödül veya başarı olabilir.

Peki, ya Einstein’ınki neydi?

 Bir seferinde Einstein ve asistanına bir kağıt ataşı lazım olmuştu. Ama sadece kullanılmış ve bu yüzden eğilip bükülmüş bir ataş bulabilmişlerdi. Einstein bunu düzeltmeye yeltendi ama bunun içinde bir alet lazımdı. Bu kez de büroda uygun bir alet aradılar. Alet ararken bir kutu ataş buldular. Einstein kutudan bir ataş aldı ve onu eski ataşı düzeltmek için kullanabileceği şekle sokmaya çalıştı. Asistanı ona artık ellerinde bir kutu ataş varken neden hala eski ataşı düzeltmeye çalıştığını sordu. Einstein şöyle cevap verdi: ‘Önüme bir kere bir hedef koydum mu, beni döndürmek çok zorlaşır.’ İşte bu, büyük çözümler üretmek için gerekli olan kararlılıktır. İyi bir fikri bir yanıta dönüştürmek zaman ve çaba gerektirir.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Emlak Müşterilerinin Sınıflandırılması


Gayrimenkul sektöründeki emlak alıcılarının sınıflandırılması, belli başlı müşteri davranışlarının analizi sonucunda ortaya çıkmış ve biz emlak broker ve danışmanlarının izlemesi gereken yol haritasını belirlemesinde önemli rol oynamıştır.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Bu sınıflandırmanın her iki taraf içinde en önemli kazancı, zaman ve enerjinin gerekli bir şekilde kullanılmasına fayda sağlamasıdır. Bu açıdan konuya yaklaştığımız da, belli başlı bazı müşteri davranışları sonucu ortaya çıkan müşteri tiplerini derledik.

Genel Alıcılar

Aileler, çalışan çiftler, yeni evlenecekler, alım gücü yüksek şirket sahipleri gibi kişilerin oluşturduğu, emlak sektörünün çoğunluğuna hitap eden emlak alıcılarıdır. Bu tip müşteri grupları belirli bir birikime sahip olmakla birlikte, genellikle banka kredileri vasıtasıyla borçlanarak emlak sahibi olmaya çalışır.

Almak istedikleri gayrimenkulün, iş yerlerine, okul, hastane, alış-veriş gibi sosyal hayatın daha aktif olduğu bölgelerde olması öncelikli tercih sebebidir.

Hızlı Alıcılar

Tayin, atama, iş değişikliği, çocuklarının üniversiteleri için şehir değiştirmesi gibi durumlarda veya kendi gayrimenkulünü yeni satmış acil bir mülke ihtiyacı olan ya da uzun zamandır emlak almak isteyen ve ne istediğini iyi bilen, gerekli hazırlığını tamamlamış emlak alıcılarının oluşturduğu müşteri gurubudur.

Zaman kısıtlaması sebebiyle birden fazla emlak profesyoneli yerine, tek bir emlak profesyoneli ile çalışmayı tercih ederler. Bazı istisnai durumların dışında çoğunlukla emlak broker/danışmanları ile çalışırlar. Tam da bizlerin istediği müşteri tipidir.

Ciddi Alıcılar

Bu sınıfa dahil olan emlak alıcıları, daha sakin, acele etmeden, zamanı olan, karşılaştırmalı metodu benimser.  Emlak piyasasındaki pek çok emlak ofisiyle iletişim halindedir. Satın alma kararlarının zaman aldığı, düşünme süreçlerinde ilginin devamlı korunması amacıyla emlak profesyonellerinin yakın temas kurma zorunluluğunun olduğu ( telefonla irtibat kurma, isteklerinin değişikliğini sorgulama, yeni taleplerinin olup olmamasını öğrenme vs.) müşteri gurubudur.

Bu tip müşteriler arasında karşımıza çıkan detaylardan birisi de çoğunluğun, kendi emlaklarını satmadan önce, emlak piyasasını öğrenme ve takip etme amacında olduğunu görürüz. Ya da kendi emlaklarını satma planını oluştururken, yeni alacakları mülkün şartlarına göre alım kriterlerini ayarlamaya çalışırlar.

Kelepir Alıcılar

Bu bir yatırımcı olabileceği gibi, sıradan, sadece dip fiyatlara emlak sahibi olmak isteyen kişilerden oluşan müşteri gurubudur. Genellikle emlak profesyonellerinin komisyonlarını vermek istemezler, itiraf etmek gerekirse en sevilmeyen müşteri gurubu diyebiliriz. Finansal açıdan sıkışmış çaresiz insanları bulmayı umut ederek sizinle görüşürler.

Doğru gayrimenkulü gösterdiğiniz halde bile onaylamakta zorlanırlar. Gayrimenkulün değeriyle ilgili “sorun yok, hallederiz” deseler bile, alım güçlerinin yeterli olup olmadığını anlamakta zorluk çekeriz.

Yatırım Amaçlı Alıcılar

Bu müşteri gurubuna dahil olan emlak alıcıları, gayrimenkulün daha uzun vadede değer kazanmasıyla ilgilenir. Almak istediği gayrimenkulün uzun süre sorunsuz, güvenli ve yıpranmayacak özelliklerinin olmasını ister. Genellikle az veya hiç tadilat masrafı olmadan, müşterisi sıkıntısı yaşamayacağı ve büyük kurumsal firmalara rahat kiralayabileceği ticari gayrimenkulleri tercih ederler. Ve ya bölgenin parlayan yıldızı neresiyse orada arsa toplama eğilimi gösterirler. 

Bu guruba dahil müşteriler, yapmış oldukları yatırımın amorti süresini çok iyi hesap ederler. Bu amorti süresi ve prim yapma hızı onları heyecanlandıran tek alım sebebidir.

Al-Satçılar

Bu tip emlak müşterileri, daha hızlı alım-satımlarda daha ufak karları düşünerek hareket eder. Finansal değişimleri takip ederek (döviz kurları, durağanlık gösteren piyasa hareketleri vs.) fırsatları yakalamaya çalıştıkları gibi, ucuza alıp, bir takım masraflar yaparak (şerefiye) almış olduğu gayrimenkule değer kazandırıp satış yapmak isterler.

Emlak profesyonellerinin müşteri portföyünde mutlaka bulunması gereken gerçek alıcılardır. Bu müşteri gurubu, durgun piyasada oluşan hareketsizliği bozmanızı sağlar. En önemli müşterileriniz bu guruptadır. Müşterilerinize kupon emlaklar sunarak, hem müşterinize, hem de size sürekli bir gelir modeli yaratmış olursunuz.

Burada dikkat etmeniz gereken tek püf noktası, bölgenizdeki kupon emlakları herkesden önce bulmanız ve müşterinizi kazanacağı gelir konusunda çok iyi bilgilendirmeniz olacaktır.

Geziciler

Emlak profesyonellerinin hayati önem taşıyan zamanını ve enerjisini çalan, amaçsız, ne istediğini bilmeyen, kimi zaman sırf gezmek için emlak profesyonellerini uğraştıran, müşteri de diyemiyoruz, insan tipidir.

Bölgede ne dolaşmadık bir yer ne de uğramadıkları bir emlak ofisi kalmamıştır. Kararsızlıkları ve istediklerini bilmeyecek kadar kafa karışıklıkları herkesi bezdirmiştir. Profesyonel bir danışmanlık almak yerine emlak profesyonellerini direk aradan çıkarma girişiminde bulunurlar. Yer gösterme sözleşmesi yapmadan hareket etmemenizi öneririz.

Bu tip insanların, özellikle ev alma konusunda ciddi alıcı olup olmadığını şu yazımdaki soruları sorarak aldığımız cevaplar ölçüsünde, davranışlarıyla olan uyumu karşılaştırarak anlayabiliriz.

Bu sınıflandırmalara sizin de ilaveniz olursa benimle paylaşır mısınız?

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Fark Yaratan Emlak Pazarlaması: QR Kodları

IMG_2314

Eğer bir gayrimenkul pazarlama sürecini QR kodları kullanarak pazarlamıyorsanız, büyük bir pazarlama fırsatını kaçırmakla kalmıyor, gerçek dünya ve sanal dünya arasındaki uçurumdan aşağı düşüyorsunuz demektir.

Milyonlarca insan akıllı telefon devrimine katılımı Steve Jobs ile gerçekleştirdi. Bu teknolojik devrim emlak sektörüne hızlı bir giriş sağladı. QR kodları bu teknolojik devrimin bir göstergesi niteliğinde olup, yenilikçi, yaratıcı ve en etkili pazarlama araçlarından birisi oldu.

Artık hiç bir şey emlak sektöründe eskisi gibi değil, yepyeni teknolojik gelişmeler bizlere çok faydalı bir o kadar da zaman kazandırıcı araçları sunuyor.

Bizim istediğimizde bu değil miydi zaten?

QR kodu nedir?

Türkçe karşılığı çabuk tepki olarak da adlandırabileceğimiz QR kodları veya Quick Response kodları, kareler şeklinde düzenlenmiş ve ürün bilgilerini kodlamak için kullanılan iki boyutlu bir barkod olup genellikle kare beyaz fon üzerinde siyah renk motiflerinden oluşur.

Akıllı mobil telefon veya tabletlere uygulama aracılığı ile indirilen ve mobil cihazların kamerası tarafından taranan, ziyaretçileri, sizin hakkınızda daha fazla bilgi sunan bir videoya, sizin belirlediğiniz herhangi bir web sayfasına, özel oluşturduğunuz bir reklam çalışmasına, QR kod ilanının olduğu yerden bulunduğunuz ofisi tarif edecek navigasyona, bir resime veya bir sayfaya yönlendirir.

QR kodları zaten doğrudan el ilanları, tabela, satılık/kiralık gayrimenkul, kartvizit, film afişleri ve şehir hakkında vb. ziyaretçilere bilgi sağlamak için çeşitli yollarla kullanılmaktadır. 

QR kodları yazılımcılar tarafından farklı kodlarla yazıldığında kaç kez tıklandığını izleyerek istatistiki bilgiler edinmekte mümkün.

Akıllı mobil cihazlarına sahip 3 milyar kişiden fazla insanın bu kullanışlı kodları kullanarak etkileşime geçecek olması yaratıcı emlak pazarlama dehaları için büyük bir potansiyel oluşturmaktadır. 

QR kodları emlak pazarlama için nasıl oluşturulur?

  • QR kodları oluşturmak, sınırsız, basit ve ücretsizdir.

  • Sadece baskı için yaptıracağınız basılı ürünlere yani tabela, kartvizit, antetli kağıt, broşür vb. materyallere ücret ödersiniz.

  • Öncelikle akıllı mobil cihazınıza ihtiyacınız olan ücretsiz uygulamayı indirmekle işe başlayabilirsiniz. Bu uygulamalardan bazıları şunlar:

QR Code Reader (Android)

QR Reader– QR Code Reader and Scanner – (İOS)

  • QR kodlarını oluşturmak için ücretsiz bu hizmeti veren web sitelerine kayıt olmanız yeterli.  

– generator.com

– visualead.com

– zxing.appspot.com 

(bu linkte çok basit ve sizi hiç uğraştırmadan QR kodları hazırlayabilirsiniz.)

  • Yukarıda örnek link olarak verdiğimiz Türkçe dil destekli web sayfalarındaki yönergeleri izleyerek çok kolay QR kodları oluşturup emlak pazarlamasına başlayabilirsiniz.

QR kodunun emlak pazarlamasına sağladığı faydalar

  • Mal sahiplerini sizinle çalışmaya teşvik etmek, satış sürecini hızlandırmak için yenilikçi bir araç olarak QR kodlarını gayrimenkul pazarlamasında kullanabilirsiniz.

  • Basit tasarımı, kolay ve gerçek hayata entegreli QR kodları ile pazarlama araçları içinde çok etkili sonuçlar alırsınız.

  • Direk satış odaklı olduğu için, 24 saat sizin için çalışan bir satışçı rolündedir.

  • QR kodları ile profesyonel olarak hazırladığınız etkili reklam ve ilan çalışmalarınızda,  gayrimenkulünü satmak isteyen mal sahiplerinin dikkatini çekebilir ve sizinle iletişime geçmesini sağlayabilirsiniz.

  • Gerçek alıcı müşterilerin dikkatini çekerek sizinle iletişime geçmesini sağlar ve müşterinizin detaylı analizini çıkartabilirsiniz.

  • Örneğin; özel havuzlu bir villanın önüne koyduğunuz bir QR ilanıyla, listenizde olan diğer özel havuzlu villaları ilgilenen müşterilere sunabilirsiniz.

  • Akıllı mobil cihazlara sahip olan potansiyel müşterilerinizi gerçek alıcı müşterilere dönüştürmeniz an meselesidir.

  • Yayıncılık ve baskı maliyetiniz yok denecek kadar azdır.

  • Değişen bilgiler sayesinde esnek bir yapıya sahip olursunuz.

  • Web sitenizdeki veya ilanınızdaki bir bilgiyi kontrol altına almış olursunuz.

  • Görüntüler, metin, video, kat planları, fiyat vb. bilgiler esnek bir yapıya sahip olur.

  • Rekabet ortamından sıyrılabilir, şirketinizi ve kendinizi farklılaştırmanın en iyi yollarından birisini uygulamış olursunuz.

  • Heyecanlı, meraklı ve duyarlı bir pazarlama aracına sahip olursunuz.

  • Gayrimenkulün detaylı tüm özellikleri listeleyebilirsiniz.

  • Sosyal medya ve işletme bilgilerini paylaşabilirsiniz.

  • Müşterileriniz sizinle çevrimiçi iletişime geçebilir. 

  • Zaman tasarrufu sağlamanız artık çok kolay.

  • Gayrimenkulün tüm özelliklerini e-posta pazarlama ile gönderebilirsiniz.

  • Kampanya izleme/ziyaretçi demografik gibi istatistiki bilgilere ulaşabilirsiniz.

  • Gelişmiş müşteri ilişkileri sağlayabilirsiniz.

  • Müşterileriniz kaydet ve paylaş özelliğini kullanabilirler.

  • Web sitenize hedef kitlenizden trafik çekerek, portföyünüzdeki diğer gayrimenkulleri ziyaret etmelerini de sağlarsınız.

QR kodu ile emlak pazarlama nasıl yapılır?

El Broşürleri. El ilanlarınıza veya broşürlerinize bir QR kodu ekleyin, gayrimenkulün fotoğrafları veya listeleme sayfasında bir slayt gösterisi ya da kayıt altına aldığınız video çekimini potansiyel müşterilerinize sunarak çevrimiçi bilgilere ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Eğer bir duyuru veya satışla ilgili tarih vermeniz gerekirse bir takvim QR kodu kullanmalısınız.

Ayaklı Tabelalar/Afişler. Villa, tek katlı evler, arsalar veya ticari gayrimenkuller için etkili kullanım alanı oluşturur. QR kodu oluşturarak hazırladığınız ayaklı tabelayı ziyaret eden müşteriler, gayrimenkulün içini sanal tur yaparak gezebilir, gayrimenkulün özelliklerine, çevre bilgisine ve ödeme seçeneklerine anında erişebilirler.

Tek katlı ticari gayrimenkul veya konut ve emlaklar(zemin kat, giriş kat olan) için afiş olarak gayrimenkulün camına da yapıştırabilirsiniz. Büyük afişlerin üzerine sticker dediğimiz yapıştırılıp sökülebilen baskı sayesinde yüksek katlarda herkesin görebileceği bir biçimde kullanabilmenize olanak sağlar.

Yaratıcılığınızı harekete geçirecek farklı pazarlama taktikleri ile oluşturacağınız ufak stickerlar sayesinde kurumsal kimliğinizi daha geniş kitlelere duyurma imkanına sahip olabilirsiniz.

Dergi Reklamları. Dergi, gazete gibi basılı medya üzerinden vereceğiniz reklamın içeriğine bağlı olarak özel oluşturacağınız reklamla etkileşim gücünüzü arttırıcı, reklamınızı destekleyici pazarlama faaliyetlerinde bulunabilirsiniz. Veya web sitesi, facebook sayfası, blog, ya da twitter gibi sosyal medya hesaplarınıza müşterilerinizi yönlendirebilirsiniz.

Doğrudan Posta. Bir posta kampanyasında, QR kodları potansiyel müşteriler ile bağlantıya geçmeniz için en etkili yoldur. QR kodu ile kaçırılmayacak fırsatları sunabileceğiniz bir gayrimenkulün video turunu müşterilere ulaştırabilir, hızlı ve yenilikçi pazarlama aracını kullanarak bir ev satışına aracılık edebilirsiniz. 

Mail Pazarlaması. Yazışmalarınızda kullanacağınız iletişim bilgilerinin yanına kurumsal kimliğinizi aydınlatıcı bilgiler sunabilirsiniz. Göndereceğiniz mailin içeriğine bağlı olarak bu bilgiler değişkenlik gösterebilir. Bunun için birden fazla QR kodu hazırlamanızda hiçbir sakınca olmadığı gibi hızlı sonuçlar almanızı sağlayacak yenilikçi pazarlama fırsatlarını denemeniz gerekir.

Kartvizit. Kartvizit tekniğini kullanarak, müşteri ve yatırımcılarınıza veya yeni tanıştığınız kişilere teşekkür ederek başlayan, işinizle ilgili kısa bilgi veren bir video sunumu ile QR kodu oluşturabilirsiniz.

Düşünceler
Zamanı etkin kullanmak ve hedef kitleniz için başarılı nokta atışı yapmak istiyorsanız, QR kodları emlak pazarlamak için mükemmel bir yol. QR kodları, kullanılmakta olan herhangi bir mevcut pazarlama araçları ile kolay entegre oldukları için kullanılması basit ve ucuzdur. Rekabette bir adım önde olmanıza ve farkındalık yaratmanıza katkı sağlar.

Umarım bu yazı, bu büyük pazarlama aracı ile deneme yapmanızı sağlayacak bilgileri size sunabilmiştir.

QR kodları ile yapılan örnek çalışmaları aşağıda inceleyebilirsiniz.

Ayaklı tabela, tek katlı konutlar için ideal bir pazarlama aracı.

El broşürü çalışması

Ofis vitrini

Mail örneği

El broşürü

Yolda harika bir sticker çalışması

Araç giydirme çok etkili bir kurumsal kimlik pazarlaması örneği

Yorumlarınız ve paylaşımlarınız benim için değerlidir.

IMG_2314

TANJU HAN’DAN SATILDI

qrtanjuhan

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Ev Almak İsteyen Müşterilerinize Sormanız Gereken 50 Keşif Sorusu


Ev almayı düşünen müşterilerinizle iletişiminizi sağlarken, keşif sorularınız sayesinde, onları daha rahat anlayabilirsiniz. Bu şekilde kendinizi de müşterilerinize karşı ifade edebilir, süreç içerisinde oluşabilecek herhangi can sıkıcı olaylara karşı da tedbirinizi almış olursunuz.

Keşif sorularıyla birlikte işin daha başında karşılıklı beklentilerinizi birbirinize ifade etmeniz, uyum içerisinde yapılması gereken çalışmalar açısından da önemli bir araçtır.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Keşif sorularınızı en başta yapmanız sayesinde, müşterilerinizin beklentilerini en başta anlayarak, ilerleyen durumlarda müşterinizi anlamak için gereksinim duyacağınız toplantıların sıklığını da minimuma çekmiş olursunuz, sizin de bildiğiniz gibi müşterilerinizle sık sık bu tip konuşmaları yapmak için bir araya gelmek kolay olmuyor.

Aşağıda işinize yarayacağını düşündüğümüz 50 keşif sorusunu sizler için hazırladım;

1) Neden yeni bir ev satın almak istiyorsunuz?

2) Yeni/ikinci el bir ev mi istiyorsunuz?

3) Evinizi alacağınız bölgeyi tanıyor musunuz? Daha önce bu bölgeye geldiniz mi?

4) Yaşamak istediğiniz ideal yer neresi?

5) Müşterimi olmak istersiniz yoksa bizim müşterimiz mi olmak istersiniz? ‘’Bizim müşterimiz olmak isterseniz, temsilci sözleşmesi imzalamanız gerekir’’

6) Almak istediğiniz gayrimenkulün fiyat aralığı nedir?

7) Nakit ödeme mi yapmayı düşünüyorsunuz yoksa kredi mi kullanacaksınız?

8) Finans desteği sağlayacak bir öneri sunmamı ister misiniz?

9) Yeni evinizde olmasını istediğiniz en önemli 5 detay nedir?

10) Kaç yatak odasına ihtiyacınız var?

11) Kaç banyoya ihtiyacınız var?

12) Çarşıya ne kadar yürüme mesafesinde olmasını istersiniz?

13) Arabanız var mı? Park gereksinimleriniz nelerdir?

14) Finans durumunuz netleştikten sonra mı emlak arayışına girişeceksiniz?

15) Ne zamandır arayış içerisindesiniz?

16) Kirada mı yoksa kendi evinizde mi ikamet ediyorsunuz? Kira bedeliniz nedir?

17) Aileniz de kaç kişi var? Okul çağında çocuğunuz var mı? Evinizin okul bölgesinde olmasını mı istersiniz?

18) Alım sürecinde evinizi satmaya ya da kredi kullanmaya ihtiyacınız var mı? Kredi siciliniz kredi kullanmaya müsait mi?

19) Ne kadar sürede yeni evinize taşınmak istiyorsunuz?

20) Eğer arzu ettiğiniz gayrimenkulü bulursak, buna hemen karar vermeye hazır mısınız?

21) Yeni evinizin aylık aidat giderleri için bir fiyat aralığı var mı?

22) Aklınızda evinizle ilgili belirli bir tarz var mı?

23) Satın alma kararınızı verirken herhangi birisinden yardım alacak mısınız?

24) Satın almak istediğiniz evle ilgili özel gereksinim duyduğunuz şeyler nelerdir?

25) Sizin ve eşinizin işi nedir?

26) Kriterlerinize uyan evleri gezmek için en uygun zaman aralığınızı söyler misiniz?

27) Hangi iletişim aracıyla sizinle bağlantı kurmamızı istersiniz? (e-mail, posta, telefon vs.)

28) Telefonla size ulaşmak için en iyi zaman aralığını bize söyler misiniz?

29) Daha önce bir ev alışınız oldu mu?

30) Almak istediğiniz konutun, hedeflediğiniz zamandan önce ya da sonra gerçekleşmesi sizin planlarınızı nasıl etkileyecek?

31) Bu sürecin olumlu bitmesinin size sağlayacağı faydalar nelerdir?

32) Bir ev bulamadığınız takdirde mevcut durumunuzu nasıl etkileyecek?

33) Satış sürecinden önce hangi finansal sorunları çözmemiz gerekiyor?

34) Önce satmak mı istiyorsunuz, yoksa almak mı?

35) İş yerinize ne kadar mesafede olmasını istersiniz?

36) Bir evi, hangi özelliğine veya eksikliğine göre reddedersiniz?

37) Yeni evinizde mobilyalar, boş zaman aktiviteleri ya da herhangi bir hobi ile uğraşmak ister misiniz?

38) Büyüdüğünüz veya yaşadığınız evlerde en sevdiğiniz özellikler nelerdir?

39) İstediğiniz evi size bulmayı çok isterim, sadece benimle çalışmak ister misiniz?

40) Bir ev satın almadan önce kaç tane ev gezmek gerektiğini düşünüyorsunuz?

41) Peki ilk gezdiğiniz ev istediğiniz özelliklerde ise ne yapmayı düşünürsünüz?

42) Gayrimenkul piyasasındaki fiyatlarla ilgili bilginiz var mı?

43) Emlak alım/satım ile ilgili geçmiş deneyimleriniz hangi ölçüdedir?

44) İdeal bir emlak broker/danışmanından beklentileriniz nelerdir?

45) Yatırım amaçlı mı yoksa uzun süre ikamet etmek için mi alacaksınız?

46) Yılın belirli zaman aralıklarında kalmayı mı (yazlık için mi?) düşünüyorsunuz yoksa sürekli oturmak için mi alacaksınız?

47) Evinizi çok bloklu bir site içerisinde mi istersiniz ya da yönetimi oturmuş bağımsız bir bloktan mı?

48) Evinizi yabancıların oturduğu bir siteden mi yoksa yerleşik ailelerin yaşadığı bir yerden mi istersiniz?

49) Sosyal tesisi iyi olan bir site önceliğiniz olur mu?

50) Evinizi bir süre sonra tekrar satıp değiştirmeyi düşünür müsünüz?

Sizde kendi sorularınız ilave edip benimle paylaşabilirsiniz…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Gayrimenkulde Hayaletler İş Başında


Normal yazı formatımızın hem içinde hem de dışında kalan bir konuyu ele alalım istedik. Gerçek anlamda biz emlak profesyonelleri için çıldırtıcı boyutlara ulaşan bu durumu gelin hep beraber gözden geçirelim. 

Aşağıda örneklemelerle vereceğimiz yaşanmış hikayelerden hem ders çıkaralım hem düşünelim hem de eksik ve zayıf olduğumuz yerlerde iyileştirmeler yapalım.

Klasik emlakçılık anlayışının hakim olduğu emlak piyasasında herkesde var olan ama bir türlü satışı gerçekleşmeyen gayrimenkuller mevcut, yine herkeste var olmayan ama çok büyük (hayalet) yatırımcısı, müşterisi olan kişiler de az değil…

  • Herkeste çok değerli gayrimenkuller mevcut:) başka kimsede yok.

  • Herkeste (hayalet) yatırımcı müşteriler var 🙂  hem de yurtdışından hem de sınırsız bütçe. 

  • Herkeste değerinden çok ucuz satılık yerler var 🙂 kupon bunlar. 

  • Herkes çok acil müşterisi için yer arayışında 🙂 yarım kalan inşaat olsa da olur.

  • Herkeste bir aşağı bir yukarı koşuşturmaca 🙂 bal yapmayan arılar 🙂

  • Herkes iş yetiştiremiyor zaman fakiri 🙂 hiç sorma maillerime bile bakamadım bugün.

  • Herkes boş zamanlarında emlakçı olmuş 🙂 bizde yetenek ne arar.

  • Ofisin günlük işlem hacmi 1.000.000.000$ (bir milyar dolar) 🙂 çok acil yeni hesap makinesi lazım çok acil!!!

Bal yapmayan arılar

Bu şaka gibi cümlelerin birçoğundan fazlasını eminiz iş dünyanızda günlük olarak duyuyor ve yaşıyorsunuzdur. Bu çıldırtıcı trafiğin en kötü yanı koca bir sıfırla günü kapamak. Pardon, sıfır olsa iyi olur diyenler var gibi (eksi) kapatanlar var o kadar koştur, cepten ye, sonuç sıfır olsa yine iyiydi 🙂

TANJU HAN’DAN SATILDI

Ne yapmamız lazım bu sıfıra abone olmamak için?

Emlak işi profesyonellik getiren bir iş olduğu için yukarıdaki sıfırcıların çoğu klasik emlakçılara ait bir durumdur.

Peki profesyoneller ne yapıyor acaba? Çalışma düzenleri nasıl? Nasıl hazırlanıyorlar? Bunları merak ediyorsanız tek bir noktada birleşiyorlar : Sorgulamak !

Sorgulamak bir emlak profesyonelinin en etkili gücü ve silahıdır. Herşey bu sorgu teknikleri ile belirginleşir.

Kim ciddi? Kim hayalet? Kim işgüzar? Kim iş bitirici? Kim Uzman? vs.

Yaşadığımız bilgi kirliliğine ait güncel ve bir o kadar düşündürücü, eğlenceli, gerçek olayları sizlerle paylaşıyoruz. Eminiz ki sizde yorumlarınızla buna katkıda bulunacaksınız.

Vereceğimiz örnek turizm bölgelerinde sıkça yaşanmakta olup bu örnekleri çoğaltabiliriz 🙂

Telefon görüşmesi!

Acil 5 yıldız satılık otel lazım?

*Konum?

-Alanya-Manavgat arası (neden bu bölge arası onu bilende yok 🙂

*Bütçe?

-Sınırsız!!!!! (diğer talep kriterlerini sormaya gerek yok, kapatın telefonu 🙂

*Mardan Palace var bir milyar dolar olur mu?

-Yok ya o abartma o kadar da değil yani.

*Biraz önce sınırsız dedin!…

-Yüz milyon euroya kadar olsun o zaman 🙂

*Müşteri nerde? Müşteri kim bilgi verir misin?

-Müşteri yurtdışından.

*Sen tanımıyor musun?

-Yok ben tanımıyorum. Bana da bir arkadaş söyledi.

*Arkadaşın kim emlakçı mı? yatırım danışmanı mı?

-Butikçi arkadaşım!?^#!?? Niye bu kadar soruyorsun ki? Var mı yok mu otel?

*Bizde sabahları bulunuyor, öğleden sonra kalmıyor otel ama senin için araştıralım olur mu?

-Dalga mı geçiyorsun ne diyorsun anlamadım?

*Hadi görüşürüz birşey olursa ararım.


Şu gelen taleplerde sınırsız diye bir kelime geçerse pas geçin konuyu hemen geçiştirip (telefonu yüzüne) kapatın.

  • Yüz milyon euroya veya üstüne talep eden kişilerin yatırım danışmanı, müdürü, avukatı, finansçısı vs. hiçbir şeyi yok, bir tek butikçiye sahipler 🙂

  • Müşteri kim bilen yok? Kim görüştü müşteriyle bilen yok? Müşterinin talep kriterleri nedir bilen yok? Hayaletlerle işbaşı 🙂

  • Turistik tesislerin satış ve kiralama işlemlerinde gizlilik esastır, bilen yok.

  • Çevrenizde ne kadar üst düzey emlakçı varsa gidin sorun şimdiye kadar kaç otel satışı gerçekleştirdiniz diye?

  • Kaç görüşmeniz oldu? Neden satış gerçekleşmedi diye bir sorun. İnanın bu sayı bir elin parmaklarından daha az veya hiç yoktur.

  • Ve final!!! Mal sahiplerine “Ghost filmini seyredip seyretmediklerini sorun ve gelen cevaba göre yapacağınız sunumu şekillendirin 🙂

Herkese bol sözleşmeli günler ;

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Bir Emlak Profesyonelinin En Etkili Gücü ve Silahı: Sorgulamak !


Sektörde bilgi kirliliğini had safhaya getiren olayların özü de, kaynağı da sorgulamamak. Ya da sorgulamayı bilmemek, ya da becerememek. İnanıyoruz ki, sorgu yapma yetkinliğine sahip profesyonellerin çokluğu, sektördeki bu bilgi kirliliğini minimum düzeye indirecektir.

Amacımız da bu zaten, çıldırtıcı bilgi kirliliğinden bir an önce kurtulmak.

Biz, emlak broker ve danışmanları için portföy/mal sahibi/müşteri üçgeninde tam ve güvenilir bilgiye sahip olmamız gerekiyor.Tam bilgiye ulaşmak ve doğruluğunu sorgulamak bizim işimizin en önemli parçası.  

İster sözleşmeli, ister sözleşmesiz olsun portföyümüze dahil edeceğimiz bir gayrimenkulü mutlaka sorgulamamız gerekir. Gayrimenkulü sorgulama aşamasında, mal sahibi/vekalet sahibi veya gayrimenkulü paylaşıma açan meslektaşlarımızın pek hoşuna gitmeyeceği bir durum söz konusu olsa da, siz yine de sorgulama tekniklerine devam ederek işinizin gerekliliğini yapın.

Kendimizden örnek vermek gerekirse; İşini ciddiyetle yapan, tek gelir kaynağı portföyündeki gayrimenkuller olan bizler, bu sorgulama kriterlerine uymayan hiç bir gayrimenkulü portföyümüze almıyoruz. Neresi olursa olsun, kim olursa olsun hiç fark etmiyor bizim için. Bu sorgular ışığında yol  haritamızı çiziyor ve (+ – ) değerlendirmemizi ona göre yapıyoruz. Sorgulama sonucunda, ( + ) değer fazla ise portföyümüze dahil ediyor, ( – ) değer çoğunlukta ise hiç zaman ve enerji kaybetmeden satılabilir diğer ürünlere, diğer işlerimize odaklanıyoruz. Biz bu duruma kısaca ”Hızlı Geçelim” diyoruz 🙂 

TANJU HAN’DAN SATILDI

Gayrimenkulü  sorgulamadan, hemen portföyüne dahil ederek paylaşıma açanların müşterileri karşısında yaşadıkları olumsuzlukları da çok iyi biliyor ve gözlemliyoruz. Bu olumsuz tablo maalesef emlak dünyasında oldukça fazla yaşanmakta.

Aslında her şey o kadar basit ki.

Sorgulamak, bir emlak profesyonelinin en etkili gücü ve silahı. Herşey bu sorgu teknikleri ile belirginleşir. Sorgu teknikleri, satış süreci içerisinde olası bir olumsuzluk yaşamanızı engelleyecek emniyet kemerinizdir. Bu emniyet kemeri satışı garantiler, müşterinizi elinizde tutmanızı sağlar.

Kendi çalışma planımıza ait, çok uzun bir sorgulama listemizi kısalttık ve içlerinden en önemli sorgu tekniklerini sizler için derledik. Örnek sorgulamamız, sözleşmeli veya sözleşmesiz, size gayrimenkul paylaşımını sunan, meslektaşınız, mal sahibinin vekalet verdiği şahıslar baz alınmıştır. Farklı gayrimenkul türleri için farklı sorgulama teknikleri değişkenlik gösterir.

Bu arada, görmediğiniz bir gayrimenkulü kesinlikle portföyünüze dahil etmeyin.

Paylaşımda bulunan kişiyi çok iyi tanımanız ve sorgulamanız gerekir.

Gayrimenkulü paylaşıma açan, size sunan kim?

  • Daha önce bir çalışmanız oldu mu?

  • Sektörde hangi konumda?

  • Güvenilir mi? 

  • Yetki/Vekaletname belgesini gördünüz mü?

  • Gayrimenkulün fiyat değerlemesini kontrol ettiniz mi?

Gayrimenkulü paylaşıma açan kişi bu konuda ne kadar yetkili?

  • Tek satış yetki sözleşmesine sahip misiniz? Evet ise; 

  • Yetki sözleşmenizin bitimine ne kadar süre var?

  • Süre sonunda satış gerçekleşmez ise tekrar sözleşme yenileyecek misiniz?

  • Satış sizin tarafınızdan gerçekleştiği takdirde bizi (acil)) bilgilendirecek misiniz?,

  • Komisyon paylaşım sözleşmesi imzalayacak mısınız?

  • En son ne zaman mal sahibiyle görüştünüz? Tüm bu bilgiler güncel mi?

Ne kadar çok sorgu var değil mi? Eğer ki, bu sorguyu yapmaz, kazancınızı, müşterinize karşı oluşacak olumsuzluğu garanti altına almaz, direk balıklama atlar, gayrimenkulü portföyünüze ekler ve de müşterilerinize sunmak için iletişime geçerseniz, en iyisi mi siz bu mesleği bırakın 🙂 Ya da kaçırdığınız goller için, saçınızı, başınızı yolmayın, bırakın duvarlar da sağlam kalsın, kafanız da.

Ne kadar zamandır satışta?

  • Yeni satışa açılmış bir gayrimenkul ise; sorun yok, fiyat değerlemesi ve diğer sorguları yapın.  ( + )

  • Uzun süreli paylaşımda ise bu süre içerisinde ciddi görüşmeler gerçekleşti mi? Evet ise;

  • Neden satılamıyor? Anlaşmazlık konularının içeriği aşağıdakilerden hangisi? 

  • Fiyatı piyasa değerlemesinin çok üzerinde olduğu için mi satılamıyor? ( – )

  • Hissedarlar arasında anlaşmazlık mı var? (sözleşmesiz durumda sorulacak) ( – )

  • Yargı yolu açık bir mahkemesi mi var?  Uzun yıllar sonuçlanmamış devam eden mahkemelik birçok yapı mevcut. Hiç bir yatırımcı bu olumsuz durumda parasını çöpe atmak istemez. 

  • Yasal olmayan bir gayrimenkul mü? Kaçak bir yapılaşma mı söz konusu? ( – ) Turistik tesis, ticari gayrimenkul ve konutlarda sıkça rastlanılan  bir durum. 

Eğer ki, uzun süredir satışa açık bir paylaşım söz konusu ise bu sorular karşı taraf için inanın saunadan beter.

Bu kadar süre içerisinde illa ki ciddi bir takım görüşmelerin olduğunu ya siz soracaksınız ya da karşı taraf sizi bilgilendirecek. Bu yazıyı yazma amacımız da bu zaten, siz sormadan karşı tarafın size bu bilgileri verme lüksü yok. 

Şimdi sorgulama zamanı

  • Bu kadar uzun süredir satışta olan bir yerde, ciddi görüşmeler gerçekleşmiştir öyle değil mi?

  • Ve  illaki ciddi pazarlıklar yapılmıştır ve anlaşmazlıkla masadan kalkılmıştır doğru mu? Tabii ki doğru, tüm bu görüşmeler anlaşmazlıkla sonuçlanmış olmasa size paylaşıma niye sunulsun?

  • Bu süreçte ciddi görüşmeler sağlayan, masadan anlaşamayarak kalkan o kadar müşteri yanılıyor olabilir mi?

  • Neden satılamadığını sorun bu kadar süredir? Verecekleri tek bir cevap var, fiyatta anlaşamadık.  

Bu kadar uzun süreli paylaşımda olup, elden ele dolaşan ve nihayetinde satılamayan bir gayrimenkul için net bir sonuç ortaya çıkıyor; ya fiyat değerlemesi çok şişirilmiş ya da sorunlarından bir türlü kurtulamamış bir gayrimenkul paylaşımda. Gerçekten sizden gizlenen bir şeyler var!

Kaç kişide paylaşımda

Uzun süredir satılamayan ve çok kişide paylaşımda olan bir gayrimenkul çok tehlikeli sonuçları da beraberinde getirebilir. Bu gayrimenkulü almak isteyipte masadan anlaşmazlıkla kalkan müşterilerden biri yeni arayışlar sonucunda size gelmiş olabilir. Ve siz bunun hiç farkında bile değilsinizdir. Olmanıza da imkan yok.

Müşteriniz size talep kriterlerini sunduğunda, siz de kendisine, talebine uygun bir gayrimenkul olduğunu söylersiniz. İşte burada pişti sürecini de başlatmış olursunuz. Müşteriniz size gelmeden, daha önceki emlak profesyonelleri veya kişiler aracılığıyla bu gayrimenkulü gezmiştir. Mal sahibiyle sıkı bir pazarlık sonucu sizin müşteriye söyleyeceğiniz fiyatın çok altında bir fiyat oluşmuştur, bu görüşmeler sonucunda.

Mal sahipleri müşteriyi her zaman için son nokta görür, diğer aracıları ise virgül. Son nokta karşısında sözleşmede yazan fiyatı öyle bir indirimli hale getirirler ki sizi bir anda taca atmış olurlar. Fiyatı sizden duyan müşteri siz ne olduğunu bile anlamadan notunuzu vermiştir. 

Belki de yorgun olan bu gayrimenkulü portföyünüze dahil etmeden iyice sorgulayıp düşünseydiniz, portföy listenizdeki diğer ürünlerden biri müşterinizin talebiyle eşleşecek ve satışı gerçekleştirecektiniz.

Biz herkeste paylaşımda olan ve uzun süredir satılamayan bu gayrimenkul türlerine ”Jaws” diyoruz. Bir sonraki adımınızın önünü keserek kolunuzu kaptırıyorsunuz, hem de müşteriye, hem de ne olduğunu anlamadan. Sizi ısırıp gidiyorlar.

Suçlu kim sizce? 


En önemli sorgulama tekniklerinden üçünü yukarıda inceledik. Sorgu listemizde olan bazı önemli detayları da sizinle paylaşmak istiyoruz. Eminiz içlerinden bir çoğu işinize yaracak.

  • Gayrimenkul tapuda ne gözüküyor? En çok yaşanılan durumlardan biri. Bölgenizin en iyi yerinde olan bir arsa, tarla olarak karşınıza çıkabilir, işyeri daire olarak gözükebilir.

  • Belediye/tapu bilgileri eksiksiz mi?

  • İmar durumu? İmara açılmamış bir arazi yatırımcının gözünü epey korkutur. Özel imarlı veya imara açıldıktan sonraki kalacak net yeri hesaplayarak yatırımını gerçekleştirmek ister. 

  • İskan Durumu?  Ülkemizde iskanı alınmamış bir çok yapı mevcut. Bu yüzden size piyasa değerinin çok altında gelen bir gayrimenkulün (işyeri, konut) ucuz olmasının tek sebebidir belki de. 

  • Yabancıya satış söz konusu mu? Özellikle turistik bölgelerde sıkça karşılaşılan bir durum. Bazı mal sahipleri uzun bir süreç olarak gördükleri bu satışa sıcak bakmamaktadır. Beklemek istemezler ve bir an önce satışın gerçekleşmesini isterler.

  • Tapu üzerinde herhangi bir şerh/icra/haciz/ipotek/vergi borcu veya başka bir mahkeme kararı var mı?

  • Gayrimenkul kaç hisseli? 

    • Hissedarların vekaletleri kimde? Kaç kişide vekalet var?

    • Vekalet sahipleri/hissedarlar nerede yaşıyorlar? Satış için tüm hissedarlar veya vekalet sahibi kişiler hazır mı? Bu sık karşılaşılan bir durum. Yurtdışında yaşayan Mal sahibi/vekalet sahibi ile müşteri, satış günü belirlenen bir tarihte bir araya gelemiyorlar. Kimse kimseyi beklemek istemiyor. Bu da satışın olumsuzlukla sonuçlanmasına yol açıyor. Satış sürecinde her şeyi kontrol etmeniz gerektiğini unutmayın.

    • İntikal/Vasi işlemleri ile ilgili bir durum söz konusu mu? Evet ise, son durum nedir? Mahkemeden satış kararı alınmış mı?

    • Satış işleminin gerçekleşmesi kaç günde biter? 

    • Hissedarlar arasında anlaşmazlık var mı? Sözleşmesiz ve çok hisseli olarak paylaşıma açılmış gayrimenkullerde, hissedarların dokuzu ile anlaşmaya varılmış, bir kişi ise  ortalığı bulandırma, diğer hissedarlar arasında huzursuzluk çıkartma görevini üstlenmiştir. Anlaşılan satış fiyatını sonradan çok az bulan veya ekstra bir ödeme kendisine yapılması gerektiğini söyleyen birçok huysuz hissedar yüzünden imza aşamasındaki çoğu satış olumsuz bitmiştir.

  • Gayrimenkulün emsal/rayiç değeri nedir? Doğru değerleme yapabilmeniz için gerekli. Gayrimenkulün önünde, arkasında, sağında, solunda değerini düşürecek veya değerini arttıracak neler var? 

  • Sözleşmesiz paylaşıma açılmak istenen bir gayrimenkul ise;

    • Müşteri bulmamız halinde fiyatta ki herhangi bir artışı nasıl önleyeceksiniz?

    • Çok hisseli bir yerde çok sesli koro olması durumunda hissedarlar arasındaki anlaşmazlıkları/daha fazla fiyat isteyenleri nasıl ikna edeceksiniz? Garantiyi nasıl vereceksiniz? Yukarıda bu konuya değindik.

  • İlana çıkılmış mı? Bazı yerler paylaşıma açılırken bol makyajlı size sunulur, kimsede yok türünden. Birkaç kişiye söyledim yalnız demesi yeterli sizin için. Siz bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyorsunuz. Hemen internetin başına, hemen araştırmaya.

  • Hızlı satış fiyatı ile normal satış fiyatını belirleyin? Çok acil satılması gereken bir gayrimenkul size paylaşıma sunulabilir. Burada izlenecek çok basit bir yol var. Normal satış fiyatı ve hızlı satış fiyatı. Yüz bin liralık normal satış değerine sahip olan bir yeri doksan bin liraya paylaşıma açarak çok acil bir satış beklemek işgüzarlıktan başka birşey değildir. Ancak kupon emlaklarda hızlı satış gerçekleşir.

  • Kupon değerlemesi? Kupon emlak diye bir ürün gelebilir size. Kupon emlak piyasada dolaşıp durur ama çoğu emlak profesyoneli bunun ne anlama geldiğini bilmez. Yine yüz bin lira olan bir yer yetmiş bin liraya veya altına satılacaksa kupon damgasını yer. Yoksa normal satış sürecinde işlem görür ve beklemekten başka şansı olmaz.

 

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Mevsimselliğe Göre Müşteri Kazanma Durumunuzu Nasıl Yönetirsiniz?

Hiçbir şey ekonomiden bağışık olamaz ve insanlığın koyduğu yasalar “tabiatana”yı yönetemez.

Gayrimenkul sektörünün, müşteri kazanma stratejileri açısından açlık çeken bir sektör olduğunu söyleyemeyiz. Ancak dijital reklamcılık konusunda çoğunluğun yanlış bakış açısına sahip olduğu da bir gerçek. Bu sektörün her alanı her duruma göre değişken olabilir. Bu alanda müşteriler için bugün harcadığınız 500 lira, yarın tamamen farklı bir hikâyenin başlangıcı anlamına gelebilir. Bu, Sibirya kışı gibi keskin ve soğuk bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Ekonomi, konut talebi, doğal felaketler ve hatta seçim yılları gibi piyasa güçleri, müşteri maliyetlerinizi ve müşteri sayınızı kesinlikli etkiler. Bunların içerisine mevsimsellik konusu da dahildir. Diğer sektörlerde olduğu gibi, gayrimenkul sektöründe de mevsimsellik etkilerini bir şekilde gösterir. İnsanların çok yoğun şekilde veya çok az gayrimenkul aradığı dönemlerin olduğunu aslında hepimiz biliriz.

Peki, ya mevsimsellik gayrimenkul işinizdeki müşteri kazanma durumunuzu nasıl etkiliyor? Konunun derinliklerine inme vaktimiz geldi…

Bilmeniz Gereken Gayrimenkul Trendleri

Mevsimsellik durumunun müşteri maliyetlerinizi ve müşteri sayınızı nasıl etkilediğine geçmeden önce, değişikliklerin yaşandığı hikayeyi baştan sona anlatmamız gerekiyor.

Eğer bir emlak profesyoneliyseniz, satılık evler için talebin ilkbaharın başında artışa geçtiğini ve yaz boyunca devam ederek sonbahara kadar bu talebin sürdüğünü bilirsiniz. Elbette ki her pazar farklıdır ve bu nedenle bazı farklılıklar görebilirsiniz. Ama biz şu anki yazımızda ülke genelinde bir değerlendirme yapmaktayız.

Gayrimenkul aramalarını düşündüğümüz zaman her yeni yıla geçişte, yani ocak ayında bir tırmanış olduğunu görürüz. Fakat burada dikkat etmemiz gereken şey şudur. Ocak ayında arama yapmaya başlayan çok sayıdaki potansiyel alıcı, istedikleri evleri o ay içinde bulacaklar anlamına gelmiyor. Gayrimenkul müşterileri, genel olarak hayal ettikleri evlere ulaşmak için 6-8 ay kadar bir zaman harcarlar. Bu süre zarfında onları harekete geçirmek sizin görevinizdir.

Yıl içerisinde düşündüğümüz zaman, nisan ayında zirveye ulaşan konut talebi, temmuz ayında emlak piyasasının kapanması ile düşüşe geçiyor. Sonuç olarak insanlar yaz aylarında harekete geçmeye daha meyilliler. Bu mevsimde son derece aktifler ve evleri görmek için daha fazla can atıyorlar.

Gelin, şimdi de bu trendlerin (eğilimlerin) maliyetlerinin neye benzediğine göz atalım. Aşağıda sizler için hazırladığımız şemada bu durumu net şekilde çözebileceğinizi düşünüyoruz.

Bazı gayrimenkul piyasalarında ekim ve kasım aylarında da talebin devam ettiğini görebiliriz, ancak aralık ayı hangi emlak piyasasında olursa olsun mutlaka azalışın görüldüğü vakitlerdir.

Eğer yıllara göre konut aramalarını merak ederseniz, bunun için yıllık Google arama grafiğine göz atmamız yeterli olur. Aşağıda bu grafiği de inceleyebilirsiniz.

Grafikte gördüğünüz gibi, genel olarak ekim ayında gayrimenkul talebi azalmaya başlıyor, fakat ocak ayından itibaren herhangi bir farklı ekonomik güç veya konut piyasası durumu olmadığı sürece yükseliş eğilimi gösteriyor.

Püf Nokta: Gayrimenkul talebinin en aza düştüğü kış aylarında online reklam yayınlamayı bırakmak son derece yanlış bir bakış açısıdır.

Tam bu noktada gayrimenkul profesyonellerinin dikkat etmesi gereken bir konudan bahsedeceğiz. Genel olarak emlak işinde olanlar, talebin azaldığı vakitlerde reklam yapmayı durdururlar veya en aza indirirler. Ancak biz bunun tam tersini tavsiye ediyoruz. Eğer çoğu rakibinizin dijital pazarlamayı bıraktığı anlarda siz daha yoğun reklam yayınlarsanız, hem arama motorlarındaki markanızı daha üst seviyelere çıkarabilir hem de insanlara kendinizi duyurma şansını daha fazla elde edersiniz.

Bu nedenle senenin son demleri olan aralık ayında reklam çalışmalarınızı devam ettirin. Bu şekilde ocak ayına giriş yaptığınız zaman Google sizin çalışmalarınızı daha sıklıkla gösterecektir.

Mevsimlere Göre Reklam Harcaması Nasıl Ayarlanır?

Bu konuda benzer olarak yakıt maliyetlerini düşünebiliriz. Havaların ısındığı dönemde okullar tatile girer ve daha fazla insan tatile çıkar. Bu da daha fazla otomobilin yolda olduğu anlamına gelir. Bu süreçte yakıta daha fazla talep gelir ve sonuç olarak fiyatlar yükselir. Emlak ve arama bazlı reklamcılık da böyledir.

İnsanların sadece belli bir yüzdesi almak ve satmak için bakınır ve onlara yardım eden kişi olmak isteyen çok sayıda emlak profesyoneli vardır. Dolayısıyla mevsimsellik durumu ile mücadele etmenin birkaç yolu vardır. Bunların ilki, bütçenizi arttırmaktır. Mevcut potansiyel müşteri sayınızı korumak için konut sezonu geldikçe daha fazla harcama yapmanız gerekir.

TANJU HAN’DAN SATILDI

Aylık bütçenizi çıkarabilmek için aşağıdaki formülü tavsiye ederiz:

– Kaç müşteriye ihtiyacınız var? (Her danışman başına ayda en az 20 müşteri öneriyorum.)

– Kaç gayrimenkul danışmanına sahipsiniz?

Aylık Bütçe = (Danışman başına düşen müşteri sayısı x Danışman sayısı) x Müşteri başına düşen maliyet

Örneğin emlak firmanız bünyesinde 10 gayrimenkul danışmanı var diyelim. Her danışmanın en az 20 müşteri kazanması gerekiyor. Her müşteri için harcanan online reklam maliyeti ise 5 TL olsun.

Bu durumda ayda 200 müşteri için;

Aylık Bütçe = (20 x 10) x 5 TL = 1000 TL olacaktır.

Her yıl rekabet içinde daha fazla öne çıkmak için bu bütçeyi çok az miktarda arttırarak devam etmeniz etkili olacaktır.

Mevsimselliğe Göre Uygulanabilecek Diğer Yöntemler

Müşteri kazanmak için reklam yayıncılığı yapmak, yalnızca Google arama motorları ile ilişkili olmak zorunda değildir. Yabancı pazarlara açılabilmek için Bing ve Yahoo gibi diğer arama motorlarına da yönelebilirsiniz. Ama bize soracak olursanız, reklamcılık için en popüler mekan Facebook’tur.

Gayrimenkul piyasasında talebin en aza indiği dönemlerde, müşterinin ilgisini üzerinizde tutabilmenizin en iyi yolu Facebook ortamında reklamlar oluşturmaktır.

Google reklamı ile Facebook reklamının kullanımı arasındaki farkı şöyle düşünebilirsiniz:

  • Arama bazlı reklamcılık (Google) = İnsanların ev arayışlarındaki talebi karşılamak

  • Sosyal bazlı reklamcılık (Facebook) = İnsanların ev aramaya başlamadan önce talebin üretilmesini sağlamak

Sosyal amaçlı bir talep oluşturmak niyetindeyseniz, bu Google arama bazlı reklamcılığından biraz daha farklı bir planlama yapmanızı gerektirir. Çünkü sosyal bazlı reklamcılık, düzenli ve sürekli olma özelliklerini taşımak zorundadır. Bu nedenle kendinizi bir planlama oluşturun.

Diğer bir stratejiden bahsedecek olursak, reklamlarınızı yeniden hedefleme yöntemini deneyebilirsiniz. Web ziyaretçilerinin önemli bir yüzdesi, hiçbir işlem yapmadan emlak sitenizi terk eder. Yeniden hedefleme yöntemi, bu ziyaretçileri takip etmenize ve onların ilgilerine göre reklamları öne çıkarmanıza yardımcı olur.

Mevsimsellik etkisine göre ilginin azaldığı dönemlerde üzerinizdeki ilgili arttırmanın yollarından biri de reklam kampanyalarınızı tutarlı bir şekilde yürütmenizdir. Google, bu nedenle daha az ama daha uzun süre tutarlı şekilde devam eden reklam tıklamalarına değer veriyor. Reklam kampanyalarını yıl boyunca tutarlı bir şekilde devam ettirmek, iyi bir performans için önemlidir.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Hızlı Satış İçin Etkileyici İlan Yazım Teknikleri…

SATILDI!


Emlak piyasasında hızlı satışı sağlayan etkileyici emlak ilanlarını yazabilmek ve bir adım öne çıkmak için yazarlık yeteneklerinizi geliştirmeniz gerekiyor. Deneyimlerimize göre doğru fiyatlanan, doğru lanse edilen ve doğru kişilerle kontak kurulan pek çok gayrimenkul kendi kendini sattırıyor. Satış sürecini hızlandırmak için yazarlık becerilerinizi kullanarak etkili emlak ilanları hazırlayabilirsiniz.

Ülkemizde nitelikli emlak profesyoneli denilince akla ilk gelen isimlerin başında olan, başarılı iki emlak profesyonelinin yaratıcı emlak ilanlarını örnek olarak sizlerle yazımızın sonunda paylaşıyoruz.”

Bu konuda gerçekten başarılı olan taktikler var, ancak çoğu insan hangi taktiklerin neden çalıştığı hakkında emin değil. Şimdi ilan yazımı konusundaki size vereceğimiz bu taktiklere bir göz atalım;

Olaylara Herkes Gibi Bakmayı Bırakın

Eğer etkili bir emlak ilanı yazmayı öğrenmek istiyorsanız, en önemli şey olaylara herkes gibi bakmayı bırakmak. Yapabileceğiniz en kötü şey olayları herkesin gördüğü gibi görmek.  Eğer kalabalığa karışan metinler yazarsanız insanlar size aldırmayacaklardır. Sıradan olmak, unutulmanın ve kitleler tarafından fark edilmemenin en iyi yoludur.

Şunu da hemen belirtelim ki farklı olmak ve olaylara çizgi dışından bakmak oldukça zor bir şey. Çoğumuz için yaratıcılık doğuştan getirdiğimiz bir yetenek değil, bu nedenle de üretilen emlak ilanlarının çoğu sıkıcı ve istek uyandırmayan metinler içeriyor.

Her İyi İlanın İyi Kurulmuş Bir Yapısı Vardır

Tıpkı iyi yazılmış bir kompozisyon gibi iyi bir ilanın da takip etmesi gereken bir sırası ve akışı var. Bu genelde şu şekildedir;  

BAŞLIK

Giriş Bölümü

Hikaye Tarzında Anlatım Teknikleri

Özel Promosyon

Harekete Geçirme / İletişim Bilgileri

Şimdi her bir maddenin neler içerdiklerine bir göz atalım;

Başlık

Eğer emlak ilanınızı pek çok ilanın yer aldığı bir yere koyacak iseniz başlığınızın farklı görünmesi son derece önemli. İlanınızın fark edilmesini başlığınız sağlayacaktır. İlgi çekici başlığınız alıcınızın sizi fark etmesini sağlayacak ve kalabalıklardan sıyrılmanıza yardımcı olacak. Unutmayın birinin dikkatini çekebilmek ve ilanına bakılmasını sağlamak için sadece bir kaç dakikanız var. İlk izlenim her şeydir, o yüzden başlık konusunda yaratıcı olmaya çalışın.

Başlığı oluştururken; sattığınız ürünün pozitif ve negatif özellikleri neler? Bunları komikleştirebilir misiniz? İnsanlarda bir daha bakma duygusu uyandırabilir misiniz? Başlığınızın bütün o sıkıcı ilanlar arasından göze batmasını sağlayabilir misiniz?

Hemen bir örnek verelim. Tüm o sıkıcı emlak ilanları arasında aşağıdaki gibi bir ilan görseniz bakmaz mısınız?

Benimle dalga mı geçiyorsun? Etiler’de ev mi dedin hem de bu fiyata?”

Ne düşünüyorsunuz? İlan dikkatinizi çekmek için yeterince farklı mı ? Çevresindeki diğer ilanlar içinden sıyrılabilir mi? Evet mi? Gördüğünüz gibi o kadar da zor değil. Sadece fazladan bir kaç dakika odaklanarak beyninizi çalıştırın. Farklı görünebilmenizi sağlayacak şeylerden yararlanın.

Yalan söylemenize ya da abartmanıza ya da piyasanın %50 altına fiyat vermenize gerek yok. Sadece insanların dikkatini çekin ve onlara ilanınızı seçmeleri için bir sebep sunun. İlanınızın yanına küçücük güzel bir resim koymanızın mahsuru yok ama çok küçük olmalı amaç ilana dikkati çekmek unutmayın. 

Giriş Bölümü

İlanınızın ilk cümlesi ilanın ne ile ilgili olduğunu anlatmalı. Amaç, okuyucular neye bakıyorlarsa onun hakkında bir an önce bilgilendirmek. Bu bölüm tamamen bu mantıkla düzenlenmeli. İlk bölümde şuna benzer bir giriş kullanılabilir;

Kadıköy, Ayrılık Çeşmesi Marmaray Durağı’nın hemen yanında 2 odalı bu harika evi çok seveceksiniz “

veya

Gelin, Abant Gölü manzaralı, açık mutfaklı, bu muhteşem çiftlik evini ziyaret edin. “

Gördüğünüz gibi sadece müşterinin ilk sorusu olan “ben neye bakıyorum?” sorusuna yanıt verecek ve okumaya devam etmesi için bir neden sunacak kısa bir giriş yapıyoruz.

Hikaye Tarzında Anlatım Teknikleri

Evet, asıl eğlence şimdi başlıyor. Bu bölümde iki konu üzerinde duracağız;

  1. Gayrimenkulün önemli özellikleri üzerinde durmak

    •  Yatak Odası/Banyo Sayısı

    •  Gayrimenkulün yüz ölçümü

    •  Gayrimenkulün tipi (Apartman Dairesi/Villa/yazlık, gibi)

    •  Yeri ve Yakın Çevresi ( Okullar, Hastane, Şehir Merkezi, gibi)

    •  Gayrimenkulün özellikleri (basketbol sahası, tenis kortu, doğa manzarası, göl manzarası, garaj, havuz, taraça, iskele, bahçe, şömine gibi)

    •  Gayrimenkul ile ilgili yeni bir güncelleme ya da yenileme (kapı, pencere, banyo, mutfak gibi)

  1. Gayrimenkulü Teşvik Edici ve Zorlayıcı Bir Yolla Anlatmak

Emlak satışlarında kelimeler inanılmaz işler yapmaktadır. Mesela, dünyada bir reklam reklam metni için 150.000 dolar alan metin yazarları olduğunu biliyor musunuz? Metin yazma becerilerinizin ciddi değeri olduğunu anlamanız açısından bu güzel bir örnek. Bu nedenle unutmayın kelimeler doğru kullanıldığında çok etkili olabilirler. Onları kendi avantajınıza kullanmak sizin elinizde. Şimdi aşağıdaki iki emlak ilanı örneğini beraber karşılaştıralım;

Örnek 1 – Tipik İlan:

Yeni ocak, havalandırma bölümü. tüm ankastre aletler dahil. Evin arkasında büyük iskele. Bodrumun içinden çitli bahçeye geçiş.Pek çok yenilik yapılmış. Garaj ve bitmiş örtülü geçitin fotoğrafını da yollayacağım”.

Örnek 2 – İyi Yazılmış İlan :

Bu, 2 katlı panoramik Abant Gölü manzaralı kır evine bayılacaksınız. 3 yatak odalı ve 2 banyolu, 2 araç kapasiteli ev size hareket etmek için 1700 metrekarelik bir alan sunacaktır. Bu sıcak ev atmosferinde şöminenizin önünde ısınırken kitabınızı okuyabilir, kahvenizi yudumlayabilirsiniz Her sabah doğudan yükselen güneş ışınları ile uyanabilir ve her akşam doğanın sesleri ile uykuya geçebilirsiniz. Abant Merkezine yakın ve dost canlısı bölgede bulunan bu şirin ev, Bolu’ya 20 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır”.

Amerikalı yazar Seth Godin’in bir çok anlamlı bir sözü var;

Satış bir duygu transferi ile ilgilidir”

Tahmin edebileceğiniz gibi iki örnek eşit şekilde yaratılmamıştır. İkinci örnekte her bir kelime üzerinde dikkatlice düşünülmüş ve büyük bir çaba harcayarak hikaye tarzında akıcı bir anlatımdan yararlanılmıştır. Bu anlatım gayrimenkulün güzel görünmesini sağlamaktadır. Pek çok insan bu alana çok fazla önem vermemektedir. Ancak satışı asıl yaptıracak olan alan bu alandır. Bu alana harcayacağınız ekstra çaba size satış olarak geri dönecektir.

Özel Promosyon

Bu maddenin her zaman ilanınızda olmasına gerek yoktur. Sadece gerçekten satışı artık sonlandırmak istediğiniz zamanlarda kullanabilirsiniz. Okuyucularınızı harekete geçirmek için küçük tavizler verme olasılığı sizin seçiminizdir.   

Özel promosyonlar aşağıdakilerden biri olabilir;

*Alıcıya, alım satım işlemlerinin satıcı tarafından üstlenmesini teklif etmek, (Satıcı ile mutabık kalınarak tabii ki )

*Alıcıya, konaklama ve ulaşım ücretlerini karşılamayı teklif etmek,

*Alıcıya, çalışılan bankadan Mortage kullanımını teklif etmek,

*Kısa bir süre için liste fiyatından bir miktar indirim yapmayı teklif etmek.

Bu konuda yaratıcı olabilirsiniz. Müşterinizi harekete geçirecek promosyonları ilanınıza ekleyebilirsiniz. Tabii ki bu promosyonların mevzuata uygun olması gerekmektedir.

Buna bir örnek verecek olursak;

Bu ev, bankadan alınacak Mortgage finansmanı ile 20 yılda aylık ……TL tutar ödenerek satın alınabilecektir. “

Harekete Geçirme / İletişim Bilgileri

Bu bölüm okuyucularınıza ne yapacaklarını söyleyeceğiniz yerdir. Alıcılarınızı harekete geçirmekten çekinmeyin, onları harekete geçirmek için zorlayın. Onlara bu evi almak için son şansları olduğunu vurgulayın.

Örnek

Bu gayrimenkul sadece şu an harekete geçecek müşterileri için. Geç kalmadan arayın. “

Hala okuyor musunuz ? Şimdi arayın! “

Yanıltıcı Reklam Yapmayın

Kelimelerle oluşturduğunuz pozitif bir resim içinde gayrimenkulü satmak ile yanıltıcı reklam yapmak arasında çok ince bir çizgi bulunmaktadır. İlanınızda kullandığınız her bilginin doğru olduğundan emin olun. Kelimelerle yapılmaya çalışılan gayrimenkulün ne kadar güzel olduğunun öne çıkarılmasıdır. Onun güzelliğinin abartılması değil. Bu konu son derece kritiktir.

Böyle bir şey yapmanız halinde imajınıza ve itibarınıza zarar verirsiniz. Güven duyulmayan bir emlak profesyonelinin emlak piyasasında barınması mümkün değil.  

Satışın altın kuralı kimseyi kandırmamaktır. Amaç satışa söz konusu gayrimenkulün neden müthiş bir fırsat olduğunun açık bir şekilde anlatılmasıdır. Eğer doğru bir şekilde iletişim kurulur ve fiyat da alıcının kafasındaki fiyatla örtüşür ise noktaları birleştirerek müşterilerin ihtiyaç duydukları  gayrimenkulün bu olduğunu fark etmelerini sağlayabilirsiniz.

Başarılı satışçılar bu bilgileri etkin bir şekilde kullanarak müşterilerinin duygusal ihtiyaçlarını beslemektedirler. Satışı göklere çıkarmayın. Olmayan bir şeyi varmış gibi göstermeyin. Sadece gayrimenkulü tanıtın ve özelliklerini müşterilerinizin görebileceği bir şekilde anlatın. Müşterilerinizin kendilerini evin içinde resmetmelerini sağlayın ve sonuca bu şekilde ulaşabilmeleri için yardım edin. Bu verebilecekleri en doğru karardır.

En Güzel Örnek

Emlak sektörünün başarılı gayrimenkul yatırım danışmanı Tanju HAN’ın  facebook paylaşımları emlak sektöründeki profesyonelliğin adeta bir göstergesi. Paylaşmış olduğu bilgilendirici ve düzeyli sektörel bilgilerin yanı sıra emlak ilanlarındaki yaratıcılığı örnek alınması gerekiyor.

Örnek ilanın içeriği sizin o evle bağ kurmanızı sağlıyor ve adeta büyülüyor.Tanju HAN’ın Linkedin paylaşımları çok keyifli, hem teşvik edici, hem de merak uyandırıyor. İlan linkine buradan ulaşabilirsiniz.

Remax Dünya ticari kategorisinde yüz bin danışman arasında ilk beşin içerisinde yer alan, kariyeri başarılar ve ödüllerle dolu, sektöre yeni adım atan danışmanların idolü Ulvi Kocailik, paylaşmış olduğu ticari ilanlarda ki yaratıcı zekasını üst seviyede kullanarak, ticari ilanlarla ilgilenmeyen normal bir ev müşterisinin bile anlayacağı sadelikte yayınlaması adeta bir ders niteliğinde.

Emlak profesyonelliğinin en soğuk ve en zor uzmanlık alanı olan ticari gayrimenkulü bize sevdiren, yeni portföyünün reklam ve ilan çalışmasını nasıl yaptığını bize merak ettirip bir an önce ilanını paylaşmasını sabırsızlıkla beklediğimiz dünya şampiyonu Ulvi Kocailik’in ilan linkine buradan ulaşabilirsiniz.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Gayrimenkul Satışları İçin Çekilen Resimlerde Yapılan Büyük Hatalar!

Gerek ev sahiplerinin gerek gayrimenkul danışmanlarının satışlarda kullandıkları en önemli sunum tekniği resimlerdir. Günümüzde video , 3d resim/video ya da sanal gerçeklik gözlükleri gibi teknolojiler kullanılmaya başlasada çekilen resimler en az 2 – 3 sene daha en popüler tekniklerden biri olarak kalmaya devam edecek.

Gayrimenkul danışmanı arkadaşlara ve proje satış ekiplerine verdiğim eğitimlere katılanlar bilir, hep yaptığım bir benzetme vardır;

Gayrimenkul alışverişi, karşı cinsle yapılan ilk randevuya benzer!”.

Bu ne demek derseniz, çok detaya girmeden söyleyeceğim şey şu ki;

“Hiç bir zaman fazla istekli davranmayın, bu genellikle karşı tarafa bir rahatlık verir. Ayrıca bu aşırı istek hata yapmanıza ve kalitenizi göstermenize engel olur”.

Bu karşı konulmaz istek bazı kişilerde fotoğraflara yansıyor ve evin nesi var nesi yok resmini çekiyor. Ne demiştik, karşı cinsle ilk randevumuz, bu yüzden en güzel ve anlamlı fotoğraflarımızı koymalıyız.

Bakalım en çok yapılan hatalar nelermiş …

1. Artık Köşeleri Görmek İstemiyoruz!

Artık köşeleri görmek istemiyoruz !

Sebebi bilinmeyen bir nedenden dolayı bazı satıcılar evlerin köşelerini çekiyorlar. Evet, düz, boş köşeleri… Biliyoruz her evin birden çok köşesi bulunuyor, bunu özellikle çekmenin bir esprisi yok… Bir fotoğrafta tek köşeyi çekmek yerine iki köşeyi aynı fotoğraf karesine almayı deneyebilirsiniz 🙂

2. Balık Gözü Fotoğrafları Unutun

Balık gözü fotoğrafları unutun

Çok yaygın olmasada, ilan sitelerinde iddialı balık gözü lenslerle fotoğraf çekildiğini görüyoruz.

Fakat unutmayın, balık gözü lensler odanın ‘şeklini ve boyutlarını‘ ölçmeyi zorlaştırır. Yani bakan kişi fotoğrafdan odanın şeklini anlayamaz ya da yanlış anlar. Hele profesyonel kişiler tarafından çekilmediyse, fotoğrafa bakmadan geçme sebebi…

3. Camın Dışından Çekilen Resimler 🙂

Camın dışından çekilen resimler :)

Bu da anlaşılması zor bir konu. Burda aklıma ilk gelen şey , fotoğraf çeken kişinin içeriye girmeye tenezzül etmemesi. Şaka bir yana güneşin vurması ve camın yansıması fotoğrafın büyük bir kısmını sabote etmektedir.

4. Gazete Ya da Güneşlik ile Örtülmüş Camlar 😦

Gazete ya da güneşlik ile örtülmüş camlar :(

Bırakın güneş içeri girsin ! Yurtdışında yapılan ilginç bir araştırmaya göre doğal güneş ışığı ev satışlarını hızlandırmakla kalmayıp , daha yüksek fiyatlara satılmasına da sebep oluyormuş.

5. Dağınık, Pis Ev Fotoğrafları!

Dağınık , pis ev fotoğrafları !

Evet güzel bir dekorasyon satışta etkili olabilir ancak bunu yapamıyorsanız en azından eviniz temiz görünsün. Eskileri atamıyorsanız fotoğrafta görünmeyecek biryerlere kaldırın.

6. Farklı Bir Perspektif 🙂

Farklı bir perspektif :)

Birçoğumuz resimleri cep telefonlarımızla çekiyoruz. Kimisi yan kimisi düz çıkabiliyor. Fakat yan çekilmiş bir resmi internete yüklerken önce 90 derece döndürüp ondan sonra yüklemelisiniz. Bu düzeltmenin yapılmadığı fotoğraflara bakmak hiç de keyifli olmuyor 😦

7. Donanımların Aşırı Yakından Çekilmesi

Donanımların aşırı yakından çekilmesi

Günümüzde her evin iyi kötü bazı donanımları mevcut. (Fırın, ocak, kombi, klima vb.) Bazı arkadaşlar bu demirbaşları çok yakından çekerek sanki internetten bir fotoğraf almışcasına ilan sitelerine yüklüyor. Evet bu donanımlar çekilmeli. Ancak ‘ evin tam neresinde kalıyor, dışardan nasıl görünüyor, takıldığı yer nasıl diye düşünerek güzel bir açıyla çekilmeli.

8. Buğulu fotoğraflar…

Buğulu fotoğraflar…

Bunların internete yüklenmesi kabul edilemez bir hata. Aceleyle hepimizin böyle fotoğraflar çektiği oluyor ama ne gereği var. Dönün ve bir tane daha fotoğraf alın…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Gayrimenkul Sektöründe İşi Koparmak!


Günümüzde teknoloji bu denli ilerledikçe, emlak sektöründe başarılı olmanın da zorlaştığını ya da karmaşık hâle geldiğini düşünenler var. Fakat kimi zaman en temel ilkeler, işinizdeki en güçlü araçlar hâline gelebiliyor ve maalesef bunlar çoğunlukla ihmal ediliyor ya da görmezden geliniyor.

Bu makalemizde aslında her danışmanın bildiği fakat uygulamaktan kaçındığı bir durum söz konusu. Tıpkı emniyet kemerinin önemi gibi. Fakat ne hikmetse kimse hayatının garantisi olan bu kemeri takmak istemiyor. Tıpkı müşteri referanslarında olduğu gibi.

Müşterilerin etkileneceği bazen sözsüz görüşmeler olur. Masanın üzerinde duran bir referans dosyası sizin nasıl bir danışman olduğunuzun ipucunu karşı tarafa (müşteriniz ne kadar inatçı ve zor bir kişilik olsa dahi) açıklama yapmanıza gerek duymadan anlatır.

Müşteriyle iletişime geçene kadar sizden önce görüşen danışmanların anlattıkları bir çok hikaye oldu. Sizin anlatacağınız farklı bir hikaye ne olabilir? Müşteri, çayın şekere doyma kıvamındadır ve sizden sadede gelip işi nasıl netilecendireceğinizi öğrenmek ister.

Gücenmenizi istemeyiz ama, hazırlanmak için saatlerce uğraştığınız, emek verdiğiniz ikna edici konuşma ve söyleyeceğiniz şeylerin büyük bir bölümü geçersiz olacaktır. Hatta bir çok danışman konuşmayı sakız gibi uzatarak ne kadar deneyimli olduğunu göstermeye çalışır, halbuki durum tam tersidir. Bir şeyi kısaca iletmeyi bilenler daha zeki görünür. 

Yaptığınız tüm bu hazırlıklar müşteri zihninde manipülasyon gibi algılanır. Kuşkulu bir zihin yarattığınızın farkında bile olmazsınız. Abarttığımızı düşünüyor olabilirsiniz ama bu işin aslında çok basit bir oluru var; “kişinin iştir aynası lafa bakılmaz” = referanslarınız.

Evet o dosyanın içerisinde bu işi almanızı sağlayacak ve değerinizi gösteren bir formül var. Bugün bu sihirli formülün gücünü nasıl kullanacağınızı örneklerle açıklıyoruz.

Henüz müşteriye bir sunum dahi yapmadan o işi nasıl alırsınız?

Aslına bakarsanız kulağa oldukça hoş gelen bu durumu gerçekleştirmek için ihtiyacınız olanlar son derece basit; önceden hazırlık ve bir liste, 4-8 arası fotoğraflı referans ve bir iletişim numarası.

Uzman gayrimenkul danışmanlarına müşteri memnuniyetini sağlayıp sağlayamadıkları sorulduğunda genellikle hep olumlu yanıtlar alırsınız fakat çok azı yaptığı işlerden referans toplar. Referans almayanlar ise bu kişilere ait fotoğraf, belge göstermekte zorluk yaşarlar. Açıkçası gayrimenkul danışmanları aslında böylesine basit olan bir işi yerine getirmeyerek kendi hayatlarını daha zor hâle getiriyorlar.

Diğer yanda da tartışmalı video referans konusu var. Görüntülü referanslar emlakçılar için harika olsa da, bunları elde etmek her zaman o kadar kolay olmuyor. Fakat video yerine kimi zaman bir dizi fotoğraf da işinizi rahatlıkla görecektir.

Satıcı (Alıcı), listeyi ve fotoğraflı referansları gördüğünde bunların arasında tanıdığı birkaç kişi olabilir ya da en azından aynı bölgede olan insanlarla kendi arasında bir bağlantı kurarak sizi daha yakın görebilir. Bu etkileyici formül işe yaradığında müşterileri kazanmanız çok daha kolay olacaktır. Aynı zamanda telefon numarası da son derece önemli çünkü referansınıza arayarak ulaşmaları işi neredeyse kesin bir şekilde sizin almanızı sağlar.

Bu arada broşürleri ve pazarlamayı da unutmamak gerekiyor. Gayrimenkul danışmanları kimi zaman el ilanları bastırıyor, etrafa dağıtıyor ve işlerinde ne kadar iyi olduklarını dile getiriyor. Belki tekliflerinden, belki önceki deneyimlerinden bahsediyorlar fakat şu bir gerçek ki, bunu herkes yapabilir. Asıl zor olan ve el ilanlarını 10 kat daha güçlü hâle getiren şey bunların üstünde fotoğraflı referanslar kullanmak olacaktır. El ilanlarınızda her seferinde rotasyon yapabilir, farklı referanslar ve temalar kullanabilirsiniz. Tabii broşürleri sadece basılı olarak da düşünmeyin. Bu taktik web sitelerinde, sosyal medyada ve e-postalarda da son derece verimlidir.

İşe yeni başlayıp ‘Henüz hiç satış yapmadım, dolayısıyla referansım da yok’ diyenlere de değinelim. Eğer bir emlak ofisinde çalışıyorsanız, çalışma ortamınızdan bir müşterinin memnun ayrıldığı her seferde aslında siz de referans kazanıyorsunuz. Çünkü pratikte iki referans alınır; birisi bireysel danışman, diğeri de bağlı olduğu ofis için. Dolayısıyla sektöre yeni girenler bu durumdan da faydalanabilir.

Sonuç olarak; gayrimenkul sektöründe teknolojinin getirdiği nimetleri kullanmak ve işinize uyarlamak oldukça önemli. Fakat hiçbir zaman için temel kurallardan şaşmayın ve özellikle fotoğraflı (mümkünse videolu) referansların son derece güçlü olabileceğini unutmayın.

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Satış Yeteneklerinizi Geliştirmenin 10 Yöntemi


Yeni yılda gayrimenkul danışmanlarının kendilerini yenilemesi, satış yeteneklerini geliştirmesi gerekiyor. Bu yüzden 2018’de işinize yarayacak 10 püf noktası;

1. Gün boyunca olasılıkları kovalayın, uygulayın: Çalışmak istediğiniz kişilerin listesini yanınızda her yere götürün ve bir randevu alana kadar gün boyunca arayın.

2. Bir uygulama takvimi yaratın: Takviminizde bulunmayan şeyler geçerli değildir. Emlak işinde satış yapmanın sırrı, konuşma sanatında uzman hâle gelmekte yatar. Kelimeler bizim aracımızdır ve tıpkı bir zanaatkar gibi devamlı bunları yenilemeli, geliştirmeliyiz. Bunun için her gün vakit ayırın.

3. Eğitiminizi izlemesi için yöneticinize sorumluluk yükleyin: Yaşadığınız bir sorunu çözmeyen bir eğitim almak size hiç bir şey katmaz. Almış olduğunuz eğitimlerin uygulamada işe yarayıp yaramadığını geribildirimde bulunarak broker ve yöneticinizle paylaşmaktan çekinmeyin. 

4. Satış amaçlı, hizmet odaklı bir zihniyetiniz olsun: Hayalinizdeki bir arabayı satın aldıktan sonra gittiğiniz her yerde aynı modeli gördüğünüz oldu mu? Ne arıyorsak onu buluruz. Bir emlak ilanı ile ilgili müşteri görüşmesine gittiğinizde zihniyetiniz ‘Bu evi satmak için buradayım’ olsun, ‘Bu evi göstermek için buradayım’ değil.

5. Sunumunuzu devamlı geliştirin: İlan sunumlarınızı sesli ve görüntülü olarak kaydedin. Daha sonra kendinizi dinleyin, varsa bir kopyasını yöneticiniz ya da koçunuza gönderin. Bazen daha uzman kişiler sizin göremediklerinizi görür.

7. Görüşmelerden sonra geliştirebileceğiniz noktalarda çalışın: Rol yaparak kendi kendinize sunumlar yapın çünkü bir dahaki sefer aynı senaryo karşınıza çıktığında hazır olacaksınız.

8. Öğrendiklerinizi pekiştirmek için diğer kişilere de öğretin: Bilgi paylaştıkça çoğalır ilkesini edinmeniz sizin faydanıza. Öğreteceğiniz her bilgiyi karşınızdaki kişinin farklı bakış açısıyla yeniden değerlendirme şansına sahip olacaksınız. 

9. Standartlarınızı yükseltin: Bir randevu almak için 60 kişiyle görüşmeniz gerekiyorsa, bunu geliştirmek ve sayıyı azaltmak için daha çok çabalayın.

10. Beraberlik hissi yaratın:

Bunun ne demek olduğuna dair birkaç örnek verelim;

Müşteri görüşmelerinde cümlenin başında; 

Bir araya geldiğimizde…’

Evrak işlerini hallettiğimizde…’

Beraber çalışacağımız zaman…’

Evi gösterirken burada olacak mısınız, yoksa anahtara ihtiyacım olacak mı?’

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

‘Hayır’ Yerine Nasıl ‘Evet’ Cevabı Alırsınız?

 

Birçok kişi iş hayatına girerken ‘Hayır’ yanıtları almaya alışıyor ve onlar için kimi zaman bu ‘Hayır’ konuşmanın sonu anlamına geliyor. Emlak ise reddedilmenin doğal karşılandığı bir sektör ve asıl önemli olan reddedildiğinizde nasıl karşılık vereceğiniz.

Karşı tarafın sizi alt etmesine izin verdiğinizde kaybeden taraf olursunuz. Olumsuz durumlar karşısında cesur davranmanız ise sizi zafere götürecektir.

İlk aramalarda randevu alma oranı sadece yüzde 4-6 oranında kalırken, bu da demek oluyor ki gayrimenkul sektöründe ısrarcı olmanız gerekiyor. İstatistiksel olarak baktığımızda ‘Evet’ yanıtı almak için neredeyse 8 kez görüşme yapmak gerekiyor. Peki işleri nasıl tersine çeviririz?

1. ‘Hayır’ yanıtı olası bir ‘Evet’ olabilir

Birçok insan önce olumsuz davranır, ardından ‘Evet’ der. Aslına bakarsanız araştırmalar da gösteriyor ki ortalama bir müşteri ‘Evet’ diyene kadar beş defa ‘Hayır’ yanıtı veriyor. Bunun sebebi de karar vermenin aslında mantıktan çok duygusal bir süreç olması.

İnsanlar memnun kalmak yerine, önceliği memnuniyetsizlikten kaçınmaya veriyor ve böylece de ilk tavır olarak olumsuz davranıyor. Dolayısıyla ‘Hayır’ yanıtı almanız işlerin değişmeyeceğini göstermez.

2. Üç genel ‘Hayır’ deme şekli vardır

Genellikle ‘Hayır’ yanıtı şu şekilde verilir;

Yanlış Bilgi: Karşınızdaki kişiye neden ‘Evet’ demesi gerektiğini iyi şekilde açıklamadınız. Bu yüzden de açıklama yaparken daha dikkatli olmalısınız.

Yanlış Zamanlama: Karşınızdaki kişinin düşünmek için biraz zamana ihtiyacı var ve bu yüzden olumsuz davranıyor. Dolayısıyla şimdilik sabırlı olmalı ve daha sonra tekrar denemelisiniz.

Yanlış Durum: Onu ‘Evet’ demekten alıkoyan bir durum olabilir. Dolayısıyla siz de engeli kaldırmak için diğer kişiyle çalışmalı ya da farklı yaklaşım sergilemelisiniz.

3. Israrcı değil, meraklı olun

Hayırı cevap olarak kabul etmiyorum’ cümlesi genellikle insanlar tarafından yanlış algılanıyor ve müşteri ‘Evet’ diyene kadar üstünde baskı kurmayı sürdürüyorlar. Bu işe yaramadığı gibi sadece anlaşmayı zorlaştırır.

Örneğin;

Siz: 500 bin liralık bir teklifi kabul eder miydiniz?

Müşteri: Hayır.

Siz: Emin misiniz? Kötü bir teklif değil ama?

Müşteri: Evet eminim.

Siz: 520 bin liraya ne dersiniz?

Müşteri: Lütfen daha fazla görüşmeyelim.

Bu tip bir diyalog yerine ‘Hayır’ yanıtı üzerinde meraklı davranmalı ve konuşmaya devam etme fırsatı yakalamalısınız.

Şu şekilde;

Siz: 500 bin liralık bir teklifi kabul eder miydiniz?

Müşteri: Hayır.

Siz: Peki teklifte beğenmediğiniz kısım neresi oldu?

4. Diyaloğu ileri taşıyın

Öğrendiklerinize uyarak diyalogları ileri götürün ve ‘Evet’ cevabı alacağınız olasılıkları zorlayın. Yukarıdaki örneğe göre sorunuz şu üç cevabı alabilir;

Yanlış Bilgi: Bu senaryoda konuşmanızda geriye dönecek ve yanlış anlaşılmayı düzelteceksiniz.

Müşteri: Nasıl para kazandıracağınızı anlayamadım.

Siz: Doğru açıklayamadığım için özür dilerim. O kısmın üzerinden tekrar geçelim ve ben de daha açık anlatayım.

Yanlış Zamanlama: Bu tip bir durumda konuyu daha sonra tekrar konuşma fırsatı yakalamanız gerekiyor.

Müşteri: Bu konuyu biraz düşünmem gerekiyor.

Siz: Anlıyorum. Tekrar görüşmeden önce açığa kavuşturmamız gereken alanlar hangileri?

Yanlış Durum: Bu senaryoda da önünüzdeki engeli aşmak için yaratıcı bir yaklaşım sergilemelisiniz.

Müşteri: Teklifin umduğum gibi olmadığını biliyoruz.

Siz: Belki de imtiyaz şartları üstünde tekrar düşünmeliyiz. Aklınızdakileri bana söyleyebilir misiniz?

https://youtu.be/akHzP4h3qYE

Video: Erkan Yolaç ve Evet-Hayır yarışması

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

Arsa Yatırımının Püf Noktaları Nelerdir?

indir

Son zamanlarda mega projelerle daha çok gündeme gelen “arsa yatırımı”, doğru bir araştırmayla arsayı bulma, bekleme ve satma sürecinin ardından uzun vadede kazandıran bir yatırım türü. Eğer bu alana yatırıma karar verdiyseniz sadece arsa seçimi ve satış sürecinde değil, satmayıp elde tuttuğunuz dönemde bile bilmeniz gereken detaylar var. İşte uzmanından arsa yatırımının en kritik noktaları…

Arsa yatırımındaki işte o 3 kritik aşama

Arsa yatırımlarının genelde en az 5-10 yıl, tercihen daha uzun vadeli düşünülerek yapılması gerekir. Arsa yatırımından beklentilerinizi düşürmeli ve bu beklentilerle eşleşecek arazi aramalısınız. Ama arsa yatırımı sadece satın almak ve beklemekten oluşan bir yatırım türü değildir. Temelde bu yatırım süreci üç temel evreden oluşmaktadır. Bunlar, doğru yerin tespiti ve arsanın satın alınması, arsanın doğru zamana kadar bekletilmesi ve arsanın doğru zamanda satılmasıdır. Bu üç evrede yatırımcının dikkatli olması gerekir. Bu tür bir yatırımı yapmadan önce bir gayrimenkul profesyoneli ile çalışmanızı öneririm.

1- Arsa seçimi neden zor, nelere dikkat etmek gerekir?

Arsa yatırım sürecinin ilk ve en zor kısmı, aslında doğru yer ve doğru arsa seçimidir. Değerli araziler pahalı ve sınırlıdır. Önemli olan ve esas gelir sağlayan, arazi geliştirme yöntemleri kullanılarak plansız arazilerden planlanmış ve altyapısı sağlanmış arsalar elde etmektir. Sonra da bu arsalara doğru yatırımları yapmak, yapacak olana satmak ya da hasılat paylaşımı üzerinden anlaşma yapmak, ciddi kar getiren bir yaklaşımdır. Bu da “gayrimenkul geliştirme” adını verdiğimiz bilimdir.

2- Arsa satın alırken araştırılması gereken en kritik bilgiler neler?

  • · Arsa almadan önce yerini mutlaka görmeli, görmekle de yetinmeyip üzerine ayak basmalısınız. Arsayı beğendiyseniz arsanın tapusunu edinin, imar durumu ve mülkün yeri gibi konularda satıcının sözlü beyanı yerine kendi araştırmalarınıza güvenin.

  • · Taşınmazın üzerinden yüksek gerilim hattı geçip geçmediği, altında altyapı tesislerinin olup olmadığı, heyelan bölgesi, sit alanı, dere yatağı, ya da geleceğe yönelik yapılaşmaya engel teşkil edebilecek bir husus olup olmadığını araştırın.

  • · Mülkün tapusunda ‘arsa’ mı yoksa başka bir ifade mi yazıyor dikkat edin.

  • · Gayrimenkuller imar parseli haline gelirken Düzenleme Ortaklık Payı-DOP denen imar terklerini yapmak durumundadırlar. Bu nedenle arazilerden imar kanuna göre % 40’a kadar terk alınabilmektedir. Elinizde tapu, henüz terki yapılmamış bir mülke aitse aldığınız metrekarenin imar uygulamasına göre bir miktarını kaybedebileceğinizi bilmelisiniz. İmar uygulaması görmüş bir taşınmazın geçmişte kesilen DOP oranını araştırın. Örneğin 2008 yılında uygulama görmüş, bir araziden DOP % 30 kesilmiş ise, bu arsadan belediyenin bedelsiz olarak % 10 daha kesme hakkı vardır.

  • · Arsayı-araziyi almadan ilgili resmi dairelerde araştırmaları düzgün şekilde yapmalısınız. En önemli ve en çok yanılabileceğiniz noktalardan biri gösterilen arsa ile satılan tapunun aynı gayrimenkule ait olup olmadığının anlaşılmasıdır. Tapu senedini, kadastral açıdan da kontrol ederek ada, pafta, parseli belirtilen arsanın size gösterilen arsaya tekabül edip etmediğini anlamanızdır. Bu kontrolü yaklaşık olarak kendiniz de yapabilirsiniz, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün, akıllı telefonlara indirilebilen ve GPS desteği bulunan programı ile arazide bu kontrolü yapabilirsiniz. Ancak zaman zaman veri hataları olabildiği ve bu kontrolün resmi bir bağlayıcılığı olmadığı için, bu konuda profesyonel yardım almanız gerekmektedir. Özel harita mühendislik büroları ve LİHKAB (Lisanslı Harita Kadastro Mühendislik Büroları) bürolarından yardım alabilirsiniz.

  • · Arsanın ilçe hudutlarında bulunduğu belediyesinde imar ile ilgili araştırmalar yapılmalıdır. Arsanın imar planının olup olmadığı, var ise onaylı imar planının yapılaşma koşulları öğrenilmelidir. Kontrol edilen imar planından arazinin kullanım türü (örneğin konut, ticari, sanayi vb.), yapılaşma koşulları (toplam inşaat alanı, izin verilen kat adedi) pazarlama sırasında bildirilenle aynı olup olmadığı değerlendirilmelidir. Eğer imarsız bir parselse imar ile ilgili belediyenin bir hazırlığı olup olmadığını sormalısınız. Aslında en ideali belediyesinden alınmış “Resmi İmar Durumu Belgesini” temin edebilmenizdir.

  • · Arsa yatırımı yapanlar için, yatırımın yani alınacak arsanın konumu, eğimi, büyüklüğü, inşaat yapılabilme imkânları bakılmalıdır. Bazı eğimli araziler ilave inşaat hakları imkanı sağlayabilir, imar durumları iyi değerlendirilmelidir. İmar plan notları doğru şekilde okunarak yorumlanmalıdır.

  • · Bunların dışında arsanın bağlı bulunduğu Tapu Müdürlüğü’ne giderek mülkiyet haklarını sınırlayacak bir kısıtlamanın olup olmadığını mutlaka kontrol etmelisiniz. Arsa üzerindeki bir irtifak hakkı veya şerh (orman, su havzası, kamulaştırma…..vs) arsanın kullanımını olumsuz etkileyebilir; hatta arsayı kullanılamaz hale getirebilir.

  • · Eğer planlaması yapılmış bir alansa planlama sırasında ilgili kurum görüşlerinin alınıp alınmadığını araştırmanızı tavsiye ederiz. Genellikle su koruma havzaları yakınında ya da orman arazileri yakınında yapılan planlamalarda bu tür eksiklikler nedeni ile imar plan iptalleri yapılabilmektedir.

  • · Bunların dışında ayrıca taşınmazın hisseli mi, müstakil tapu mu olduğuna dikkat edilmelidir. Hisseli arsalarda diğer malikler ile her metrekarede ortaksınızdır. Bu nedenle, diğer hissedarlarla parselin rıza-i taksiminde anlaşılmadıkça hissedarı çok olan parseller tercih edilmemelidir.

  • · Satıştan önce tapudan emlak vergisi borcu olmadığına dair evrak istenmektedir. Borcu varsa zaten satış yapılmamaktadır. Borç satıcıya aittir bu nedenle işaretlenmiştir.

  • · Eğer alacağınız arsa hisseli arsa ise daha dikkatli olmalısınız. Alınan hissenin, hissedar olunan arsa üzerinde tespitini yapmak mümkün değildir. Yani başka bir deyişle hisseli bir arsada, taşınmazın belli bir bölümüne değil, taşınmazın değerinin hisseniz oranındaki karşılığına sahipsiniz. Arsanın yola cepheli hissesi benim, sokak cephesi benim, ya da benim hissem manzaralı kısma tekabül ediyor gibi bir durum söz konusu değildir. Dolayısıyla hisseli arsalarda yatırım daha risklidir.

  • · Tapu işlemi sırasında alacağınız gayrimenkulün harçlarını “devir ve iktisap bedeli” üzerinden hesaplayarak beyan etmeli ve ödemelisiniz. Çünkü beyanınız eksikse ödenen alım satım harçları cezalı olarak size geri dönecektir. Yeni düzenlemelerde bu çok sıkı takip edilmektedir.

3- Arsayı elinizde tutarken neleri göz önünde bulundurmalısınız?

Arsayı satmadan elinizde tuttuğunuz süre boyunca imar bilgilerinin sık sık güncellenmesi ve bir değişiklik olup olmadığının kontrol edilmesi gerekir. Bu değişiklikler için yerel yönetimlerin imar planları askı süreçlerini takip etmelisiniz. Gayrimenkul, yani yeni medeni kanundaki adına göre adı “taşınmaz” ama şuyulandırıp “taşıyıverirler” ne olduğunu bile anlayamazsınız. (Şuyulandırma, var olan bir arsanın belediye tarafından kullanım hakkına bağlı olarak ele alınması ve farklı parseller ile birleştirme çalışması ile birlikte hisseli bir şekilde mal sahibine ya da başkalarına kat mülkiyeti olarak sunulması demektir)

Bu süreçte başkaca riskler de bulunmaktadır. Örneğin plansız bir arazi, imarlı bir arsaya dönüşürken, imar planlarına göre hangi lejanta tekabül ettiği takip edilmelidir. Arazi imar planlarında uygunsuz bir şekilde yeşil alan, camii, okul, sağlık tesisi ya da diğer kamu alanlarında kalmış olabilir .İmar planlarının askı süreçlerin takip etmeli, planlarla ilgili profesyonel yardım almalı, uygun olmayan bir durum tespit edildiğinde yasal süreler içerisinde gerekli itirazları yapmalısınız.

4- Arsanızı satmak için neyi beklemelisiniz?

Artık yeteri kadar beklemiş olduğunuzu düşündüğünüzde arsayı satmalı veya alternatif şekilde değerlendirmelisiniz. Bunun için de pazarı yakından takip etmeli, çevre gelişiminin ve fiyatların uygun olduğu bir noktada satışı gerçekleştirmelisiniz. Arsanın satış aşamasında değerin maksimum olduğu noktayı iyi tespit etmeli, geleceğe yönelik tahminler yapmalısınız. Örneğin ticari alanı az olan/ olmayan, ancak nüfus yoğunluğu bulunan bir toplu konut bölgesinde arsanız var ise, arsanızın ticari özelliği de var ise bu sizin için doğru zaman olabilir. Ya da yeni yapılaşan bir bölgeye rağbet çok ise, imar planlarına göre fiziksel olarak genişlemeyi kısıtlayan bir durum var ise bölgedeki yapılaşmanın bitmesini beklemek doğru bir zaman olabilir. Az olan her zaman kıymetlidir. Rağbet gören bir bölgede yapılaşmaya müsait arsa kalmadığında sizin arsanız oldukça kıymetlenecektir.

5- Arsa satış fiyatını neler belirler?

  • · Toplam arsa alanı büyüklüğü (net ve/veya brüt parsel alanı),

  • · Arsa payı ve mülkiyet yapısı (hisseli veya tek malik, vs),

  • · Yeri, bölgesi, konumu, çevre gelişimi, komşuları, yol bağlantıları, ulaşım imkanlarından yaralanma ve ulaşılabilirlik durumu, gelecekte gelişim gösterme potansiyeli, manzarası gibi özelikleri,

  • · Fiziksel özellikleri: boyutu, şekil-biçimi (köşe etkisinde olup olmaması, yola bakan cephesinin uzunlukları, vs), topografyası, zemin durumu, genel altyapı hizmetlerinden yararlanma imkanları,

  • · İmar durumu, kullanım biçimi, imar hakları ve sağladıkları,

  • · Satış şartları (peşin, vadeli, vs)

  • · Arazi kullanım kısıtlamaları olup olmadığı, varsa bunların nedenleri ve boyutları

 

 

static_qr_code_without_logo 2

 

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

 

Gayrimenkul Sektöründe Rakiplerinizi Nasıl Nakavt Edeceğinizi Muhammed Ali’den Öğrenin

Geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren efsane boksör Muhammed Ali, uzun yıllar kırılamayacak rekorları elde etmesinin yanı sıra kişiliğiyle de tüm dünya için bir ilham kaynağıydı. Muhammed Ali, bir boksör olmanın da ötesine geçerek bir idol haline dönüştü.

Ona bakanlar ve onu sevenler, onun gibi olabilmek için ellerinden gelen tüm çabayı gösterdiler. Muhammed Ali, kendi zamanında ringleri kasıp kavururken aynı zamanda gayrimenkul sektöründekilere de örnek olmayı nasıl başardı?

Yavaş Adımlarla Harekete Geçin

Profesyonel boksörler ringe çıktıklarında korkuyu ve zarar görme hissini unuturlar. Eğer boksörlere ringe çıkmadan önce ‘hemen saldırma, ani bir yumruk alırsan maçı kaybedersin’ uyarısı yapılmasaydı boks maçları çok kısa sürerdi.

Bu hatayı yapmamaları için idmanlarda eğitilir ve ne zaman harekete geçmeleri gerektiği konusunda ciddi dersler alırlar. Riski en aza indirmenin taktiklerini alan boksör, görebileceği zararı en aza indirgedikten sonra yavaş ve emin adımlarla harekete geçer.

Sizde müşterilerinize kazandırmak ve bu sayede müşterinizi kazanmak için yavaş yavaş acele etme tekniğini öğrenin. Her parıldayanın altın olmadığını bilmeniz gereken bu teknikte her ürünü (makas farkı hariç) aceleyle yatırımcılarınıza sunmayın. Bu teknik sizi rekabet halinde olduklarınızdan daha iyi yapacaktır.

Henüz vaktin varken git dostum. Kaybetmenin acısı, yumruğumdan daha dayanılmazdır.

Doğru Yumruk İçin Doğru Zamanlamanın Önemi

Eğer bir profesyonel gibi ringe çıkmaya karar verirseniz, profesyonel bir boksörün yapacağı gibi doğru yumruğu vurmak için hazır olmalısınız. Ali’nin yaptığı gibi rakipten gelecek zararı en aza indirmeyi ve rakibe en büyük hasarı vermeyi istiyorsanız onun hareketlerini takip etmelisiniz.

Ali ringe çıktığında durdurulamaz ve karşı koyulamaz kendine has taktikler kullandı ve rakiplerinin ona karşı ringde hiçbir şansı yoktu. 

Gayrimenkul piyasasında her zaman büyük fırsatlar var, özellikle kriz ortamlarında. Piyasa=Ring olduğunu düşünürsek daha ilk rauntta fırsatı büyük kazanca çevirebilirsiniz, fakat maçın 12 raund olduğunu hiçbir zaman unutmayın.

Eğer kazanacağımı bilmiyorsam, asla ringe çıkmam.

Hızlı Olun

Kelebek gibi uçar, arı gibi sokarım.— Muhammed Ali

Herkesin ezbere bildiği bu söz, gayrimenkul sektörü için de birebir geçerlidir. Gayrimenkul sektöründe yatırım yapmak sanıldığı kadar kolay değildir. Tüm yatırımcıların yöneldiği ve zenginlerin de milyonlarca dolar ödeyerek edindikleri gayrimenkullerden bir tane satın almak hiç de kârlı bir yatırım değildir.

Emlak danışmanı büyük fırsatları önceden hissetmeli ve onu elde edebilmek için hızlı davranmalıdır. Bu işteki sır; hedefi belirlemek için bir kelebek gibi sakin uçmayı başarmak ve hedefi belirledikten sonra bir arı gibi çevik ve hızlı uçarak ona konmaktır.

https://youtu.be/j8b-9NPfu7k

Boksun Ruhu Sert Olsa da Nezaketi Elden Bırakmayın

İşinizde başarılı olmak için bazen sert olmanız gerekse de kaba bir karakter sergilemenize gerek yok. Bunun en güzel örneği Muhammed Ali’dir. Boks gibi bir sporun içerisinde olan Ali, her zaman gülen yüzü ve esprileriyle sıcak yönünü öne çıkarmış ve nezaketi ile tüm dünyanın hayranlığını kazanmıştır.

Vietnam Savaşı’nda askere gitmeyi reddedecek kadar cesur olan Ali, unvanını kaybetse de asla ayrımcılığa ve zulme karşı olan duruşunu bozmadı. Tüm imkanlarını zor durumda olan insanlar için seferber eden efsane boksör, diğer insanlar için de ilham kaynağı olmayı başardı. Boksu bıraktıktan sonra dahi insanların gözünde değeri hiç azalmayan Ali, nerede bir çocuk görse kucaklamayı ihmal etmedi ve insanlarla iç içe olduğu tüm zamanlarda onlara sevgisini gösterdi.

Ringlerde rakiplerini yerlere seren Muhammed Ali, hayatının geri kalanı boyunca onu bir kere bile canlı görme fırsatı olmayacak, kendinden kilometrelerce uzak olan insanların gönlünde taht kurmayı başardı.

Çalıştığınız sektör ne olursa olsun, kazancınız ne kadar yüksek olursa olsun mutlaka çevrenizdeki insanlarla iyi ilişkiler kurun. Unutmayın ki insanlar saygılarını parası olanlara değil iyi bir kalbe sahip olanlara gösterirler.

Boks sadece mesleğim. Çimenler uzuyor, kuşlar cıvıldıyor, dalgalar sahili dövüyor. Ben de insanları yumrukluyorum.

Vur, Savun, Vur!

Ringe çıkan boksör hızlı bir sağ kroşe vurarak rakibini devirmek için acele etmez. Boksör bilir ki rakibini ölçüp tartmadan onun zayıf yönünü anlayamaz ve nakavt için doğru yumruğu rakibine sallayamaz. Boksör rakibin etrafında dönerken sahte yumruklar atarak onun açığını kollar.

Siz de gayrimenkul sektöründe başarıya ulaşmak istiyorsanız acele etmeyin. Hiçbir boksör tek bir yumrukla yere serilmez. Siz de asla büyük bir anlaşmayı ilk işinizde başaramazsınız. Yatırımcınıza, büyük bir yatırım yapmadan önce küçük bütçelerle denemeler yaptırmalı ve doğru stratejiyi önceden belirlemelisiniz.

Rakibini iyice yoran ve açığını anlayan boksörün yaptığı gibi doğru zamanda doğru noktaya yatırım yaparsanız sektördeki ilk nakavtınızı gerçekleştirmiş olursunuz.

VİDEOYU İZLEMEK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ…

Sözcüklerin Gücüne İnanın

Muhammed Ali, onu kimse tanımazken ve hiçbir rakibini yere sermemişken dahi en büyük olduğunu söylemekten asla çekinmedi. Evet, o dünyanın en büyüğü oldu. Hala onun gibisi yeryüzüne gelmedi. Ama o, sözcüklerin gücünü kullanarak tüm bunları başarmadan önce “DÜNYANIN EN BÜYÜĞÜ BENİMdiyerek bunu başarmıştı.

Eğer gayrimenkul sektöründe bir Muhammed Ali olmak istiyorsanız sözcüklerin gücüne inanmalı, sıkı ve tempolu bir şekilde amacınız uğruna çalışmalısınız. Sizde bölgenizde ve uzmanlık alanınızda kendinize güvenmeli ve her zaman rakiplerinizden bir adım önde olacak çalışmaları gerçekleştirmelisiniz.

Kendinizi motive edici bir söz mutlaka bulun ve bu sözü görüşme öncesinde, sabah uyandığınızda, aynaya baktığınızda, enerjinizin bittiğini hissetiğinizde içinizden yüksek sesle bağırmaya başlayın.

Sıkı çalışmanın başarı için ne kadar önemli olduğu Muhammed Ali’nin sözlerinde gizli. Sıkı çalışmanın başarı için ne kadar önemli olduğu Muhammed Ali’nin sözlerinde gizli.

Muhammed Ali’den Unutulmaz Motive Edici Sözler

  • O kadar hızlıyım ki dün gece odamda yerimden kalktım, ışığı söndürdüm ve daha oda karanlık olmadan yerime dönebildim.

  • Büyük bir şampiyon olmak için en iyisi olduğuna inanmalısın. Değilsen bile, öyleymiş gibi davran.

  • Sizi yıpratacak olan tırmandığınız dağlar değil, pabucunuza kaçmış taşlardır.

  • Tüm sahip olduğun bu mu George? (Ali, Rumble in the Jungle maçının son raundunda George Foreman’ın kulağına böyle fısıldadı)

  • Vietnam savaşına gitmiyorum çünkü benim onlarla bir alıp veremediğim yok, hiç bir Vietkonglu bana zenci demedi…

  • Bakışlarım size asla yalan söylemez.

  • Ben boksun astronotuyum. Joe Louis ve Dempsey sadece jet pilotu. Ben kendi yarattığım dünyadayım.

  • Bana sadece iyi olduğumu söylemeyin. Çünkü Ben en iyiyim. Ben en iyisinin de iyisiyim. Bütün dünyaya haykırmak istediğim şey bu.

  • Ben boksun Elvis’iyim.

  • Ben en iyisiyim. Bunu gözlerimle görmeden önce de söylüyordum. Sakın bana şu işi yapamazsın demeyin. Olanaksız olduğunu anlatmayın. En iyisi olmadığımı söylemeyin. Ben en iyinin de iyisiyim.

  • Ben sigara içmem, fakat her zaman kibrit paketini cebimde taşırım. Ne zaman bir günah işlemeye kalksam, bir kibriti yakıp elimi o ateşle ısıtırım ve kendime derim ki: Ali, sen bu ateşe dayanamıyorsun, cehennem ateşine nasıl dayanacaksın?

  • Boks sadece mesleğim. Çimenler uzuyor, kuşlar cıvıldıyor, dalgalar sahili dövüyor. Ben de insanları yumrukluyorum.

  • Çalışmanın her saniyesinde nefret ediyordum fakat kendime hep ‘’ Dayan!’’ diyordum. Bugün çalışacağım ve ömrümün sonuna kadar bir şampiyon olarak yaşayacağım.

  • Eğer benim gözlerime korkusuzca bakamıyorsan, kaybettin demektir.

  • Eğer en iyi değilsem, hiçbir şey değilim demektir.

  • Eğer kaybedeceksen bile, bir şampiyon gibi kaybet. Çünkü ringe çıktığında karşında bir şampiyon göreceksin.

  • Elli yasındaki bir adam kendini otuzunda hissediyorsa, yirmi yılını boşa harcamış demektir.

  • Eğer yalnızca bir tane şampiyon olacaksa, bu benden başkası olamaz.

  • Eğer korkuyorsan, bittin demektir.

  • Eğer kazanacağımı bilmiyorsam, asla ringe çıkmam.

  • Gözlerime asla korkusuzca bakamazsın. Çünkü benim gözlerim, bu dünyadaki bütün gözlerden daha korkusuzca bakar.

  • Henüz vaktin varken git dostum. Kaybetmenin acısı, yumruğumdan daha dayanılmazdır.

  • Kelebek gibi uçar, arı gibi sokarım.

  • O kadar hızlıyım ki, odamda ışığı söndürmeye kalktığımda, ışık sönmeden oturduğum yere dönebiliyorum.

  • Söylediklerinizi yiyin şimdi, yiyin. Ben en muhteşemim işte. (Ona “boşboğaz” diyen ve Sonny Liston’a yenileceğini öngören gazetecilere…)

  • Sporda başarı çalışmaktan öte istemekle olur.

  • Şampiyon benden başkası olmayacak. Bütün rakiplerime söyleyin. Eğer korkuyorlarsa, hiç çıkmasınlar karşıma. Kazansın ya da kaybetsinler, ama mutlaka bir şampiyon gibi oynasınlar. Çünkü korkaklarla asla işim olmaz benim.

  • Şampiyon olduğum zaman, eski kot pantolonumu üzerime geçirip, eski bir şapka takıp, sakal bırakarak, beni kimsenin tanımadığı bir kasabanın sokaklarında yürüyüşe çıkacağım ve beni, sadece ben olduğum için sevecek bir insan bulana kadarda yürüyeceğim. Bulduğumda da onu 1 milyon dolarlık arazime tepeden bakan 250bin dolarlık evime götürüp, Cadillac arabalarımı, havanın yağmurlu olduğu günlerde kullandığım kapalı havuzumu göstereceğim ve ona işte bunların hepsi senin, çünkü beni ben olduğum için seviyorsun diyeceğim.

  • Şampiyonlar salonlardan çıkmaz. Şampiyonlar içlerinde tutku, hayal ve amaç olan insanlardan çıkar.

  • Şimdi acı çek sonra hayatın boyunca rahat et.

  • Egzersizler sırasında tekrarları asla saymam! Sadece acımaya başladıktan sonrakileri sayarım. Çünkü tek işe yarayacak olanlar o acıtanlardır!

  • Zorluklar beni asla yıldıramaz, çünkü ben imkansıza bayılırım.

  • Aklım kesiyor ve yüreğim inanıyorsa, başarabilirim.


Muhammed Ali’yi saygıyla anıyorum.

 

static_qr_code_without_logo 2

 

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Emlak İşinde Müşteriyi Vücut Dilinden Nasıl Anlarsınız?

vucut-dili-gayrimenkul-danismani

Profesyonel poker oyuncularını, iletişim uzmanlarını ve özel dedektifleri bir kenara atarsak, pek çok kişi diğer insanların vücut dilini çözmekte, özellikle de stresli anlarda zorluk yaşıyor. Örneğin ünlü yazar ve iş adamı John Asher’a göre ev alan ya da satan kişilerin tansiyonu yükseliyor.

Peki bir gayrimenkul danışmanı olarak dili başka şeyler söyleyen fakat vücut dili farklı hareket eden müşterileri nasıl idare edeceksiniz?

İletişim uzmanlarına göre vücut ve kelimeler arasında uyuşmazlık varsa, her zaman doğruyu söyleyen vücut olur. Bu yüzden de gayrimenkul danışmanlarının vücut dilini iyi okuyabilmesi, buna göre tepki verebilmesi gerekir.

Eğer bir müşteri bir satın alımı ya da teklifi kabul etmeye hazırsa, vücudu da buna uygun hareket edecektir. Mutlaka o kişinin rahatladığını, pozitif bir hâle büründüğünü fark edeceksiniz. Vücut dilini okurken şu hareketlere dikkat etmenizi öneririz;

Yüz

Gülümsemek ve yavaşça başını sallamak (Olumlu)

Yüzünü kaşımak ve dudakları büzmek (Kararsız)

Gözler

Genişlemiş gözlerle, göz teması kurmak (Olumlu)

Gözleri kaçırmak ve kısmak (Kararsız)

Kollar

Rahat ve gevşek bırakılmış kollar (Olumlu)

Çapraz tutulan kollar, kaldırılan omuzlar (Kararsız)

Eller

Yanda tutulan eller, açık avuçlar (Olumlu)

Sıkılmış ya da arkaya toplanmış eller (Kararsız)

Bacaklar

Büzülmeyen ya da size doğru uzatılan bacaklar (Olumlu)

Titretilen bacaklar, ayaklar (Kararsız)

Vücut Açısı

Size doğru ve dik durması (Olumlu)

Sizden uzak durması (Kararsız)

static_qr_code_without_logo 2

 

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Gayrimenkul Danışmanları İçin Kişilik Testi Nedir?

i-love-my-job.jpg

Birçok kişi, Forbes’in yayımladığı ‘Kariyer Memnuniyeti’ anketinin sonuçlarını gördüğünde şaşkınlığa uğradı. Çünkü anket sonucunda gayrimenkul firmalarının Amerika’da en mutlu işi yaptığı ortaya çıktı. Anket sonucuna göre mutluluk indeksi 5 üzerinden 4.26 puan çıkan gayrimenkul firmaları, diğer sektörlere göre kendi işlerini yaparken daha mutlular.

Oysaki gayrimenkul sektöründe başarılı olmak için çok çaba sarf etmeniz ve tüm yeteneklerinizi bir araya getirmeniz gerekir. Kimi zaman aylarca satış yapamayabilirsiniz. Böyle bir belirsizliğin içinde iş bulduğunuzda stres içinde o yapacağınız anlaşmaya tutunmaya çalışırsınız. Finans işlemleri için hevesli, yetenekli, zeki kararlar alabilen bir avukat arayıp bulmak istersiniz. Ancak bunlar ne yazık ki her zaman için yeterli olmayabilir.

Kişilik Profilleri (DISC)

Bu işte başarılı ve mutlu olmak için, kişilik özelliklerinizi ve dolayısıyla firmanızın kişilik tipini de en iyi seviyede geliştirmeniz gerekiyor. Şartları ne kadar iyi duruma getirirseniz getirin, bir emlak danışmanı potansiyel alıcıları kendine çekmesini başaracak özelliklere sahip değilse ilerlemesi gerçekten çok zordur.

İyi ve başarılı bir gayrimenkul firması haline gelmek için önemsemeniz gereken kişilik tipleri bulunuyor. Buna evrensel ismiyle DISC Profili de diyebiliriz. Dört temel özelliği barındıran bu profildeki aşamalar şöyle:

(D)ominance – Hakimiyet

(I)nfluence – İkna Gücü

(S)teadiness – Kararlılık

(C)onscientiousness – Dürüstlük

Aslında bu dörtlü DISC profili, profesyonel iş adamlarının daha iyi bir takım çalışması oluşturma, verimli işçi yönetme ve iletişim kurma gibi konularda kendilerini geliştirmesini sağlayan bir sistem. Gayrimenkul sektöründe ise kendini yeni yeni gösteriyor. Öyle ki Ulusal Emlak Komisyoncuları Birliği (NAR), DISC profili sayesinde gayrimenkul sektöründe firmaların ve danışmanların bu kişilik tipleriyle nasıl ilerleyebileceğini ortaya koydu.

NAR’ın yaptığı mülakatlar sonucunda şu kişilik profilleri ortaya çıktı:

(İ) + (S) + (D) = İyi bir alıcı firması

Bu üç özelliği bir arada bulunduran firmaların iyi bir satış profili olduğu görülüyor. Yani ikna gücü yüksek, kararlı ve hâkimiyet oranı yüksek bir iş politikası izleyen firmalar satışlarda çok daha başarılılar. Ancak bunun için ikna gücünü arttıracak ve hâkimiyet oranınızı arttıracak pek çok geliştirme içine girmeniz ve buna zaman ayırmanız gerekli.

(D) + (İ) + (C) = İyi bir listeleme firması

İkna gücü ve hakimiyetin üstüne bir de dürüstlük eklendiği zaman, bu gayrimenkul firmasının iyi bir listeleme firması olduğunu gösteriyor. Potansiyel alıcılara listeleyeceğiniz gayrimenkullerin onlara en uygun şekilde oluşturulduğuna dair güven duygusunu onlara verebiliyorsunuz demektir. Son derece akıllı olan bu firma tipi, süreç boyunca etkisini gösterir ve asla vazgeçmez.

(S) + (C) = İyi bir online satış firması

Kararlı ve dürüst olma özelliklerini taşıyan bu firma kişilik tipinde ikna gücü veya hakimiyet gibi özellikler pek görülmez. Bu nedenle online satış için çok uygundur. Karşınızda birebir görüşeceğiniz, ikna etmek zorunda olduğunuz veya konuşurken diksiyonunuza ve vücut dilinize dikkat etmenizi gerektirecek bir alıcı yoktur. Her şeyi internet üzerinden gerçekleştirirsiniz. Günümüzde gayrimenkul sektörüne hızla giren teknolojik yeniliklerle birlikte artık bu tip çalışan gayrimenkul firmalarına rastlamak da mümkün.

static_qr_code_without_logo 2

 

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Gayrimenkul Danışmanı ile Emlakçı Arasındaki Fark Nedir?

Emlakçı dediğimiz kişinin elinde bir anahtar olur. Siz bir evi görmek istersiniz. Sizin yanınızda gelir evi açar burası mutfak burası banyo burası salon gibi aslında orayı kiralayacak kişinin de zaten gördüğü çok ihtiyacı olmadığı bilgiyi paylaşan kişidir.

Maalesef şu anda piyasada bu işi yapmaya çalışan arkadaşlarımızın çoğu aynı hatayı yapıyorlar ve bu şekilde alıcıları veya kiraya almak isteyen kişileri yönlendirmeye çalışıyorlar.

Gayrimenkul danışmanı ise alıcıyı veya kiralanmak isteyeni iyi bir şekilde anlar. Sorular sorarak analiz eder. Yani karşımızdaki insanın alıcının gerçekten ihtiyacı nedir. O ihtiyacı belirleyip tam ihtiyacına uygun alternatifler üretir ve bu alternatifleri alıcı ile birlikte onun ihtiyacı olan şekilde sunum yaparak ilerler.

Örneğin merkezi bir konumda yer isteyen bir alıcıyla, çocuğu için park alanının önemli olduğu bir alıcı arasında çok büyük bir fark var. Siz bunu analiz etmeden sunarsanız yerinizi hem diğer kişinin vaktini alırsınız hem de siz vaktinizi harcamış olursunuz.

Aynı zamanda satın alma ve kiralama süreci ciddi bir iştir. En başından en sonuna kadar iyi bir şekilde yönetilmesi gereken bir iştir ve bir eğitim gerektirir. Kulaktan dolma bilgiler ile siz bu işlemleri yapamazsınız ve tamamlayamazsınız karşınızdaki insana gerçekten iyi bir hizmet veremezsiniz.

Böylece insanlar işlem sonunda birçok şey ile ilgili kendileri uğraşmak zorunda kalırlar ve problem yaşar ve bu yüzden maalesef piyasada emlakçı denildiği zaman haklı olarak kötü bir algı oluşmuş durumda.

Gerçekten iyi bir eğitim almış ve bu işi iyi yapan gayrimenkul danışmanları ve profesyoneller sizin rahat etmenizi istediğiniz hedefe hızlı ve doğru bir şekilde ulaşmanızı sağlayacaklardır.

static_qr_code_without_logo 2

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.

 

Ticari Gayrimenkul Danışmanlığı Nasıl Yapılır?

images (6)

Ticari Gayrimenkul Danışmanlığı

Ben profesyonel bir Ticari Gayrimenkul Danışmanıyım.

Bu yazımda;


-Hem Ticari Gayrimenkulünü satmak veya kiraya vermek isteyenler


-Hem de Ticari Gayrimenkul Danışmanı olmak isteyenlere söylemek istediklerim olacak.

 

Peki Ticari Gayrimenkul Danışmanlığı ne demek?

Kısaca: Fabrika,Dükkan, Plaza gibi içinde ticari faaliyet yapılan gayrimenkulleri satar veya kiralayan kişidir.

Benim de yaptığım iş tam olarak bu.

Yani satmak veya kiraya vermek istediğiniz fabrika, depo, dükkan, plaza, ofis, AVM gibi (piyasada hacimli tabir edilen) gayrimenkulleriniz varsa bana ulaşmanız yeterli.

Ticari Gayrimenkulü herkes satamaz mı?

Bir gayrimenkul danışmanının odak noktası olması ve bir konuda uzmanlaşması gerekiyor. Çünkü milyon dolarlık bir fabrika ile yüzbin TL’lik bir evi aynı anda satmanız ve odaklanmanız zor.

Ticari Gayrimenkulde Fiyat Nasıl Belirlenir?

Büyük ve hacimli yani tutarı yüksek olan gayrimenkullerin fiyatını belirlemek ayrı bir uzmanlık alanıdır. Bu nedenle bu tarz gayrimenkulleri ancak ticari çalışan danışmanlar yürütebilir.

Ticari Gayrimenkul Danışmanı Nasıl Olunur?

Siz de emlak sektöründe uzman bir ticari gayrimenkul danışmanı olmak isterseniz bunu için eğitim, pratik ve saha çalışması yapmanız lazım.
Aynı zamanda çevrenizin de buna uygu olması lazım.

Ticari Gayrimenkul Danışmanı olmak için neye ihtiyacınız var?

Sadece ve sadece sevmenize. Yani bu tarz gayrimenkullerin satışı farklıdır ve siz bunu ancak severek başarılı olabilirsiniz.

Yani sadece Ticari Gayrimenkul Danışmanı olayım diye bu işi yapmamanız lazım.

Benim tavsiyem öncelikle bilen uzmanlarla çalışın ve bu işi gerçekten isteyip istemediğinize karar verin. Başka iş yapmam diyecek kadar sevmeniz halinde başlamaya hazırsınız.

Ticari Gayrimenkul Danışmanı ihtiyacım var neren bulabilirim?

Eğer yukarıda bahsettiğim tarzda bir gayrimenkulünüz var ve satmak veya kiraya vermek istiyorsanız benimle irtibata geçebilirsiniz. Sitemdeki Hakkımda bölümünden benimle ilgili bilgi sahibi olabilirsiniz.

Kendim Satamaz mıyım?

Ticari gayrimenkülüzü kendiniz satmak isteyebilirsiniz. Ama yanlış fiyat politikası, pazarlık sürecinin yönetilememesi, pazarlama faaliyetlerinde bulunmamak gibi nedenlerle zamanla mülkünüz satılmaz ve değerini kaybeder.

Uzman bir gayrimenkul danışmanı ise hem fiyat tespitinde, hem pazarlık sürecini yönetmekte, hem halihazırdaki müşteri ve yatırımcılarını bilgilendirmekle sizin mülkünüz değerinde ve daha kısa sürede satar.

Örneğin bir alıcı size gelse ve düşük fiyat verse, red ettiğiniz zaman gider, kabul ettiğiniz zaman mülkünüzü ucuza satarsınız.

Ama bizler arada olan kişiler olarak pazarlığı2 taraflı yürüttüğümüz için 2 tarafı da belirli bir noktada buluştururuz. Böylece siz akıcıyı kaçırmamış ve size verdiği fiyattan daha yükseğe satmış olursunuz.

Fabrikamı satmak istiyorum,
Fabrikamı kiraya vermek istiyorum,
Dükkanımı satmak istiyorum,
Dükkanımı kiraya vermek istiyorum,
Plazamı satmak istiyorum,
Plazamı kiraya vermek istiyorum,
Ofisimi satmak istiyorum,
Ofisimi kiraya vermek istiyorum,
Lojistik depom var satmak istiyorum,
Lojistik depom var kiraya vermek istiyorum,
Sanayi arsam var ve satmak istiyorum.

Bu tarz bir ihtiyacınız varsa Ticari gayrimenkul danışmanı olarak size destek verebilirim.

Neden ticari gayrimenkul danışmanı oldum?

Ben daha önceki sektörümde ve ailemden gelen işimde hem sanayici içindeydim. Hem o sektörü seviyorum hem de çevrem o sektörde. Bu nedenle ticari gayrimenkul olmayı tercih ettim.

Çok zor olmasına rağmen ticari Gayrimenkul Danışmanlığını Türkiye’de hiç olmayan şekilde yöntemler ve uzmanlıkla yapmaya çalışıyorum.

Benimle çalışan onlarca büyük yatırımcı ve sanayiciye profesyonel ve kaliteli hizmet vermeye çalışıyor ve yatırımcılarıma çok kazandırdığımda mutlu oluyorum.

Ticari Gayrimenkul Nasıl Satılır?

Ticari bir gayrimenkulün satışı için yapılacak tanıtım materyalleri, pazarlama kanalları ve satış stratejileri konuta göre farklıdır. Onlarca farklı pazarlama yöntemini aynı anda kullanmak gerekiyor. Ve hepsinde dikkatli şekilde sonuçlandırmak gerekiyor.

Ticari Gayrimenkul Nasıl Kiralanır?

Kiralamak, satışa göre farklı dinamikleri olan bir işlem. Hele kiraladığınız mülk kocaman bir yapı is ona uygun kiracı bulmak için yapılacak çalışmalar için yürüyeceğiniz yolu adım adım belirlemeniz lazım.

Ticari Gayrimenkulüm var .

Satmak ve kiraya vermek istiyorum.

İletişim bölümünden benimle irtibata geçiniz.

Mülkünüzü değerinde ve en hızlı şekilde sonuca ulaştırayım.

 

 

static_qr_code_without_logo 2

 

TANJU HAN

Siz değerli takipçilerimi de bu değişimin birer parçası olarak görüyorum.

Beni takip etmeye devam edin…

YORUMLARINIZ VE PAYLAŞIMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR.